14 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

14 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rı Siyaset Âlemi Kapı Kapanmadı, Asıl Şimdi Âçıldı! Almanyanın silâhlanma bahsinde- ki iddialarına Fransa cevabını verdi. Gerek ajans, gerek bizim gazeteler, | bu cevadın her türlü müzakere ka- pılarını kapıyan bir “ret, ten ibaret bulunduğunu yazdılar. Fakat ilk ba- kışta bu hükmü warmekle hata ettik- | söylersek, hakikat « bağışlanmasını — rica Çünkü Anadolu Ajansının bu telgra- fında, böyle bir kapı kapamasından bahseder bir taraf yoktur. Her siyasi nota da olduğu gibi maziye ait bazı ve biribirini nakzeden iki m nokta vardır. Birinci nokta telgrafının — metninde — yanlış şudur. Bu telgraf der ki: “Fransız notası Alımanya tarafından talep olunan hukuk Almanyanın askeri vaziyetini tesbit eden Versay Muahedesinin beşinci kıs- mında münderiç maddelerde bir yeni- lik teşkil edeceğini ve binnetice “Hu- kuk müsavatı, meselesinin ancak Mmuahedenameyi imza etmiş olan devletlerin — itilâih ile halledilebi- lacağini hatırlatmaktadır.,, Hdnci nokta ise ajans son kısmını teşkil etmektedir. kısımda da Almanyanın tensik etmesl, bu kuvvetin ziyadeleş- lerini severliği- m ederiz. hulâsalar müh Ajans telgrafının Bu ordusunu mesi ve binnetice teslihatın müsaba- | ka safhasına girmesi demek ola- icağından Fransanın buna rıra göz- teremiyeceği kaydedilmiştir. Demek öluyor ki Fransa, notası- | nın sonunda, Alman talebini reddet- tiği halde, cevabının iç kısınında, bu meselenin diğer harp müttefiklerile bir anlaşma meselesi olduğunu kay- dediyor ve diğer bir noktada, bu bahsin Cenevrede konuşulması icap edecoğine işaret ediyor. Şu halde, man Almanyanın silâhlan- meselesi, ebediyen kapanmış bilâkia bundan sonra daha çetin bir ihtilâf kapısına- dayam'nış bulunuyor. Mevzuun, bütün dünya için büyük endişeler verdiğini bilmek ve satı ona göre takip etmek İârımdır. değil, hâdi- Beşerin mukadderatımın bağlı bulun- | duğu bu kadar nazik mütalealara bu dereco bigâne kalmamız ve böyle mühim bir nota mubteviyatını - biz gaz t.cilerin yanlış anlama nız, doğ- rusu hazin oluyor. — Süreyya Gorgulofun Son Günleri Paris, 13 — İdam mahkümu Gorgulofun müdafileri Reisicüm- hur ile uzun bir mülâkat yap- mışlardır. İdam Akıbeti bu mülâkatın neticesine bağlıdır. Bırkaç aydanberi gebe bul nan idam mahkümunun zevce Madam Gorgulof, müteveffa Re- isicümhur Dumerin zevcesine ri- cada bulunarak - tavassutta bu- lunmasını ııtıınşhr. eanam mahkümunun müsayatının | ! rağmen başvekile söz vermemiştir. | | Reisi | komünistler | pen ayağa kalkarak fesih karar- | 'Bu Heyecanlı Ve Gürültülü ! Fon Papen Yuhalarla Karşılandı Berlin, 12 — Rıyılışlag. hü- kümete Reisicümhurun imar ve ihya programlarını tahakkuk et- tirmek için feshedilmiştir. Fesih celsesi çok heyecanlı ve feci bir | şekilde cereyan etmiştir. Celse başlar başlamaz Ko- münist Meb'us Forgler, hüküme- tin fevkalâde ahval beyanname- sinin devam edip etmemesi me- | ? geleşinin reye konulmasını iste- miştir. Aleyhte söz söyliyen ol madığından — celse tatil edilmiştir. Celsa tekrar açıldığı zaman j Rayhiştağ Reisi Hitlerci Göring, komünist meb'usun teklifine mu- halefet eden olmadığını, teklifi reye koyacağını söylemiştir. İşte | bu esnada Başvekil Fon Papen | Kanunu Esasinin 33 üncü mad- desine istinaden Raybiştağın fes- hi kararnamesini vermek üzere Reis Göring'ten söz istemişlir. Fakat Rayhiştag Reisi Kanunu Esasinin bu maddesine aldırma- mış, iki defa söz istemesine Fon Papen Aleyhinde 513 Rey Berlin 13 — Sabık Rayhiştağ M. Löbe sosyalistler ve namına — fevkalâde ahbval kararnamesinin lâğvmı iste- miştir. Bu Rayhiştağta büyük bir gürültü ve heyecan sebep olmuş- tur, Rayhiştağg Reisi M. Göring bu teklifi reye korken Fon Pa- namesini fes'h kararını sının Üslüne koymuştır. üzerine Fon uzatmıştır. M. Göring Bunun | zırlar meclisi terketmişlerdir. | ilânındtn | Reisi Göring | meclisi feshedemiyeceği Mecliste Yuha Sasleri ! Bu esnada mecliste kahkaha- lar kopuyor, “yuhat, nidaları yükseliyordu. Kanunu Esasiye muhalif ola- rak toplanan reylerin tasnifinden sonra — Rayhiştag — fesedilmiştir, çünkü rey — toplanmadan evvel hükümet — Fesih — kararnamesini meclise vermiş bulunuyordu. 4 eylül tarihli fevkalâde ah- val kararnamesinin ilgası lehinde verilen reylerin adedi 513 tür. Aleyhinde verilen reyler 32 dir. 25 müstenkif vardır. Bu neticenin sonra Hitlerci Meclis hükümete — karşı ademi — iltimat beyın edildiğini ademi itimat reyi alan hükümetin ni söyle- miştir. Göring Rayihştağın içtimamnı önümüzdeki sah gününe tehir | etmiştir. Fon Papen Teessüf Ediyor ! Berlin 13 — Fon Papen dün Rayi ılışıagd.ı oku)ımıdıgı nultku- TEFRIKA NUMARASI 67 çocuxı.uüuıu,d Maşhur Rus Edibi Maksim Büyük babam bana Allahın kuvvet ve kudretinden anlatırken bilhassa onun sertlik ve huşune- tine işaret ederdi. Bu Allah gü- nahları için insanlara tufan gön- derir, — şehirleri yakar, — tahrip eder, kıtlık ve hastalık verirdi, O daima dünyada, ceza veren bir kılınç ve günahkârlara karşı terbiye edici bir kırbaç gibi idi. * Kim Allahın emirlerine va memnuiyetlerine muhalif haroket #derse © astırap ve cezaya dü- Gorkinin hayat romarnı Türkçeye Çeviren: Muvaffak çar diye kemikli, ince parmakları ile masaya vurarak bütün bunları kafama nakşetmek istiyordu. Ben Allabın bu hain olur!,, ve zali- | mane sertliğine güç inamıyordum. Büyük babamın, bunları mahsus düşünerek Al'ahi sevmem için değil, ondan korkmam için söy- lediğini tahmin ediyordum. Ve bunu ona açıkça sordum: — Bunu sen herhalde senin sözlerini tutayım diye söylüyorsun değil mi? yarım saat | okumadan masa- | Papen ve diğer na- | d kkat bir şey va: Kavzer Vilhem 'Tempelkolf » a aşağı yu Resmi önfindon Lendra, 13 — Gandi açlık Bu hâdise Hindistan meselesini vahim ve tehlikeli bir hale sokacaktır. Gandinin bu tehdidi, yeni Hint Kanunu Esa- sisini yapacak olan komisyon Reisi M. Samwel ile İngiliz Baş- vekili M. Makdonald arasındaki muştur. mektup muhaberesinden anlaşılmış- tır. Gandi cemaatlerin temsili işin- de dekunulamazlar ( Dünyâya Cemaat )le Mecıı—xlenn ayrı tu- | nu rarl)u ile ntşfet tir. Fon Pupın, Rayihştağın ka- nunu esasiye muhalif hareket l ettiğini teessüfle beyan etmekte ve Almanyanın yeni bir devrin başlangıcında — olduğunu ı mektedir Fon Papenin Mektubu | Berlin, 13 Fon Papen, Göringe bir mektup göndererek kendine söz vermemekle, fesi | kararından sonra muıakcre) de- | vam etmekle kanunu esasiyi çiğ- nediğini söylemiştir. Fon Papen söyle- | Tempelkof manovra meydanında, 170.000 v çok alkışlanan bir nutuk irat olti. nobilile geçerken göstermektedir. Gandının Ölü Gandi Ölünciye Kadar Aç Duracağım Diyor grevi yapmak tehdidinde bulun- | | | | | fesih kararından Sonra aktedile- | | cek herhangi bir celsenin hükmü olıııı', acağını bildirmiştir, O da bana, benim gıbı açık- | ça cevap verdi: | — Evet tabii. Tecrübe et bir | kere bakalım, bana itaat etme- | meği!.. | — Fakat ninem bana Allah- ! tan başka türlü anlatıyor! | — O ihtiar kaza © doğuşundan budaladır! Okuü- mak — bile bilmez, kafasında | bir dirhem akıl yoktur. Ben onu menedeceğim, — bir daha sana böyle kudsi şeylerden — bahset- mesin! Cevap ver bakalım: Baş meleklerin. ne - gibi — vazifeleri inanma, vardır? Ona, bana öğrettiği cevabı verdim, Ve ben de ona sordum: — Memur ne demektir? Mahsus yana baktı ve güldü : * Dilini farelet ısırsın! , dedi ve L pılmıya | lidir. Almanya da diğer devletlerle ü Celsede | olan tarafında liseye | hanım — kıiz kişiden — mürekkep tahtı rıvıin'hıda bulunan he- e| nzeo'in huzurunda Bu münasabetle binbaşı Soldte Al Şa; birkaç ay evvel ai a büyük bir geçit resmino leri söylemişti. Bi n Makenzeni muht Te tulmasını takbih etmektedir. Hat- ta, sefalet içinde bulunan sımıl- lar için ayrı ayrı intihap sistem- leri ihdas edildiği — takdirde ölünciye kadar aç duracağımı söylemektedir. Gandi meselesinin siyasi ci- | hetinden ziyade ahlâki ciheti ile meşguldür. Gandi, sınıflar ara- | sındaki ayrılığın halk arasında iftirak husule getireceği ve bu halin ırkın” vahdetini tahrip ede- ceği kanaatinde bulunmaktadır. Ne Pahasına Olursa Olsun Hukukta Müsavat Berlin 13 — Fon Papen rad- vodaki nutkunda hulâsaten şun- ları söylemiştir.. Almanya bütün develetle müsavi muamele görme- | müştereken - silâhlarını: tahdit et melidir. Almanya silâhların ha- | kiki olarak tahdidini istemektedir. Yapilan teklifler bütün devletler için müşavi olmalıdır. Dişinden tır- nağına kadar silâhlanan devletler karşısında Almanyaya ikinci de- recede bir devlet muamelesi ya- Alman — milletinin artık sonra dudaklarını isırarak anlattı: — Memurların — Allahla — alâ- kasi yoktür. Onlar, insanların işine bakarlar. Memur kanun ve nizamları yutmuş bir insandır | — Kanun mu? Bu da ne ? — Kanunlar... Evet, işte bun- lar tıpkı âdet ve nizamlar gibidir. Büyük babam neş'elenmişti. Zeki gözleri parlıyordu. — İnsanlar bir arada yaşarken bir şey hakkında anlaşırlar, ittifak ederler “Bunu âdet hâline koya- hım, bunun nizamı şöyle olsun, veya kanun yapalım ,, derler. Tıpkı çocuklar oyun oynarlarken aralarımda bazı nizamlara uyma- yı ve hangi sıra ile oynıyacakla- rını kararlaştırdıkları gibi.. İşte bu kararlar, anlaşmalar kanundur. — Peki memurlar?.. Gönül İşleri lİ('ari!erı'mı'n Suallerine Cevaplarım *Bendeniz liseye devam et- mekteyim. Mutavassıt bir aile- nin yegâne oğluyum. Oturdu- ğumüz mahallenin evimize karşı gider bir oturmaktadır. Her zaman ben mektebe gider gelir- ken ve sair zamanlarda bu hanım | kız beni görünce pencereye çe | kar, güler, kendisini göstermiye çalışır. Keza akşamları gittiğimi bildiği yerlere gider, benden evvel oturur, benim ile gözgö- ze gelmeyi sevor, sonra sokak- ta beni görünce eski tabil halini bozarak hafif gülümser, baştan aşağı süzer. Fakat bu süzmeler ve gülümsemeler epey bir müd- det devam etti. Artık ben de genç bir erkeğim, bu hale daya- namadım gördüğüm — yerde lâf atmıya, peşini bırakmamıya ça- lıştım. Daha doğrusu konuşmak istedim. Fakat eski hallerine de- vam ettiği halde sözlerim cevap- sız kaldı. Bana karşı çekingen bir vaziyet aldı. Ben de bu vazi- yetten sonra artık ona mukabele etmemiye başladım. O hâlâ eski halinde ayni suretle devam edi- yor; gülüyor — süzüyor. Da- ima her yerde gözünü benden fakat netice konuş- Acaba bunun sebebi Benim güzel Hanımteyze- M. K. ayırmıyor, muyor, nedir. ciğim.,, Oğlum, kız sevilmek istiyor ve sana karşı lâkayt olmadığını anlatıyor. Fakat sen lAkayisın, ve sevdanı izhar elmesini bilmi- Genç kıza sokakta lâf Kızın yüz vermemesi, senin bu toylu- ğgundan ileri geliyor. HANIMTEYZE yorsun. atarak ilâm aşk edilmez. v tahammülü kalmamıştır. Almanya silâhlanmak — husu- sundaki hukuk — müsavatını her ne pahasına olursa olsun elde edecektir. Musolini, Almanyanın silâhlanma teşebbüsünü — anlayıp takdir etmiştir. Hoover âlicena- bane tekliflerde bulunmuştur. Bu | hususta Fransanın verdiği cevap müzakereye bile esas teşkil et- miyecektir. Hükümet, fırkalarla temerküz kabinesi yapmanın aleyhinde ok duğu gibi diktatörlüğün de aley- hindedir. Hükümet Hindenburgla birlikte imar ve ihya programını ıahıkkuk ettirmiye ahdetmiştir. —- < azatame ee — Memurlar mı? Ah.. Bıııı- lar haydut gibi heriflerdir. Bun- lar gelirler ve kanunu çiğnerler!, — Niçin bunu yaparlar ? — Aa... İşte bak buna senin artık aklın ermez! Sert bir sesle, alnını kırıştıra- rak bu sözleri söyledikten sonra yine masihat edici bir eda ile devam etti: İnsanların bütün işlerini Allah idare eder. İnsanlar bir şey ister- ler, fakat o başka bir şey arza eder. İnşanda her kuvvet zayıf ve dermansızdır. Allah yalnız bir üfürse onlar toz gibi dağı- hrlar. Memurlar hakkında böyle alâ- kadar olmamın kendime ait her- hangi bir sebebi vardı ve ben teharriyatıma devam etmek istl yordum. ÇCArkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: