/" Tarihi Tefrika: 69 eee TEzRTET menem aT Sabatay Zevi Nakleden: R. N. Sabatay hakiki Mesihtir. Biz ancak ona hürmet ederiz Hahamlar tekrar eski nüfuzlarını ela etmeğe çalıştı iseler de.. Sabatay Zevi Mehmet Efen di olduktan sonra aylar geçti. Musevi takviminin Ab ayında, İsrail oğullarının yas ve matem tutacakları gün geldi. Fakat bu günü Sabatay Zevi evvelce bir seviriç ve beşaret günü diye ilân etmemiş miydi?, “Mesih” in o zamanki emrine şimdi ge- ne riayet edildi!.. Diğer - taraftan temmuzun on yedinci günü matem yerine gene sevinç izharı için Sabatay Zevi tarafından konmuş olan kaidenin bozulmaması için ha- hamlar tarafından şimdiden ter tibat alınmıştı. Hattâ Sabatay Zevi tarafından yazıldığı iddia edilen bir de mektup uydurul- muştur, Bu mektupta sözde Sa batay Zevi pişman — olduğunu söylüyor ve Abraham Cahini ile Natan Gazatı tarafından al- datıldığımnı ilâve ediyordu. Hü- lâsa bütün bu sıralarda Yahudi âleminde cereyan eden hâdise- ler sinirlerde ne kadar müessir bir gerginlik mevcut olduğunu göstermeğe kâfidir. Yahudiler — arasında — es kiden beri Sabatay Zeviye düşman olanlar bile vaziyetin ciddiyetini takdir etmek mecbu riyetinden kendilerini kurtara- miyorlardı. Her tarafta istenen ve çalışılan şey, Sabatay Zevi macerâası senelerden beri ortıîll ğı karıştırmadan evvelki sakin vaziyete bir an evvel avdet €y- lemekti. İstanbuldaki haham- lar, Sabatay Zevi macerasına karışmış, ona son derece l_l!'l_f' tarlık etmiş olan Yahudilerin şimdi dindaşları tarafından her maceranın kahramanı pıdişı_. hm sarayında kendisine tı&ıs_ıs edilmiş vazifeyi görerek sakjn ve müsterih bir hayat sürmeğe başlamıştı. Artık hiç bir yfalıu- di ile temas ettiği görülmüyor- du. Müftü Vani Efendi kendisi ne islâmiyetin itikadat ve ııl:ık_â mını öğretiyordu. Müsevi dını_- nin âlimi olan Sabatay Zevı şimdi ihtida ettikten sonra 1s- lâm dininin de âlimi olmağa ça lışıyor, Vani Efendinin kendı._ sine söylediklerini dikkatle din liyordu. Mehmet Efendi bu su- retle derin tetebbülere dalmış demekti. Saraydaki vakti bu te tebbuat ile geçiyordu. M_el_ımît Efendi bu suretle yahudilik â- lemi ile münasebatını — kesmiş bulunuyordu, Fakat acaba ya- hudilik âlemini meşgul eden ve “Mesih” €& taallük eden mes.el_e lere - tamamile lâkayt mı idi, bunlara dair hiç malümat al. mayor muydu?, Mehmet E_fe_n. dinin yaşadığı sarayın haricin- de bulunan yahudilik âlemi, yu karıda bahsedildiği üzere %abı tay Zeviden, daha doğrusu Me sih” ten ümidini büsbutuîı ,lfe.ş' miş değildi. Ergeç "Maıh in gös.tereceği mucizelerin vukuu bekneliyordu. Hiç bir şey gok! Fakat bu intizarın beyhude olduğu anlaşıldı. Ne mucize, ne de başka bir fevkalâdelik gö rünmüyordu. Bir hakikat var- sa “Mesih” in ihtida ederek Mehmet Efendi ismini âfması padişah sarayında sakin ve müsterih bir hayat sürmeğe b dan ibaretti.! hangi bir suretle fena m — görmelerini caiz görmeyerek buna cüt'et edenler İllkk_l“dl lâ net kararı vereceklerini ilân et- mişlerdi. I Bu bal, hahamların evve'" ce hatalr olduğunu söyledikleri bir itikada şimdi hürmet göster diklerini anlatıyordu. Fakat Mesih'e samimi surette itikat V| Zaman geçip te beklenen mucizeler zuhur etmeyince ya- hudilik âleminde Sabatay Zevi aleyhindeki cereyan daha şid- detlenmiş oldu. Sabatay Zevi uğrunda şimdiye kadar pgk ç?k şey feda edilmiş, * “Mesih” in pek yakında ele geçireceği Ku- düsteki yahudi saltanatına ha- zırl k üzere pek çok yahu- vei etmi lar kendileri nie :::ı? buluy!orlırdı?. l.ükı_dı- rmda metin olanlar şın!dl hll vaziyet karşısında kendılennı ne öyle hahamların hürmetine, ne de merhametine mühtaç gör müyorlardı. Bilâkis iman ve iti katlarının metanetini göstere- cekleri zaman asıl bu zaman de ğil miydi?. Gene sinagoglara toplanan cemaatler şunu tekrar ediyorlardı: — Sabatay Zevi hakiki Me- sih'tir. Biz ondan başkasıma hürmet gösteremeyiz!.. Sabatay Zevi artık sahneden çe kildikten sonra hahamlar tek- rar eski mevki ve nüfuzlarını e le geçirmişlerdi. — Fakat “Me- sih” e olan itikatlarının ;netı- netinehalel getirmemiş olanlar karşısında İstanbul hahamları İzmirdeki hahamlara mektup- lar göndererek cemaatinin sü- ve huzuruna dikkat etmele rini bildiriyorlar, ezcümle diyor lardı: ç “Hükümdarımızın hâlâ yaşa dığını söyleyerek her cumarte- | 8 si sinagoğlarda — onun namını tebcil :tı:ekte ısrar edenler var dır. Fakat artık eski usul ve er kânı iâde ederek musevi şeriati nin ahkâmı yerine T eli ve buna muhalif - olanlara ilti- fat etmemelidir.” _ Artık git gide Sabatay Zevi taraftarlarının “Mesih” hakkın daki iman ve itikatlarını filen izhar etmektense kendi kalple- rinde saklamağı daha muvyafık buldukları anlaşılıyordu. Mehmet efendi ne yapıyordu ? Mehmet Efendi ne yapıyor- du?, “Mesih” — macerası artık sSonuna ermiş değil miydi?. İh- tida ederek Sabatay Zevi ismi yerine Mehmet Efendi namını da kendisine tahsis edilmiş diler işlerini, güçlerini, cesim servetlerini bırakarak Filistin taraflarına muhacir olmuşlardı. Şimdi ise “Mesih” in saltanatı yerine derin bir inkisarı hayal. den başka |ızir şîy y_olâtu. î'nyıııln icin yahudilik âleminde K llî'ı? tyeenür pek acı oldu. Artık hayal geçmiş, hakikat gel.m.ış— ti. Fakat hakikat pek acı idi!. Her taraftaki bu derin_iı:ki- sarı hayal arasında "M_eı_ı!ı 'e olan itikat ve imanını hâlâ mu- hafaza ederek ortaya atılan ve sanki hiç bir şey o!mımış gibi ç a Si e B GD MİLLİYET AMBA 9 Birinci sahif Changhai'de | Yeni muharebe (Başı 1 inci sahifede) Tahkikat komisyonu TOKYO; 8 (A.A) — Cemiyeti Akvam tahkikat komisyonu tekrar Kyoto'ya gitmiştir. Bu komisyon Şanghay'a gitmek üzere Cuma günü Kobe limanından ayrılacaktır. Cenevrede nutuklar CENEVRE, 8 (A.A) — Lehistan | Hariciye Nazırı M. Zaleski, kısa | bir beyanatta bulunarak uzak şark | ihtilâfının hususi mahiyetine rağ- men Cemiyeti Akvamın sulhu mu- hafaza için elinden geleni yapmağa mecbur olduğu mütaleasını serdet- miştir. Lehistan, medeni milletler arasın- daki münasebatın mihveri olan Ce- miyeti akvam mukavelenamesi pren siplerinin kuvvet bulduğunu gör- mek arzusundadır. Lehistan, misakın boşluğunu dol- durmak ve Cemiyeti Akvamın faa- liyet ve icraatmı mükemmelleştir- mek lâzım geldiğine kaildir. İngiltere Hariciye Nazırı John Smon, demiştir ki: Heyeti umumiyenin tavassutta bu lunmaktan başka bir vazifesi daha vardır, o da bir beyanname neşrede- rek fikrini beyan etmektir, bu be- yannameyi azadan olan bütün dev- İstlerin tahkikat neticesini bekle- meden imza etmeleri iktiza eder. Bu beyanname, ihtilâfın esasın- dan değil, bir hal sureti aranmasına müteallik usullerden bâhis olacak- tır. Böyle bir beyanname, meselenin esasma temas edilmeksizin, vücuda getirilemez. Bunun faydası, ancak uzak şarkta sulh ve adalet teessüs ettiği zaman anlaşılacatkır. | Sir Bundan sonra neis, Colombia mu- | rahhasının bir karar sureti projesi- | mi okumuştur. Bu karar suretinde | Çin, Japon tebaasını himaye için bütün tedbirleri almağa ve Japonya | da askerlerini Changhai maıntaka- | sından çekmeğe davet edilmektedir. Müteakıben M. Boncour, kısa bir beyanatta bulunmuştur. Mumaileyh, Fransa'nın bu karar suretini ve heyeti umumiyenin ihti- lâfın halline matuf ve misakın mu- hafazasını ve muahedelere mayeti temin edecek olan her türlü tedbir- leri kabule âmade olduğunu söyle- miştir. Nihayet Panama mümessii M. Garay, Cemiyeti Akvamın hiç bir zaman bu kadar tehlikeli bir vaziye- te ve bu kadar vahim mes'uliyetler karşısında kalmamış olduğunu be- yan ve fakat meseleyi halletmek kuüdret ve kiyasetini göstereceğini ilâve eylemiştir. Bir çok hatipler daha isimlerini kaydetmişlerdir. Celse, saat 19,25 e tehir edilmiş- tir. Müzakerata saat 10,30 da devam olunacaktır. aladl ı Kardeş kavgasının önüne geçmek isteyen baba yaralandı Dün gece Kumkapıda oturan İb- rahim Efendinin iki oğlu şiddetli bir kavgaya tutuşmuşlar ve iki'kardeş bıçaklarını çekmişlerdir. Bu sırada E! e 1932 Do AA İ V İ eden geçen Dünkü şeker davasi (Başı 1 inci sahifede) muş olduğunu - söylemekte ise de elinde 101 vagon normal toz varken satışı durdurmasın- dan dolayı mes'ul addedilmek- tedir.” Bu rapor okunduktan sonra Haydar Beyin isticvabı- na başlanmış, mumaileyh ismi- ni, pederinin ismini, yaşını söy ledikten sonra erkânı harp kay makamlığından mütekait, sabık konsolos ve halen İstanbul ve Trakya şeker şirketi umum mü dür muavini olduğunu, umum müdür Hayri Beyin mezunen Avrupada bulunduğunu, gaybu betinde şirketin umuru idaresi- ni kendisinin tedvir ettiğini söy ledi. Müteakıben hâkim Kâzım Beyin suallerine cevap vererek şeker fiatlerinin meclisi idare tarafından takdir ve tesbit edil- diğini, bu fiat üzcrinden muha- sebe tarafımdan satış yapıldığı- nı söyledi. Hâkim sordu: — Meclisi idare fiati nasıl tesbit eder?,. Haydar Bey cevap verdi: * — Efendim şirketin on bayii arasından ayrılmış12 kişilik bir faal komitesi vardır. Bu komi- te murahhas aza olan umum müdür Hayri Beyin de iştiraki le her hafta toplanır ve dünya şeker piyasasını tetkik eder, ne ticede lüzum görülürse meclisi idare bu faal komitenin tetkika tına göre şeker fiatımı daima ci han piyasasından dun olmak ü- zere tesbit eder. Murahhas aza olan umum müdür Hayri Bey bulunmadığı zaman bu içtima- lara muhasebe müdürü iştirak eder. — Komisyonda — verdiğiniz malümatı şirket namıma salâhi yettar bir zat sıfatı ile mi, yok- sa şahsi mütalealarınız olarak mı verdiniz?, — Beni komisyona malüma- tıma müracaat etmx : için Ça- ğırdılar ve bana orada şirketin mümessili olup olmadığımı, sa lâhiyetim bulunup bulunmadı- ğını sormadılar, ben orada şir- ketin umum müdür muavini bu h k sıfatile v& aldığım direk tifler dairesindeki salâhiyetle haiz olduğum malümatı komis. yona bildirdim. — Lütfen o malümatı bura- da da tekrar eder misiniz? — Efendim evelemirde şunu rica etmek isterim. Demin istic vabın zabıtnameye geçerken is- mimin evveline “maznun sıfati le” cümlesi ilâve edildi. Bende. niz gerek şahsımın, gerek men- sup olduğum şirketin bu sıfat- tan tenzih edilmesini rica ede- rim, — Bir hâkimin en iyi, en sa- mimi vazifesi beraet kararı ver mektir. Temenni ederim ki be- raet ediniz. Bu ancak mahkeme neticesine vabestedir. - Komis- yon 11 şubatta şeker satışını durdurarak fiatın yükselmesin- den dolayı sizi mes'ul addedi- yor.., — Efendim şeker şirketi 11 ayırmak için araya giren İbrahii $ nin bacağı Hıımdi ismindeki oğlu ta “Mesih” in müstakbel sal tzıe::tmdın bahsederek yahudi ruhunu - diriltmek iıtezenler Spor | lak, herkesin | et ve mi ti karşısında bu cesareti göste- ok değildi. Fakat bun- î'::ım“gîymtieglbeyhude _olnı'uş, “Mesih” hayalinin cazibesile oradan oraya dolaşan Sabatay Rafail gibi bir kaç adamın ise hakikat ve hayatın ıcfhg;le karşılaşmaktan eline bir şey eçnıemı' tur. Sıhıt:y Zevi — macerasının en mühim simalarından biri o- lan Natan Gazatı ne yapıyor- du,. İzmir yahudileri Sabatay Zeviyi “Mesih” ilân ederken, Sabatay Zevi Geliboluda mah- pus olmasına rağmen pek mış_h teşem bir hükümdar hayatı sü- reken Natan Gazati, memleke- ti olan Gazze'de, dünyanın gü- rültüsünden uzak ve pek sami- mi taraftarları arasında yaşı- yordu. Sabatay Zevi macerasın da pek mühim roller oynayan bu kâhin, meydana çıkarak “Mesih” in yanında ve herke- sin karşısında göze görünmeği istememiş, herkesten uzak kal- mağı tercih etmiştir. ; Fakat Sabatay Zevinin ma- lâm suretle sahneden çekildiği kaberi bittabi Natan Gazatıya CA ve kaç senedir kadar erismedi d(eiil... Bu cuma yapılacak maçlar İSTANBUL, 8 (A.A) — Voley- bol heyetinden : 1l1—3—932 Cuma günü Galatasa- ray klübü lokalinde yapılacak Vo- leybol maçları: Fener—Eyüp saat 17 hakem Mün ci Bey. Topkapı — Kasımpaşa 17,30 ha- | kem Ali Rıdvan Bey. İstanbul spor 18 hakem Seyfi bey İSTANBUL, 8 (A.A) — İstanbul Futbol heyetinden : 11—3—932 Cuma günü Taksim Stadımda icra edilecek Lig maçları: şubatta değil, 13 şubatta satışı kesmiştir, o zaman vaziyet şu idi: Elimizde pek az normal şe- ker kalmıştı, bayramdan sonra birden bire talep arttı, merkeze gelen haberlerden de piyasada normal denilen toz şeker fiatı. nın tereffü etmekte olduğu an- laşıldı. Elde pek az şeker oldu- ğu için şirket bu talepleri der- hal is'af etseydi, mevcut şekeri : elden çıkmış olacaktı Halbuki şirket hükümete kon- tenjan dolayısile şeker buhranı na meydan vermemeği muteah hit bulunuyordu. Bu vaziyette talepleri is'af etmek mi, yoksa satış tahdit etmek mi münasip olacağını tayin, hükümeti de va ziyetten saberdar etmek için lisi idareden karar almak Süleymaniye — Ki saat 10 hakem Emin Bey. Eyüp — Beylerbeyi saat 11,15 ha kem Emin Bey. Süleymaniye Anadolu saat 13 ha kem Refik Osman Bey. Beykoz — Vefa — Kumkapı saat 14,15 Arif Bey. Süleymaniye — Anadolu maçı bi- rinci devreden muhalefeti havadan dolayı tamamlanmıyan 15 dakika oy nanmak suretile itmam edilecektir. Adliyede yeni tayinler İstanbul Birinci Ticaret Mahke- Tâzım gıııldi. Bunun için Hayri Bey satışları muvakkaten tatil etti. Ankarada bul lisi dildi. Fakat Uşaktan şeker an- cak 12 günde gelebilecekti. On iki tüccarı bekletmek için yeri- ne 12 gün sonra gelecek şekeri koymak üzere Alpullu malın- dan 13 vagon şeker verilmesi takarrür etti. Bizim belediyeye, Müdafaai Milliyeye, üçüncü ko lorduya, askeri mektepler sa- tın alma komisyonuna verile- cek taahhütlerimiz vardı, bir ta raftan da telefonla böyle resmi müesseseler şeker istiyorlardı. — Bu taahhütlerin yekünu ne kadar mikdara baliğ oluyor. du? — Dört, dört buçuk vagona baliğ oluyordu. — Elinizde ne kadar mal var dı?. — İstanbulda 26 vagon var- dı. Bu 26 vagon normal toz şe- kerden 10 vagonu yüz vagon- dan ziyade olan küp ve dubl ra- fine şeker stoklarının altına is- tif edilmiş bulunuyordu. O yüz vagon şekeri bir tarafa aktarma edip en altındaki on vagon şe- keri çıkarmak imkânsızdı. Beş vagon da taahhütlerimiz tutu- yordu. Elde on bir vagon kalı- yordu ki bunu Uşaktan gelecek şekeri beklememeleri için iki vagonu bilâhara verilmek üzere bayilerimize verdik. Meclisi i- dare kararı alıncaya kadar da Uşaktan gelecek şekeri elimiz- de tutmak üzere satışı durdur- duk. Bütün şu muamelâtın ta- ri_hlerini şöyle tesbit etmek ka- bildir: 11 şubatta şeker sattık. 12 şubatta Hayri Bey meclisi idare reisi Şakir Beyi Ankara- da telefonla buldu. 13 şubatta Şakir Bey İstanbula geldi, U- şak müdürü Remzi Beyle itil†yapıldı, 13 vagon şeker müba. yaa edildi, buna mukabil bayile re Alpullu malından 13 vagon şeker verildi ve o gün satış dur duruldu. — Mamül şekerciler sizden şeker istediler mi? — Evet istediler, fakat biz mukavelemiz mucibince bayile- rimizden başkasına şeker sata- mazdık, Müracaat mamül şe- kerciler cem:yeh veya birliği şubatta meclisi idare içtimar ya yapılmıştı. Bu atı da Şakir Beye bildirdik, 18 UAT e 3 yazılar| Hindistanda vaziyet | gene karışıyor mu? | PİŞAVER, 8 A.A. — Hindistan hududunu tehdit etmekte olan mu- hasım kabilelere efrat temin etmek- te olan ve hudut üzerinde bulunan bir köye karşı tayyare kuvvetleri bu- gün harekete geçmişlerdir. Tayyare- ler ilk iş olarak bu köy halkına hita- ben kaleme alınmış — beyannameler dır. Bu b lerde mu- hasım kuvvetler dağılı ikta israr Kabileler hududu tehdit ediyorlaı | etmemişlerdir. BOMBAY, 8 A.A. — Pan İnd konfederasyonu umumi konseyi t rafından ittihaz edilen bir karara t« fikan iktısadi siyaseti protesto mal| .dıl_e bîiu'i_ıı Hindistanı tehdit ede bir şimendifer grevi =dıalmı İ gösterdikleri takdirde bombardıman &dilmekle tehdit ol lardır. Fa- Mardin'de ihtisas mahkemesi MARDİN, 8 A.A, — İhtisas mahkemesi reis ve azaları şeh rimize gelerek işe b şl şlardır. Yapıl bat neticesinde vilâyetimiz dahilinde & kta olan şiddetli L Kt L el ticelendi, Nehirler taşmaşğa başladı EDİRNE, 8 A.A. — Tahmin edildiği veçhile nehirler yük. selmeğe başladı, Lodos devam ettiği için tuğyana maruz mahallâtta tedbirler alınmaktadır. - Pa at netices $ gi dir. Dün bir kaçakçınım mahkemesi yapıldı ve mahkümiyetile ne RİGA, 8, (A.A.) — Memel hâdiselerinden sonra geçen şu- bat ayında Almanya ile Litvan ya arasında zuhur etmiş olan ihtilâf, iki memleket arasındaki iktısadi münasebetleri ciddi su rette müteessir etmekte berde- vamdır. &- Almanya ve Litvanya | ki Litvanya ihracatının isti li, endişeli bi rmanzara a mektedir. Şimdiye kadar ihra- catın yüzde 50 si Alman; gitmekte idi. Ve şimdiki buh. ran içinde başka mahreçler bu mak, müşküldür, ha Birçok Alman mü leri Memel meselesi halledilmedik- çe artık Litvanya müesseseleri ne mal vermemek ve kredi aç- mamak tasavvurundadır. Diğer taraftan Litvanyalı it halât tacirleri de imkân daire- sinde Almanya'ya boykotaj yap mağa ve mübayaat için diğer memleketlere tercihan İngilte- reye müracaat etmeğe davet e- dilmişlerdir. Fakat itiraf etmek lâ dır Amerikalı işsizler iş çıkardılar NEVYORK, 8 (A.A.) Ford — otomobil — imalâtha- nesine amele İ. ği sırada fabrika rolarına hücum etmek istey 300 işsizle polis arasında v bulan arbede neticesinde 3 ki: niı.ı öldüğü ve 50 kişinin de Halife olmak isteyen Meclisi Meb'usan reisi $ lduğu söyleniyor. pıldı. O vakte kadar şeker satı- şı yapmadık. Mamül şekercil. bize 18 şubat akşamı müracaat | etmişlerdi. Ertesi günü cuma | idi, keyfiyeti Ankarada meclisi | idare riyasetine telefonla bildir ; dik. Elde mevcut avarya şeker- j İ sağlam şeker kon- Celâlettiri Arif Beyin Korkunç ihtirasını kendi el yazı- sile yazılmış vesikalara istinaden şeker vermek - salâhiyetini al. | dım. Mamül şekercilerle 15 va- gon şeker üzerine mukavele yaptık. 20 şubat cumartesi gü- nü onlara 100 çuval avarya şe- ker verdik. Fakat kendilerin.- mak üzere mamül şekercilere | p olarak Yeni Gün'de Çıyınz. — Siyahlı Kadının Kokusu Yeni Gün bu çok meraklı romanı da ilâve veriyor den ihtiyaçlarına mebni aldıkl rı bu avarya ;ekerlerj piymyıl a Fiçik ipozito 'a dık. 21 şubatta Şakir Bey heye ti idare kararile İstanbula gel- di. Heyeti idare her hangi bir şeker buhranıma ve spekülâsyo na meydan vermemek için dubl rafine ve lüks şekerlerin fiatmı da 34 lira 40 kuruştan tesbit et- mişti, 22 şubat pazartesi günün den itibaren bu fiattan tekrar satışâ başladık. Gene 21 şubat- ta kendi bayilerimizle aramız- da mevcut mukaveleyi tadil ede rek normal toz şekeri ve avar- ya şeker satışında serbest kal- dık, mamül şekercilere sattığı mız avarya şeker yerine sağlam şeker koymak mecburiyetinden azade kaldık, bu satışı bey'i kat'iye tahvil ettik, — N?rınıl fiat 34 lira 40 ku ruştu diyorsunuz. Neden avar- ya şekeri de ayni fiata sattmız? — Efendim şirket © avarya mış mıdır?, Komisyon bu hâdi senin bir tereffü tesiri yaptığı- nı, bunda da en ziyade şirketin mes'ul olduğunu bildiriyor. — Biz bu tevakkufu piyasa- da herhangi bir buhran tevlit etmemek emelile ve hükümetle temas ederek kontenjanı idare eden hükümete zahir olmak, hü kümetin emirleri veçhile hare- ket edebilmek, ver emrini alır almaz emredilen yere emredil- diği mikdar şeker bilmek i. ihtiyaçları için şeker tefrik et memizi pek haklı olarak tale, ediyorlardı, iş — Fakat Trakyaya İstanbul dan da iki buçuk vagon gitmiştir. , — Biz göndermedik. jana tâbi şekerden gitmiş lir. Ne için ve nasıl sebeple g miştir bilmem. Belki İstanb daha yakın olan Çerkesköy Çatalcaya gönderilmiştir. eker çin yaptık. Hükümetle temas e- der etmez tekrar - satışa başla- dık, — Satışı durdurduğunuz za- man İstanbulda 26 vagon nor- mal toz şekeriniz vardı. Fabri- kada ne kadar vardı?. — 75 vagon, — Neden Uşaktan evvel ora dan şeker getirtmediniz? — Trakyayi boş bırakmak is temezdik. Oranın ihtiylf:l'nl da şekerleri yeni imal dev tekrar işleyerek sağlam şeker L ve t ı" Bi z k zi- idare reisile uzun uzadıya tele- fonla görüştü, bunu müteakıp Şakir Bey Ankarada meclisi i- dareyi toplamak ve malümat almak için İstanbula geldi. Hay ri Beyle görüştü. Bu esnada U.- şak şeker fabrikası müdür ve murahhas azası Remzi Bey de İstanbulda bulunuyordu. Rem- zi Bey bayilerimizle temas et- tirildi. Her birerlerine Uşaktan ' |birer vagondan 13 vagon şeker etirtilmesi takarrür etti ve fi- yap yana mâni olacaktı. Esasen a- varya şekerin muayyen bir fiatı yoktu. Şekerciler normal fiat üzerinden kabul ettiler, — Liyon çikolatası müesse- sesine şeker sattınız mı,. — Hayır kat'iyyen,. — Alpullu fabrikası fiatlara hiç zam yapmamış mıdır?, — Kat'iyyen. Hiç fiat arttır madık. Biz hep 34 lira 40 kuruş üzerinden şeker sattık. — B ğçvıkkuf dqueıi piy: ş iz icap ederdi. — Pekâlâ Trakya ihtiyacına 75 vagon şeker tefrik ediyorsu- nuz da İstanbul ihtiyacına 26 vagon şekeri az bulmuyor mu. sunuz?, — Trakyanın şeker ihtiyacı nı biz temin ederiz. İstanbula kontenjanla da şeker gelir.Trak | ya köyleri bizim müstahsille- rimizdir ve ayni zaman da en Muhak bu safhaya gel. dikten sonra hâkim evrakı tel kik etmiş ve muhakemenin bu. celsesine hitam vererek kararı. nı tefhim etmiştir. Hâkim, avar ya şeker alan Hilâl şeker fab kası sahibi Kâzım, Zafer şeker leme fabrikası sahibi Faik ve Hüsnü, Şark şekerleme fabrika sı sahibi Hafız Hakkı ve Mu tin Beylerle bu şeker işi malümattar olan ticaret lüğü memurlarının şahit le, vilâyet komisyonundan gelen raporda da şeker fiatın yükseltilmesi meselesinde kaları olduğu tesbit edilen Hi, Ak Osman zade Hüseyin İ zet, Sabuncidis, Arnapulos, H cı Süleyman zade Simonidis, Safoidis, Lütfi, Nimet Tevfik, Veha büyük aksiyonerlerimizdir, Ev- velemirde onların ihtiyacını dü şünmek Zarureti vardır. Bun- dan başka bu buhran başlar baş lamaz bütün Trakya vilâyet ve- İye Delikara zadeler, Teodori