21 Şubat 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

MİLLİYET PAZAR 21 ŞUBAT Sıhhat — ——— Banyo nasıl Yapılmalı? —— Yeni yapılan apartımanların hemen hepsinde banyo dairele ri var. Banyosu olmayan eski apartımanlar ve evlerde de bu noksan telâfi ediliyor. Görülü- yor ki banyo gündelik hayatın içinde zaruri ihtiyaçlardan biri olmuştur. — — a nmaaaldai Banyo, bir günün bütün.yor. gunluğunu aldığı kadar , deri ve vücut için de çok faydalıdır. Eskiden Kleopatra - derisinin tazeliğini muhafaza için gül su | yunda, diğer bazı meşhur ka. dınlar da, süt veya şarap ban- yosunda yıkanırlarmış. Halbu- ki bunlara lüzum var mı? * Meselâ vücudünüzdeki kır- gınlığı ve ağırlığı almak - için banyonuza amyeven, ihlâmur ve avkalitpos atınız, kâfidir. Eğer deriniz yumuşaksa, kuvvetlendirmek için banyonu- za tanet ve ceviz yaprağı atı- nız. Bu banyo yağlı tenler için de iyidir. Cildinizi yumuşatmak ve ta zelendirmek için iki kilo kepe- ği bir keseye koyunuz ve bunu banyodan üç saat evvel banyo suyuna sokunuz. Yabani kekik, lâvanta otu, mente ve bir litre suda kayna- ulmiş 500 gram adaçayı banyo Ya atılırsa, son derece hoş ko- kulu ve vücude nafi bir banyo elde edilir. Banyolar — sıfırdan yukart 10 — 15 derecede mamalıdır. Zira uzun — banyo yorgunluk — verir. Banyodan sonra kuru bir süngerle silini melidir. Ondan sonra her han gi bir kolonya ile firiksiyon ya- pılır; Piyasada satılan banyo toz- ları karbonatla sülfat dösüt ve şap karışık-bir mahlüttur. Sa- dce fazla surette kokulandırıl- | mışlardır ve vücade hiç te fay- dalafi*yoktur, olmalı ve | banyoda'bir çeytekten'fazla kal | Kat Bir çok kadınlar daima kı ldeal koca Bir Amerikan — mecmuası ideal kocanın nasıl olabileceği- sında bir anket — açmıştı. En çok rey alan neticelere göre, 1 — Koca sabahleyin keyif li olmalı. 2. — Sofraya vaktinde gel- | meli, 3 ee Biin idaresinde karısı akmalı, yani ev yaptıklarına inı serbest | | işlerinde k itiraz etmemeli. F g — Karısınin yemeği, h_ı_ıt | tâ annesinden iyi yaptığını SÖY | lemeli. ili adife bonişonları tercih ediyorlar, Yukarda zarif bir model Kışlık zarif eldivenler ni anlatmak için kadınlar ara- | Ü faklarda - kull 5 — Cömert ve iyi tabiatlı olmalı. 6 — Evini ziyade sevmeli. " T7 — Bir cemiyette sevimli davranmalı. 8 — Kadm güzelliği bâhsin de iyi hüküm vermeli. Buna siz belki — Amerikan kafası diyeceksiniz. Çünkü biz de bu neviden kocalara kılıbik derler. Halbuki anketin neti- cesine göre, Amerikan kadınla rı kocalarından zekâ,- cesaret, güzellik, kuvvet, enerji, sabır gibi asıl kocalara — lâzım olan faziletleri istediklerine — göre, bunlara lüzum görmüyorlar de ğ Fark . , — Bir Amerikan — darülfünu. nw. " SA KT ŞŞ 8 “l“ kahvehaneden Wuaşeret Nişan Sofrası Söz kesildikten ve tarafeyn ailesinin — muvafakati — alın- dıktan sonra, nişan merasimi kızın evinde yapılır. Sofraya her iki tarafın ailesi, eğer ta- vassut edenler varsa onlar ve en yakın dostlar davet edilir. Genç kızın ailesinin davetlile- ri intihap için müstakbel dama dın da fikrine müracaat etme- lci nezaket icabıdır. Damat ta, sofranın hususiyet ve mehremi yetini ihlâl etmiyecek tarzda davetlileri intihap etmelidir. Âdet, sofra gecesinden ev- vel, o gün damat genç kıza'be- yaz kurdelâlarla bağlı beyaz çi çek gönderir. Yahut beyaz çi- çekli bir vazo hediye eder. Nişan yüzükleri'o gece ta- kılır. Yüzükleri erkek yaptı- rır ve o gün kendisi getirir. Binaenaleyh davetlilerden bi- raz daha evvel kızın evine gi- der. 4 Yüzüğü kızın veya erkeğin babası takabileceği gibi, bizzat nişanlı da takar. Nişanlı yü- zükle tezyin ettiği kızın elini öper. Kız da kendisine gönde- rilen buketten iki çiçek kopa- rır. Birini kendi göğsüne iğne ler. Ötekini nişanlısına verir. Nişanlısı da çiçeği buton yeri- ne takar. Damat, yüzüğün intihabın- da kızın zevkini — sormalıdır. Yüzüğe de nişan tarihi ile isim leri hakkettirir. Bu yüzük, ar- tık vahim sebepler olmadıkça inhilâl edemiyecek bir taahhü- dün sembolüdür. Binaenaleyh genç kız yüzükten Bu yüzük taahhüdünün alâme- ti ve umuma ilânıdır. Akşam sofrasında manları masanın orta otururlar ve her iki nişanlının aileleri de karşı sutarafta ahzı mevki ederler: Diğer! akraba ve taallükat ve'aile dostları baş larına ve içtimai mevkilerine göre birer tarafa otururlar. Ye mek sade, fakat itimalı yapıf- mış olmalıdır. Hattâ kızın serveti dahi ol- sa, sofrada fazla süse hiç te lüzum yoktur. Yemekten sonra, — piyano- lar, radyo ile, gramofonla, ni- şanlılar ve eş dost dansederler ve bu suretle havanm neş'esi ayrılmaz. l İ Magellan beş adasını Bazı kimseler üzerinde otur duğumuz kürenin * yuvarlak ol duğunun, devriâlem yapıldık. tan sonra anlaşıldığını zanne- derler. Halbuki öyle değildir. Meşhur Christophe Colombe Amerikayı keşfetmeden evvel, kürenin yuvarlak olmasına ih timal verenler — çoktu. Fakat eğer — yuvarlaksa, bu dünyayı devretmek kabil değil mi? Lâ- kin bu büyük işi başa çıkarabi- zımdı. Belki de hepiniz Ma- gellan ismini işittiniz. Bu adam Portekizli bir asılz lecek bir kahraman bulmak lâ. | gemi ile yola çıkmıştı. Filipin buldu. Orada öldürdüler biri battı. Öteki de geriye dö- | nerek kayboldu. Magellan da üç gemi ile ta- nımadığı bir denizin dalgaları içinde yoluna devam etti. Üç ay, yirmi gün küçük kü« çük hâli adalardan maada hiç bir toprağa rast gelmedi. - Fa- kat seyahat o kadar iyi gidiyor du ki, Magellan bu yeni deni- ze “Pacifigue,, — Sulh ve sükü netten kinaye — ismini verdi. , Nihayet 1521 senesi mart a yında uzakta yüksek dağlar gö, ründü. Magellan Filipin adala rına varmıştı. Ne kadar sevin. diğini tasavvur edersiniz. Vahşi bir adam olan Filipin kralr iyi kalpli bir adamdı ve gemilerle gelen — İspanyolları hüsnü kabul etti. Magellan lona büyük İspanyadan ve kralı | Charle Ouint'ten bahsetti. Öte ki de kralın bendesi — olmağa razı oldu. Hattâ hıristiyan ol- î Vahşilerle karşılaştılar . zade idi. Daha çocukluğunda gemilerle seyahat ederdi. Hin- distanı biliyordu. Afrikayı do- laşarak, tâ Hindistana kadar gitmişti. Çocuk cesurdu. Fa- kat mağrur olduğu için çok fe na bir huyu vardı. Kralı, ken« ü ” ı hususi | gisini lâyık olduğunu zannetti- b.ır_ (nkır_n merasim g_a,s_ıeı—meme |ği derecede mükâfatlandırmadı lidir. Ziyafetgeacesinin ka Ya- | ö için, arzı hizmet için Char« yerine l les Ouint'in yanına gitti. Ya- ni demek ki, o kadar vatanper- ver değildi. O tarihlerde Portekiz yeni yeni - bulunan müstemlekeler için bir — türlü geç'ınem'ıyorlırdı. Bunun üze- rine Papa bir karar verdi. Ba- İspanya ile | dema şarkta keşfedilecek yeni arazi Portekizin, garpte keşfe- dilecek arazi de İspanyanın ola caktı. Fakat gapta da gayet zen- gin bir adadan bahsediliyordu. Magellan bu adayı bulup İspan yamü lekesi ilân ge ka idame edilerek nişan g nihayet verilir. Artık o günden genç kız, yanında nişanlısı ol- dıkça balolara, davetlere git .jndın şu suali sormuş: “Bü- yük bir aşkı mı, büyük bir sr. veti mi tercih edersiniz?,, aşka tetliyr ettiklefini ıli:ı::i, ler. Bütüü kız talebe de aşkı paraya Bilmek iâzım Muşambalş ' ) 43 Yemek süfralar: KİfT f 3 ve mut mez,. Davet edecek — zevat ta her ikisini birden davet eder. Nişanlanma €rtesi — günkü gazetelerle ilân edilir, Komşu memleketler deı e ee L Suriyede Iflâslar İcar bedellerinin de tenzili isteniyor Suriyenin hemen her - tarafında larda iflâ: balar nüzik çeylerdir. Bu;l'ın temizlemek için hep sabunlu su kullanırız. Fakat gx man geç tikçe muçambaların — * i, resimleri ve çiçeklesi : ilinir ve biçimciz bir manzara alır. En iyisi rauşambaları süh batırıl. Tarş bezle silmeli, Bh kaşık is pirtoy kaşık zeyl/ 1 yağı ilâve etmeli, Bununlea - silme: K Amonyak nyak kemen h. men her , EHattâ © zemdir. işik amon yakla çı- acayak — aalıların no İ vet- ve- yazlal | mükem v Nöte i, gümü- e parj piril par v de karıştırılır. lekesi mi var? Y ırıya tre son slar çoğalmış ve bu vaziyet nazarı dikkati celbetmi- ye başlamıştır. ——— Bir kaç gün ©Vvel iktisadi vaziye- tin tetkiki ve bu'hususta bazi karar- lar ittihazı için Berut âli komiserlik Tatresinde ve Kâtibi 'GürYER » riya- seti altında wir içtima aktedilmiştir. | Üç saat kadar devam etmiş olan bu içtimada başlıca üç mesele etrafında örüşülmüştür. "-— Umı:mî darlık. 2 — İktısadi vaziyet. 3 — Tüccarın mali cihetten yap- mış oldukları şikâyetler. itibaren : rar verdi. Yani Afrikanın da öbür tarafına gidecekti. Ame- rikanım arka tarafında da. bü- yük bir deniz olduğunu biliyor du. Lâkin gemileri bu denizden nasıl geçirmek mümkün olaca. gı kimse kestiremiyordu. Magellan — geçecek bir yer bulacağı zehabı ile beş küçük gemilik bir filo ile yola çıktı. Kendisi filonun amiralı idi. Filo 1519 senesi eylülünün yirmisinde yelkenleri açtı. Fi- İonun dört kaptanı ve iki yüz otuz tayifesi vardı. Bu kaptanlar da mağrur a- damlar olâuklırı için, Amirala bir hayli müşkülât çıkardılar. Beş gemi Amerikayı boyla- dılar. Cenubi Amerikaya var- drlar. Rio de Janeyro'yu geç- tikten sonra, Arjantin sahille- rine vardılar. Fakat hava ga- yet fena idi. Gemiler — cenuba indikçe, soğuklar da artıyor- du. Filo demirledi. Her taraf kar ve buzla örtülü idi. Bilmemekle beraber, gaye- sine yaklaşmıştı. Yani Ameri- Bundan başka bazı borçların tecili hakkında vaki talep- leri görüşülmüş ve böyle bir tedbiri icap ettirecek sebep görülemediğin- den bu talep mevsimsiz addedilerek içtimam devamı başka bir güne bıra kılmıştır. Berutta günün en çok - — şikâyet rmndan birisini ev icarlarının işlerdir. Kararda icarlar- e clli nisbette tenzilat yaplı deli icarın dört — taksitte stenmektedir. bütün yağ le- AAT TA Halep ve Trablus, kaya ulaşacak yere yakın bulu nuyordu. Fakat fena havala. rın çıkardığı müşkülât yetiş- miyormuş gibi, diğer gemile- vin kaptanları artık daha ileri- ye gidemiyeceklerini söyledi- ler. Magellan evvelâ bunları söz le ikna etmek istedi. Fakat öte kiler çok geçmeden isyan etti- ler, Bunun üzerine — Magellan kaptanlardan ikisini idam et- ti. Üçüncüsünü de kendi hali- | hıristiyanlığı kabul etti. mağı teklif ettikleri zaman ada inın yarısından fazla nüfusu ile Magellan bu kadar muvaf- fakıyetten sonra mağrurdu. Vahşi kralı rahatsız - bırakan civardaki diğer bir kralı tedip edeceğini — söyledi. Bu suretle askerlerinin cesaretini de gös termek istiyordu. Fakat hata etti. Âsi kabile nin yanıma gelince, bu kabile efradı kendisinin ve adamla-. rının üzerine taşlar yağdırma- ga başladılar. Bütün gün mu- harebe devam - etti. Nihayet İspanyolların barutları — bitti. Magellan'ın — kafasına bir taş geldi. Bir başka taş zırhını kır dı. -Diğer iki taş — Magellan'ı yere yıktı ve orada darbe ile öldürüldü. Askerleri de param parça edildiler, Kral muharebeye iştirak et miyen diğer askerlerden de çe Tan) Filipin ktalı yabancıları iyi karşıladı K kinerek, onları bir ziyafete da- vet etti ve hepsini boğazlattı. Ancak gemide kalanlar, hep garbe doğru gide gide Hindis- tan denizini geçerek ve Afri. kayı dolaşarak İspanyaya var- dılar.. Fakat bu suretle de dün ya ilk defa olarak devredildi. N A Pa Dershanede Münhani hat Muallim — İki nokta ara- siındaki en kısa yola ne derler? Talebe — Hattı — münhani efendim. Muallim — Nasıl hattı mün; hani? E Talebe — Kürei arz yuvar- lak değil mi efendim, onun için. Nasıl buldunuz? Muallim — Sen söyle Nu- ri, güneşle kürei arzın arasın- da ne kadar mesafe var? Nuri — 80 ınilyon kilomet- re efendim. Muallim — Bu rakamı nasıl buldun? Nuri — Çok heybetli efen. dim . da Sebebi Muallim — Niçin bir — göl sakindir de, büyük bir deniz dalgalıdır? Tavşan kardeş nihayet kendine göre bir şapka buldu Hesap Muallim — Bir mağazadan altı, bir mağazadan sekiz, bir mağazadan beş metre — kumaş alsam; ne almış olurum. Talebeden biri — Sekiz ay hapis cezası efendim. Fenalık mükâfatı Lohdra civarında Rithmond kasabasında bir mktepte, mü- dür çocuklardan mürekkep bir mahkeme teşkil etmiştir. Bu mahkeme yalan — söyliyenleri, terbiyesizlik veya — itaatsizlik edenleri, nezaketsizlik göste- renleri, fenalık .yapanları teczi ye etmektedir. Mahkeme haftada bir defa PS | ktadır. Mahl reisi, müddeiumumisi, avukatı, şahitleri her şeyi vardır. Mücrimler, cürümlerine gö- re muhtelif miktarda “fena not,, cezaları almaktadırlar. Bu fena notlar — muayyen bir miktara baliğ olan talebeye mektep idaresi bütün talebenin SJÜYPC'E: ne bıraktı ve 20 teşrinievvel Talebeden — biri — Çünkü b de “fenalık mükâfatı N öit .« " PİSAŞ ” KT g VO YrkSe F Hd dŞ M işer, 1520 de hâlâ kendi ismile yade blüyul: d T bP,:r KERİNMEN: Doğrusu ya, böy K dilen boğaza vardı. a yaj N yor. vi da le mükâfatı kimse islemez.