27 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

27 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Resimde — gördüğünüz — hay- vanların — hepsi — toplanmışlar.. Düşmanları olan insanlar için gayet mühim şeyler konuşacak- larmış. Fakat iki fok balığı he- nüz Herkes — onları bekliyor. Halbuki onlar da gelip bir yere Oradan gelmemiş, saklanmışlar. Koca kulağın kenarından — geçerken doğru şöyle bir göz attı. Attı amma hemen bağırarak başını çevirdi “eyvah bir deniz yılanı bizim bahçeye doğru ge liyor, anpesi — çitin dışarıya Yine Mi Siz? ge mediler bomurdanan diye — sabırsızlıktan arkadaşlarını gey- redip kıs kıs . gülüyorlar. — Fa- kat âcaba nereye saklanmışlar. | Bulabilir misiniz? Fok balıklarını bulup baya- yarak Yüz kişiye muhtelif hediyeler vereceğiz, gönde-iniz. Halbuki koca kulak — arka- daşlarile beraber kayığım içeri taşıyordu. Tabit artık sonbahar.. annesi bunu görünce geniş bir nefes aldı. “ Ah yine mi siz.. ö- dümü patlattınız. 'Yarına kadar sağ çıkmazsam bilin ki bugünkü korkudan öldüm,, diye söylenmi: ya başladı. Geçen Bilmecemizi Doğrı;:î'iğlledenler 13 Eylül ta. rihli bilmecemizi doğru halleden. lerden birinci hes diyemiz olun bir mektep çantasını Üsküdar muhtelit ortamektebi dün- zün bizzat mızdan lâzımdır. Birer kutu oyuncak ala- caklar: Paşa- bahçe — İncirli — sinden 251 Fer- köy No, 16 da — hunde H. Zihai Bey kızı Zühal, İzmit Ulugazi mektebi t üncü sımf Ömer, Adapazar ortamektep talebesine den 7 F. Rocai, Heybeliada Tarnetpaşa köşkü Erdal İsmet Bey ve Hanımlar, Bilmecemizden bir yazı takımı kazanan 42 inci mektep — talebe- 1 323 Mehmet | Birer mürekkepli kalem ala- cakları İstanbul kız sanat mektebi 787 Suat, Bakırköy Zeytinlik pancar | sokak 57 de H. Ferit, Kocamustafa- paşa 28 inci mektep talebesinden Se- vinç, İstanbul kız ortamektep 284 Mu- azzez. İstanbul kız lisesi 769 Zuhran hanım ve beyler. ( Arkası var ) Okuyucularımıza Hakkınızın zayi - olmasını — iste- miyorsanız, göndereceğiniz bilmece- nin zarfına, o bilmecenin tarihini at- mayı unutmayınız. Zarfın bir kenarı- na meselâ “*27 Eylül bilmecesi ,, işa- retini koymak külidir. Bilmecelerimizde kazanan — oku- yucularımızdan İstanbulda bulunanlar hediyelerini — matbaamızdan — bizzat alınnları lâzımdır. Taşradakilerin he- diyeleri posta ile gönderilir. Şemsiye İle Balık Avı Bir gün Melihle Emel köpek- lerini bir de amcalarının Mısırdan hediye gelirdiği maymunlarını al- dılar, deniz kenarına gittiler, İki çocuk şunu oymyalım, bunu oyn- ya' m fiân derken nihayet top 4 z / & oyuâıunı karar /— SYA verdiler ve oy- Si _*(k', ı’:?a namıya başla- ( ” dılar. Evvelâ may- munla köpeği de oyuna almayı düşündü- Ğ ler amma sonra vaz- geç ki haşarı oyunu şaka- ya alaya boğacaklar, tadı tuzu kalmıyacaktı. Onün için onlara da İsledikleri yerde oyaamalarına — izin verdiler. Köpek “öyle ise ben derize gire- lirsiniz, nonun — arkasın- N dan hemen ©o da demze atıldı. Fakat çok geçmeden kocaman bir balık maymunu kuyruğundan yakaladı. Hemen yayrularını da çağırmıya başladı. “Koşun, koşun, kocaman bir solucan yakaladım. Bu kadar büyüğünü bu yaşıma geldim, görmedim. ,, Zavallı maymunun Öödü pat- ladı “haydi oradan utanmaz, bi- rak kuyruğunu, annem bana ya- bave lar'a oynama dedi,, diyerek avaz avaz haykırıyordu. Fino he- men yardıma koştu. Maymunu ensesinden yakaladı, bir hamlede sahile sıçradı Hem de bunu ©- kadar çabuk yaptı ki balık may- munun kuyruğunu bırakmıya va- kit bulamadan sudan dışarı fır- ladı. Zavallı Melih te Emelin attığı | toplardan hiçbirini yakalıyamı- yordu. Fena halde canı sıkılmış- t. Aklına bir şey geldi. Kü- çücük ellerine top sığmıyordu. O da şemsiye ile tutacaktı. Şemsiyesini açtı. Emelin ata- cağı topu bekliyordu. Fakat bu defa şemsiyesine top yerine denizden fırlayıp hızını alamıyan balık düştü. Hemen Emel koştu, Şemsiyeyi kapadılar, ağzım da bir sicimle bağladılar. Evin yolu- nu tuttular, Ânneleri balığı gö- rünce ne kadar sevinecek diye düşünüyorlardı. Köpekle maymun | arkada kalmışlardı. Emel onları da almak için geri döndü, Melih te şemsiyesin sürükliyerek gidi- yordu. Birdenbire durdu “dur bakayım şu balık ne yapıyor., dedi, yavaşçacık şemsiyeyi açtı. Açar açmaz, balık birdenbire yere düştü. O sırada oradan bir adam koşarak geçiyordu. Balık düşünce Ürktü. o da yere yuvar- landı. Elindeki çanta da bir ta- rafa uçtu. Arkadan bir polis, bir de yalpa vura vura şişman bir kadın geldi. Polis * Nihayet yakaladık ,, BıIîîaftanm Şurada — gördüğünüz resmi kesipince bir mukavvanın üzerine yapıştırınız. Ortada siyaha boyanmış yeri kesip çıkarınız. Balonların içlerini de yine kesip çıkardıklan sonra yukarı taraf- taki iki köşeyi de kesip yanlarımnı ve yukarısını küçük resimde gör- düğünüz gibi kaldırınız. Ortadaki büyük boşluğa büyük bir bilya koyunuz. Şimdi oyuncağınız hazır, Artık oyuna başlayabiliriz. Bakı- nız nasılk.. elinize bir bilya alıp mukavvanın kenarsız - tarafından içeriye doğru iteceksiniz. Dikkat Meraklı Şeyler K Hayvanların Akrabalıkları Hayvanlar üzerinde çalışan âlim- leri onları niçin bir takım sınıflara ayırdıklarını bi- liyor mısınız?.. Meselâ — İstan- bulda bir hay- vanat bahçesi olsa da gitse- niz Şşempanze- lerin, gorillerin öteki maymun- lardan eyri bir yere konduğu- nu — göreceksi- viz. — Halbuki ilk bakışta bun- ların - biribirle- rinden — hiçte farklı olmadığını zannedersiniz, Lâkin dikkatli bakarsanız büyük maymunların kuyruklar. olmadığı- m görürsünüz. Daha böyle biri- birine benziyen pek çok hayvan- lar vardır ki aynı emiftan değik- lerdir. Tilki ile kurdun, köpeğin biribirlerine, sonra yine kaplanın, kedinin birib'rlerine benzedikleri- ni hepiniz bilirsiniz. Fakat domu- zun ipopotamla akraba olduğunu herhalde bilmiyorsunuzdur. İstan- bulda yine bir hayvanat bahçesi olsaydı da siz de — gilseydiniz onların hemen hemen ayni yere konulduklarını göre — belki rinosoros — ipopo- tama daha yakın akrabadır. Eğer böyle düşünürseniz, aldanır- e— —<— büyük | görürsünüz. Size | | değillerdir. Oyunu edeceğiniz şey bilyanın ortadaki | büyük bilyaya vurmasıdır. Vur« | duktan sonra bilya — üzerlerinde rakam olan deliklerden birinin içine yuvarlanacaktır. Farzedelim on numaralı deliklerden birinin içine yuvarlandı o zaman siz on kazanacaksınız. — Hiçbir deliğin içine gitmez de boşlukta kalırsa © zaman arkadaşınız oynar. Büyük bilyaya — vurmadan deliklerden birine yuvarlansa yine sizin sıra- nız yanar ve arkadaşınız oynar, Hangi oyuncu evvelâ elli sayı alırsa oyunu o kazanır. N Tuhfığralır Ölümden Nasıl Kurtulmuş ? Eski zamandaki kırallardan biri harpte aldığı esirlerle oynar masını, alay et- 'ç: a mesini pek sever â[ ©i — miş. Harbin bi- rinde yine pek çok esir almış. Bunların her bi- rine — marifetle- rini sormuş. Ki- mi “Çok koşa- byım, demiş kiml * | rim,, demiş kimi de iyi atlarım demiş.. Bir gün kıralın canı sıkilmi eğlence arıyormuş. Aklma- “çol koşarım,, diyen esir gelmiş. He» men çağırtmış. Boynuna bir hak ka geçirtmiş bu halkaya bir de ip bağlatmış. İpin öteki ucunu da atın üstünde olan bir adama verdirmiş ve atın üstündeki ada- ma emretmiş “Haydi atını sür,, at koşmuş zavallı ırk;dıki esir koşmuş, at koşmuş o koşmuş ve nihayet parçalanıp yollarda ölmüş.. Bir gün de “çok atlarım,, di- yeni çağırtmış. Fakat bu esir kurnaz çıkmış. Bir atlamış. atlamış Üçüncüde ayağını öyle bir açmış öyle bir atlamış ki ne kıral ne de seyredenlerin biçbirl nereye — fırladığını görmemişler, Esir de böylelikle kurtulup, meme leketine dönmi sınız. Kalın derileri onları rine — benzetiyorsa da birbi akraba aa dedi. Çantayı aldı. Kadına verdi. Meğer çanta elinde koşan adam hırsızmış. Balığın yüzünden o da yakalandı. Kadının çantasında birçok para bir parça da çikolata varmış. «Çikolatı Melihe verdi. Artık Emel de dönmüştü. Döre dü — beraber ellerinde çilıo.lı- taları ve balıkları sevine sevine eve geldiler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: