8 Eylül 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

8 Eylül 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No.1933—197 3 | vin e — Güzel kıza Mis Türkiyedir adı, Yurdun güzel evlâdı. Böyle şirin bir kızın; Bana farzoldu yadı! Ey vatanın şuh kızı, İstanbulun yıldızı. Yaşadıkça daima Duymasın gönlün &8ızı! Hem meleksin, hem bebek. İpekten bir kelebek, Gıpta ile bakan sana. Desin, bu ne hoş çiçek. Yeşil yurttan gelirken Belki sabahtı erken Gözyaşların aktı mı? Şen bülbüller öterken. Irkımıza güvendin Kara talii yendin. Güzellik yarışında, Pek lâtif, pek te şendin! Geldin de bu diyara Örnek oldun ağyara Güzelliğin fer verdi. Pariste bu bahara! Paris 13-7-932 Tayyareci yüzbaşı Kemal Halk terbiyesi — Geçen nüshadan mabaat ve son — Yazan: Muslih Ferit Bu ihtisası bir anın içinde görmektir. TI, Mevzu inhisarının devamı ve vaziyetin teker- rüründen mütevellit itiyat ve itiyadın tazammun ettiği kudret tasarrufu.. Bu da ihtisası zaman fasılası içinde görmektir. Kısaca söyliyeyim : biz de ibiisas yoktur, çünkü iş bölümü yoktur. İş bölümü yoktur, çünkü fertleri Hayat mücadelesini kazanmak için ihtiyaç ve iktidar- larının şeklini değiştirmiye mecbur edecek bir reka- bet yoktur. Rekabet yoktur, çünkü aynı sahada içti- mai vasgtta yapılacak iş, yapan işçi miktarına nispetle daha çoktur, yani ilme intisap etmiş olanların miktarı azdır, İlmin kendisine fedai bulamamasının sebepleri nedir A) Nüfusumuz azdır. B) Şehirlerde oturan ve ilim ruhuna temas ede- bilecek olanların da daha evvel ayl gibi pek az bir kısmı ilme #eves eder, bu bir nevi hüner veva merak olarak telâkki edilir, hilesini böyle telkinler almıyanlarda iki zümreye ayrılabilir SERVETİFÜNUN 235 —< 3) sin — OÖrtmesin pencereni.. . İsterim ki yeniden yeşermesin ot bile, Ağaçlar kollarına örtmesin örtüsünü, Bülbüllerin yerine kargalar gelsin dile, Yere batırsın Allah baharların süsünü... 9 Bahçemdeki güllere rüzgârlar ateş dökse, Kar olsalar gözüme görünmez çiçeklerim. Yeşeren fidanları alıp yerinden sökse, İçimde çalırdıyan yeni bir ses beklerim.. İc Pencereni sarmasın böyle hanımelleri,.. Örtmesin pencereni yırlarım, tırnaklarım , .. Camına tutunmasın dalların temelleri;.. Onları ellerimle, dişlerimle haklarım.. » Yüzünü gizleseler benim ömrüm sönecek, Gözlerini görmesem aydınlanmaz içerim. Yakından baksam eğer bil ki başım dönecek , Bana uzaktan görün, yakından bakma derim. o Penceremi sarmasın söyle hanımelleri. ; Örtmesin pencereni yırtarım, tırnaklarım . Camına tutulmasın dalların temelleri, Onları ellerimle, dişlerimle haklarım... 932 Namuk Küşih 1. Uzak arzular taşımıyan ve ancak yakın ihtiyaç- lara karşılık bulmak için çırpınanların teşkil ettiği fakir zümre, II. Uzak arzular ve hayaller besliyen ve bunları en âz kuvvet sarfederek en kısa yoldan tahakkuk ettiren ve ihtiraslarını iliineiz yollarda tatmin eden- lerin vücuda getirdiği burjuvazi zümresidir. Her mü- nevverin vazifesi her iki zümreye de ilmi tanıtmak ve sevdirmektir. İlmin bilâvasıta bir kâr getirmesini bekliyenler, ilmin ferdi ve ani menfaat temin ede- miyeceğini anlayınca ona karşı olan itimadı ve hür- neti bırakıyorlar ve şahsi, bilâvasıta, ani menfaatlere doğru koşuyorlar, bilmiyorlar ve düşünemiyorlar ki ilmin menfaati bugün bizim yaşayışımız üzerinde kendini hissettirecek derecede canlı nıaddi ve haki- kidir ve ferdi, ani değilie de her halde umumi, beşeri ve ebedidir. Tarihe hakikat gözile, içtimai menfaai- lerin adesesile bakarsak yaratıcı bir ruh halinde asırların saadetini asırlara götüren ilmi mukaddes bir ideal olarak takdis ederiz. Hotgâm görünen fikirlerle miyoplaşmış insanlar kendi menfaatlerini göremediklerini hakiki manasile hotgâm olmadıkları- nı anlamalıdırlar. İstikbal düşüncelerimizin böyle bir istikamet almasını bekliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: