28 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

28 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA — Hafiye Teşkîlatı Ve Derebeyler Saraya 32 Sene Mutemadıyen Uygun Adam Yetiştiren Mektebi İdare Eden Adam Muharriri * Her Hakkı Mahfuzdur Ka Bu meb'uslardan bazıları, hak- kında sadır olan kararın, Kanunu Esasiye mugayir ve keyfi olduğu- nu ileri sürerek tebliğ edilen emre itaat göstermemk istediler. Fakat, yakalarına yapışan kuv- vete mukavemet edemediler. Mağ- lüp, muzmahil ve perişan bir halde ebediyen İstanbula veda ettiler. Artık, ne Meşrutiyet kalmıştı; ne de bunu müdafaa eden... Bu uğurda yeniden mücadeleye gir- mek te mecnunane bir hareketti. Çünki, hükümetin bütün idaresini eline alan saray, kahir bir nü- fuz ve kudret kesbetmiş; koca memaliki mahrusei şahanede ya- şıyan her ferdin, lisan ve efkâ- rını çelikten bir mühürle mühür- * lemişti. Bu kahir nüfuz ve kudret, yalnız bir şey istiyordu: (Sükün ve iaat...) Son defa olarak bu sükün ve itaati ihlâl etmiye teşebbüs eden Ali Suavi, yüzlerce — zavallının katili olmuş ve kendisi de süngü | darbeleri altında parçalanarak, Çırağan Sarayımın dehlizlerinde köpüren al kanlar içinde boğul- | muştu. Bugünden itibaren sa- rayda temel tutan seyyiat ve istibdat — idaresi —tam — otuz iki sene devam etti; ve bu müd- det zarfında da yavaş yavaş sa- î raydan taşarak memleketin her tarafında saraya mensup denilen | bir unsur vücude getirdi. — Sıraşı geldiği zaman izah edeceğimiz veçhile, din başkâtipliğinden sadaret mev- küne yükselen Sait paşanım, sa- drazam olur olmaz ilk icraat olmak Üzere vücude getirdiği hafiye teşkilâtı, saraya mensup denilen bu unsurun zetmişti. esasını — va- ÂAz zaman zarfında, Kuranu- vusta hükümetlerinin idare tar- zına benziyen bir teşekkül busu- | le geldi. Anadolu, Rumeli Ara- bistan, şu tarafa dursun; İstanbul bile, birtakım derebeylerinin elinde taksim edilmişti. İşte bu derebeyleri tam otuz iki sene idare etti. Ne kadar sabur ve müteham- mil bir milletmişiz, Yarabbil.. Bu- gün o idarenin içyüzüne ve bil- hassa cereyan eden birçok veka- yie dair elimize geçen vesikalara bakıyoruz. da, o hayala nasıl tahammül — ettiğimize — hayrette kalıyoruz. Bu idareyi temin eden adam- ların hayat ve — maceralarında öyle karışık esrar vardır,ki bun- ları tetkik ederken gülmek mi, ağlamak mı İâzım geldiğini insan | bir türlü —kestiremiyor. —Her aray, az çok bir entirika merke- zidir. Fakat bu hüsusta hiçbir saray, Yıldızın derecesine yük- selmemiştir. x Sarayı, gerek seviye ve Abdülhami- | g':rek mefküre itibarile tamamen biribirine zit olan binlerce insa- nn haşrolduğu bir yerdi. Hiçbir hükümdarın sarayı, Yıldız sara- yımdaki binaların damlarının al- tında barınan insanlar kadar, biribirine benzemiyen adamları bir araya toplamamış ve beraber- ce, bir gaye uğrunda yaşatma- mıştır. Parmaklarının ucundan kan damlıyan bir katille ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan | bir adam, burada senelerce yan- | yana yaşamıştır... Bu garip yaşa- | yışın, şüphesiz büyük bir sır ve hikmeti vardır. Abdülhamidin ilk — başkâtibi Sait Paşanın zekâ ve maharetile kurulan bu sır ve hikmet, Yıldız tepelerinde, ensalsiz bir mektep | vücude getirdi ve bu mektep, otuz. iki —sene mütemadiyen | saraya uygun adam yetiştirdi. Bunlar da, otuz sene evvel yaşa- dığımız hayatta bizi idare etti. Bu idare, aklın ve hayalin | kabul edemiyeceği garip hâdise- lerle doludur. Biz şimdiye kadar bu hâdiselerin Üstünü örten es- rar perdelerini birer birer açar- | Kimdi ? ken, karilerimizden tekrar - bir ricada bulunuyoruz ve diyoruz ki: — Okuyacağınız satırlar, ne bir efsane ve nede bir hayal mahsulü değildir. Gözle görülmüş, kulakla işidilmiş.. Ve, bir gün gelir de lâzım olur, diye o dev- rin mühim zevatı tarafından not edilmiş hakikatlerdir. Hayat ve maceralarından — bahsedeceğimiz adamlarla en küçük bir münase- betimiz olmadığı gibi, hiç birine |zerre kadar husumetimiz de yoktur. Birçokları, dünyadan elini çekmiş mütebakisi de tarihe karışmıştır. Biz. yazacağımız — yazılarla hiçbir. şahsın, ne iyi ve ne de fena bir adam olduğunu söyle- mek istemiyoruz. Sadece bu adamların ahval ve ef'alini, karış- tırdıkları hâdiseleri, bunlara te- temas eden vak'aları naklederek o devrin hususiyetlerini tesbite çalışacağız. Tamamen bitaraf olarak hareket edeceğimiz bu işin neticesinde, bizden sonra | gelecek nesillere hazin bir ibret levhası göstermiye muvaffak ola- | bilirsek, ne mutlu bize,.. T Arkası vul 'Buğday KanunuMecliste e 'Piyasayı Ziraat Bankası Düzeltecek. Şe- | ker, Kahve Lâyihası Da Tetkik Edildi ( Baş tarafı | inci sayfada ) buğdayı muayyen bir müd- det için —tesbit edeceği fi- atlerle Ziraat Bankasına 2 — Buğday satma, mubafaza tarz ve şartlarile mü- | bayaa ve satış mahalleri ve bu- na müteferri diğer hususlar İcra Vekilleri heyeti kararile tanzim olunacaktır. satlırmıya ve piyasayı maksadile buğday gümrük res- mini icabın da indirmeye mezun olacaktır. 3 — Mübayaa edilecek buğ- dayların elden çıkarılarak - tasfi- fiyesi neticesinde tahassül cde- | cek senevi bir milyon liraya ka- alma, tanzim dar zarar hükümeltçe tesviye ve | elde edilecek kâr silo ve depo- lar inşasına tahsis olunacaktır. 4 — Buğday mübayaası içim Ziraat Bankasınca açılacak kre- dinin mikdarı buna hesap edklecek — faizin nispeti' Maliye Vekâleti ile Banka arasında ka- rarlaştırılacaktır. Şeker, Çay, Kahva Ankara, 28 (Hususi) — Şeker, kahve ve çay ithalâtının bir. ek den idaresi hakkındaki kanun lâyihası dün akşam Millet Meelisi | bütçe encümeninde tetkik edile- rek umumi heyete verilmiştir. Bugünkü içtimada — görüşüle- | rek lâyihanım — kanuniyet — kes- bedeceği haber veriliyor. Lâyiha- ya İktisat encümeni tarafından mübim bir fıkra ilâve edilmiştir. Bu fıkraya göre, hükümet ve müstahsilden aldırıp | kendisine verilecek salâhiyeti is- timale ©eşebbüs etmeden evvel şeker, kahve ve çay toptancı tacirlerile temasa gelerek bu tacirlerin — başta üzere ihracat —mallarımız mu- kabilinde takas suretile mem- lekete şeker, kahve ve çay ithal etmeleri çaresini arıyacaktır. Şayet tacirler bu işi idare ede- miyecek olurlarsa hükümet itha- lâtı takas suretile bizzat idare edecektir. Fiatlerin yükselmiye- ceği temin ediliyor. Sırbistanda Cümhuriyet Ve İnkilâp Havası Esiyor. ( Baş tarafı | inei sayfada ) Sabık meb'us doktor Simo Martoviç, doktor profesör Yova- noyiç,'Avala ajansı sabık müdürü ve Vreme gazetesi sermuharriri Miloşeviç Sıhbiye Müdürü ve Pokltika gazetesi muharrirlerinden doktor Niloşeviç Belgratlan başka diğer vilâ- yetlerde de bir hayli tevkifler yapılmıştır. Bu meyanda darlilfü- nun emini de Lublianada tevkif edilmiştir. Bosna ve Hersekte köylüler tarafından bazı un de- poları yağma edilmiştir. Bania Luka, — Trapavile, — Koprivniça, Vorazatin ve Yüçi taraflarında köylülerle —jandarmalar — arasın- da müsademeler olmuştur. Bütün bu hâdiseler Yugoslav- yada esaslı bir inkılâp arifesinde bulunulduğunu göstermektedir. LA tütün — olmak | — —zeteree ——— — n — Hıu'rııı » - Yeni Model Ford Otomo- billeri Teşhir Edildi Soen model Ford otomobillerinden biri Ford — kumpanyasının — imal etmiş olduğu V şeklinde sekiz silindirli yeni Ford arabaları teş- hir edilmiştir. Bu münasebetle Tophanedeki Ford fabrikasının — salonlarinı ve fabrikayı yüzlerce mümtaz zevat ve gazeteciler ziyaret etmiştir. Müesseso memurları yeni - sis- tem arabalar hakkında davetli- lere izahat vermişlerdir. Yeni sistem modelinin husu- siyetleri şunlardır: V şeklinde 8 silindirli Fort motörü 65 beygir kuvvetindedir. Saatte — 130 kilometre — sürati vardır. Motörler, diğer bütün Ford motörleri gibi gayet sade ve çok zarif olmakla beraber meta- net ve emniyet dereceleri daha fazladır. Tasarruf noktasından da V şeklindeki 8 silindirli Ford motör- leri çok idarelidir. Arabanın malik olduğu 65 aa z —a Akıllı Maymunlar Bu resimde gördüğünüz dört maymun senelerdenberi Londra ı | hayvanat bahçesinde kümes arka- daşlığı yapmıştır. Şampanze cim sinden olan bu maymunlar —hay- van bahçesindeki mütehassıslar tarafından mükemmel surette ter- biye edilerek medent bir - insan kıyafetine sokulmuştur. Bu dört kafadar şimdi hergün yemekle- | rini bu. masa etrafında tıpkı bir insan alışkanlığile yiyorlar. Bunlar biribirlerile o kadar iyi kaynaşmışlar ki yemek yerken hiç kavga etmiyorlar. Ayni za- manda önlerine yemek döktükle- ri de görülmemiştir. Çatal, kaşık ve bıçağı tıpkı bir insan gibi meharetle kullanıyorlar. Su Fiatleri Sıcakların artması Üzerine su ve buz fiatlerinde bazı ihtikâr temayülleri görülmektedir. Bilhassa bir bardak - suyun kırk paraya satılması halkın - şi- kâyetini mucip olmaktadır. beygir kuvveti, yokuşları suhulet ve süratle çıkabilmek imkânını verdiği gibi süratli akselera- yonu ve direksiyon yumuşak- hğı da büyük bir — manevra kabiliyetini temin etmektedir. Yeni şekil arabalarda gerek şaside ve gerek karoserde azami konfor temin edecek tertibat vücude getirilmiştir. Fabrikanın Türk ve genç şef- | leri dün davetlileri gezdirerek burada ambalâj halinde gelen aksamın — nasıl — yerleştirildiğini atelyeler başında — göstermişler, ve izahat vermişlerdir. Bu izahat ve ameliyenin gö terilmesi gezenlerea iyi bir fikir vermektedir. Ford mücssesesi, dünkü tep- hir dolayısile davetlilerini irhar ettiği büfeden izaz ve ikram etmiştir. Ford meşheri bugün ve yarın saat 9-12 ve 16-19 arasında açık bulundurulacaktır. Biribirlerini Yaraladılar Taksimde Bülbüldere caddesinde Refik isminde biri bir kadın meselesinden Abdullah isminde birini kama ile yaralamış, Ab- dullahın arkadaşı İsmail de Re- figi tehlikeli surette yaralamıştır. Fransız Frangı İngiliz lirası Dolar Liret Belga Drahmi İsviçre frangı Leva Florin Kuron Ç. SESSKESASLTESE SEsgi p. Muvahhide A, Demiryolu

Bu sayıdan diğer sayfalar: