March 19, 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

March 19, 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nün Halıra Deflerınden : HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz ElliliklerNasıl Gittiler, Ne Yaptılar SON POSTA | Muharriri: 4K FİRARİLERİ, HALK, “KAHROLSUN HAİNLER, DİYE LIMON KABUĞUNA TUTTULAR ö ÖÜ e — Ucuzu hangisi ise orayal Onlar, gülünç bir vaziyette münakaşa ile uğraşırlarken sağ- dan, soldan üçer beşer kişi gel- mek süretile yine bir kalabalık tekevvün etmiye başlamıştı. Rua Tevfik, bunu görür görmez gü- lümsedi. — Eh, dedi, mesele kendili- ğinden netice buluyor. Çünki polisin dağıttığı halk, yine top- lanıyor. Anlamıyormuşuz gibi gö- rünelim, bekliyelim. Onlar bizi hereye götürürlerse oraya gideriz. Diğerleri de “muvafık!,, işareti verirken kalabalıktan bir ses ve onu müteakıp müthiş bir uğultu yükseldi. Sanki geniş sokağın her taşından bir nara fırlıyordu, duvarlardan sayha sızıyordu: — Elhainin, elhainin! Hoca Sabri, birkaç yüz han- çerenin olanca kuvvetlerile püs- Kürdüğü bu kelimeyi işitir işit- mez sarardı: — Eyvah, dedi, herifler bize söğüyorlar! Arapçası hayli kuvvetli olan Riza Tevfik, taşıdığı kuruntular arasında halkım ne dediğini, ne demek — istediğini — anlamamıştı, Hoca Sabrinin gösterdiği telâş Gzerine — dikkatini — topladı ve “Kahrolsun hainler, — cümlesini apaçık işiterek derin bir korkuya kapıldı, yoldaşlarına sokularak mırıldandı : — Hapı yuttuk ! Onlar bir delik bulup sak- lanmak veya bir polis görüp eteğine sığınmak için dört ta- rafa göz gezdirirlerken kalaba- lıktan bir ses yükseldi: — Elhasat, Elcimar! Elbasat, Elcimar! (1) Ne Mustafa Sabri, ne Rıza Tevfik, Mısır lehçesile söylenen bu sözlerin manasını anlamışlar- dı. Filozof, Türkçedeki “Hasat posat,, tabirini ve ekin biçmek manasına gelen hasat kelime- sini hatırlıyarak söylenen 8öz- le bunlar arasında bir müna- sebet bulmı!'l çalışıyordu. Sakıt ise “C, harfini "G, telâffaz eden İskenderiyelilerin “Elgimar, demekle neyi kastet- tiklerini bir türlü teferrüs ede- miyordu. Maamafih onların dü- şünceleri uzun sürmedi. “Elbasat,, *“Elcimar, diye bağıran gencin bu kelimeleri bir kere daha hay- kırması üzerine bir yağmur dö- külmiye başladı!. Bu yağmur, gökten dökülseydi İskenderiye için de rahmet olurdu. Çünki o güzel memleketin semaviler elile, bulutların — delâletile — sulanması pek nadir vukua gelir. Bizim yağ- mur dediğimiz, halkın firarilere attığı fiske taşından, yumurta, limon kabuğundan mürekkep bir halita idi. İskenderiye sokakla- rından ' gelişi güzel — toplanacak Hainler, yanlarında ai- lelerini ve kendilerini halkın — tecavüzünden kurtarmak için bir delik bulmak veya polise iltica etmek istiyorlardı. taş yoktur, çamurda kenar mah- lelerde tesadüf olanabilir. Bu se- beple, firarileri selâmlıyan balk, birlikte getirdikleri küçük çakıl- ları vo bilhassa çürük yumurta- larla Hmon kabuklarını kullanı- yorlardı. Halk, firarilerle beraber bu- lanan kadınları bu lânet yağ- murundan mümkün olduğu kadar uzak tutmıya çalışıyordu. Lâkin onlar, bağırmıya başlamışlardı ve erkeklerin arasına karışmış- lardı. Binaenaleyh — çakıllardan, yumurtalardan, limonlardan tabi- atile bisse alyorlardı. Mustafa Sabrinin tam burnu ortasında patlıyan bir yumurta, sarılı be- yazlı bir irin gibi sakalma doğru sızıyordu. Hoca Zeynelâbidinin cübbesi cıvık bir halde idi. Riza Tevfiğin kürklü paltosundan ha- yır kalmamıştı. Öbürleri de ayni maskara kıyafet içinde bulunu- yıılırdı. Hâdise, bizim bu Bsatırları yazmak için sarfettiğimiz zaman- | dan daha az bir vakit içinde cereyan esmişti. Elhainin, elhasa, | elcimar kelimeleri yüzlerce ağız- dan fırlayıp dürürken çakıl, — yü- murta ve limon kabuğu yağmı- ru da dökülmekte devam ediyor- du. Belki bu yağmurun sonu bir hücum olacaktı, belki firariler, İskenderiye rıhtımının yanı başın- da ağır bir akıbetle karşılaşa- | caklardı. Evet, bu ihtimal vardı ve — onlar, seyahatlerinin — ilk merhalesinde — hayatlarının son merbalesini idrak etmek üzere bulunuyorlardı. Lâkin, birer ikişer zühür ediveren polisler, o akıbe- tin tahakkuk etmesine meydan vermediler, ellerindeki kısa değ- neklerle halkı dağıtınıya koyul- dular. (Arkası var ) çe .|l] Hac usul ve erkânı arasında bir de “Şeytan taşlama , keyfiyeti vardır. Hacılar, Arafattan dönüşte muayyen yerlerde muayyen miktarda taş atarlar. Buna hacare denir, Arap- çada cem'i (Hacar) dır. Orada atı- lan taşlara da ( Hasat) derler. Fira- rilerin taşlanmasını emreden deli- kanlı, bu hareketle şeytanların taş- lanmış olacağını ima etmiş oluyordu. Türk Doktorlarının Şiddetli Bir İtiraz (Baş tarafı 1 inci sayfada ) 1925 senesinde M. Pittar na- mtnda bir Fransızın memleketi- mizi ziyaretile uyanan Antrpolo- jik tetkikat, şimdi tecssüs etmiş gibidir. Bu vadide ilk çalışan da Osman Şevki Bey namında bir doktordur. Meselâ Türklerin, Yu- nanlıların, şu veya bu milletin müşterk vasıflarını bulmak için bu ilim sayesinde muhtelif boy ölçüleri, kafa ölçüleri, alın ölçü- leri tatbik olunuyor ve bu ölçü- lerden umumi neticeler çıkarılı- yor, Fakat bu mecmua ve zeva- tın son zamanda bulduklarını iddia ettikleri neticelere şiddetle itiraz cden bazı doktorlarımız çıkmıştır. Meselâ bir mecmuada, AliRıza imzasile yazı yazan bir zat, ge- rek 1925 te memleketimize ge- len ve bu ziyaretinin neticelerini birtakım eserlerle tesbit eden Fransız Mütehassısı M. Pittar ve gerek onun yürüdüğü yolu takip eden M. Muşe ve muavini Şevket Aziz Beylerin elde ettikleri neti- çelere şiddetle itiraz etmektedir. Bu zat, itirazlarına birtakım si- yasi mülâhazalar da ilâve ediyor ve ezcümle diyor ki: “Türkler, Turani bir ırktır. Bu irkin — vasfı, — bilhassa — başının (Brakyosefal) yuvarlak — olmasın- dadır. Halbuki gerek M. Pittar, gerek M. Muşe ve muavini, Türkleri Yunanlılaşmış Avrupalı ırktan addediyor ve (Dolikosfal) kavun kafalı gösteriyorlar. Bu hükümlerine esbabı mucibe ola- rak ta “esasen nereden geldik- leri pek te belli olmıyan,, bu- günkü Türklerin Bizans bakayası ile karışıp asli vasıflarını kay- betmelerini () gösteriyorlar ve bugünkü Türklere (Örasi) diyorlar. Yani Hindistanda bir Avrupalı ile Hintli kadının birleşmesinden hâsıl olmuş — kırma ve melez mahlâk. Bu izahattan sonra Ali Rıza Bey diyor ki: “Mahdut birtakım tecrübelerin mahsolü — olarak — ortaya atılan bu iddia ve neticeler, bu asır ve zamanda siyasi hükümler do- gurabilir. Halbuki ortaya atılan iddia ve neticeler gibi bu hü- kümler de yanlış olur. Binaena- leyh alâkadarları düştükleri gaf- letten — dolayı intibaha — davet ederiz. <e İlk Aşk Rus - İhtilâlini hazırlıyan meşbur Rus ediplerinden Turgeniyefin eseridir. Haydar Rifat Beyin küvvetli kalemile tercüme edilmiştir. Tefeyyüz kitaphanesinde flati bir lira, Bu Akşam R Dinliye 19 Mart 932 Cumartesi Istanbul — (1200 metre 5 kilovat) Darüttalim heyeti, 22 orkestra. Hellaberg — (276 metre 75 kilo- vat) 19 Mozardan iki parça, 20 Ber- linden naklen konser. | vat) 19,35 musikili musahabe, 20,30 | siki parçaları, 22,50 dans havaları. Bükreş — (394 metre 16 kilovat) 19,40 gramofon; 20 keman solo, 20,30 konferans 21,10 Rus korası. Belgrat — 429 metre 2,5 kilavat) 20 Milli Sırp havaları, 20,30 günün Dikkat: | 18 gramofon, 19,5 Darüttalim heyeti, | 20,5 gramofon ile opera parçaları, 21 | Mühlaker — (360 metre 75 kilo- | Frankforttan naklen neşe veren mu- | Neler ceksiniz | baberleri, 22,10 ork Roma — ( tre 75 kilovat ) | 20445 opera binasından nakil. Prag — (488 metce 120 kilovut ) 20,20 neşe veren havalar, 20,95 ga- zete baberleri, 21,05 halk konser. Viyana -- (S17 metre 20 kilovat) 20 konser, 22.35 kans havaları. Peşte — (550 metre 23 kil 20,20 operanın örkestra heyeti, xa dans ha Vazsşova — (MIN vat) 1945 radyo gazetesi, 20 1 habe, 20,15 Polonya musikisi, musahzbe, 22 Şopen konseri. Berlin — (1983 metre 75 kilovat) 20 senfoni, 22 siyasi haberler, sonra dans havaları. adyoda satra. metre 156 i Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya ait olan kısmı vasat! Avrupa sanatine göre tanzlim edilmdliştir Istanbul santine tatbikı için Avrupada saat(12) olduğu zaman — İstanbulda () e gekdiği farzodilmelidi | eee —— İstanbul murluğundan: Nikola hali haya- tında zevcesi Atina ile müşte- dördüncü icra me- reken Rahel binti Davitten borç aldıkları 500 liraya mukabil ve- faen ferağ eyldikleri Fenerde Tev- kü Cafer mahallesinde Atgeçmez sokağında eski ve yeni 17 nu- ı maralı hanenin altı hisse itibarile beş hissesi 30 gün müddetle ihalei evveliye müzayedesine va- zolunmuştur. Müştemilâtı mezkür hanenin beş basamak kefami taş merdivenli çıkıldıkta — fevkanesi kafesli çifte kanatlı kapıdan gi- rildikte zemini mermer antreden keza fevkanisi camlı çifte ka- natlı doğrama kapıdan geçilerek zemini tahta bir sofa Üzerine sokağa nazır demir parmaklıklı bir oda olup duvara gömülü camlı dolap sofada mermer do- laplı musluk mahalli ve bir helâ mecuttur. birinci kat ve zemin katına ahşap helezon merdiven olup birinci kata çıkıldıkta bir sofa üzerine sokağa nazır şahniş cumbalı bir oda ve mukabil | cihetinde bir sandık odası var- dır. İkinci kat bir sofa üzerinde sokağa nazır şahniş cumbalı bir oda mermer yalak musluklu bir helâ vardır. Üçüncü kat merdi- ven Üstünde aydınlık almak için tepe camı mevcut olup merdi- ven başı ufak bir sahanlıktan bir kapı ile sağ taraftaki odaya girilir. Mezkür odada birkaç raflı dolap olup mezkür odanın yanında diğer bir ufak sandık odası vardır. Sahanlıktan diğer kapı ile tarasaya çıkılır. Tarasa zemini çinko bir metre irtifaımda kârgir korkuluklu olup poyraz ciheti yağmurdan muhafaza için ayrıca çinko ile kaplıdır. Birinci kattaki sofadan helezon mer- divenden zemin katma inilir. Ze- mini kırımzı çini döşeli taşlık üzerinde bir kömürlük ve müş- terek aydınlık mahalline pence- resi olup (taşlıktan fevkanisi camlı çifte kanatlı kapıdan ze- mini kırmızı çini döşeli mutfağa | girilir. Derununda mermer büyük | yalak tekne diğer mermer küçük yalak ve maltız. ocaklı ve sabit kazanlı ufak mahalli ve bir kömürlük — vardır. Buradan üç ayak merdivenle — kafesli camlı teklkanatlı demir kapıdan sokağa çıkılır. Mezkür hanede terkos ve ar ee Ucuzluk Şehrimizde 15 Kooperatif Dükkânı Açılacak Şehrimizdeki bazı müteşebbis gençler mühim bir teşebbüse girişmişlerdir. Bu müteşebbislerin yapmak istediği şey, halka lü- zumlu olan ve çok kullanılan gıda » maddelerile diğer eşyanın satış fiatini ucuzlattırnaktır. Bir kısım esnafın da delâlet ettiği bir bareket neticesinde — yiye- cek — ve giyecek — fiatlerinin yüzde yirmi derecesinde ucuz!'ıya- cağı kestirilmektedir. Tahkikat- mıza göre şu şekilde hareket edile- cektir. İstanbulun muhtelif yerlerinde on beş tane kadar kooperatif dükkânı açılacak, toptan eşya alım ve satımında aradaki muta- vassıtlar kaldırılarak bu eşyanın daha ucuz tedarik edilmesi müm- kün olacaktır. Çocuk hastalıkiarı Dr. SEMİRAMİŞEKREM H. Beyoğlu Mektep sokak Telefen B. O, 2486 mücemassı . Fotoğraf Tahlili Kupona Tablatinizi Oğrenmak İstiyorsın « fotoğrafınım 5 adat kapon ile b Hüte gönderiniz. Fotoğralıma srayı tabidir. ve İade edilmes, Hangi saxllerin cevabi ? Fekoğjral im'işar sdecek mi/ Fotojrafın - kilşesi JOkaruşlakp mukabilinde gönderilebir. elektrik tesisatı mevcut — olup derununda mahiye 11 on bir lira Madam Veginiya sakindir. Ha- ricinde dahilen ahşap olup mer- kür hanenin kıymeti muhamme- nesi tamamı 1800 lira olup talip olanlar kıymeti mühammenenin hisseye musip miktarının yüzde 10 »vispetinde pey akçeleri olarak 928-8487 numaralı dosya ile yicmi beş nisan 932 tarihinde saat on dörtten 16 ya kadar İstanbul dördüne İcra Memurluğuna mü- racaat eylemeleri ilân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: