2 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünya Garibeleri Kokain Yerine Yeni Zehirler Bulundu Bir müddettenberi Leh kibar | aileleri arasında kokain ve heroin gibi uyuşturucu ve bisuetice ya delirten veya — öldüre.. — zararlı macddelere karşı büyük bir rağ- bet başlamıştır. Bu maddelerin memlekete nasıl getirildiğini öğ- renmek istiyen zabıta, maalesef bütün gayretlerine rağmen hiçbir iz elde edememiştir. | Fakat bir tesadüf neticesi, bu işin sırrı meydana çıkmıştır. Lehistanın en kibar aileleri | tarafından kullanılan bu uyuştu- rucu madde meğer esas itibarile hariçten getirilmiyormuş, dahilde yetiştiriliyormuş. Bu madde, bir nebatın su- yudur. Bu nebalın adı da (mu- kaddes Kaktüs)tür. Suriye ve bilhassa Filistinde bulunanlar be- heri el kadar ve daha büyük kalın yapraklı ve yapraklarının üzerleri dikenli bir nebat tanırlar. Çok defa çit makamında bahçe- lerin etrafına dikilir, Araplar bu nebata Sabır derler. Dikenli ve yumruk kadar bir meyva verir. Az tatlı ve çok çekerdeklidir. Bizde de avam arasında buna *“kaynana dili,, derler. Meğer — Leh asılzadelerini afyon ve esrar gibi uyuşturan madde, işte bu ( Kaynanadili- Kaktüs )ün bir mev'i imiş. Bu nebatın bir tarafı bıçakla kesilir | kesilmez bir su akıyormuş. Peyo denilen bu suyu içenler, iki sa- gtlik envar rüyalı bir uykuya da- | hyorlarmış. Maamafih Peyonun kullanılıp kullanılamıyacağı hakkında Le- histanda 'iki fikir cereyanı var- dır. Bir kısım doktorlara göre Peyo zararsız bir maddedir. ve vücudü tahrip etmez. Bu itibar ile kullanılmasını menetmek kanuni değildir. Bazı doktorlara göre ise zararlıdır. Çünki Peyo içen bir kimse, bu ilâcın tesiri altında bulundukça yemek yiyememekte veya yediği takdirde çıkarmaktadır. Vücude lâzım olan gıdaların alınmasına mâni olduğu için zararlıdır. Fa- kat ilim adamlarının münakaşası neticelenip te zabıtanın bir karar almasına intizaren sabır - kaktüs ticareti Lehistanda almış yürü- müştür ve bir saksılık bir nebat 400 kuruşa kadar çıkmıştır. Moris Şövalyeye Hakaret Meşhur Fransız sinema ve kafekonser aktörü Moris Şövalye ömründe biçbir zaman görmemiş | olduğu ağır bir. muameleye bu- | gün ilk defa maruz kalmış bu- | lunuyor. Moris Şövalye bazı temsiller | jvermek üzere Lehistana gitmek istiyor, fakat Leh hükümeti bu san'atkârın pasaportunu vize et- miyor. Bunun sebebi şudur: Le- histan hükümeti, kendi tebaasının menfaatlerini korumak için hariç- ten Lehistana gelecek mustkişi- nas ve san'atkârları kayda tâbi tutmuştur. Bir san'atkâr veya musikişinas —oraya — gidebilmek için behemehal, Leh konsolosla- rına — verilen muayyen — talimat dahilindeki evsafı haiz bulunmak gerektir. Halbuki Moris Sövalye bu evsafi haiz değildir. ve Leh hükümetine göre bu zatın hususi bir. san'at kıymeti yoktur. O, sadece, âdi bir bar ve kafekon- SON ros'rA Tıp Âleminde Bir Hâdise Ahlâksız Bir Kadın, Adli Ve Fenni Mühim Bir Hâdiseye Sebep Oldu | Meşhur Bir Doktor İdam Kararı Aldı Idama mahküm daoktor Rihter ve kendisini sohpaya götüren Madam Mertens bir ziyalet sotrasında Berlinden yazılıyor: Alman | adliyesi, içtimat hayatın başdön- | dürücü eşrarlı bir vak'asile karşı karşıya bulunuyor. Bu yüzden | işlenecek hata belki bir ması- mün hayatını ebediyen silmekle kalmıyacak, Atman hâkimlerinin vicdanında her zaman kanıyan bir yara olarak kalacaktır. Vak'a garip olduğu kadar fecidir ve şöyle başlamıştır: Muktedir. Bir Doklar Doktor Rihter fakir bir çifiçi | ocağının büyük oğludur. Ailesinin bin bir mahrumiyete katlanurak yaptığı fedakârlık neticesinde tıp tahsili yapmış, parlak bir diplo- ma almıya muvaffak olmuş ve Bon şehri klinik muavinliğine tayin edilmiştir. Kendisi muktedir ve İstikbali açık bir fen adam- dır. Meslektaşlarının büyük te- veccüh ve itimadını kazanmışlır. Bir gün, bir baloya davetli bulunan doktor Rihter burada Madam Mertens isimli orta yaşlı, haris bir kadınla tanışmıştır. Madam Mertens herkese kendi- sini dul olarak — tanıtmaktadır. Fakat hakikatte kocası hapisha- nededir. Bir kaçakçılık mesele- sinden dolayı kısa bir mahkümi- yet müddeti geçirmektedir. Doktorla Ladımın tanışması, aralarında sıkı bir rabıtanın hu- sulile netice'enmiştir. O derece ki Rihterle Madam Mertens biribi- rinden ayrılmaz — olmuşlardır. Talâk Davası Bu da M. Mertens de hapis iletini ikmal etmiş, serbest iyata — kavuşmuştur. Adamcağız - hapishaneden çıkar çıkmaz ilk karşılaştığı hâdise karısının sadakatsizliğini öğrenmek olmaktadır. Bunun üzerine ge- rek karısı, gerek doktor Rihter aleyhine dava açarak hem bo- şanma, hem de kanun mucibince cezalarının tayinini istemiştir. Doktor Rihter iki şık karşı- ——— ser artistidir. Memleketten dişa- rıya çıkarması - mühtemel para miktarına mukabil Leh halkına kâfi bir san'at hamulesi getir- miyeceği kanaati vardır. Bu iti- barla bugünün büyük - san'atkâr- larile bu zatı ayni kıratta tutmak mümkün — görülmemiştir. Hattâ Şövalyenin Leh Dahiliye Nezare- tine yaptığı müracaât bile red- dedilmistir. | gücüne gitmiştir. sındadır?! Ya yalan yere yemin ederek cezadan kurtulacak, aynı zamanda Madam Mertensi de kurtaracak, yahut doğruyu söy- liyerek dürüst —bir insan gibi hareket edecek, fakat bu defa mahkümiyeti göze alacaktır. O, böyle bir vicdan mücadelesi için- de iken bir de Mi. Mertensin tehdidi ile karşılaşmaktadır. Kadın iddia etmektedir ki, doktor, gizli bir surette kendi- sinden bir çocuk düşürtmüştür ve eğer mahkeme — huzurunda doğruyu söylerse kadın da onu, içtimal bir cinayet işlemekle it- tiham edecektir. Bu vaziyet kar- şısında biçare adam, İster iste- mez yalan söylemek mecburiye- tinde kalmış ve hâkimin sualine: “ — Hayır, bu madamla hiç- bir kalbi münasebetim yoktur ! ,, cevabını vermiştir. İsterik Bir Kadın Bu hâdise, doktor Rihterin çalıştığı kinik şefinin pek ziyade O, muavinini dürüst bir adam zannediyor ve ha- kil ati bildiği için hâkim huzu- runda yalan söylemiyeceğini zan- nediyordu. Halbuki doktor - Rih- ter yalan söylemişti. Bizzarur muavininden —ayrılmıya ve ona yol vermiye mecbur oldu. Bon — klinğininden — ayrılmak, doktor Rihterin vaziyetine halel getirmemişti. Bilâkis müşterileri hergün bir parça daha artıyordu. | Bir ökse gibi kendisine ya- | pışan bu kadından — kurtulmak doktor — Rihter için hayati bir mesele olmuştu. Mühim bir para mukabilinde kadınla münasebe- | tini kesmeğe teşebbüs etti. Fakat kadın, böyle bir pazarlığa ya- naşmakla beraber teklif edilen parayı az buluyordu. Bu sırada Madamı Mertens ortadan kaybok du. Birkaç ay sonra — doktor Rihter'in muayenehanesine uğra- dığı zaman — mükemmel — bir kokain — tiryakisi — olmuştu ve doktorla — evlenmek — sevdasına düşmüştü. Kadını kafasına koyduğu bu fikirden vazgeçirmek için biçare adam elinden gelen her şeyi ya- pıyor, fakat onu inadıtdan vaz- geçiremiyordu. Acaba Bir Komedya Mı? Bu gürültülü müzakereler de- vam ederken bir gün kadın, son bir defa daha görüşmek üzere SAR | | komşular, doktoru evine davet etmiş, o da hiçbir. şeyden şüphelenmiyerek gitmişti. Fırsattan istifade eden kadın, bir ara, çırılçıplak apartı- manının merdivenlerine fırladı ve feryat etmiye başladı: — Yetişin komşular! Bu adam beni zehirledil!.. Vaziyet mütbiş bir şekil almış, sokaktan — geçenler, polis memurları kadının feryadına koşuşmuşlardı. Nihayet büyük güçlüklerle — kadının — elbiseleri giydirildi. ve ea yakın bir has- taneye naklolundu. Orada bu hastanenin — doktorları Madam Mertensi — uzunboylu — muayene ettiler. Fakat iddia ettiği gibi vücudünde hiçbir zehirlenme alâ- meti görmediler. Bu arada Ma- dam Merlens, hastabakıcılardan birinin eline bir kâğıt parçası tutuşturmuş, sevdiği ve münase- bette bulunduğu bir adliye me- muruna göndermişti. Bu puslada şu tek satır yazılı idi: İki yözüm Otto « Doktor Rihter beıı'ı zehirledi, ölüyorum. ,, Bir çeyrek sonra dı kadın öl- müştü. Doktorların İhtilâtı Alelâcele çağrılan tabibi adil, bilâhare anlaşıldı ki kadının ah- babı olan adliye memuru Otto, nun yakın bir dostudur. Bu adam cesedi muayene ederek zehirlen- me suretile kalp sektesinden ve- fat ettiğine hükmetmiştir. Ve bu hüküm ile beraber doktor Rihter de tevkif olun- muştur. AÂyrıca 2zabıtanın yaj tığı tahkikat — göstermiştir E doktor Rihter hâdiseden birkaç gün evvel bir eczahaneden Stro- fantin - denilen — zehirli bir ilâç almıştır. Bu ilâç fazla alındığı takdirde, kalp Üzerinde vahim tesir yapar. Madam Mertens zehirlendiğini iddia ettiği gün bu ilâç dokto- run muayenehanesindeydi. Fakat bir türlü bulunamıyordu: İşte bu şerait dahilinde mah- kemeye verilen doktor Rihter beş gün süren sabahlı akşamlı sıkı bir muhakemeden sonra idama mahküm edildi. Fakat bakkındaki delillerin kat'i olma- masından dolayı cezası, müeb- bet küreğe tahvil olundu. Akla Gelen Şüpheler Bu sırada doktor Rihterin klinik şefi olan meşhur doktor Kurt Apel eski muavininin böyle lll | verul,, Batkanlarda Romanya, 'Besarabya, Ve Sovyetler Bükreşte intişar eden “Ade- gazetesinin başmuharriri M. Bıçıryı. Besarabyanın vazi- yeti —siyasiye — ve iktısadiyesi hakkında yazdığı bir makalesinde diyor ki; *“Şüphesizdir ki Besarabyada cereyan eden bütün hâdiseler Moskova hükümeti — tarafından alâka ile takip ediliyor. Burada yazılan ve bazan da ıheınmıyeluı addettiğimiz hâdiseler orada şişi- rilip aleyhimize bir propaganda vesilesi teşkil etmektedir. Siyasi devlet adamlarımız ciddi bir # rette çalışmalıdır.,, Bulgaristanın Borçları Streza konferansına iştirak edecek olan Bulgar heyeti, Dü- u Umumiye Reisi, Doktor toyanofun riyaseti altında İtalya Ll Sofyadan hareket et- Dr. Stoyanof konferans aza- larına tevdi edilmek üzere, Bul- garistan vaziyeti maliye ve iktı- ııdı'yıımı ın bir rapor hazırla- mıştır. rıE memleketin vaziyetini pek aranlık göster- mektedir. Bir Tabiat Garibesi Bulgaristanda Tirnova mınta- | kasında İvança köyünde Angel Minçef isminde 45 yaşında bir köylü sıcak dolayısile geceyi bah- inde geçirmiye karar vermiş. ş_e:: yatıp uyuyacağı sırada hava birdenbire değişmiştir. Ayni zamanda oradan geçen iki gece bekçisi bir feryat işitmişler, — sesin geldiği yere doğru — ilerlemişler ve Minçefin kıvranır bir halde “ gözlerim, gözlerim ,, diye feryat ettiğini görmüşler. Havanın bu suretle birdenbire değişerek bozulması yüzünden Minçefin gözleri kör olmuştur. — — feci bir cinayeti işlemiyeceğine kanidi, adliye doktorlarının mua- yenesini mütcakıp kadının çe- sedini aldı, birkaç maruf arka- daşile beraber fethimeyit yaptı. Onun muayenesi de adliye doktorlarının — teşhislerini — teyit etti. Şu farkla ki, doktor Rihte- rin eczahaneden aldığı ve kadını zehirlemek için kullandığı iddia olunan Strofantin miktarını, böyle bir zehirleme ameliyesi için kâfi bulmadı. Esasen kadının cesedi, böyle ilâçla zehirlenmeden hâsıl olan ve fennen malüm bulunan ârazın hiçbirini arzetmiyordu. Bu suretle — anlaşılmıştı ki Madam Mertens zehirlenerek ö müştür. Fakat bu zehir Strofan- tin değildir. Bir Tashihi, Karar Talebi Bu esasa istinat eden Rihte- rin vekili derhal Alman adliye- sine müracaat ederek ortada kalmış bir adli hata bulunduğunu iddia ve davanın tekrar görül- mesini talep etmiştir. Bunun ha- ricinde şu da sabit olmuştur ki Madam Mertens — zehirlendiğini iddia ettiği zaman tedavi için naklolunduğu hastahanede, ken- disine kardiyasol denilen — ilâç şırınga — edilmiştir. Kardiyasol, tibben malümdur ki, kalp üze- rinde tesir yapar. Kadın bir ko- kain tiryakisi olduğu için ken- disine şıringa edilen kardiyasol fazla gelmiş ve kalbi Üzerine tesir yaparak ölümü intaç et- miştir. Bu deliller karşısında doktor Rihteri mahküm eden mahkeme, davanın tekrar görük mesine kavar vermişlir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: