19 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

19 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FE MAHER AKSAM Yanı işleri, gelelem batar adar “a7 4370 Min mi : 20338 © Dış icmal dmği 2 6 Avru pa ve Amerika Avrupa devletleri arasındaki müna - sebetler, büyük harpten evvelki gibi, bir muvazeneye doğru yürümektedir. Bir taraftan, Avusturyayı ilhak eden Almanya ve onunla beraber yürür gibi görünen İtalya vardır. Diğer taraftan 'da İngiltere, Fransa ve Sovyet Rusya.. Gerçi bugün için ikinci kombinezon daha kuvvetlidir. Fakat Avusturyanın ilbakından sonra Almanyanın kuvveti artmıştır, Orta Avrupada giriştiği poli. tika taarruzu muvaffak olur da Çekoslo- vakya ve Orta Avrupa Almanyanın nü- fuzu altına girecek olursa, aradaki kuv. vet farkı azalacaktır. Bu vâziyette göz- ler, büyük harp içinde olduğu (gibi, bir defa daha Amerikaya dönmüş bu- Tunuyor, Filhakika Amerikan sempatisi de. mokrat devletlerledir. Binaenaleyh Av- supa işlerine karışacak olursa, bu mü- dahale ancak İngiltere ve Fransa lehine olabilir, Fakat acaba Amerika büyük harpte yaptığı gibi, Avrupanın müs . takbel harbine fiili surette karışmak is- tyecek midir?. Amerika devlet adamlarmın sözleri- ne bakılacak olursa, bu suale müsbet tevap vermek icap ediyor. Şikagoda A. merika Cumhurreisi Ruzveltin söylediği nutuk hatırlardadır. Geçenlerde Hari- ciye Vekili Hul, Aşvikde söylediği bir nutukta Amerikanın Odemokrat dev - İetlere karşı sempatisini vazih sözlerle anlatmıştır. Ayni gün Ruzvelt le görüştükten sonra Vaşingtonda bir nutuk irad eden hariciye müsteşarı Sumner Wels de, © toriter devletlerin tayyare bombardıma- nma karşı vaziyet almak istememelerini takbih etmiştir. Dün çıkan gazeteler de > 'Taymis gazetesinin bir den bahsediyorlar. Bir hulâsası ajans ie rafından verilen bu makalede Nevyork gazetesinin, Avrupada bir harp çıktığı takdirde Amerikanın bitaraf kalmıyaca- ğını yazdığı bildirilmektedir. Pakat bu sözlere rağmen, Amerika « nm müstakbel bir Avrupa harbine işti. rak etmek istiyeceği çok şüphelidir. A, merikanın faşistlik aleyhinde olduğunu ve Japonyanın Uzâkşarkta, Almanya- nın Orta Avrupada ve İtalyanın da İs- panyada takip ettikleri siyaseti Ameri- kalıların takbih ettiklerine şüphe yok- tur, Fakat beğenmedikleri bir siyase. ti takbih etmek için söyledikleri söz « lerden Avrupada çıkacak bir harbe iş tirak edecekleri gibi bir mâna çıkarma- malıdır, Bilâkis Amerikanın müstakbel bir Avrupa harbine karışmak istemediğine delâlet eden sarih vaziyetler (o vardır. Amerika, henüz büyük harbe iştirakin- den doğan hayal sukutunun tesirlerin- 'den kurtulmamıştır. Ve bir defa daha harbe sürüklenmemek azmi, mayıs 1937 tarihinde akdedilen bitaraflık kanunla” riyle ifade edilmiştir. Amerikan büyük harbe sürüklen - mesinin sebepleri göz öntinde tutularak yapılan bu kanunlara göre, bir harp çı- kar çıkmaz, Amerika muharip devletle rin Amerika piyasasından para İstikraz etmelerine mâni olacak, Parası peşin o. larak tediye edilmedikçe harp Jevazı- mını satmıyacak, Amerikalılar, muha- rip devletlerin gemileri içimde seyahat etmiyecekler. Bu demektir ki, Amerika, kendisini bir defa 1812 senesinde İn- giltere ile, bir defa daha 1917 senesinde Almanya ile harbe sürüklüyen bitarafirk hakları Üzerinde durmıyacaktır. Ameri- kanın Avrupaya karşı vaziyetini izah e. | HABER — Aksam oostası ilimiz Ni İika ingiliz efkârı- umumiyesinin diktatörü Con R:ytin aleyhtarla- ti, onun Ingiliz umumiyesine hâkim ol- duğunu, buna hakkı bu- lunmadığını ileri sürü- yorlar Londra radyosu müdürü, radyo evine bir damla içki girmesine kat'iyyen müsa- ade etmiyor. İngiliz efkârı umumiyesinin dikta, ; hendisti, törü... Demokrat bir memlekette bu isim ' almak için Ameri- İngiliz radyo idaresinin müdürüne ve- riliyor, Ayni zamanda kendisine “rad- yo Napolyonu,, adı verilen bu adam Con Reyttir, Ona bu sert manalı isim. lerin verilmesine hakikaten bir sebeb vardır. Onun, radyo işlerini idarede göster. diği sıkı disiplin bu göhreti temin et- meye kısmen yaramıştır. Fakat, onun hakkında “diktatör” vasfmı tenkid i. çin kullananlar da çoktur. Bunda ke- limenin siyasi manası da yer almak. tadır. Avam kamarasında birçok mobus- lar Con Reyt'i casuslukla bile itham etmişlerdir. Bundan başka radyou. mum müdürünün, radyo idaresi Üze- rinde bu kadar sıkı bir hâkimiyet kur. ması da şiddetle tenkid edilmiştir. Buna rağmen, Con Reyt senelerden- beri B. B. C. (ingiliz radyo idaresi) nin başında bulunmaktadır ve hâkimi- yeti, yahut İngilizlerin tabiri ile, dik. tatörlüğü bütün kuvvetile devam edi- yor. Con Reyt radyo diktatörlüğüne mü. hendislikten gelmiştir. Kendisine, si - yasi sıfatı bir an için kabul edilirse, bu mevkie onun meslekinden gelen iki devlet adamı ile mukayese olunabilir. Bunlardan biri eski Amerikan Cum- hurrelsi Herbert Huver, diğeri de bü. yük Fransız diplomatı Aristid Briya- nın en yakın arkadaş lolan Fransız mühendisi Lui Lusördür. Herbert Huver maden mühendisiydi ve cumhurreisliğine, daha ziyade ka . rakterindeki dürüstlük ile yükselmiş. tir. Bu karakterini daima muhafaza etmiş olan Huver, memleket idaresin- de de mühendislikteki riyazi zekâ ve dirayetini kullanmıştır. ai Luşör de umum! harb başladığı zaman kimsenin tanımadığı bir mü. den diğer bir kanun da 1934 senesi !Ik- baharında yapılan Conson kanunudur. Amerikaya borçlu olup da borçlarını te- diye etmiyen devletlere alt hazine bono- larının Amerika piyasasmda satılma- sını meneden bu kanun harpten sonra Amerika ile İngiltere, Frmsa ve İtalya Arasında çıkan urun bir alacak verecek ihtilâfının neticesidir. Harbin sonunda Amerika İngiltere. den bir milyar, Fransadon sekiz yüz milyon, İtalyadan da dört yüz milyon İngiliz lirası alacak; çıkmıştı, Alman- yadan tömirat parası olarak alacklı oln bu devletler, kendi alacaklarını tah- sil edemediklerini bahane ederek Al. merikaya olan borçların: da ödemediler, Conson kanunu da Amerikanın İngilte- tere, Fransa ve İtalyaya karşı mukabe. Jesidir. Nisan 1934 Conson kânunu ile mayıs 1937 bitaraflık kanunu, Amerikönm Avrupaya karşı vaziyetini sarih şekilde ifade eden iki vesikadır. Bu iki kanun mer'i oldukça Amerika kamoyunun Av- rupayı ikiye ayıran zümrelerden de. mokrasiler hakkındaki sempatisine rağ- men, fili surette harbe iştirak etmesi yakın bir ihtimal olarak kabul edilemez. A. Ş. ESMER efkârı- Fakat Fransa için silâh kaya gitmiş ve bu işte okadar büyük bir muvaffakiyet göstermiştir ki, memleketine döndüğü zaman mebus olmuş, daha sonra kabi. neye girmiştir. Başvekil Aristid Bri. yan kendisini çok sever ve takdir © derdi. Onu kendisine en yakm arkadaş yapmıştı ve birçok siyasi meselelerin. de onun fikrini alırdı. Lul Luşör harbden sonraki hemen her Fransız kabinesinde vazife al - mıştır, Hattâ son zamanlara kadar Al- manyada Doktor Şahtın mevkiine ben. zer bir mevki alarak iktisat ve mali- ye diktatörü olmak'üzere idi, fakat ömrü vefa etmemiştir. Ismi en çok dilde dolaşan #dam Huver ve Luşör gibi, Con Reyt da bugün mühendisiiki zn, yüksek DF mevkle çikmış ve meşhur olmuş bir simadır. Hattâ İngilizler onu Lord Kiçnerden sonra memleketlerinin ismi en dilde dolaşan adamı sayarlar. Hakikaten, her hususi toplantıda, her sofra başında (Onun ismi hatıra gelirdi. Çünkü, Londra radyosu hava. âls veya konser vermeye başlayınca Con Reyt'in ismi akla gelmemek kabil değildir. "Diktatör,, Ü tenkid etmek için fır- sat bekliyenler de bu radyo başında kendilerine malzeme toplarlar. Mese - lâ, radyo siyasi bir hâdise hakkında malümt verirkefi, bunun bitaraf olma, dığını söylerler. Aleyhtarları onun 48- ker bir ruh ve disiplin sahibi bir a. dam olduğunu teslim ederler, fakat siyasi görüşü olmadığını ileri sürer- ler, Con Reyt'in, radyonun havadis neş- riyatına ne dereceye kadar tesiri var. dır? Bu, şüphesiz ki, doğrudan doğru- ya olan bir müdahale değildi. Fakat, tarlarınm iddialarına göre, Con Reyt idarede, ayrı ayrı radyo merkez. lerinin müdürlerine, spikerlerine, mü- hendislerine, kâtiblerine, temsil heye- tine kadar herkese hâkimdir ve on . lar, bu hâkimiyeti üzerlerinde hisset- tikçe daima onun istediği gibi çalış . maktadırlar, Hak'katen, Con Reyt “Radyo evi,, nde herkesi çok sıkı bir disiplin al - tında bulundurmaktadır. Hattâ, tabi- w Con Reyi'e radyo Napolyonu da diyorlar rin en muvafık manasıyla, birçok nok. | talarda kraldan fazla kral taraftarlı. ğı etmektedir. Meselâ, İngilterede içki yasığı a. manında, kraliçe Viktorya, adamları- nı kaçakçılığa ve sahtekirlığa alıştır- mamak için saraym alt katında onla. ra mahsus bir büfe açtırdığı ve bura- da içki sattırdığı halde, Con Reyt Londradaki “radyo evi,, nden içeri bir damla içki girmesine müsaade etmez. Radyo evinin yüzlerce memurunun her gün sabah akşam yemek yediği lo. kantasında ne bira bulunur, ne şarab, ne de diğer herhangi bir ispirtolu iç- ki... Bu fazla müstebid idaresine muka- bil “diktağtr” ün aleyhtarları bile 0. nun çalışkanlığını, kendisini canla baş la işine Herni olmasını teslimi eder ler. Con Reyt radyo evinin her şeyi ile yakından alâkadardır ve en ufak işle bile alâkadar olur. B. B. C. istasyonunun spikerleri bü. tün dünyada meşhurdur. Bilhassa, her gün havadisleri okuyan ve çalmacak parçayı haber veren spiker, sesi en güzel spiker olarak tanmmıştır. Beş'nci Jorjun ölüm haberini dünyaya bildiren o idi Con Reyt radyonun temsillerinde de birçok defa rol almış olduğu gibi, bir gece, sesini bütün dünyaya bit ha- ber vererek de radyo dinleyicilerine duyurmak nasib olmuştur. Bu, İngiliz kralı beşinci Coro'un ö- Tüm habariyaf O akşam, B.B. C. istasyonu, her radyo merkezi gibi, on beş dakikada bir, kralın sıhhati hakkında malümat veriyordu. Bütün İngiltere, hattâ bü. tün dünya, radyo başmda, kralin her an biraz daha ölüme yaklastığı habe- rini alıyordu. En son olarak, B. B. C. spikeri kra, İm can vermek Üzere olduğunu bildir. mişti, Vakit, geceyarısına geliyordu... Ondan beş dakika sonra, radyo, Kralın öldüğünü haber veriyordu. Yalnız, radyoyu dinliyenler bu, ö- lm haberi veren sesin, biraz evvel . kinden çok değişik olduğunu farket- mişlerdi. Bu, herhalde, spikerin tees, süründen ileri geliyordu. Hakikaten, kralın ölüm haberini veren seste çok müteessir bir eda vardı., Öyle zannettiler. Fakat işin hakika- ti şuydu: Kralın sıhhati hakkında her on beğ dakikada bir malümat veren spiker başkaydı, öldüğü haberiniyse başkast vermişti, Bu, bizzat “efkârt umumiye,, diktatörü, Londra radyo evinin Napol- yonu Con Reyt idi. “Napolyon” bu fevkalâde gecede bütün karargihin! seferber bir hale koymuştu ve kendisi bir kumandan gibi, bir an oturmamıştı. Sarayla radyo idaresi arasmda tele. fon mütemadiyen işliyor ve heron beg dakikada bir doktorların verdik- leri tebliğ radyoya, oradan da halka bildiriliyordu. Spiker, on ikiye çeyrek kala son haberi vermiş ve biraz sonra gelmek Üzere, mikrofonun bağindan ayrılmış. tr, Bu sirada, telefon başımda “Na- polyon” bekliyordu. Kral Core'un ölüm haberini almak da bu tarihi şahsa nasib olmuştu. Derhal mikrofonun başına geçti ve dünyaya bu haberi verdi. Sesi Utri - yordu. Hakikaten mütecssirdi. Çünkü saattenberi ayak Üstünde ve heye can içindeydi ve çilnkü kralt seven bir izdi, Con Reyt'in aleyhtarları ondaki kral taraftarlığınn fazla olmasmı, din sevgisini, muhafazakârlığını ten - kid ederler ve bunlarla İngiliz efkâri umumiyesine hâkim olduğunu, buna 19 HAZIRAN — 1938 Sabah gazeli me diyolar? #UKUN Milletler Cemiyetinin mesuliyeti SIM US, Hatuydaki Mülletler Cemi, yeli komisyonunun çevirdiği oğur, lardan baherderek diyor ki: “Acaba Milletler Cemiyeti Hataya gön. derdiği kontrol komisyonunun havsalaya sığmayan bü tarzı harcketindeki mesnli, yeti kendi üzerine alacak mıdır? Almıyı, caksa bu cemiyetin Hatay komisyonunun bitaraflıkla telifi mümkün olmıyan bare. ketlerini takbih etmesi o lâzimçelir, Aksi takdirde Türkiyenin Mileliler (o cemiyeti içinde üza olarak kalması mümkün olmı. yacak demektir... CUMHURİYET Hatay davası UNUS NADİ Hatay maselesi etrafın. da şunları yaziyor: “Buzünden yarına muhtemel kanlı bâdi. selerin bizi uzağa sârükliyebileceğini dü. şünerek en ciddi vaziyellerden biri mavo. cehesinde bulunduğumuza katiyetle kani olmalıyız, Ona göre her zamandan ziyade ciddi davranmağa mecburuz, Hasusile ken di hariciyemizin şimdiyo © kadar dostluk teminatlarına inanarak hükümet ve mille. Li ümitle hayal arasında uyutan siyasetine arlık bir nihayet vermek lizımdır. Bize garbdan ekseriya hayal getirip inkisarlar biçtiren bu siyasetin bir parça kenara çe, kilerek bizi bakiskile karşı karşıya bırak- ması sırası İyiden iyiye gelmiştir. “Du münasebetle vaziyetin bi diye Kadar içinde yüzdüğü seyyal mantığa usla tahammülü olmadığını ehersmiyetie kayde delim ,ve pordeyi bir ucundan kaldırarak berkesi hakikatle yüzyüze ( bulundurmak suretile şu kısa izahı verelim: Hatay meselesi Türkiye ile Fransa nra, sında bir meseledir. Eğer Fransa fle Tür, kiye onun hal şekli üzerinde © anlaşmada cidden karar vermişlerse bunu Gç beş cüm lelik bir muhavere ve mühabere ilç tahak- kuk ettirebilirler, ve bu takdirde Millet, ler cemiyetinin Hatay işile o uğrağmasına hiçbir sebeb kalmamış olur. Eğer Fransa bize bir taraftan anlaşma yürü gösterirken diğer yandan Mileliler cemiyeti mümessil, lerinin Hataydaki hezeyanlarına taham- mül ediyorsa bu biarz da buna kendisinin böyle istemesinden — ileri gelir. O halde Fransa ile aramızdaki ibtilâf devam edi. ” e İLLERİ nu açık söylemeliyiz. Yalnız Fransâyd'de. Bil, siyaseti bitip tükenmez mantık oyunü sanan herkese. Türk milleti bu törlü oyun. larla arunmâklan kanıksamıştır. Biz sabah istiyoruz artık, Uzun geceler afyon yut. muş uyku mkptelâlarına hayrılı olsun. TAN Inkılâbın kadını Ss ABİHA ZEKERİYA yazıyor: “Kadını köle sayan, kadının kabiliyet. lerini kökünden inkâr eden, kadının yal. niz etine buduna, görüne (o kaşına kıymet veren, analığını, analığınmı haklarını çiğ niyen, ebedi esir telâkkisiyle kadını mar eden bir devirden geliyoruz. Kafes ve pece bu dvirelerin sembalüdür. İçinde yaşadığımız devir, kadına tabi. atin, cemiyetin, insanlığın verdiği hakları tanıyan devirdir. Sabiha Gökçen, bu fakı. Yâp devrinin yarattığı kadındır. Her mes- leğe giren, her meslekte kabiliyetini isbat eden dünya kadınlarının yanında, Türk kadını da her mesleğe girmek, ve her mes lekte kabiliyet göstermek şartiyle, terakki ve tekâmülde cinsinin değil, (cins fark! olmaksızın Insanın, cemiyetin verdiği İp. kişaf imkânları dahilinde tekâmül etliği- nl isbat etmiştir. Bu itibarla Sabiha Gökçen, ve inkılâbı" yarattığı kadın, göklerin bir mesafesinden diğer bir mesafesine değil, bir devirden bir devire geçen, geri bir cemiyet budül- larını, inkılâptan aldığı hiz ve kuvvetle 9“ şan bir tayyarenin pilotudur... —————— da hakkı bulunmadığını ileri sürüyof” lar. Hakikaten, Con Reyt, Ingiliz rağf* ldaresinin şefi olmak itibariyle, zamanda dahili ve harici siyaseti laması lâzımgelen bir gahsiyet” Bilhassa bugün radyo bir fikir nişi" Hi halindedir ve siyasetteki rolünü 19” kes teslim etmektedir. Bilhass. panya harbinden sonta, Araya iz. pışmaya başlıyan fikir gruplari yoyu kendilerine en kuvvetli bir Pp” paganda âleti olarak kullanıyor!s”” Radyo harb'nde duyulan guzel dümbelekleri vik İnglitereyle İtalya arasındaki ei yo harbi,, de henliz hatırlardadır- ya, Arab ülkelerinde İngiliz ts kırmak için şark te ben ve onlarm Heaniyle neşriya bulunmaya başlamıştı. fngilter* we yer Detam vi

Bu sayıdan diğer sayfalar: