1 Ekim 1934 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 25

1 Ekim 1934 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ribi, rrir- ızün idek bir ' bir uka- , Ve şına ttan nan- ka- ydı, hiç, ıiden yeni iğını VAZİ- t ise urıl- ruh- ite- Eğger lerin rişe- Bütün bunları bir yana bırakalım. Bizim bahsetmek istediğimiz mahlükla bunlar arasında bir münasebet yoktur ve politikacı- nın zaptetmeğe çalıştlığı kimseler de, bunlardan değildir. Her hükümdar gibi Napolcon'un da bir sürü resmi şairleri ve mu- harrirleri vardı; fakat, O, asıl arzu ettiği, özlediği eseri Göthe'. ye ısmarladı: «— Siz, dedi, Paris'e gelip bir «Sezar'ın ölümüsynü yazmalısı- nız. Ve piyeste göstermelisiniz ki, eger onu öldürmeselerdi her- kesi ne kadar mesut yaşatacaktı. İyi bir tragedia hiç bir şeye benzemez!» Lâkin, Göthe, Parise gilmedi ve Weimar'da kalıp Faust'un bi- rinci kısmına çalıştı. Küçük ve masum Margaritta onu Sezar'- dan ziyade alüâkadar ediyordu. Bu kızcağız, gözü bağlı, baht idi. Faust, Göthe'nin bizzat kendi ihtirasları idi. Mefisto, onun trajik iradesi idi. Altmış yıllık bir hayat tecrübesi, bu engin eserde, en muhteşem ifade şeklini buluyordu. Göthe, belki Parise gidip Napolcon'un emrini yerine getirmek istemiştir. Çünkü, Göthe, kendine göre bir bonapartistti. Fakat, onun için mukadder olan sey Faust'u bitirmekti. Göthe Faust'u bitirmeli idi. Önce bütün insanlık, sonra mensup olduğu ırk, ondan, bunu bekliyordu. Bu kadar mühim bir hayat tecrübesi, bu kadar büyük bir kesif otuz yıldarnı fazla bir müddet lâbora: tuvarda gizli tutulamazdı. Gerçi xSezarın ölümü» ile ortaya gene bir uluis çıkacaktı. Fa- kat, bütün bir german ırkı kendi ruhunun psikologiasını ve kendi daymak bilmez ihtiraslarının sentezini Faust'ta olduğu kadar hiç bir yerde bulamayacaktı. Demek ki, büyük ve cins artist, yalnız güzeli yaratmakla kalmıyor, lâzım olanı, zaruri olanı, beklenmekte alanı vermesini de biliyor. Artık, politikacır nın ona: «Filân şeyi yaz. Şöyle yap. Böyla yanmal» demesinin ne lüzumu var! İyi bir artist, har şeyden evyel, iyi bir «intuition» sahibidir. Bu «intuitiono, hassas bir anten gibi fezadaki bütün sesleri ona nakleder. Cemiyetin sıtması onun nabzında vurur, ve, onun ruhu bütün fırtınaların koptuğgu yerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: