8 Eylül 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

8 Eylül 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

238 SERVETİFÜNUN No.1883—197 ÜÇ PERDELİK B k B . Y l Yazan PİYES aş a ır O M. Feridun Makpule — ( Kocasına) Selma hanım ne güzel Selma — Şadan! karanfiller yetiştirmiş görsen. a ği sesi — Efendim! a — Kızım taşlıkta ki masanın üstünde Belma — Bir kaç tane koparınız diye rica ettim, niçin istemediniz Makpule — Yazık değil mi efendim, bir tane verdiniz kâfi. Bak Cahit, şunun güzelliğine bak! Cahit — (Çiçeği alıp koklayarak). Cidden enfes. Bunlara bizzat siz bakıyorsunuz değil mi par ara — Evet. Gözüm gibi severim. Toprakla- rıdi are elimle değiştirlrim, kendim ra — Annem çiçeğe pek meraklıdır. Bilhassa karanfiller bayılır. Makpule — Çi ge yavaş yavaş yola çi- kalım, değil mi Cah Çahit — Evet, ala geldi:. Hanimefendi müşsa de ederlerset.. Selma — Daha erken değil mi efendim Emel — Yemeğe neden kalmıyoısunuz Makpule — İnşaallah, başka sefere cicim. Evde haberleri yok, beklerler. ıp — Ziyaretinden çok memnun oldum Cahit. Bu günlerde gene gelirsin değil mi? Geçen seferki gibi arasını çok geciktirme. Cahit — Geliriz gözüm. (Rağıba işaret ederek) Sen kendini boş şeylerle üzme. Sonra gene görü- şürüz. Bilhasaa ve gitmekte istical etme, Böyle şeyler aceleye gelme, Makpule — ” föndim, Allaha ısmarladık. Sizde buyurun.. Selma — Geliriz efendim. (Misafirler çıkarlar. Selma ile Emel onları teşyi ederler.) Dokuzuncu Meclis Ragıp, yalnız, sonra Selma, Emel (Ragıp yalınır kalınca ağır adımlarla dolaşmağa başlar. Sonra masasının üştünde gözüne ilişen bir gazeteyi alarek kanapaye oturur. O aralik Selma ile Emel girerler.) Emel — Makpule hanıma dikkat ettin ini Anne? İhtiyarlayacağına gittikçe gençleşişor. Yanakları pem- e, pembe.. Belma — Halbuki yaşea benden büyüktür. Ragıp — (Ayağa kalkarak) Daha yemeğe çok vakit var mı? Selma — Karnın mı acıktıt, Emel — Daha pek erken baba.. sonra yeriz.. Ragıp — Benim acele ettiğim yok. Yemek vak- tına kadar biraz uzanmak istiyorum da onun için sordum. (Elinde gurete çıkar) v Selma — Sızım git babanın arkasından belki bir şey ister. Ben şimdi geliyorum. © Onuncu Meclis Selma, Şadan (Emel çıktıktan sonra Selma kapıyı açarak seslenir. İş vazosu olacak, getirir misin? (Şadan gelinceye kadar bir koltuğa ilişir. asabidir, Şadan bir müddet şonra girer. an — Vazo masanın üstünde yok efendim. Belki küçük hanım bir yere koymuştur. Selma — (Yerinden kalkıp Şadanın yanına gider) Ziyanı yok kızım, ben sonra bulurum. Zeten geni onun için çağırmadım. Sait bey nerede oğan — Demin dışarı çıktı efendim, Daha gel- medi, Selma — Nereye gitti acaba * adan — Her halde uzak bir yere gitmemiştir. Düşünceli ve , Çünkü başı açık çıktı. Yağ aşağıda asılı duruyor. Belma Peki. (Kapmın yanma gidip iyice ka palı olduğuna kanaat getirdikten sonra Şadanın yanına gelir) Bugün konuştular Şadan — Sait beşle küçük hanım mı? Hayır.. Bugün konuştuklarını görmedim, Zaten vakit kal- madı ki.. Selma — Şadan, bilirsin sana emniyetim vardır. seni severim. Bildiklerini bana söyle.. Ama dosdoğru söyleyeceksin. Şadan — Hanımcığım, size dün söylediklerimden başka bir şey bilmiyorum ki. Küçük hanım tabii bana sırrını açmaz. Nereden bileyim Selma Dün bana anlatırken belki bazı yerleri hatırından çıkmıştır. Bir daha söyle bakayım, Ama olduğu gibi söyliyeceksin, ne eksik ne fazla.. Şadan — Yalan söyledimse yediğim içtiğim gö- züme dursun. Selma — Canım brak onları da anlat. Şadan — (Saf) Anlatayım. Akşam yemeğinden sonra idi. Karabaş'a yemek artıklarını vetmek için bahçeye çıktım. Bir de baktım Emel hanımla Ssit Bey incir ağacının altında... Onları orada görünce şaşkınlıkla tepsiyi elimden atarak içeri kaçtım. . Selma — Seni görmediler mi” Şadan — Bilmem efendim ben içeri kaçtım. Selma Her halde görmüşlerdir. (Bir müddet sonra) Peki, o günden sonra Emelin sana karşı muamelesi değişmedi Şadan — Hayır. Selma - Tubaf şeyl.. Sen bunu göreli kaç gün oldu * Bir hafta var mıf Şadan — Var efendim, fazla.. Selma — Düne yazi neden .bana bir şey açmadın * dan — (Müşkül vaziyette) Efendim sırası düş- medi,. Sonra doğrusnnu isterşeniz utanıyordum, Söy- leyim mi, söylemeyim mi diye düşünüyordum. Dün mutbaha bana yardırı etmeğe geldiğiniz zaman 8ize her şeyi söylemeğe karar verdim ve gördüklerimi anlattım. — Devamı ver —

Bu sayıdan diğer sayfalar: