18 Mayıs 1933 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

18 Mayıs 1933 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SERVETİFÜNUN No. 1918—233 kara Civarında İ arıhi Birde Ankara civarında tarih eserleri araştırılmasına devam olunmakta- dır, Maarif Vekili Dr. Reşit Galip Bey, Gazi Hazretlerinin takip bu- yardukları bu hafriyat hakkında şu beyanatta bulunmuştur : — Ankara'ya 16 kilometre uzak- lıkta, Dikmen «rtlarının tam kar- şında Haymana yolu üstünde araş- tırmalar yaptık. Burada üç netice aldık. Birisi yola yakın en yüksek te- penin Ankara'ya bakan kısmında 12 kadar mezar höyüğünü andı- ran toprak yığmalarına dairdir. Bunların Roma devrine ait mezar- lar olduğu kanaati ileri sürülmüştü. Halbuki bir tanesi üzerinde yaptı- ımız istikşaf hafriyatı, bunların dar ha ziyade orada eski bir devirde işletilmiş taş ocakları kırıntı ve dö- küntülerinden meydana gelmiş yı- ğınlar olduğunun daha muhtemel bulunduğu fikrini vermiştir. Mas- mafi kati hüküm için daha birkaç yığını da tetkik lâzımdır. İkinci netice : Bu yığınların 256 metre kadar garbinde en eski za- manlara sit olduğu anlaşılan bir bina temelleri bulunmasıdır. Bir mabet veya bir müstahkem saray olması mümkün olan bu binadan şimdiye kadarki arkeoloji eâebiya- tında hiçbir kayda tesadüf etmedik. Buna göre ilk defa tarafımızdan Yapılan hafriyatta çıkarılan çömlekler. Hafriyatta meydana çıkan bir eser. Yapılan bafriyatta meydana çıkarılan eserler. mütalea edilmiş olduğu söylenebilir. Burada bulduğumuz seramik be- kayanın kati surette bakır devrine ait olması, temelleriu kıdemi hak- kında şüpheye mahal bırakmamak- tadır. Bulunan parçalar üzerinde tet- kikler yapılmaktadır. Bu mühim yerde hafriyat devam edecektir. Ügüncü netice : Yalıncak köyü- nün bugünkü yerinde gayet geniş bir sabayı kaplamış olduğu görülen eski bir şehir harabesidir, Burada muntazam kesme taşlar, bazı hey- keller, pek çok küçük toprak vazo- lar ve tek tük paralar çıkmaktadır. Bu şehir harabesinin temelleri mey- danda denecek haldedir ve köylü- ler tarafından taş ihtiyacı için ka- zılmakta olduğunu gördük. Bu kü- çük başlangıç da aşikâr surette gös teriyor ki memleketimiz kadim me- deniyet eserleri noktasindan hiçbir diğer ülke ile ölçülmiyeyecek kadar zengindir. Diyebilirim ki Türkiye hiçbir arkeolog kazma darbesini mükâfatsız bırakmıyacak bir hazne, kati surette eşsiz bir definedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: