6 Haziran 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 14

6 Haziran 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat — gördüğümüze şaşıyorüz: unutuyo- ruz ki bü heykeller onlarca mu- kaddes idiler.» Dedin ki: Dindarların perestişkâr nazârları önüne bu derece şehve- tengizane şekiller koymuş olan o eski Yunan mezhebi nasıl şey idi? Buna cevaben Anafole France: Bize madem ki bu kadar cazip Venms'ler bıraktı, şu halde güzel idi, dedi; lâkin zannetme- yiniz ki mülâyim idi. Her din gayreti pibi o da müsamaha bil- mez ve zalim idi. *Pitrek etli Afrodit lerin na- mına nice necip fikirliler azaba uğradılar. İlâhlar namına Atina- hlar, «baldıran» denilen nebattan çıkan zehiri havi kâseyi Socrat'a Atik bugün bize hoş görünüyor iseler, sundular. dewrin ilâhları bunun sebebi şudur ki onlar sakıt olmuş olduklarından atık bize bir fenalık edemezler.» Öğle vakli olmuş idi. Rodin yemek odasına ogeçmekliğimizi rica ettiğinden © güzel koleksio- nunu esefle terkettik. ” s $ Bir kaç gün Rodin ettiği Lowvre müzesine götürdü. sonra evelce vadi incâzen ben Eski devirlere âit heykellerin bulunduğu - yere gelir gelmez, sanki eski dostlar arasında imiş gibi mes'ut bir hâl aldı. Dedi ki: Vâktile henüz onbeş yaşında iken buraya ne kadar çok gelir dim. Evvel emirde nâkış olmak arzusunu Şiddetle taşıyor idim. Renkler beni cezbediyor idi. Ek- seriya yukarı kata çıkar, Tizian ve Rembrandt'ın eserlerini takdir ederdim. Fakat, heyhat! muşamba ey —————— Halbu ki mensup heykelleri yoktu. eski devirlere kopye etmek için bana ancak kâğıt ile kurşun kalem lâzım idi. Bu sebeple yal- çalış- mağa mecbur kaldım ve az zaman nız aşağı kat salonlarında sonra heykeltraşlığa o kadar me- rak ettim ki artık başka hiç bir şey düşünmez oldum.» Fdvarı atikaya ait heykellere göre yaptığı etüt'leri anlatmakta olan Ro anaya karşı isyan etmiş olmakla lin'i dinlerken onu an'- ittiham edenlerin haksızlığını dü- şünüyordum. Am'ane!l İştesöz'le âsi olan bu adamdir ki onu en eyi tanıyor ve ona en ziyade ri- ayet ediyor! Beni alçı kalıpların bulunduğu salona götürdü, ve mermerden British mahfuz bulunan Polikletin Dia- olan ası Museum da dımnene'ini göstererek dedi ki: Geçen gün size çamurdan olan modelin üzerinde göstermiş olduğum dört istikameti burada görebilirsiniz. Filvaki bu heyke- lin sol tarafına bakınız: omüz hafifçe ileride, kalça geride, diz tekrar ileride, ayak geridedir; hey'eti umumüiyedeki tatlı dalga- dolayı lanma dahi işte bundan hasıl olmaktadır. Şimdi tesviyelerin nasıl mey- letmekte olduklarına o bakınız: omuzların tesviyesi osağdakine doğru daha aşağıda, kalçaların tesviyesi de soldakine doğru daha aşağıdadır. Bir de boyunun orta- sından geçerek sağ ayağın iç topuk kemiğinden geçen amudi hatta, sol bacağın serbest vaziye- tine dikkat ediniz. Elhasıl heykele yandan baka- rak ön yüzünün muhaddepliğini, Sayı: 132 C harline müşabih olan şeklini görünüz.» Şu ilk misal üzerine bile bende kanaat hasıl oldu. Rodin bu fik- bir çok atik heykeller üzerinde dahi ispat etti. rini sair Alçı kalıpları terkederek beni Praksitel'in eseri olan Periboe- tos'ın o harikulâde gövdesi önüne götürdü, ve dedi ki: Omuzların soldakine doğru, doğru kalçaların da sağdakine 8 temayülünü, omuzlar tesviyesinin sağ otaraftakine doğru daha yüksek ve kalçalar tesviyesinin de sol taraftakine doğru daha yukarı Bakınız olduğunu Oo görüyoruz. ne zarafet. Başsız olan bu genç gövde ziya ile bahara — gözlerin ve dudakların yapacağından daha eyi — tebessüm eder gibi görü müyor.? Bundan sonra Venus de Milo” nın |,) önüne gelerek; — İşte, dedi, hârikaların hâ- Tikası! Şimdiye kadar takdir et- heykellerdeki muvazenete müşabilı bir muvaze- miş olduğumuz net; fakat fazla olarak düşünceli bir hâl dahi var; çünkü bunda «Ç> şeklini bilâkis bu heykellerinde artık görmüyoruz; gövdesi, olduğu gibi biraz ileriye doğru inhinalı- dır. Halbu ki delâlet ilâhenin hristyan endişeye ve ya azâba eder hiç bir şey yok. Eser eski erlvara mahsus en güzel bir ilhamın mahsulüdür: itidalin tahdit ve tanzim ettiği bir aklü tevzin ettiği yaşamak sevincidir. şehvet, hikmetin tadil ve Bu şaheserler bende garip bir tesir husule getirirler. İçinde doğmuş oldukları havayi ve mem- (il Hayat: sayı 36.

Bu sayıdan diğer sayfalar: