24 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

24 Temmuz 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ta Dünya Hâdiseleri | “ransız Eshamı Taklit Edildi Birkaç senedenberi çok xur- — İsa mila z ekesi oFransız gizli dir aminin musal- matbaa lat olmuş görün- mektedir. İlk hadise 1932 sene- sinde çıkmıştır. O tarihte Fele- menk bankasının Paris şubesine bir müşterisi tarafında 1000 tane Süveyş hisse senedi getirilmiş ve bunlara mukabil 10,000,000 frank ödünç para alınmıştı. Halbuki bu hisse senetleri sahteydi. Kal- pazanlık bilâhare anlaşıldı, failleri tutuldu, fakat hisse senetlerinin nerede yapıldığı anlaşılmadı. İkinci hadiseye gelince, o da birkaç ay evvel yapılmış ve Paris borsasına Lens madenleri hisse senetlerinin sahteleri (o sürülmek suretile 2,000,000 frank dolandı- rılmıştı. Bu hadisenin failleri de tutuldu, fakat kalp hisse senet- lerinin nerede yapıldıkları anla- şılamadı. Halbuki *geçen hafta bir te- sadüf neticesinde İtalyan Flo- ransa şehrinde gizli bir matbaa bulunmuş, ve birçok Fransız es- bamının burada taklit edildiği sabit olmuştur. » Nitekim! tiyatro hayatına mazhar olan memleket- ÜFloransada ler her sene bir i tiyatro şenliği ter- diyatee tibine em ver- şenlikleri mişler ve bu şen- liklerin ilkini Venedik şehrinde yapmışlardır. Bu münasebetle başta Fransanın resmi tiyatrosu olan Komeğ Fransez olmak özere birçok memleketlerden bu gehre tiyatro heyetleri gelmiştir. » Yem sıcak günlerinde buz kullanılması eski değildir, mazisi mem beli ki, leketlerinde dahi Ne seneyi geçmez. icat etti | insanların buz yapmasını öğrenmeden evvel meş- rubatı soğutmak için kullandıkları bildiğimiz kârdı. Be kar kışın derin kuyulara bastırılarak sak- lanır ve yazın sicak günlerine kadar saklanırdı. Bir Fransız mu- harririnin anlattığına göre Frunsız lar bu karın kullanılmasını ilk de- fa bizim Kanuni Sultan Süleyman devrinde öğrenmişlerdir. O za- man Fransız Kralı Birinci Fran- suva papayı ziyaret için (Nis) şehrine gitmiş ve orada kendisine buz gibi soğuk şarap ikram edil diğini görüce bu şarabın nasıl soğutulduğunu sormuş, öğrenmiş, sowra memleketinde tatbik et- miştir. Beynelmilel Buzlu şer- » abasinın ovaktile Ankara civarında küçük bir kasa- Pariste bir | bada mz ik et- miş olduğunu söy- Ermeni | yen (Kia Biz ginayeti || dikyan) isminde bir ermeni genci ( Nalbantyan ) adını taşıyan diğer bir Ermeni gencini öldürmüştür. Katil Ankaradan Istanbula gelmiş, burada bir İngiliz mües- sesesinden himaye görmüş, Parise gitmiş, orada resim tahsiline baş- lamış, bu arada (Nalbantyan) is minde bir vatandaşile tanışmış, onun kız kardeşini sevmiş, iste- miş, alamamış, bu münasebetle aralarında kavga çıkmış bu kavga esnasında Nalbantyan ölmüştür. garibi . ölümle neticelenen bu kavganın resim atelyesinde çıkması ve Fransiz talebenin Önlinde cereyan etmesidir. ———— Tarihi a e Nr İş Oğlum Değilsin, Fakat Türk Te 7 7 e Hiç yoktan koca bir devlet kuran o Türk kahramanlarından biri de Tulun oğlu Ahmettir. Tu- lan, o Buhara (o köylülerindendi, zekâs'le çarçabuk mevki kazandı, Abbasiler o saltanatında mühim roller oynayabilecek bir seviyeye yükseldi, oğlu Ahmet, kendisin den çok daha zeki idi. Henüz küçükken yaşarsa birçok şeyler yapabileceği, bakışından, duruşun dan anlaşılıyordu. Tulun, zeki ve yiğit yapılı oğlunu okutmak istedi, Tarsisa yolladı. Birkaç yıl sonra kendi ölünce karısı, Ahmedi Bağdada çağırdı. Genç Türk, anasının da- vetine icabetle Tarsustan ayrıldı, Bağdata doğru yollandı. O, işte bu seyahatte ikbalinin ve çok parlak istikbalinir. ilk basamağını cessur bir hamle ile yarattı. Mü- teakip teşebbüslerle de o basamağı merdivenleştirdi ve kendisi en üst kademeye çıktı. Tulun oğlunun ilk muvaffaki- yeti, bir bakışta basit gibi görü- nür. Fakat tahlil (Oolununca ve hele vücude getirdiği (o neticeler göz önüne alınınca o muvaffaki- yetin pek mühim olduğu anlaşı- lir. İzah edelim: Genç Ahmet, Tarsustan gelirken içinde bulun duğu kârvanı çöl hırsızları pusuya düşürmüşlerdi.. Kârvanda o Türk olarak yalnız Ahmet vardı, öbür yolcular (o Araptı. Hırsızlar da bedevi çapulculardı, yirmi kişilik bir çete idi. Kârvandakiler | kımıldanacak balde değillerdi, hayvanlara yüklü eşyalarını hırsızlara 80s çıkarma- dan teslim ettikleri gibi, üstlerin- de ne varsa onları da atıyorlardı, sade bir gömlekle kalıp bir kö- şeye çekiliyorlardı. Yolcuları soy- mak vazifesini üzerlerine alan beş | bedevi, Ahmedin önüne gelerek hırçın bir sesle emir vermişlerdi: — Soyu ya iblis! Ahmet henüz terliyen O bıyık- larını burmak Oister gibi elini dudakları üstüne (götürdükten sonra sakin sakin cevap verdi: — Ben Türküm arkadaşlar, Ne soyunurum, ne soyulurum. Bedevinin biri vurmak için elini kaldırdı ve ayni zamanda ağzına inen bir yumrukla otuz iki dişini birden yutup yere yuvar- landı. Öbürleri, umulmiyan bir için etini kaldırdı Ve ayni zamanda ağzına inen bir yumrukla. otuz iki dişini birden yutup yere yuvarlandı. müdafaaya karşı ne yapacaklarını hentiz düşünmeden Ahmet kılıcını çekmişti, heriflerin (kulaklarını, kollarını doğramıya koyulmuştu. Pusudakiler “ ben Türküm ,, diye bağırarak kılıç (oynatan delikanlıya uzaktan dahi “merhaba,, demediler, diyemedi- ler, yurtlarına kulaklı ve elli ayaklı dönmeği tercih ettiler, çil yavrusu gibi dağıldılar. Ahmedin bu suretle kurtardığı kârvanda Bağdat halifesi “*“Müste- in,,in de kıymetli eşyası vardı. Binaenaleyh o macera, (o balifenin kulağıma aksetti. Ahmete (1000) dinar - beş yüz İngiliz altını demektir- mükâfat verildi, iltifat gösterildi, hattâ Miyase adlı bir de güzel halayık bağışlandı. Ahmet bu vak'adan sonra böyük bir ün aldı, O herkesçe tanıldı, sarayca da kendisinden istifade edilmek istenildiğinden ordu erkânı sırasına konuldu. artık büyük hâdiselerin hepsinde Ahmedin adı ve parmağı görü- nüyordu. Genç Tulun oğlu devrin en çok anılan simalarından biri olmuştu. O sırada Mısır, Bağdata bağlı idi. Fakat Türk valiler tarafından idare olunuyordu. Bunlardan biri Tulan oğlu Ahmedi Mısıra getirtti, mühim bir askeri vazifeye memur etti. Şimdi Ahmet, Bağdattakin- den daha geniş bir faaliyet sah- nesi bulmuştu, var kavvetile ça- lışıyordu, çığırından çıkmış olan Mısır işlerine demir pençesi içinde düzen veriyordu. Bir aralık Bağdat halifesi onun kazandığı şöhretten ve kuvvetten ayari sanane verinaaneenasasenrnan ense sanaaz02011g4 Tw Gazetenin esas yazısile bir sütunun iki satırı bir (santim) sayılır. Zee Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: | y.2 3 4001250 (200 Kış. | Krş. | Krş 3 1Bir - santimde — vasati (8) kelime ( vardır. 4 Ince ve kalın gazilar tutacakları © yere egnlimle ölçülür, ürktü, kendisini Mısırdan getirt- mek istedi. Tulun oğlu tatlı dille yazılmış bir mektup ve biraz da hediye göndererek bu emri geri aldırttı, biraz sonra'da Mısırda istiklâlini ilân eyledi. Zekâsı o etrafında topladığı bayraniyetleri bir saltanatın temeli yapmak muvaffakiyetini gösteren Tulun oğlu Ahmet, bu temeli kuvvetlendirmek için icap eden her şeyi yaptı, yerinde kılıç ve yerinde zekâ kullandı. Bir taraf- tan da Mısırı güzelleştirmekle meşgul oldu. Saraylar, kaleler, bulvarlar vücude getirdi. Bugün bile Kahirede onun adını taşıyan mahalleler ve muhteşem eserler vardır, Tulun oğlu Ahmet, Filistinle Suriyeyi de almıştı. Adana ile Tarsusu dahi ele geçirerek kurdu- ğu Türk 'devletini, biraz daha büyültmek istiyordu. Bu emelle ordusunu Halepten ileriye doğru tahrik etmek üzere iken fena ve iğrenç bir haber ald: Oğlu Abbas Mısırda isyan çıkarmış ve kendini hükümdar ilân ederek bütün devlet makinesine vezıyet etmişti. Tulun oğlu son derece müte- essir olmakla beraber telâş gör termedi, Suriye işlerini yoluna koymadan (o geride (dönmedi. Yalnız oğlunu doğru yola çevir- mek için bazı teşebbüslerde bu- lundu, adam ve mektup yollayıp nasihatler verdi, fakat müsbet bir netice alamadı. Artık baba ile oğlun çarpış ması zaruri idi. Tulun oğlu, son bir nasihat daha verdikten sonra Mısıra yürüdü ve kendisi henüz geride iken ileriye yolladığı bir i kolordu âsi prensi yakaladı, huzu- runa gönderdi. Tulun oğlu, esir düşen prensi hapse gönderdi ve onu cezalan- dırmayı, onunla elbirliği yapan diğer ele başıların toplanmasına bıraktı. Bu iş yapılınca Ahmet, oğlunu mahpustan çıkarttı, yanına getirtti: — İşte, dedi, seni uçuruma götüren dostların. Kendi elinle bunların ellerini, ayaklarını kese- ceksin. Abbas bu emri oOkabul etti, kendisi için silâha sarılmış doöst- ların ellerini ve ayaklarım uçur- mıyar hazırlandı. İşte o vakit Tulun oğlu Ahme- Ma Kari Mektapları || Dört Köy : Halkının Bir © Ricası Tavşanlının Doğanlar, 9 ler, Yataklı ve ire 4 minen sekiz senedenberi Madeni Şirketi tarafından “4 bırakılmıştır. Bu şirket © beri akan suyumuzun Nec ei değiştirip madene çevirmiştir” su madenden tekrar eski baıa dönmekte ise de yi batak olarak akmaktadır. fena bir hal alması Yy ; tarla ve sair işlerde istifade © memekte hayvanatta bu kW ve yağlı suyu içememektedir: Hayvanların ve insanların #8 tine tesiri olan olan bu işin © için alâkadar makamlara caat edilmişse de henüz # ve menfi bir netice alı Gazetenizin bu hususta del rica ederiz, Tavşanlı kazasının Yataklı, P lar, Öksüzler ve Kadıköyleri lisi namına Yataklı ve Do köy muhtarları Mustafa ve İbi Saat Meselesi Bir Kâriimiz Biriken 9 Paralarını Tayyare Cemi tine Vermeyi Teklif Elektrik saatleri meselesi kındaki yazınızı derin ve essir bir alâka ile okudum. Ben esasen İstanbul'da ik eden ve muvakkaten An bulunan bir kimseyim. Saat selesi çoktanberi zibnimi mekte ve gazetenizde bunun bir yazıyı beklemekte idim. rimce mukavelenin tadili ve St meselesinin hükümetçe halli X. zamana mütevakkıf ola ge Bunun için: 21 1 — İstanbulluların — şim kadar verdikleri bilhesap yün edecek saat kiralar” şirketten hemen ve bilâ tei alınarak tayyare cemiyetine mesinin temini, > 2 — İstanbulda bulunan tün abonelerin şirkete mü ederek saat bedeli olan lirayı vererek kiradan ve bin” tice şirkete anafor overmek' kurtulmaları, hem kendi atleri ve hem de memlek€i menfaati iktızasındandır. , Her işi hükümete a gi doğru o olmasa erektir. kumpanyalara esi bir a£ ahalinin harekete (o gemesi hakkını araması lâzımdır. ki tindeyim. . Ankara'da Samanpazarında 2 X€ hanede Solumazoğlu Canip gg Cevaplarımız J Akhisarda Kara Ahmet oğlu duh Efendiye: — Mektubunuzdan bir o anlamadık, ne demek ve ” öğrenmek istiyorsunuz? Daha * zıh yuzınız. i “ * Fenikede Sanlarlı zade Ali » Beye: Pp — Antalyada da buğdaY ” bayaa merkezi ihdası ti e, etmiştir. Buğdayın kilosu 45 z ruştan alınacaktır efendim. e aye din yerinden fırladığı ve gök # lediği görüldü: Ke Ke oğlum değilsin, si bana isyan ettin. Fakat: 7 senii değilmişsin. Çünkü canların! #iea uğruna feda etmeyi kabil a” dostlarını elinle kesmiye ye nıyorsun, Türk dostunu K z A eri e iğ e sonra hüngür ladı, acı acı inledi. bin dan hep bu kelimeler yordu. . — Bana bu yaradılışta ““g lar mı baba diyecekti — M.

Bu sayıdan diğer sayfalar: