22 Ekim 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

22 Ekim 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bulgarlar Tayyare Motör- leri Alıyorlar lovakya ile Türk Cümhuri- barlel siyaseti ayni yoldan ki Küçük İtilâf ve imin güttükleri dış siya- başı beraber yürümesile k hasıl olayor. Fakat bu ayniyet pekilde hasıl olursa olsun, bu, bir vakıadır ye iki devle- tin Avrupadaki metfaatleri biribirine tıt değildir. Buna reğmen Türk inhisar- tütün rojimi ile essalı 'ya muvaffak olama- mıştır. Buna bil Balgar hükü- meti, Çekoslovakyanın İskoda mü- essaselerin en: Tatra fabrikalarından 346 bin le- yalık etomobil; Walter fabrikala- rindan — (20,658,000) —levalık tayyare motörü; İskoda mücssesatından — (6,035,000) löyalık — mekine mücssesolerinden (2 motosiklet ve soğu Volmrn-Cel:kovi levalık, Viçe-le - Ko sinden (4,098,000) Tevolık, Ringofer firmasından da — (20,300,000) İevalık vagon alm'ş ve bülün bu eşyanın be- delimi tütün'e Ödemistir. - Şayanı imtisal bir hareket değil midir. — Süreyya Lehistan Ve Ma- caristan Arasında Macar Başvekili Varşovada Temaslarda Bulunuyor Varşova, ZI (A A, Pilsudaki Macar — Buşe Göm- böşü kabul ederek kendisile uzun müddet görüşmüştür. Bu mülükatta Hariciye Nazızı M. Bek te hazır bulun- — Mereşial 'gova, S1 ( A. A, ) — Başvekil M. Kozlovskâ, Macar Başvekili şerefi. ne bir ziyafet vermiş, ziyafet esna- sında iki B şvekil çok samim? nutuk- lar söylemişler- ir . Macaristan Ve Papa Roma, Sİ (A.A.) — Papa, Macar Hariciye Nazırı M. Kanyayı kabul ederek uzun boylu ve şamimli tarzda gürüşmüştür. Yenlleşen Dostluk Budapeşte, 1 (A. A.) — Macar Başvekili M. Gömtöş'ün — Mareşal Pilsudskiyi ziyareti dolayısile Macar Telgraf ajını Varşovadaa latihbar ediyor: Bu mülâkat, tarihte birçek ml- salleri görülmüş olmn Leb- Macar dostluğu — rabit İarının — yenileşmiş, kuvvatleşmiş ve sesmza teeyyüt etmiş olduğunun bir time-İdir. ÂŞi ' tayyaresi, İngiltereden - Avustralyaya Hedefe Doğru Giden 21 Tayyareden Bir Kısmı Yarı Yolda Kaldı Londra ile Avustralyanın Şarlvil şehri aramında 21 tayya- rasin uçtUğu uzun hava yolunu gösteren kroki Londra, 21 (A. A.) — İngiltere ile Avustralya arasındaki hıva yarışına iştirak eden 19 tayyarenin halihazırda vaziyetleri şudur! 1— İagiliz “Komet, tayyaresi pi- lotları; Mo lisonlar, Üa akşum 80.döde Hindistana müteveccihen Bağdattan hareket etmiştir. 2.— Helındalı “Duglas, tayyaresi pilotları: Mol ve Parmantiye, 19,57 de Halepte yere inmiş ve 20,97 de Bağ- dat İstikametinde uçmuştur. $.— Ho'andalı “Pznder,, tayyaresi pilotları: Ayses ve Geysendor, 16,55te Atinadan B a uçmuştur. 4 — Ame *Bocing-Tranaport, tayyaresi, pil. ve Pi bora 18 de Ati ağdata hare- ket etmiştir. $ — Avustrılyalı “ Lokhet-Voga,, pilotları Vuds ve Benet, elektrik pillerini tazelemek üzere Atinada kalm'ştır. 6 — Yeni Zelondalı " Mayles Hok,, tayyaresi, pilotları Makgregor ve Valker buda At'nadadır. Amarik mbert,,, İngiliz "Fa- ry Hil,, yeni dalı “Dragon,, Da- İagiliz “Air yalı "Pus Mot, ir ve ağlebi ibtimal klerdir. Skot, Balk ve ikleri, diğer üç “Ko- ayvarelerinden haber « Koşran ile Smit'in idare ettik- vinci tayyare, Amerikalı “Brae Teşte yorıştan vazgeçmiştir. Diğer cürt tayyare de sukatlık do« Jayısi'e garbi Avrupada bazı şehirlere Inmişlerdir. Bağdat, 91 (AA.) — Haber alına- miyan Üç “Komet,, — tayyaresinden Skot ile Kempbel'la idaresinde olam saat 21 de Bağdadı ikinciliği, şim Londra, 21 Gençlerindir No .54 92-. 10 - 934 Bu okadar adi bir iftira idi | ki kızmaya bile değmezdi, Fakat fena şeyler büyümek, dağılmak için fena muhitlerden kuvvet alırlar. Bu iğrenç dedikodu da zaten böyle kirli mevzulara ku- lağı açık olan Kadıköyün bazı muhitlerinde çirkefe atılmış ma- larya mikrobu — gibi çarçabuk büyüdü, alevlendi, — dal budak saldı. Şimdi vapurda da yolda onları tanıyanlor yavaşça — birbirlerini dürterek gösteriyorlardı: — İşte bunlar.. an'ıyorsun ya! Zaten hassas alıngan olan Leylâ bu hareketleri sezdikçe si- nirleniyor, ktzarıyordu. Hatta bir aralık ( Ayten )e: — Barl ayrı ayrı gidip gele- lJim. Bu pis lâkırdılar belki kesilir. Demiye kadar vardı. Fakat ( Ayten ) daha tedbirli davrandı: — O zaman daha fena, dedi. Darıldığıncın, aramızdan — başka çehreler gelip geçliğini söylerler. Bu da doğru idi Bu çirk.n dedikodu hızını alın- Burkan Cahit cıya kadar ehemmiyet vermemek lâzımdı. Sinirlenmek, hırslanmak, darılmak daha fena tesir bıra« kabilirdi. (Ayten) in tahmini doğru çıktı. Onlara artık gizli gizli: — Çihte kumraular! Diyorlardı, Dedikoda denilen aç ve doy- maz işlihalı çirkin dev kendisine daima daha başka, daha taze avlar, yemler aradığı iki arkadaşa ait bu dava da tavsadı, ucuzladı ve bu sofer aslı, astarı olan yeni bir mevzau kemirmeğe başladı. Bu yeni dedikodu okadar me- raklı idi ki bir iki gün iİçinde hemen bütün Kadıköy, Erenköy- lerine varıncıya kadar iİstilâ etti. Yeni dedikodunun kahramanı Kadıköylü bir genç kızdı. Yarı resmi müesseselerden birine devam eden bu genç kız. iyi giyinmek istiyen iyi yaşamak istiyen bir kızdı. Babası orta halli bir memurdu. (M...) olgun ve gözel vücutlu zeki ba- kışlı, siyah gözleri iliştiği yerde iz bırakacak kadar tesirli bir ALLAHABA! g SALCUTTA yareci Şov Barse- londa yere İnmiştir. Avusturalyaya Coğ- ru uçuşİçin İspan- ya hükümetinden müsaade bekliyor. Abberil, 21 (Fran- 58) — İngilir tay reci Parper bur yere iameğe mec- bur olmuş, tekrar Marsilyaya uçmuştur. Hedefe Doğru Londra, 21 (ALA.) — İagiltere-Avan- turalya hava yarışına iştirâk edenler arasında Mollisonlar ilk olarak dün saat 1910 da Bağdata varmışlardır. Bunlar Mildenhal tayyare meydanın- dan dün s>bah s>at 6,30 da üuçmuş- lardır. Binsenaleyh diğer — rakipler üzerinde hayli tefoyvukları — vardır. Rakip'erin bir kısmı Marsilyada bazı- İspanyada Diktatörlük İki Jeneralın İktidar Mev- kiine Geçtiği Söyleniyor Paris, 21 — “Lö Jurmal,, gazetesi Barselondan aldığı çu haberi noşret- mektedir: Cumhur reisi M. Alkala Zamora'nın istifa ettiği ve Jeneral Franko ile Jeneral Godedin askeri bir diktatörlük kurdukları rivayet edilmektedir. Bu haberin doğru olup olmadığını tahkik mümkün olmamıştır. ları Romada ve diğer bazıları ise bugün hareköt etmek üzere Atinada kalmışlardır. | Son Posta: Bt uzun mesafeli ya- rışa S1 tayyare girmişti. Biri Bükreşte vazgeçtiğine göre 20 tayyare kalmıştır. En ileride olan Molison ailesi birkaç | hava rekorugun sahibidir. Kat'i netice- nin yarın belli olmamı muhtemeldir. Bu bava yolucun İngiltere. hesabına pek büyük bir askeri ehemmiyeti olduğuna da aynıca işaret edelim. | Fransız İşsizlerinin Yürüyüşü | Hükümetten Hayat Pa- halılığının İncirilmesini İstediler Lü, 21 (A. A.) — Şimal havalisinin açlık yürüyücüleri, Valinin daveti üze- rine Vilâyet meelisinin — içtimaında bulunmuşlardır. Bu nümayiş, tamamen sükünet dairesinde cereyan etmiştir. Nümayişçiler, işsizlere yapılacak yar« dimin — devlet tarafından yapılması temennisini izhar etmekle iktifa et- Bir Gence Tavsiyeler *“Hanımteyzeciğim, Iki felâkete birden uğradım, ilk derdim: Bütün servetimi ikinci derece teminatla bir ipotek işine yatırmıştım, bina satıldı, umulan parayı tutmadı, birinci derece teminatı haiz olanlar alacaklarını aldılar, bana sadece bir hava kaldı ikinci derdim: Gençliğimde sari bir hastalığa yakalanmıştım, iyice tedavi ettir- diğim için tamamen geçtiğini sanıyordum, halbuki yeniden nük- | setti, daha doğrusu nüksettiğine dair bende — şüphe Halbu ki: Nişanlanmıştım, üç hafta sonra uyandı. | nihâhlanacaktım, yekdiğerini ta- kip eden bu iki felâket karşısın- da birden çılgına döndüm, başı- mı alarak Bursaya gittim, orada kendi kendime yalmız kalacaktım, düşünecektim, halbuki düşünemi- yorum, sana, #orüyorum, teyzeci- ğim, ne yapayım.,, —| Bana bu mektubu yazan oku- yucum, nişanlısına karşı beslediği aşkın derecesinden bahsetmeyi unutmuştur, fakat mademki nişan- hdır. Evlenmek üzeredir, azami sevgi ile mütehassis olduğunu ka- bul etmek mecburiyetindeyiz. Bu takdirde diyeceğim ki, seven bir erkek sevdiği bir kadına karşı fedakâr olur, fedakârlık ise kar- gızındakinin hayatım ve istikba- Hini kendi hissinin üstünde tutma- yı emreder. Vaziyeti olduğu gibi, nişanlınıza solatınız. Para derdi daimi değildir, geçebilir, yerine konulması daima — mümkündür. Hastalık ise derecesine ve şekli- ne bakar, ağlebi ihtimal oda te- davi edilebilir. Fakat yalan söy- lemek suretile evlenme hayatının ilk adımında, irtikâp edilen cina- yetin izi kızgın bir damga şek- linde ebediyen kalır. HANIMTEYZE Fransız Hava Nezırı Paris, 21 (A. A.) — Hava nanıri Jeneral Denen, binmiş olduğu tayyas reyi bizzat kullanmakta olduğu va beraberinde diğer iki tayyare bulun« duğu balde Yugoslavyadan dönmüştür. ER e— — kızdı. Gülümsediği zamanlar dudak- larının kenarında ve gözlerinin ucunda peyda olan İnce bir çizgi istihza ve gururun ifadesi gibi insanın ciğerine saplanıyordu. İyi konuşan, lâtifeden, kina- yeden anlayan bir kızdı. (M...) le ne zamandanberi orta yaşlı bir zengin tüccarın alâkadar olduğu söyleniyordu. Nibayet bu alâka etrafında gözünden kaçmıyacak bir şekilde alevlendi. Bu alevlerin eseri de (M...) in üstünde başında kendini gösterdi. Artık (M...) Hanım istediği gibi giyiniyor, kuşanıyor, eğleni- yor, geziyordu. Onu artık en kibar balolarda, en pahalı eğlence yerlerinde nıakp kabildi. BN Çalıştığı daireye keyif için devam etliği söyleniyordu. İşte havadislerin bu buhranlı, hararetli devrinde Aytenle Leylâ- ya ait dedikodu da unutuluvyer- mişti, Şimdi yalnız vapurlarda değil, Kadıköyünün, hatta — İstanbulun bir çok yerlerinde hep bu müna- sebetten — bahsediliyor. ( M... ) hamma ait haberler ağızdan ağı- za yayılıp gidiyordu. Onu birgün şık bir astragan manto ile görenler bunu dostları- Ha anlatırlarken: — Ne münasebet. Daha iki gün evvel bir ( Vizon ) la ben gördüm cevabını alıyorlardı. Balolarda, eğlence âlemlerinde onun elbiseleri, tuyaletleri konu- şuluyordu, Hatta Şişli Alemlerinde artık saltanatı sönmüş eski yıldızlardan biri onun hâlâ altımış lira aylıklı işlne devam ettiğini duyunca: — İşte bu saçma, demişti. Madem ki bu kadar el üstünde tutuluyor, ne isterse yapılıyor. Oradan çekilmeli. Kala kala alt- maş İira aylığa mı kaldı. Âşıkı ona altı yüz liradan fazla harcıyor. Bunu söyleyen hanımelendi erkek zevkinin buğünkü hudutla- rını bilmiyordu. Çünkü bugünün piyasasında hüküm süren gözdeler böyle çalı- şan genç kızlar arasından seçili- yordu. Bir yazıhanenin loş köşe- sinde kaıvır kavır. saçlı, şeytan bakışlı, civa gibi fıkır fıkır kay- mıyan genç kızlar salonlarda poker masaları başında fingirdeyen ha- mnımefendilerin papuçlarını çoktan dama atmışlardı. Bunun — birçok vardı. k Bu kaızlar hayatı daha iyi seviyor, yaşamanın zevkini daha iyi çıkartıyor. Erkeği daha İyi meş- gul etmesini biliyorlardı. Soara bunların çoğumun — tahsilleri iyi sebepleri de idi. Aile terbiyeleri de fena de- gildi. Bunun için elde edilmele- rinde vahşi bir zevk duyulu- yordu. (M...) Hanım da daha yirmi yaşında bir kızdı. Ulfak tefek flörtleri yok değildi. Fakat de- vamlı ve tehlikeli bir maceraya atılmaktan çekiniyor, ağır dav- ranıyordu. Son defa bu hadise batlak verince onu tanıyanlar: — Muhakkak zengin — birini yakalamıştır. Demekten kendilerini alama- dılar. Bu zanları da yanlış değildi, Ve o artık çekinmeden, hatta biraz gurur duyarak, etrafın kene disile alâkadar oluşundan zevk alarak, rakiplerlni hasetlerinden çatlatacak nümayişlerle geziyor, eğleniyor, giyiniyor, kuşanıyordu. Onun böyle birdenbire parla- yışı arkadaşlarının gözlerini ka- maştırmıştı. İçin için bu hayatı özliyenler az değildi. Fakat bil- miyorlardı ki bir genç kız için bu şekilde parlayış çabucak sö- nen bir saman alevinden farklı değildir. Kendi halinde bir gençle se- vişmek yarın için bir şey vadede- bilir. Fakat hayatını doldurmuş bir adamın kesesine bağlanmak satılmaktan başka bir şey ifade edemez. ( Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: