4 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

4 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa AZAR DEREREE OL “SON POSTA A H Teşrinisani 4 ASAN BEY Tulüat Oyonu Hasan Bey ömründe Tiyatroya filân gitmezdi. Fakat Tulüat kom- panyalarının Aktörlerinden biri | Hasan Beye yalvardı: t — Ben sana bedava bilet ve- reyim, gel beni Tiyatroda seyret, boşlanmazsan diyecek yok. Hasau Bey: — Peki, dedi ve ogece, Şeh- zadebaşındaki tiyatroya gitti. Aktör sahneye çıkınca rolünl! okadar fena oynamıştı ki ahali ıslık , ayaklarını yere vur- maya b e Oyondan sonra, Hasan Bey dedi ki: üt 'ahu... ne idi oîü"-f“_“?m ortaya çıkınca yüzlerce kişi patır- dı yapıyordu. Aktör, kibirli bir tavurla ba- şını salladı: — Hasan Bey, dedi, ben asker- lik ettim. O vakit bir tabur ko- mandanı bana düşman oldu. Ara- da bir gelir, oyunda böyle gürül- tü yapar. Hasan Bey, Aktörün bu tevi- line inanmadı, güldü: —O gürültüyü bir kişi yapamaz, galiba tabur kumandanı büti burunu yanma almış, tiyatruya öyle gelmiş! dedi. Zevzek Herif ün ta- | Bir gün, mahalle kahvesine | zevzek bir adam gelmişti. Her lakırdıya karışıyordu. Münasebet- mi anlatı! Hasan Bey fî:yıı:ıdı ldl’."dm Pazar Olanın canı sıkıldı. Yü- zünü buruşturarak — yanındakine sordu: — Kim bu zevzek Allah- aşkına? — Hasan Bey, bu adam ga- <et iyi yüzer, Bütün ömrü su inde geçmiştir. [çmHı:ı:ıç Bey başını salladı: — Anladım, dedi, onun için bu kadar sulu. Yirmi Dört Saatte Hasan Bey bir ahbabile şi- mendifer istasyonunda — duruyor, tren bekliyordu. Tren tam zamanında — geldi. Ahbabı hayret içinde kalmıştı, — Allahallah... dî:li, Nu.îı bugün tren biç gecik- :ılî:eîu tımgnnkünde gelebildi? Hasan Bey gülerek başını aa yahakkak © dünkü trem dir, yirmi dört saat gecikeri Kış geldi, sevdalandım Yüz binlerce altına; Soğuklar bastırınca Girdim yorgan altına. * Rüyamda geceleri Milyona kanuyorum: Sabahleyin, ateş yok Soğuktan donuyorum ! Ha [ En Büyük Meziyet l “Son Posta,, misafiri — Hasan Bey, gazetenizi güzel bir binada çıkarıyorsunuz. Hoşuma gitti. Hasan B. — Bu binanın bir meziyeti daha var: Yemeğe Davet Hasis bir adam, Hasan Beyi yemeğe çağırmıştı. Sofraya otur- dular. Ortaya evvelâ sade suya bir çorba geldi; Hasan Bey bu yemekten hiç birşey anlamadı. Arkasından yavan bir lapa geldi; Hasan B. bu yemekten de bir: vöy anlamamıştı. Sonra, yağsız, kuru bir patlıcan musakkası gelmişti; Hasan Bey bu yemeğe elini bile süremedi. Aç kalmıştı. Nihayet ev sahi- bine dönerek dedi ki: — Sen beni yemeğe çağır- mıştın. Çök acıktım. Yemeğe ne vakit başlıyacağız kuzum ? Aşağı İnmez Misin? Hasan Bey kiralık bir ev geziyordu. En alt kata inince ev sahibine — kiranın nekadar — oldu- ğunu sordu. Ev sahibi dedi ki: —Hasan Bey senin hatırın için ayda yirmi lira. Hasan Bey düşündü: — Yirmi lira çok yahu... Da- ha aşağı iamez misin? — İnip te ne yapacaksın, Ha- san Bey, aşağısı mahzenl En İyi Evlenme Akı kısa bir ndam, Hasan Bey rasgeldi: — Haberin var mı, Hasın B., evlendim ben! dedi. h, oh... Wemnun musun yolda i? ba"__ Çok memnunum... Karım fevkılâde akıllı bir kadın! Bey gü!dü: an Haslş" en iyi evlenme budur, d_' kadın erkekteki eksikleri dedi, ğ ;nıll““hd"' .Hasır Çöpü Bir gün, Hasan Beyi Beyoğ- hunpa bir Lokantaya götürdüler. Burası ik ve asri bir yerdi, Hasan B. etrafına dikkatle göz gezdirmiye başladı. Bazı adamlar ellerine uzun bir hasır çöpü al- mışlar, bir ucunu İimonata bar- dağının içine sokuyorlar, o bür ucunu da dudaklarına götürerek emiyorlardı. Hasan B. bayret etti ve ya- nındakilere sordu: — Bu basır çöpü de ne olu- | ah aşkına? WYA.lımdıkilu güldüler ve Ha- san Beye anlattılar: — Avrupada limonata böyle  içilir, Hasan Eçy. Bşr'dığı ağra götürmemek için !3". içi boş çöp- leri limonatanın içine sokarlar, önü ler. Wplâ:::r& biraz düşündü. Sonra gırdi: “"_o_mi;::ı bir. kadeh rakı ile Adliye binası gözümüzün önünde duruyor | Akılsız Koyunlar Hasan Bey, lokantada, beyin getirtmişti. Garsonu çağırdı: — Yahu, garson, dedi; sizin lokantaya giren kı k akılsız :eyleı 5 0 G Garson hayret etti: :ll._ Hasan Bey, anlıyamadım, — Anlıyamıyacak — ne — var? Baksan a, hepsinin beyinleri kü- çücük! bir hasır çöpü getir, dedi. Garson, Pazar Olanın istedik- lerini getirdi. Hasan Bey, çöpü rakının içine sokarak içmiye baş- ladı. Yanındakiler sordular: — Ne yapıyorsun, Hasan B.? — Ne yapacağım? Ağmma bir kadeh rakı götürmiye tövbe etmiştim. Şimdi kolayını buldum. Kadehi ağzıma götürmeden içi- yorum! Komşunun - Köpeği Hasan B. — Bu kösek bir işe yaramıyorsa İ Komşu — Kabil değil, Hasan Bey... Karım kıyametleri koparır, | birine sat. çünkü bulaşıkları bu hayvancağız temizliyor. ]Bir Eşeğin |Hikâyesi Bakın, ben size bir masal anlatayım. Hoştur. Dinlediğinize pPişman olmazsınız. Durun amma biraz düşüneyim de masalın b; hatırlayım. Ha.. Buldum : S Evvel zaman içinde, kanbur zaman İçinde gayet akıllı, tatlı | dilli, malümatlı bir adam varmış. Hasta olmuş. Hekime, hocaya C| gitmiş, fakat hastalığına hiçbir ilâç kâr etmemiş. Masal bu ya.. Adamçağıza bir büyücü kadın sağlık vermişler : — Ona git, sana bir su verir, içersen hastalığın geçer, demişler. Adamcağız, nâçar kalmış ve büyücüye gitmiş, kendini göster- miş. Kadın acele ile adamcağıza yanlış bir su vermiş. Bir de ne göresin? Zavallı adam, büyücünün yanından çıktıktan sonra biz eşek kılığına girmez mi? Ondan sonra bu zavallı eşe- ğin başından geçenleri sormayın. Nereye gitse hakaret görmüş, , bir tutam arpa için günlerce yük taşımış. - Nihayet, — talii yardım etmiş, bir Padişahın ahırma düş- müş, orada kendisine iyi bakık miya başlamış. Eşek arpa yüzü görünce, akılllık alâmetleri gösterir. Pa- dişahın kızı ahıra girer, çıkar, bu eşeği çok beğenir. Eninde sonum- da, Sultan bu eşeğe gönül ver- mez mi? Eşekte Sultanı sever. Fakat dili yok ki meram anlatsın. Ne ise, bu sultan eşeği koklar, kucaklar, okşarmış.. Bir gün eşek, saraydan çık- mış, bir yolunu bularak büyücü- ye gitmiş ve anıra anıra yalvar- mış. Büyücü de bunun vaktile bir insan olduğunu anlamış, bir ilâç vermiş, eşek tekrar insan kılığına girmiş, doğru — saraya koşmuş, Sultanın huzuruna çıkmışı — Ah, demiş, ben sevdiğin eşeğim, bak insan oldum. Başından geçenleri birer birer sultana anlatmış. Fakat Pcdiçahın kızı demiş ki: — Yo... Ben seni eşek ı:l:ıı- için seviyordum. Senin kadar Ekuııîlı çl:ıiıı' eşek yektu da ondan... Halbuki böyle ssnin gibi insan çok var. Artık seni sevmiyorum! Zavallı adamcağız boynunu bükmüş ve şu cevabı vermiş: — İnsan olduğuma eşeklik ettim, desenize,.. Hasan Bey Türkiye matbualı Girdi bak yüz yaşmınma; Girinciye kadar da Neler geldi başına, x ) Bu kadar kaza, belâ Görmedim vallah, billâh Yine de yaşıyorur: Kırk bir buçuk maşallah ! Ha |

Bu sayıdan diğer sayfalar: