7 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

7 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İnş TARİMİ TEFRİKASI: 17 A. Cim Yesikaları vereni Dönanma Komodorluğu Başkâlibi Binbaşı İhsan ilünkar, salonda hiddetli adım- seferleri "la dolaştı: Olmadı, dedi, ol- adı... ve Terakki . X a tkasinı faal zekâsıyla İ- A, eden Talât bey, bu noktada tiği, yordu. Binachaleyh Abdülha- Miyan yerindeydi. İhtilâli par. Tütü, arasmda kendi adamla - la İttihatçıların faaliyeti Many dersosdeydi. Ve netlee ne Mi Olsun halka doğru yürümek Mini dayanıyordu. Bu fikrini ev- Yin Kemal beyle etrafındaki. Pp söylememekte tereddild ine en yakin bulunan Mey ye değil miydi? Bu düşünceden a nk, hissiyatmi onlara söy. e DİE beis görmedi: Mi dedi, uyuyorsunuz! Bu hare- Naş #izih fanliyetinizle mi meyda» Mz Saniyorsunuz? Hayır! İttihat, ie İşte bizden çok faaliyet gös. Mp” Gayeleri meydanda! Bunu &- vaya derin bir stileüt &rız olmuş. Mey, #tİ debinde ayakta dolaşan Hün- işleri hepsinin aklmı başına ge. Padişah devam etti: E Simdi Baş Yapılacak iki şey var: İhtilâli önlemek ve mü. siddetle cezalandırmak, Mebusanı burâya, saraya da - İçtima yaptırmak! ki, bu- | Çünkü bundan mes'ul kimseler, tahkikat netice. lardır, Bu hesaba tilâle devam etmek. muhakkak İstanbul iyüş yâpacak olan Ha. lan İstanbul kuvvetlerile mağlüb edilmesi geri İzm... Ordu, İki taraftan biribiriyle çarpışmağa irade dış siyasetimizde bi. *rliller olacaktır. Makedon- Ya ve şarki Rumelide isyan. biz. k, belki de daha bü . Make, meselâ bir Rus istilâ. Sikacak!.. Ya , “onda hızlı adımlarla do- KN i Birkaç kere iki du. i, ra, gidip geldikten sonra ; e gözlerini teker te. “ekiş İn üzerinde gezdirdi ve Ni ; Odaya girines padişahm etti: taptanı getirenlere 100 Şuhanemizi ver, selâmı ga- *t. Kaptanm hemen Ni inr, kılına dahi hata ke lÜrmette kusur edilme- va i Ne , Yemiz Jeabatından ol Nem inanamâ. De söylüyordu? O Ali pi gün evvel süvarlsi “Yiyin mürettebatına pas bir konfe- idare edemedik bu işi... rans vermiş; bu sabah ihtilâl başlar başlamaz da efradmı top başma ge. çirtmek, toplarını Yıldıza, zatışahane, nin ikamet buyurdukları sarayı bü. mâyuna çevirtmek cüretinde bulun - muş, fakat muvaffak olamamıştı. Fakat ne olursa olsun, irâdeiseniye bu yolda sudur etmişti. İçabının yapıl. ması gerekti. Başmabeyinei yer öpe » rek huzurdan ayrıldı. Koşa koşa yave- ran dairesine ladi. Bişyavere Iradeise- niyeyi söyeldi. Yaver de heyretler için. | de kalarak maiyetiyle birlikte Ali Ka, bülinin yanma gitti, Kabult kaptan fevkalâde ıstırap çe- | kiyor, bir dakika evvel gü feci vaziyet- ten kurtulmak için ölmek istiyor, ölü. | mü cana minnet bir deva âddediyor . du, Yaver paşanın melyeti ile yânları- na geldiğini görünce ümitsiz gözlerini o tarafa çevirdi. Bir hissikablelvukü onda bem sevinç, heta keder uyandırı- | yor, yüreği hoplryarak yaverin yan. larma yaklaşmasını bekliyordu. Yaver, maiyotiyle birlikte arabanm yanina gelince muhafız neferlere dön. dü, iradei seniyeyi tebliğ etti: — Arkadaşlar, kaptan beyi derhal serbest bırakacaksmız, Padişabımız bu yolda irade buyurdular. Siz de ma- beyni hümayuna gelip ihsanı şahane. nizi alacaksmız, haydi... Kabuli kaptan, duyduklarma ina . namıyordu. Bu kadar rozaletten, ha- karetten sönya bu tecelli ona garib Günün meselesi kil vasıtalarının Bütün na gece olmalıdır Bilbassa gece çalışan işçiler için bu çok lüzumlu bir vaziyettir Cece çalışan işçiler, vesaiti nakliye y oksuzluğu yüzünden büyük sıkıntılar çekmeket dirler. Gündüzleri olduğu gibi, geceleri de subaha kadar işçi seferleri yapmam ioa beden tramvayla rdan birkaçı... Memleketin en geniş ve en fazla nii- füslu şehri ve yedi yüz bini geçen bir vatandaş kafilesini barındırmakta körünüyör, bu gekilde bir hile, kendi. sinin katli hakkında bir parolu olma tından şüpheleniyordu. İradeyi tebel- lüğ eden muhafımar saşirmıslardı. İç İerinden biri; — Peki paşam, öyle olsun! Demeye vakit kalmadan diğer dört tefer hırsla süngülerini kavradılar: — Nasıl? Bu din ve padişah ha'ni. ni serbest birakmak mı? Yaver pasa | bizimle alay mi ediyor acaba? diye haykırdılar. Arabanm etrafında top . lanan 4s! sürüsü arasından; «— Vurun hergeleye! Diye bir ses duyuldu. Bir anda yer- den kapılıp fırlatılan yüzlerce taş, birkaç süngü, tüfenk dipciği arabanın içinde hayretle etrafma bakan Ali Kabuli beyin vücuduna yerleşti. Za - vallı kaptan ah demeye vakit bulama. dı, etrafmı saran vahgi, hissiz, kalp- siz, vatansız. hain Sürü tarafından linç edildi, bir muzır hayvan ifna « dilir gibi, bir akrep ezilir gibi idam &. dildi, Kabuli beyin parçalanmasını mü - teakip vahgf callâdları üstünü başını soydular, kanlı elbiselerini, fotinleri- ni aldılar, bir tehlikeden kaçak gibi cinayet yerinden uzaklaştılar. Seryaverle maiyeti bu menfur cina, yeti kollarıyla gözlerini örterek gör- memek istemişlerdi. Ortada yalnız ce. setle kendileri kaldıkları zaman, vak» ayı mabeyne haber vermek Üzere içe- Ti gittiler. Zavallı ihtilâl kurbanı Ali Kabulinin soyulmuş cesedi meydanda yapayalnız kaldi, Abdülhamid Ali Kabuli bey hak . kında af kararını verirken şu mak - sada hizmet ediyordu. İhtilâl müvaffakiyetle neticelensin veya neticelenmesin! Her iki şıkda da müşevvik olarak itham edilmek iste - nirse hilmüniyetine en büyük deli) 0. larak, idam edilmek üzere huzuruna getirilen bir adamı, hem de saraya top atmak cüretini gösteren bir kaptan affetmekle göstermiş olacaktı. Bu iradeyi verdikten sonra biraz huzurla tekrâr salonda gezinmeye başlamıştı. Cinayeti hâber vermeye gelen başmabeyinci huzura gelip yer öptükten sonra: (Devamı var) bulunan şu İstanbul, Türkiyenin bir eğlenos ve zevk merkezi sayılmakla beraber, âyni zamanda en çök fabri, kast olân ve bu yüzden en geniş bir ig- çi kütlesini sinesinde barmdıran bir #anayi şehridir de... Buradaki fabrikaların çoğu, gün yirmi dört sastinde çalışırlar, iki üç posta iğçi kullanırlar, Bu işçilerden kimi gündüz paydos yapar, kimi gece yarısı, kimisi de sabaha karşi, Düsyanm en dağmık şehirlerinden biri olan Tstanbuldaki fabrikalar da &yni esas Üzerinden muhtelif semtler- de kurulmuşlardır. Şöyle bellibaşlı bir fabrikalar merkezi diyebileceğimiz. hiçbir semt mevcut değildir. Bu se bepteh dolayı bir işçiler semti, bir iş. çiler mahallesi de Kurulamamıştır. Balatta çalışan bir işçi, Beyoğlunda, Tophanedek! Pâlmmekapıda, Kuruçeş . medeki tâ bilmem nerede oturur. Bu vaziyet karşısında geceyarısı İ. şinden çıkan bir adamım evine gitmek hususunda çekedeği sikimtiyi düşünlün. Dünyam bütün medeni şehirlerin- de, geç vakitlere kadar çalışan işçile ri yerlerine götürmek için hususi na. kil vasıtaları vardır. Veyahut da ş&. hirdeki nakliye şirketleri bu gibi mü- esseseler için hususi seferler ihdas et- mişlerdir, Bu usul İstanbulda da tat. bik edilmeli ve geöe çalışmak mecbu. riyetinde bulman binlerce vatandaş ıstıraptan kurtarilmalıdır. Meselâ Şirketihayriye, Akay, tram- vay, otobüs şirketleri geseyarısmdan sonra muhtelif hatlara birkaç servis yapmaya mecbtr tutulmalıdırlar, İh. timat bu müesseseler böyle bir mec. buriyetten . ö sefere mahsas olmak ©- zere - zarar göreceklerini iddia «dö . ce”lerâir. Fakat ortada menafii ümu- miye ismi verilen bir vaziyet vardır ki, bu şekilde hareket etmelerini ,mümkün kılabilir. Hem, gündüzleri elde ettikleri kârdan bir kısmını, sa. yelerinde para kazandıkları halkm menfaatine sarfetmekten bu şirketle, rin kaçmacaklarımı zannetmek istemi. yoruz, Alâkadar makamlar bu vazive- ti tetkik ederek, ya büvük işçi kütle, leri ca'ımtıran o milesseseleri, veyahut da mehirdeki vesaitinakliye şirketle « rini geceyarısmdan sorma da seferler ihdasma meobur eizeglidir. Yukarda da yatdığımız gibi İstan- bul ayni zamanda Türkiyenin bir eğ - İence gahridir. Memleketin dört bir ta. | rafından, senenin dört mevsiminde Istanbula gezmeye gelenlerin miktarı oldukça kabarık bi: yekün tutar Şe- hire para birakan bu vatandaşlar için de gece selerleri ihdas etmeli. Meselâ, tam geceyarısı son olarak Bakırköye bir otobüs kalkar. Bu ara- ba Yer gece için bu saatte dolu ola. rak Sirkesiden hareket eder, Otobüs. lerde, tramvayda olduğu gibi ala . bildiğine, salamura yaparcasına adam, almak yasak olduğundan bir iki daki ka geç kalmış herhangi bir yolcu ba. ğira bağira bu son vasıtayıda ka. çırmak mecburiyetinde kalır. Eğer ş0« för veya biletçi biraz insaflı adamlar, sa, bu son bir veya iki yolcuyu araba. ya alırlar, Ama nasıl, biliyor musu « nuz? Sıraların arasrıda yere yutmak şartiyle Zira ayakta durulursa, bir zabıta memtiru tarafından görülmesi ve ceza yemesi ihtimali vardır, Bu & zayı İstanbulda kalmaya tercih eden. ler sarsıla sarsıla üst baş toz toprak kışsa çamur içinde kalarak ta Bakır köyüne kadar giderler. İmsan o yayı sirada (oturu duğu halde turşuya çeviren otobüs « lerde, artık pis tahta üstünde sırt Üs, til yatmanm neye mal olacağını va. rın hesab edin! Bu hal sada Bakırkös ye giden arabalarda değil, bütün di « ger otobüslerde de vardır, Geoiyarısından sonra İstanbulla karşı tarafın bütün muvasalası kesi, lir. Bu saatte kayıkçılar bile en mü « sait havalarda denize çıkmak İstemez“ ler, Saat 12,15 vapurunu kaçıran bet. bahtlar artık sabaha kadar ya köprü, de ayaslamağa, yahut da , paraları varsa - bir otelde yecelemeğe mec «4 burdurlar.. Artık alâkadar makamlarm bu işi halletmesi zamanı gelmiştir kanaatin. deyiz. Haberci Italyanlar karagöze bayılıyorlar Meşhur bir Italyan kuklacısına göre karagöz Karagöz büyük bir Avrupa soyaha- tina çıkmış da bizim haberimiz bile yok. Romada intişar etmekte olan haftalık Omnibüs mecmuasınm &n gelen sayılarından birinde, meşhür İ- talyan kuklacılarından Pablo Pioosso. nun yazmış olduğu makale, sevimli Karagözümüzlün uzun bir seyahate çıkmı şolduğunu bize bildirmektedir. İtalyan kuklacı, İtalyan okuyucu. larma Karagözün no olduğunu, ince den inceye tarif ettikten sonra Kars. gözün tarihçesini göyle yapmaktadır: “Karagöz, eski Türk karikstürünü temsil eden yegâne bir tiptir. Türk se- yireilerini eğlendiren Karagüzden bir. çok milletler ilham almış ve kendi memleketlerine göre birer tip yarat - mışlardır. Meselâ bizde: Napolinin Pulçenillası, Venediğin Arlekkini ve Bergama şehrinin Cioppimosu Kara - gözden alman ilhamlarla meydana ge- tirilmiş ve memleketin zevkine göre giydirilmiş kuklalardır. Karagözü ilk defa Türkler icad öt. miştir. Bilâhare Akdeniz sahillerinde oturan Arablar, Mısırlılar ve Yünan klar da Karagöz oynatmışlardır. Türk tiyatrosunun temeli Karagöz- le kurulmuştur. Karagöz yalnız değil. dir, onun bir de arkadaşı vardır ki, & dı Hacivaddır. Bu ikitip, Türk ti. yatro sevenlerini asırlardanberi eğlen. dirmişler ve hattâ tarih sayfalarında bile yer edinmişlerdir. Bütür Fransızların Ton - Ton is « mini vererek Resin ve Corney”in mah sult olduğunu iddia ettikleri tipde Karâgözlin taklididir. Bütün Avrupa- daki kuklalar Karagözden alman fl « hamlarla meydana getirilmiştir. Bani düşünenler, bu kuklalara çeşit çeşit kisveler giydirmek suretiyle kendile « rine mal etmişlerdir. Bütün Roma sahnelerinde zevkle seyretmekte oldu- unuz Karagöz, hakiki Türk Karagö- sildür.,, Istanbul radyosu 7 MART -— 1938 PAZARTESİ 14,30 çocuklara masal, bâyan Nine. 19, Şan, İnci, Piyano Ye keman refakatile, 19, 90 Meraleket şarkıları, (Malatyalı Fahri, Kayahan tarafından, 19,55 Dorsa haberleri, 20 Rıfat ve arkadağarı Oo tarafından Türk müsikisi ve halk şarkıları, 20,30 hâva râ- poru, 20,33 Ömer Rızs tarafından apça söylev, 20,45 Belma ve arkadaşları tara- fından Türk musikisi (o ve balk şarkıları, (sent ayarı,) 21,15 Fasıl saz heyeti, İbra- him ve arkadaşları tarafından, 2150 Radyo fonik temsil, Stüdyo (o orkestrası, refakalile, (aşkın manası), 22,45 ajans has barlari, 23 plâkla sölolar, opera ve öperet parçalan, 23,20 son haberler (ove ertesi günün programı, 23,30 son.

Bu sayıdan diğer sayfalar: