December 1, 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

December 1, 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ııı ll_ü Milit Roman TOMBUL MİRASYED No: 95 Yazanı Sermet Muhtar 1.1£ - 98 ZavallıNâbideRahatHuzurKalmamıştı — Gördün mü bınzır bücürün yediği naneyi?. Bu kambur felek burada iken bir gün rahat ede- mezsin, oh diyemezsin Baksana neler dedi de delikanlı- yı alevlendirdi... O, ağzında bak- la ıslanır herif mi?.. Elâleme ne- | se boynuna | ler söyliyordur. Han bir davul asıp mahalle mahalle lân edecek, bizi dümbedüdük eyliyecek!.. Melek Hamm, işe güce koştu- gu, eminliği de mücerrep olduğu için Nabiyi idare etmek, evden ayırmamak — taraftarıydı. — Fakat taze taş değil a. Bir fit, bin bü- yüden yekdir derler. Perverle Mahmurenin - söyle- diklerin! duyunca olanca kanı başına çıkmıştı. Nabinin haddini bildirmiye karar verdi. Isabet olarak, oğlu traş olmıya peruklra gitmişti, fakat “Tahain aşağıki odada idi. Başka bir şeye tepesi atmış gibi, müthiş bir haykırdı: — Nerede o fitne kumkuması yangaboz, © altı karış beberuhi bakayım?.. Ökçelerini yere vuruyor, çır- gw çıngır bağırıyordu: — Seni gidi yerden yapma alçak senil.. Seni gidi boynu ak tında kalası düzembaz senil., Rahmetli kocamın bu kadar ne- nü nimetini goördün de karşılığı bu mu?.. Yanımıza sığınmışsın, yiyip içiyorsun, yan gelip zıbarı- yorsun, keyfin, rahatın beylerde, paşalarda yok. Üstelik paramız, pulumuz, — gelirlerimizin hesabı, hepsi elinde.. Yooco, ben sıkıya, kumandaya gelemem ; senin kel kâhya key- finl çekemem ; zira acılı, yaslı bir. kadınım. Daha kızdırma, Vehbiye söylersem öyle bir pa- paranı verir ki alamadan yider- sin. — Daha ötesi var mı, — seni evimde istemiyorum ; istemiyorum efendim. Cehennem ol, hangi taş katıysa ona başını vur 1.. Yardak Hanımlar, dakikasında saçlarını kabartıp, İşlemeli baş örtülerini örlüp, misafir odasında, kahvaltı — atıştırmakla — meşgul, Tahsinin — karşısına — dizilmişler, yılışa yılışa, çene İşletmiye baş- lamışlardı : — Taze bak'ı değil mi Tahsin Beyciğim ?.. Fecus kanbur, kapı- nıü Önüne gelip ne yumurtlasa beğenirsin ? Güya lâmba yanınca perde arkasındaki gölgelerimiz tramvay yolundan görülüyormuş. Namabhremlere baş örtüsüz, göl- ge göstermek bile harammış !.. Nabi, şamata arasında sırra kadem basmıştı. Gideceği yer belli : Evvelâ Balıkpazarı, sonra Fethiye,. Perver Hanımla Mahmure H., © günden sonra kanbura kancayı takmışlardı, iki günde bir, taze- yi kenara çekip fiti veriyorlar, dolmuş kadın, oğlunun ve Tahsi- nin bulunmadığı zamanları kolla- yıp birden ayaklanıyor. — Zorla topuzla — değil a, avimde keyfime kâhya istemiyo- rum efendimi.. Kâhyalığa arzusu olan başka kapıya başvursun!.. diye tutturup barbar bağırıyor, her ne düşünüyorsa Nabiyi büs- bütün kovmak cihetine gitmiyor, Kamburcağız da hemen anahtarı cebine sokup tabanı yağlıyordu. Bolses Tahsinin Dört Başı Mamur Bolses, seve enikonu — yerleş- gözüm... | mişti. Her tanrının günü | ve gecesi orada idi. Sık sık, yatıya da kalıyordu. Orta katta, misafir odüsının yanındakt otur- ma odası ona tahsis edil- miş, içine puflâ gibi ya- taklı, atlas yorganlı, kuş- tüyü yastıklı bir pirinç karyola konmuştu. Ana — oğuldan — tut, demizbaş hanımlar, Gük süm kadın, besleme İkbal bile ut ustası beyin Üs- tüne toz kondurmuyor, etrafında —pervane gibi dolaşıyorlardı. Ukalâ beyimiz, Sulu Sezalden hiç hoşlanmamıştı. Bel- ki de Nabi ile ku- fadar olduğunu, kö- şede bucakta — fısıldaştıklarını, arkaşından dilini çıkarıp nanik yaptığını görmüş olacaktı ki: — Bu sırnaşık olan Salu değil, çirkef, Nasıl karşınıza alıyorsu- nuz? Mideniz dönmüyor mu? De- diği için Sezai derhal tu kaka edilmiş, ertesi sabah evden uğra- tılmıştı. Yalnız valde hanım değil, mahdum beyin de Bolsese fevka- lâde kanı kaynamıştı. ( Tahsinci- gim! ) diyor, bir daha demiyor, gitlikçe can ciğerliği artırıyor, di- yordu ki; —İşte erkek sensin; merdin mer- di, şekerin şekerisin, Artık kaleme maleme, eve meve avucunu yala. Bundan böyle yakan elimizde, baltayız; yalvarır, yakarır seni bırakmayız. İcap ederse metozori de hazır. Kafanı koltuğumun ak- tına kıstırıp ta boyundurukla bir altı okkalık edersem yerinden kıpırdayamasın ağabeyciğiml.. Melek Hanımın her hall baş- kalaşmıştı. Sabahleyin gözünü açar aç- maz, kahve fincanı elinde, kulak hilâlı kadar sigarası ağzında, ay- nanın önüne koşuyor, çeki düzene başlıyordu. Bolses, tüvaletten — hoşlandı- ğını söylemişti. Bir aralık yarenlik arasında, ( tuvaletli kadına bayılı- run! ) dediği için güzel dul günde kaç kere, kat kat pudra- sını, allığını sürüyor, kozmaliğini, sürmesini çekiyor, nevi nevi lâvan- talara bulanıyor, en göze çarpan renklerdeki, göğsü, kolları açık elbiselerini giyiyor, başma İncecik krep örtüp ut meşkine başlıyordu. Artık gelsin sohbet. Karşılıklı iç çekişler, kırıtışlar, işmarlar, handeler, kahkahalar... Cilveleş- menla çeşidi bir paraya. Ne anlaşma, ne samimiyet, ne emişkamışlık... Perverle Mahmure de, pişekâr gibi etekleri belinde, çat burada çat kapı ardında, emre Amade... Koşup koşup kutulardaki kalıp cıgaralarını tazelemeler; lülün tab- Ya herrül, yamerrtti ——— kendilerini pence- ;î,îr_ vedeö aşalı verdiler lalarını dökmeler, malar... Kahve üstüne kahve; limonata üstüne limonataş gşerbet Üstüne şerbet.. Sokaktan geçen Arnavut dondurmacıyı, Acem keten helva- cıyı, Rum sakız leblebiciyi çevirip dondurmalar; helvalar, leblebiler getirtmeler... Meşk faslı öğleye kadar de- vam ediyor, müezzin minarede iken kapı aralığından hanıma bir İşaret çekiliyor, yemeğin hazır ol- duğu bildiriliyordu. | Üstü Beykoz köşkü resimli tepsi, altın yaldızlı gümüş çatal bıçaklar, ( T ) markalı keten peçe- talar, kalayları ayna gibi parlıyan sahanlar, perverle Mahmurenin | nezaretile pişırilmiş tavuklu, tatlılı börekli yemekler gözden geçirl- liyor, tepsi Beyin önüne getirilip ( buyurun! ) deniyordu. | Tombul ikindilere kadar yatak keyfi yaptığı için öğle yemeğini Tahsin yalnız yiyor, tepsi kaldı- rilir kaldırılmaz — banımlar - yine yanına dalıyor, sade kahveler be- raber içiliyor, birinci nevi sigara- lar hep bir arada tüttürülüyordu. Vehbi neden sonra kalkıyordu. Mutfağa inip tencerelerdeki, tel dolaplardaki — yemekleri, ayak Üstünde tıka basa ve alelacele gövdeye attıktan sonra şimdi de çeki düzen ve tuvalet sırası ona geliyordu. kibritler çak- Bu, gezintiye çıkış hazırlığı idi. Saatlerce evin önünda bek- leyen landoya, Bol sesle beraber atlıyor, piyasaya yollanıyorlardı, ÇArkası var) Prens Pol Landre, 30 (ALA.) — M. Makdo. nald bu satah Bukingham sazayında Yugoslavya Kıral naibi prene Pal ile yemek yemiştir. Belçıka Kabinesi Brüksel, 30 (ALA.) — Meclis, 83 reyo kartı 93 reyle Tönis kabinesine itimat etmiştir. Cenevra Toplantısı Cenevre, 30 (ALA.) — Ulus'ar ku- rumunun fevkalâde konseyi 5/12 tari- hinde öğleden sonra toplanacaktır. Yeniden açılan aamamman, BÜYÜK EMPERYAL OTELİ Beyoğlu, İngiliz sefareti yanında 6 - 8 No. Temiz ve Haliç'e bakan odalnr - Süslü salonlar - Banyo daireleri - Teshinat - Mutedil fiyatlar. (5028) Börekler Ârsen üpeni ! Böreğinizi Fırına Verir- ken Çok Dikkat Ediniz! ( Baştarafı 1 inel yüzde ) misafirini ağırlamak Üzere hazır- ladığı ziyafet için çok iyi yapma- sını bildiği büyük bir tepsi börek te hazırlamış. Küçük bir çocukla Firuzağa fırımna göndermiştir. Büyük bir itina ile bilhassa ha- zırlpdığı böreğin bir buçuk saat sonra eve getirilmediğini gören bu hanım, merakla giyinip fırına gitmiş, şu yaman sürprizle kar şılanmıştır. Fırıncının çırağı kendisine: — Na böreği diye sormuştur. — Bir buçuk saat evvel gön- derdiğimiz börek! Fırıncı çırağı hayretle hanımın yüzüne bakarak: — Böreği aldırdınız yal Demiştir. — Ne diyorsun!. Kim aldı?.. Böreği yapan gönderen beniml.. — Şik, kibar bir bey aldı! Şık, kibar bir bey... Zavallı hayli çırpındıktan sonra mihayet (bu gık, kibar beyin böreğli tepsisile beraber uçuruverdiğini) anlamış, — misafirini — ağırlıyama> dığına mı, nefis böıeğiuv_mîı tepsinin capa gittiğine mi yan- ması — lânmgeleceğini — kestire- mez bir hale gelmiştir. Börekler Arsen Lüpeninin plâ- nını şöylece çevirdiği anlaşılmıştır. Börek fırına geldikten bir müd- det soura büyük bir telâşla ( çok gık, kibar bir bey ) gelmiş: — Valde böreğe yağ unutup az koymuş.. Şuradan bir kap ve- rin de yağ getirsinler.. Demiş. Tabil fırında yağ kabı bulunmuyacağı cevabı verilince: — Peki öyle ise böreği tekrar eve başka bir çocukla bö- rek fıirından tekrar eve ()) götü- rülmüştür. Gitti gider!.. Hâdiseye gerek böreğin sahibi yaşlıca hanım ve fırıncı okadar içerlemişler ki hiddetlerinden karşı karşıya ağlamakta oldukları sıra- da zavallı fırıncı çırağı hâlâ: — Ben ne bileyim, şık, kibar bir beyin Arsen Lüpen çıkacağını!. diye tekrarlayıp duruyordu. Fırına göndereceğiniz börek- lerinizi Bu börekler Arsen Lüpe- ninden koruyunuz! — |. M. Cenubi Amerika Kavgası Çok Hızlaştı.. Assompayon, 30 (ALA.) — Paragu- ay bükümeti Boliryahların — bütüm cephede çekildiklerini resmen bildim mektedir. Bolivya Cumhur Reisl ada Yok Santiyago dö Şili, 30 ÇALA.) — Ber Hvya cumhur relai Salmankanın nere- de bulunduğu hâlâ bilinmiyor. Bam rivayetlere bakılırsa harp cephesini dolaşımnaktadır. Halbuki çok mühim meseleler onun hümümet merkezinde Kübada Gürültü Eksik Olmuyor Yine Her Tarafta Birçok | Bombalar Patladı Lahavana, 90 ( ALA ) — Kamâagez, Sagua ve Sienfuegos'da birçok bom>- | balar patlaması ve birçok tevkifatla neticelenen tezahürler vukuu Üzerime hükümet örlü idare ilâm etmiştir. im lar beklenmektedir, ** Poli caret memurları - birliğinde araştırma — yapmış — ve Turistlere Küha'da hayatlamının tehlikede oldu. gunu bildiren komünüt propayandası elde etimmiştir. Birçok kimseler tevkif edilmiştir. Japonya He amerika ara- sında Telefon Hattı Nevyork, 30 (A. A.) — 8000 kilo- metre uzunluğunda yeni bir telefan hattı yakında Sanfransisko ile Tokya aramada işlemeğe başlıyacaktır. Üç dakikalık ” bir. görüşme otuz dolara olacaktır. İtalya Kıralı Brendizi, 30 (A.A.) — İtalya kırabı Somaliden Brendiriye gelmiştir. Bir Günlük Kibar Kadın Fransızca sözlü 10 yıldız bir filimde.... Pek yakında.... bulunmasını İcap ettirmektedin. Sane sürden kaçan bir takım haberlere bakılırsa Bollvya cephesinde bir in« kizam olmuş, gerek Lapazda, gerek diğer bir çok şehirlerde karışıklıklar çıkmıştır. Bolürya sınırlarının kapan- diği ve harp aleyhinde nümayişler yapıldığı söylenmektedir. Diğer taraftan Paraguay ordusu Bolivya cephesinda açtıkları kediği genişleterek Bolivya ordusunun kısmı küllisini kuşatmak için uğraşmaktadır. Amerikada Bir Japona Bomba Atmışlar Fönle” ( Amirikada ) — Dün gece meçhul biri, bir Japon bak- çıvanının avlısına bomba atmıştır. Başka bir bomba da başka bir Japonun evinde bulunmuştur. kvarbut öelediyesi — L C Tüyatrosunda Nadam San Jan Komedi 3 perde t Başlangıç Taki Fransız Tiyatrosunda Bu akgşama saşt 20 de “BU BİR RÜYA,, Öperet 3 perde Yazanı Solma Muhtar

Bu sayıdan diğer sayfalar: