18 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

18 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p SKT A L Siyorta —Hanımefendi kocanızın hayat sigortası mukavlesini feshe kalk- manız doğru bir hareket değil, ©on senedir. — verdiğiniz paraya günah! Hanımefendi içini çekti. — On sene para verdim, hiç- bir istifade etmedim; daha kim bilir nekadar vereceğim? İste- mem feshedilsin. Konserde —Karınızla nasıl tanışmıştınız? — Bir konserdel. — Demek ikiniz de musikiye meraklısınız.. — Hayır canım, konserde tesadüfen yanyana oturmuştuk.. İkimizde can sıkıntısından sağa sola bakarken gözgöze gelip anlaşıverdik . Kılıbık — Karımı azarladım, diyor- sun, fakat sen kılıbık adamsın; nasıl korkmadın!. — Korkmama sebep yok, ben istediğim zaman karıma bağı- rır. çağrır, ağtıma geleni söyle- rim; o sesini bile çıkarmaz.. — Nasıl olur canım? — Niye olmasın canım, ben fransızca — söylerim, karım da | fransızca bilmez. Bulunan Lira Küçük Necmi sokakta hün- gür hbüngür ağlıyordu. Bir hanım enu bu halde görünce merak etti: —Niçin ağlıyorsun çocuğum?.. — Yerde bir lira buldum. — İnsan yerde para bulursa biç ağlar mı?. — Ne yaypayım efendim, şim- di eve gidince lirayı babama versem, annemden dayak yiye- | ceğim. ÂAnneme versem, babam- Mahkemede Hâkim maznuna dönerek: — Adamcağızın cüzdamada- | ki bir tek liraya tenezzül edip aldın hal.. — Ne yapayım hâkim efendi, elizdanından fazla para çıkmadı ise kabahat benim mi?.. Bahçenin İrtifar Dostum Suphi, beni evine çağırdı: — Sana bahçemde bir yemek | ıediıeyim de gör, dedi. Ne mü- emmel bir bahçem var. Bahçe dediği evlerin arasına sıkışmış küçük bir yerdi.. — Azizim, dedim, bu nasıl bahçe, ne boyu var, ne de eni.. Suphi güldü: — İrtifan var, onun da - far- kına varmadın mi?. — Rahmetli annene nekadar benzemişsin ; aranızda yalnız küçük bir ayrılık var. O, ineğin sütünü sağmaktan hoslanırdı, zen de insanın parasını sağmaktan zevk alıyorsun ! maşlar, şoförler bir beygir kuvvelinde yarı Bir şoför iti- altmış beygir kuv- gir kuvvetinde oto- anlayışsır. adamlar- — Şu giden adamı i W" - - :ıl:.ıııııı: biraz Baak ğ — Yakında evleneceğiz.. — Tahmin etmiştim. Tebrik ederim. altmış Midilli bey — Şu geçen kotrayı gürdi yarışına iştirak edecekmiş... — Aman ben de yarışlara gideyim.. O bir.nciliği elde etmeden ben onu elde etsem daha BENİM GÜZEL NİŞANLIM.. Benim güzel nişanlım, Aşka bedel alşanlım, Bırak düşsün yüzüne Saçın tel (e;niunlım. Benim cici nişanlım, Fembe inci nişanlım, Yaşla doldu gözümün Sensiz içi nişanlım... — Anmne, babam seni neredetanıdı? — Ben denize girmiştim, bo- Böylelikle hııkııh'ı.. aptalca gibi !.. Benim bir tek nişanlı Saçı eknişip ıı':ını. ” Yüzüne hayran oldum Sanki bebek nişanlım. * nim kumral nişanlı: :.ıı—':l bal :ı:s:ıılım. > Niçin öyle kızarmış Yüzün al, al nişanlım. * Benim canım nişanlım, Heyecanım nişanlım, İnan sensiz Helecanım nişanlım !.. Benim nurum nişanlım, Hem sürurum nişanlım, Seninle yükseliyor Bak gürürüm nişanlım * Benim kıziım nişanlım Tek yıldızım nişanlım, Senden başka herkese Vefasızım nişanlım I. * Benim berrak nisanlım, Hem yüzü ak nişanlım, Sevacağim, saçların Oisa da ak nişanlım ! muhakxkak gibi!.. Kurnazlık Maslak yolundu bir ağaç — altına oturmuştam.. Lüks bir otomobil önüm- de durdü. — Şoför yörinde orta yaşlı iyi giyinmiş - biri vardı. Herhalde etomobilin — sabibi olacaktı.. Biraz ©- tede çilt süren bir köylüye sesletdi: Hemşeri, Bü- yükdereye nereden gidilir?.. Şu sağ twe raltaki yoldan gi- dersin!.. Otomobil hare- ket etti. Köylüyü çağırıp sordum: — Kestirme yol varken, niyo en uzağını gösterdin.. Köylü yüzüme bakıp güldü: — Gözterdiğim yolda benim tarla- larım var. Geçer: ken kargaları tür- kütürler, faydaları dokunmuş olur. ün mü 7.. Sahibi çak z n bir adamdır. Gelecek hi Birinciliğ! elde edeceği m cek haflaki kotra m, Sensiz geçen günlerim Birer geca nişanlım. * Benim melek nişahlım, Ağzı çilek nlşın.:m. Yakında kavuştursun Bizi felek nişanlım... SARIKUŞ Daha Fena — Muktesit bir adamın karısı imak herhalde iyi bir şey olmıyacak! — Ondan daha Fenası var. — Hasis bir adamın nişıııl;sı | üeüT riseeeeine T Genç kız nişanlısına sokuldu; — Evlendiğimiz zaman içki- den vazgeçersin.. — Pekit, — Kumardan vazgeçersin.. — Peki l — Şimdiye kadar yaptığın xibil barlarda gezmekleny vı:ız:ı- çersin.. — Pekil — Bu kadarı yetişir.. — Hayır, ben bir şeyden daha vazgeçeceğim. — Neden ?, — Evlenmekten !.. Öğretecek Mağazanın sahibi genç muha- sibine çıkıştı. — Ben sana kızıma kur yap- mayı öğretirim. Genç muhasip sevindi: — İyi — edersiniz Beyefendi, ben de acemilikten mi Ledir; iki aydır kur yapmak İstiyor da bir türlü beceremiyordum. Para İçin Moiz, Salamona sordu: — Salamon, sen karın: çok parası olduğu için mi aldın?.. — Hayır, bilâkis benim hiç param olmadığı için aldım. Ayrı — Bu sene yazı nasıl — geçire diniz?.. — Gayet iyi. Her senekinden daha fazla istifade ettim.. Karım Adada, ben Modada ayrı ayrı evler tutmuştuk. Su Bizim İsmet Hulüsinin âdetidir, — Su içeceğim!. Tabirini kullanmaz da, — Su alacağım! Der.. Geçen gün dikkat ettim.. Biribiri arkasına dört bardak suyu birden . Hak verdim. Hakikaten su içmiyor, su alıyormuş!. Ne ? — Konuştuğunuza dikkat edi- yorum. Mütemadiyen Naciye Ha« nımin aleyhinde bulunuyorsunuz. Ne derseniz diyin. Naciye Ha- nimin benim hoşuma gitmiyen bir ciheti var!l.. Hepsi birden merakla sordular! — Ne? — Karım olmayışı. Sebep Varmış İçerde — gramofon çalınıyor, komşunun çocuğu gelir. — Bey amca, babam selâm söyledi. Gramofonunuzu bu ak- şamlık bize verir misiniz ? — Ne yapacaksınız, saat on iki oldu; bu zamandan sonra dans mı edeceksiniz.. — Hayır bey amca, uyuya- cağız. ilaar I güçlük çekeceğim. Sizin kullandığınız kadar fazla boya kul- Yanmak âdetim değildir de!..

Bu sayıdan diğer sayfalar: