30 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

30 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir İngiliz Demagojisi Birkaç günden beri yine bazı İngi- liz gazetelerinin Almanyadan şikâyat- lerine — gşahit oluyoruz. — Başlarında Financial News bulunan bu gazeteler, Almanyayı son zamanda İngiliz piya- sasşından hararetli bir surette harp maddelerinin yapılmamna yarayacak iptidai — maddeler tedarik etmekle ittiham ediyorlar. Meselâ birçok Al- man firmaları İngilterenin Lankşayr Kontluğundan mühim miktarda pa- muük — kıtığı satin alıyorlarmış. Bu mübayaa, son xamanda 4 bin tonu bulacak kadar ehemmiyetlenmiş. Bu kıtık pamuk barutu yapmaya — yarar- mış. Barutun ise harpte ciheti sarfı malüm olduğu için İagilirler vaziyet« ten dehşetli surette mış. Esasen - bir Movzuubahımış. kuşkulanıyorlar- tahkik yapılması * Bütün dünyanın bir harp badire- sine atılmak istemediğini gerek — fül ve gerek — sözle görüp anlıyoruz. Harbo girmek istemeyiş İnsaniyote ©lan muhabbet fazlalığından ziyade böyle bir harbin sebep olacağı zarar- ların verdiği çekinme duygularından ileri geliyor. İngilizler öteden beri ticaret dur- Punluğundan — şikâyetçidirler. Günün birinde karşılarına yağlı bir müşteri çıkıyor. Bir kasım gazeteler, bu sefor, bu müşteride binbir fasit niyet sezi- yorlar. Buna mukabil harbı imkânsız kılmak için silâh sanayiinin devlet kentrolu altına alınması teklif edili- yor, yan çiziyorlar. Doğrusu ne demek istediklerini anlamak mümkün olmu- yor. Daha doğrusu demek istedikleri şuduri Herşeyde — aslan payı bizimdir. Diğerleri bizden sonrayı. İki Tren Çarpışması Bilânço: 11 Ölü,21 Yaralı L 29 (ALA) — Varvikşayr şehrinde iki tren çarpışmış, on bir kişi ölmüş, yirmi bir kişi yaralanmış- tır. Çarpığma o kadar şiddetli olmuş- tur ki bir yolcu pençereden fırlıyarak kenardaki direklerden birinin üzerine düğmüş —ve kazıklanmış vaziyette kalarak biraz sonra can vermiştir. Aşk HARİCİ TE Lindbergin Çocuğunu Kaçıranlar Nevyork, 29 (A.A.) — Lindbergin çocuğunun kaçırılma mesclesinde ikide bir adı geçen “Con,, Ismindeki doktor Kondondan S0 bin dolarlık fidyeyi tesellüm edem şahıs olduğu anlaşılmıştır. * Şikego, 29 (A. A.) — Burada bir kadınla bir erkek tevkif olunmuştur. Zabıta memurları, bu erkeğin, Lind- berg işile alâkadar olup polisçe ara- nılan mahut Cona pek ziyade penze- mekte olduğunu söylüyorlar. . Havanada Bir a e Hadise Eski Cümhur Reisi Kaçtı Havona, 29 (A. A.) — Eski Relsl- eümhur M. Gra'nm siyasi sulkast töh- meti ile tevkif olunmamak için bura- dan tayyare ile Amerikadaki Miami- ye kaçtığı zannediliyor. Birinci Enternasyonel 70 Yaşında Moskova, 29 (A. A.) — Londra'da tesiz edilen birinci — Enternasyo- nalin 70 inci yıldönümünü kut- Tulamak - için, makaleler neşretmişlerdir. Rusyada İlk Kar Moskova, 28 — (A. A.) — Geçen senelerden daha erken olarak, İrkutek gehrimo ilk defa kar yağmıştır. Bir Hava Muvaffakıyeti Roma, 29 (A. A.) — Udine'e ha« reket eden 30 takip tayyaresi, mun« tazam uçuşla (1) saat (35) dakikada 520 kilometre uçarak Roma'da yere inmişlerdir. Bir Kaza Ve Neticesi Duşlan, (Amerikada) 29 — Meşher Bayccca izlikle öldür- düğü için mahküm olmuştu. İstinaf mahkemesi, Kayedonun bu karara İtirazını reddetmiştir. İngiltere Maden İşçileri Kardif, 29 (A. A.) — Cenubt Gal maden amelesi murahhasları perşembe günü Londrada elde edilen hal suretini kabule ve grev üÜcretini geri almıya karar vermişlerdir. adamın gazeteler Gençlerindir #0 .32 80 - 9- 934 Leylâ ona Üç takım yeni ça- Mmaşır almıştı. Genç kız eski çamaşırların yollandığını görünce yengesile Reşit arasındaki vaziyetin ger- ginleştiğini anlamıştı. Zaten son gece Reşidin: — Ben hergeyi bu gece hal- ledeceğim! Diye ayrıldığı halde bir hafta çınk.mıylşl, Türkânın gelmeyişi eşidin mektuplarında bu bahse dönmeyişi onun Aannesile çetin bir mücadele geçirdiğini ispat ediyordu. Çamaşırlar — yıkanmak — için kendisine gelince hâdiselerin ta- mamile tahmin ettiği gibi geçti- gini anladı va kışlada tam bir bekâr hayatı geçiren delikanlıya muhtaç olduğu şeyleri hazırlamak için harekete geçti, Ertesi akşam yine kışlaya dönen — emir k:l: defa ona rap, mendil ve ü p a bir datu pasta e er de gcll&!ü;âi- bunları — gönd. vl n b"_,,bğr m:ktuplarınıfı I:',;m:r:: vetmiyorda. Burhan Cahit Genç kızin sayfa doldüran mektupları hep haval gibi görü- nen gönül ağrıları, gençlik heye- canları ile dolu idi. Kışlaya dönüşün ikinci haftası geçti. Hasibe Hanımdan hâlâ haber yoktu, Reşit en ziyade Türkânin kal- kıp gelmesini bekliyordu. O hat- tâ bir mektup bile yazmıyordu. Herhalde annesi Türkânı da ken- di aleybine tıkıp doldurmuştu. Eskiden Türkân haftada bir iki defa yengesine gider. Leylâ ile görüşürdü. Şimdi herhalde onu yapmıyordu. Eğer Türkân yenge- sine gitmiş olsa herhalde Leylâ mektuplarında bundan bahsede- cekti. Ikinci hafta geçtiği halde annesinden ses çıkmadığmı gören Reşit artık dayanamadı. Leylâyı olsun görmek için bir akşam Kadıköyüne geçti. Zaten bir gün evvelki mektubile geleceğini ha- ber vermişti. Leylâ ve annesi onu hasretli bir yolcu gibi karşıladılar. aa | Bir İktısağî Formül Bu Gidişle İş, Galiba Bu Hal | Çaresine Dayanacak Seylânda Müthiş | Bir Kuraklık Maymunlar Ve Geyikler Açlıktan — Şehirlere Hücum Ediyor Kolombo, 29 (A.A.) — Mütbiş bir kuraklık, Seylân adasını müteessir etmiş, Hindistan cevizi, pirinç ve çay mahsülüne ciddi zararlar vermiştir. Suyun yokluğu bilhassa adanın şima- linde susuzluktan iztirap çeken may- munların vahşet halinde shaliye hü- cum etmelerine «ebebiyet vermekte ve geyikleri, su bulmak ümidile şehir- lere koşturmaktadır. Çinin Amarikayı Protestosu Vaşington, 29 (ALA.) — Çin hükü- meti, Amerikanın takındığı gümüş siyasetini protesto etmiştir. harp halinde bu 2000 asurinin Suryeye yerleştirilmiş o) Muzakereleri Londra, 29 (A. A.) — Almanya'- İngiltere ticaret müzakereleri — için Berline gitmiş olan M. Layt Ros buraya dönmüşlür. Tekrar Berline ne zaman gideceği belli değildir. Çinde Gümüş Nakliyatı Londra, 29 (A.A.) — Ranpura va- puru, Çinden gimdiye kadar sevkolu- man en mühim gümüş hamulesini Tilburiye boşaltmıştır. Bu gümüş 2 milyon İngilis lirası kıymetindedir. Reşit kaç gündür burnunda tüten ev kokusunu, aile duygusu- nu bütün hevesi ile tattı. Bu evin havasında onu okşıyan bir sıcak- hık, bir samimiyet vardı. Leylânın emektar dadısından evin kedisine varıncıya kadar herkes onunla alâkadar oluyordu. Hattâ bu evin eşyasında bile onu rahat ettiren, sevindiren bir yu- muşaklık vardı. - Leylâ onun vaziyetini hissettiği için yengesinden ve Türkândan hiç bahsetmedi. Şimdiye kadar Reşit onlarda gece kalmamıştı. Bu akşam anne- sine gidip gitmiyeceğini anlamak lâzımdı. Leylâ bunu — annesine bıraktı. Yemekten sonra geç vakte kadar piyano çalıp tavla oyna- dıktan sonra onları bırakıp oda- sına çekilmeğe hazırlanan yengesi: — Vakit epey gecikti oğlum, istersen kal. Misafir odası hazır. bancı yer değil. ' (e) İ:uyleldiîig bekliyordu. Fakat utandı. Bir anda Leylâ ile göz göze geldiler. Genç kız ona cesaret vermek İçin: — Sahi Reşit, dedi. Kal istersen. Rakatsız olmazsın. Hate ta... Leylâ birkaç gün evvel kışla- ya gönderdiği çamaşırları alırken bir yeni pijamayı evde alıkoy- muştu. Bunu batırladığı için ilâve ettir Milletler Cemiyetinde Görüşmeler Bitti Ve Silâh Ticareti İşi Hâlâ Halledilemedi Cenevre,?209(A.A.) Milletler cemiyeti görüşmelerine nihayet vermiştir. Ayrıca n devletlere satılacak silâhlara ambargo konulması hak- kındaki tekliflerin tetkiki için bir komlsyon Alman - İngîiiz | — Efendiler! Iktısadi tamamen müvazenelidir. İktisadi bün- yemiz için hiçbir. torafta iptidal madde — bulamamaktayız. — Esasen Abalide de bunu alacak para yoktur. Binaenaleyh vaziyet mütevarindir. (Bit Çek karikatürü) vaziyetimiz ——7 teşkil edilmiştir. Meclis, Izaklı dan dolayı Fransayi tebrik etmiştir. Sovyet Rusya t & Ve İspanya Cenevre, 29 (A.A.) — Selâhiyottar kaynaktan öğrenildiğine göre, İspanya ye Sövyet mümessilleri, iki memleket arasında normal münasebetlerin iade- #i maksadilö henüz askıda bulunan meseleler üzerinde uzlaşmışlardır. Çin Ve Altın Para Şangbhay, 29 (A. A.) — Çinin altın para esasını kabul edeceği hakkında Amerikada çıkan şayinları — Maliye Narzırı tekzip etmiştir. Gönül İşleri Okuyucuların Sorgularına Cevaplarım Aksarayda C. O. Beyer Çocuk işi şakaya gelmez. H men bir doktora giderek derd nizi ona açmanız lâzımdır. Ka nızın bu İşte söz sahibi olduğun kabul etmelisiniz. Ancak dokto run söyliyeceği sözlerdir ki na: hareket etmeniz — lâzımgeldiğii size anlalacaktır. * H. M. K. Beye yahut Hanıma: Ben olsaydım — sabrederdim düşünürdüm ki, babam bu yaşını geçkin suratsız kadında: çabuk soğuyacaktır. Yine annem dönecektir. Evet — sabrederdim annemin işitmemesine çalışırdım. işitmişse onu da sabretmiye sevk- ederdim. * Bir Hasta bakıcı möktebi hakkınd malümat soran okuyucuma: Derdinizle yakından alâkad oldum, fakat mektubunuza pu leffetmiş olmanıza rağmen adrı yazmamışsınız, cevabımı nereyi göndereyim? * Ümit Hanıma; En büyük c yavruyu önüne getirerek : Bun da mı acımadın, diye sorduktari sonra affetmek ve unutmaktır. * Beşiktaşta A. L. A. Beyes Hayır bu şerait altında mesu olamazsınız. Hem sizden daha yaş lıdır, hem do çocuk annesidii mümkünse yaşı yirmiyi geçmili kendi halinde bir genç kını tercll ediniz. * Samısunda “Coşkun,, Beye ! Size tavsiyem “bir kızın deği bin kızın kalbini çalmak için he şeyden evvel mektebinizi bitirini ve hayat adamı olmıya çalışınız cümlesinden ibaret olursa ban gücenmeyiniz. Bir anne sözüdür. HANIMTEYZE ——— —.—— — —. — Geceliğin bile hanır! Delikanlı kızarmıştı. Annesile darılmış olması, sö- zünü annesine geçirememiş olması onu müteessir ediyordu. Leylâ hemen bahsi değiştirdi: — Bizim misafir odası çok rahattır. Güneşli.. Havadar, ses- siz. Dadım zaten hazırlamış zan- nederim. Reşit cevap vermeden Melek Hanım ilâve etti: — Herhalde rahatsız olmazsın oğlum. Ben kaçıyorum Allah rahatlık versin. Bir şey İsterseniz dadına söyle Leylâ.. O daha çalışıyor. Annesi çekildikten sonra Ley- 14 iskambil kağıtlarını açtı: — Birarz da bunu oynıyalım dedi. Ama uykun varsa.. Serbestçe konuşacak bir ba- his kazanmış gibi Reşit hemen cevap vardi: — Yok.. Ben zaten geç yatı- yorum. —Kışlada geç yatılır mı Reşit? Genç kızın bü süali onu şa- gırtlı: — Yok. Onu demek isteml- yorum. Tabil erken yatıyoruz. Fa- kat ben geç vakte kadar okuyo- rum. — İyi kitapların var mı Reşit? — Bir tek kitabım var. For- ma forma takip ediyorum. Leylânın hayretle bakan göz- lerine cevap verdi: y — Senin mektupların! Gen kız önüne baktı. — Onlar seni meşgul edi biliyor mu? — Çok, pek çok.. Benl ha talarca kışlaya hapseden onlard Leylâ. Nekadar güzel yazıyorsu Ellerinde kâğıtlara bakmıyo lardı. Okadar — söylenecek — şeyle vardı ki; fakat bu yalnızlık ve | sessizlik onlar İçin varılmış, er miş bir saadet gibi.. Bu saadet zevkini bozmamak için susmu lardı. Bu —hareketsiz, — heyecant fakat şiir gibi, hava gibi, re ve koku gibi duyulan, sevile teneffüs edilen dakikaları yalı gözlerile yaşıyorlardı. Gönüllerini dolduran — enş duyguların yine gönüllerde kal zevki içinde gözlerinin reng ve WWadesini emer gibi, — iç gibi dalmışlardı ki elt ha işlerini bitiren dadı kapıdan baş uzattı : |— Uykunz geldi galiba çocı lar, bir saattir. çıtınız. çıkmıy Reşit Beyin yatağı bazır. Leylâ ayağa kalktı. Reşit onu takip etti. İki:]gâıoııvkinepkıwlıım rüyadan uyanmışlar gibi ŞarL a sem, yarı sarhoş sendeliye: merdivenleri tırmandılar. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: