17 Kasım 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 30

17 Kasım 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PETA TR A, e SERVETİFÜNUN Ona Bütün insanlık ağlıyor (401 inci sayıfadan devam) fikrinde mündemiş olan Bulgar milleti, Türk milletinin Kemal Atatürkün büyük eserini ebedileş- tirmesini temenni eder. Dvenik gazetesi, başmakalesin- de, Atatürk ıslâhatlarının fevkalâde ehemmiyetini kaydettikten sonra, ölen Cümhurbaşkanının Bulgarlar arasında kendişini tanıyan ve hay- kânunuevvel 1925 de, medeni ka- nunda gene ayni Büyük Şefin rehberliğile 17 şubat 1926 da ka- bul edildi. T mayıs 1926 da cenub ve garb vilâyetlerine yaptığı seyahat esnasında bazı hainler, bu milli kahramana bir suikasd teşebbü- sünde bulundularsa da kötü niyet- leri meydana çıktı. Bu münasebetle neşrettiği be- yannamede şu sözü söylemiştir: «Benim naçiz vücudümü bir gün elbette toprak alacaktır. Fa- kat Türkiye cümhuriyeti ilelebed payıdar kalacaktır.» Atatürk'ün bizzat reisi olduğu Halk fırkasının ikinci büyük kon- gresinde söylediği nutuk da başlı başına bir tarihi şaheserdir. Hart inkılâbı Atatürk 1928 ağustosunda yü- reğinde taşıdığı diğer bir emeli ortaya vurdu. Bu da harf inkılâ- bıydı. Ondan dört ay evvel bey- nelmilel rakamlar kabul edilmiş ve Arab harflerinin atılması te- mayülü hazırlanmıştı. Yeni Türk harflerinin ne şekilde olması iğ- zım geldiğini uzun uzadıya tedkik eden Önder, 9 ağustos 1928 de Sarayburnu parkındaki nutkile bu inkılâbı müjdeledi. Harsımız, bu değişmeden pek çok istifadeler et- ti. Atatürk büyük bir seyahate çı- karak, millete hocalık etti. Devlet merkezi olduğu gün âdi bir köy halinde bulunan o kısır Ankara, bugün yeşillikler içinde muazzam bir modern şehir manzarası arzeder ki, bunuda sw dece Atatürke rmedyunuz. Memleket içinde örülen nakli- ye şebekesi, her tarafta fışkıran fabrikalar, bankalar, onun dehfsı nın eseridir. ranlıkla takdir eden birçok dost- ları mevcnt olduğunu bildiriyor ve diyor ki: Bu ölüm, Atatürk tarafından başlanan esere nihayet vermemek- tedir. On beş yıl içinde yuratmağa muvaffak olduğu mesai arkadaşları zümresi bu esere devam edecekler- dir ve Türkiye buna devam için icap eden kuvvetlerden mahrum âeğildir. Müstesna Devlet adamı Mir gazetesi, Bulgaristanın eski Ankara elçisi Pavlofun imzası ak tında neşrettiği makalede ezcimle diyor ki: Harb sonrası Avrupasının en şayanı dikkat simalarından biri kayboluyor, Büyük asker, cesaretli ıslâhatçı, ve müstesna devlet ada- mı, Atatürk adını haki: olarak ta- şımış olan adam artık yaşıyanlar arasında değildir, Yeni Türkiyenin tarihi son on beş yıl zarfında onun adına âyrılmaz bir surette bağlıdır. O, Osmanlı imparatorluğunun e» vahim anlarından birinde politik sahnede gözükerek memleketin e&- nerjisini canlandırmağa ve millete istikbal için iman ilham etmeğe muvaffak olmuştur. © anda ki, devletin bizzat mevcudiyeti mev- zuubahis idi ve Türk milleti mağ- lâb olmuş, ümitsizlik içinde bulu- nuyordu. Vazifesi kolay değildi. Uzun ve çetin harbten sonra, Türk topraklarının üçte ikisi yabancı kr- taat tarafından işgal edilmiş ve kendisi iki cebhede mücadeleye mecbur bulunuyordu: Hariçte düş- manla ve dahilde sultanla. Muharrir, bundan sonra Türki- yeyi baştanbaşa değiştiren Lüyük ıslâhatı uzun uzadıya anlatiyor ve şöyle devam ediyor: Atatürk verdiği misalle hepsi kendi fikirlerine merbut genç ve enerjik devlet adamı, asker, idare. ci ve âlim zümresi yaratmıştır. Türkiyenin bu vakitsiz ölümle maruz kaldığı ziya, pek büyüktür. Dost ve komşu Türk milletinin bu ziyan cegaretle tahammül etmesini ve merhumun arkadaşlarının da milletlerin hisşiyatında bu büyük- lükte dâhi bir devlet adamının ve No. 2204—519 büyük ıslahatçının kaybından son- ra zuhuru mutat olan zorlukları yenmelerini temenni ederiz. Slovo gazetesi direktörü mebus Kojuhofun imzası altında neşretti- ği uzun bir makalede şöyle deni- or, Atatürkün büyük ve şan ve ş6- refle dolu ismi Ankara kayalarının üzerinde, unutulmaz günlerin bir hâtırası olarak silinmez kalıyor. Burada, bu toprak üzerinde, bizim yanıbaşımızda çok büyük ve çok kudretli bir adam bizim muasırı- miz olarak yaşamıştır. Düşman or- dularının istilâsını bir yıldırım dar- besi gibi defetmek, barış muahede lerini bir kılıç darbesile yok etmek, halifenin asırlık taht ve tacını bir yumruk darbesile ortadan kaldır- mak, memleketi ıslâh etmek ve sonra ümitsiz hale düşmüş olan. bir milletin milli ihtirasını uyan- dırmak ve modern ve medeni bir devlet yaratmak. İşte gözlerimizin önünde cere- yan eden ve büyük bir kısmı iti- barile Kemal Atatürkün şahsi ese- ri olan mucizeler bunlardır. Dünya artık enteresan değildir Buna binaen, Gladston gibi şunları söylemekte haklıyız : «Dünya, bu derece müstesna olan bu adamın ölümünden sonra artık eskisi kadar enteresan değil- dir,» İşte, milletinin Atası, milletinin bu büyük evlâdı ayni zamanda yirminci asrın da büyük bir yart- taşıdı. Tabiatin kuvveti Atatürk bütün dünya modern tarihinin en büyük çehrelerinden biri olmuşurt. Büyük Türk, Büyük Balkanlı, Büyük Adam : Bir İngiliz biyografi onu haklı olarak <«Tabiatin kuvvetis diye tavsif etmiştir. O, eserini tamamen tarsin ettikten sonra öldü. Derin bir matem hissediyoruz. Zira onun büyük faziletlerini, Balkan antantı ülküsüne olanı muazzam hizmetini müşahede ve tesbit etmiştik. Kronos gazetesi yazıyor : Türkiye Büyük Şefini kaybedi- yor, İakat Yunanistan da öyle s&- mimi bir büyük dostu kaybediyor, şimdiki Türk-Yunan dostluğunu

Bu sayıdan diğer sayfalar: