İsviçre Devletçi- likten Uzak Kalmak İstiyor Geçen gün gelen telgraf haberleri Referandöm tarikile İsviçre halkının hükümetçe yapılan bir teklifi büyük bir ekseriyetle reddettiğini kaydedi- yordu. Gözlerden kaçması çok muh- temel olan bu teklife göret Birçok memleketlerde olduğu gibi İsviçrede bir otomobil ve şimandifer rekabeti vardır. Son seneler <içinde bu rekabet o derace İleri gitmiştir ki geçen sene İsviçre şimendiferlerinin verdikleri açık 350 milyon Fransız frangını bulmuştur. Mütemadiyen artan ve ne zaman duracağı belli olmıyan bu açık karşısında İsviçre hükümeti halkın umumi ârâsına müracaata karar vermiştir. İstediği şudur : Bu açığı kapatacak surette şimöen- diferlere yardım yapmak, Bu yardımı da şöyle düşünüyor: De- Miryollarının sağ ve solundan itibaren 30 kilometrelik bir mesafe dahilinde eşya hakli hakkını şimendiferlere vermek. Çünkü İsviçrede olduğu kadar diğer birçok memleketlerde, eşya nakli adi yollar vamıtasile — yapılmaktadır. Bu Mmesele, bütün memleketi alâkadar #eden bir dava olduğu içindir ki İsviçre hükümeti, bunu Referandom yolile halletmeye teşebbüs etmiş ve 230,000 reya karşı 480,000 reyle halk, bu tek- reddetmiştir. Aradaki — fark 250,000 rey etmektedir. Haddizatinde iktısadi bir hâdise olan bu tezahürün - bir diğer manası da şudur: İsviçre — hükümetinin devletçilik teşebbüslerine — muhalefet. — İzviçre, bu kararile, şimdilik, devletçilikten Uzak kalmak İstediğini bildirmiştir. Süreyya İngiliz Kıralı Ve Bir Mütalaa Londra, 9 (A.A.) — Taymis gazetesi diyor ki: “Yer yüzünde- | bütün muluslar tarafından İn- giltere Kıralına, yıldönümü mü- hasebetile ve bu derece yürekten gösterilen sevginin, bütün medeni | letleri yeniden birleştirmeğe faldesi olacağını, acaba umabiligır'— Yeniİ Anlaşma Prag, 9 (A.A.)— Çekoslovakya ile s'mt Rusya arasındaki andlaşma =.yıtkımı:ıplııılıı£cıktır. Bu and- d - — MA ıı':i yor."n" usya andlaşma- Romada Yeni Görüşmeler Yapılacak Paris, 9 (Hususi) — Hava Bakanı General Dönen, yanında mütehassıslar da olduğu halde tayyare ile Romaya hareket etti. Orada iki devlet sında görüşülecek en esaslı mesele, Strezada tasdik edilen hava anlaşması meselesinin tatbik şekilleridir. * Londra, 9 ( Huszust ) — Gazeteler, | İngiltere, Fransa ve İtalya arasında karşılıklı hava yardım misakı müza- etmekte olduğunu yazıyorlar, Deyli Telgraf gazetesine göre, yapılan ilk misak projesi, Alman hava üstünlüğü gözönünde tutularak değiştirilmiştir. Misak üç devlet arasında hava silâh- edecektir. İngiltere, birinci saf tay- yarelerin ©en aşağı 1600 makineden mürekkep olması fikrindedir. Yeni tayyarelerin birçoğu geniş bombar- dıman tayyareleri olacaktır. * Londra, 9 (A. A.) — Niyuz Kro- nikl gazetesinin Paris muhabiri, Hava Bakanlığı —yüksek — memurlsrından birisinin kendisine, —General Dö- nen'in Roma seyahatinden maksadı, orada tamamile tedafüt — mahiyette bir hava andlaşması aktetmek — oldu- ğunu söylediğini — bildirmektedir. Avusturyada Kırallık Mı? Musolini Şimdi De Bu İşi Araştırıyor Roma, 9 ( AA ) — Müusolini ile Avusturya Başbakanı yakında Flo- ransa'da, Avuşturya'da kırallığın iade edilip edilmemesi iIşinli görüşecekler- dir. Yugoslavya Başbakanı Yevtiç ile Musolini veya Süviç, Tuna konferan- sindan — Önce, İtalya ile Avusturya arasındaki ihtilâflı meselerin — halli çarelerini aramak için konuşacık- lardır. Yzana: HM 1 R ) - — Burası,.. dedi, Hacer, beyaz badana binaya ıı—'li*-l. ötel kâtibine sordu : — Kapıdan bırakırlar mı ? — Elbette... — Siz, önden yürüyün... K.BİI' taş merdivenden çıktılar. d'Plda duran beyaz gömlekli ha- “Menin kulağına Zihni efendi, h,'"&'lır fısıldadı. Hademe, ko- î;:'uı nihayetinde dolaşan, yine Z gömlekli bir hâdemeyi elile Fağırdı : ” mf" Nöbetçi doktoru Talât be- Yanına götüreceksin | dedi. ılluı::d.m. önde, Hacerle otel dar arkada, demir trabzanlı tıla bir mermer merdivenden çık- bi r. !Jtun bir sofadan geçtiler Sağda nihayetteki odanın önün- krdd.“rdular. Hademe, kapıyı tı- İsdet “'_ ve cevap beklemeden Çiktı ; girdi, birarz sonra dışarı — Buyurunuz ! dedi, teriy * kâtibi, Hacere yol göz- '“lıu:r&u' Hacer nöbetçi dokto- O, bu Odasına girerken sendeledi. Ş d Ş hç“'mtmiı tîı' teşrifatı aklından Odanın ortasında, beyaz göm- lekli, kalın bağa gözlüklü genç bir adam, ayakta — duruyordu. Haceri görünce, nezaketle selâm- ladı: — Buyurunuz, hanımefendi.., Hacer, şaşkın şaşkın bakını- yordu. Otel kâtibi, onun imdadına yetişti : — Mülâzim Cevat beyl göre- cekler, Talât beyl — Hay hay azizim... Yalnız Hanımefendiden bir tek ricamız var. Hacer, sesi titriyerek sordu: Ne gibi bir emriniz var? Genç doktorun — konuşurken Haceri, — gözlüklerinin — altından sördüğü, iİnceden İnceye tetkik ettiği de anlaşılıyordu: — Hastamızın nöbeti fazlaca- dır. Dün gecedenberi ateş, hâlâ düşmedi. Onu, mümkün olduğu kadar lâkırdıya tutmamanızı ve ziyaretinizi kısa kesmenizi, rica ederim. Bir iki gün sonra, hasta İyileşir, ©o zaman teşrif — eder, uzun uzun konuşursunuz... Hacer, başını eğerekı HARİCİ kerelerinin bir müddettenberi devam |- Hava Hücumlarına Karşı Devlet Anlaşıyor ! larının tahdidi esaslarını da ihtiva | — Estağfurullah Beyefendi... | Çekoslovakya Ve Sovyetler Anlaşması Moskova, 9 (AA.) — Buraya gel- makte olan Fransa Hariciye Bakanı Laval Varşovada bir gün kalacaktır. Mareşal Pilsüdaki tarafından kabul resmi tertip edilmemesi dikkate değer bir iştir ve Varşova diplomrsi maha- filinde buna hayret edi.iyor. Fransız Filosu İtalya Sularında Coşkun- Jukla Karşılandı Napoli, 9 (A.A.) — Birinci Fransız filosu, bir hafta kalmak üzere buraya misafir gelmiştir. Zengin bir şenlik ve resmikabul programı hazırlanmıştır. — Kral, Fransız sübay'larım kabul ede- cektir. Kübada Eski Bir Naziır Ve | Sekiz Kişi Öldürüldü Havana, 9 — Eski Fakanlar- dan gsosyalist Antonyo ile yar- daklarından sekiz kişi, askerlerle çarpışma neticesinde öldürülmüş- dlerdir. TELGRAF İngiliz LAR İtalyadan Habeş Çöllerine Yeni Yolcular Triyeste, 9 ( ALA.) — Şarkt Afrikaya buradan yine iki va- pur dolusu amele sevkedilmiştir. Bu amele 4.000 kişidir. Dük D'ast bunları uğurlamıştır. # * Kabinesi t # Değişiyor Londra, 9 (Hususi) — Hazi- randa kabinede değişiklik olacak, birkaç nazır değişecektir. Mak- dolad ile Hariciye Bakamı Con Simon ve diğer bir nazır sam- dalyesiz nezaret alacaklar, Bald- vin Başvekil olacak, Eden Hari- ciye Nazırlığına geçecek, bugün- kü Hava Nazırı ile Harbiye ve Dahiiye Nazırları kabineden ay- rılacaktır. İspanya Kabinesi Madrit, 9 (A.A.) — Yeni Löru kabinesine 22 muhalife karşı 189 reyle İtimat edilmiştir. - Büyük Bir Hava Teşebbüsü 48 Hava Gemisi Bir Arada Havalanacak Honolulu, 9 (ALA) — 200 tayfa taşıyan, Âmerika donanmasına men- Bup 48 tayyere, AÂmerika « Uzak şark yolu üzerinde önemli bir dayanç nok- tası teşkil eden Midvay adasına doğru 1323 millik bir uçuş tecrübesi yapa- caklardır. Kadın Tayyareci Yeni Bir Rekor Kırdı Nevyork, (Amerika) 9 — Tayyas reci bayan Ameliya —Erhart, 2,100 millik Nevyork Meksiko yolculuğunu tek başmna ve 19 saszt 22 dakikada başararak yeni bir rekor kırmış ve buraya varmışt'r. — Peki efendim! dedi. Doktor, genç kadına yol göz- teriyordu: — Buyurunuz, gidelim efendim. Tekrar uzun sofaya çıkmışlar- dı. Doktor, ilerledi ve sol taraf- taki kapıların biri önünde durdu, peşi sıra gelen hademeye sordu: — Cevat Bey uyuyor mu, bir anla... Hademe, usulca odaya girdi ve girmesile çıkması bir oldu: — Yarı uyanık, doktor bey... Doktor, almı kırışarak düşün- dü ve otel kâtibine baktıktan sonra, Hacere döndü: — Hanimefendi, siz, yalnızca giriniz... Fazla gürültü etmemeğe dikkat ediniz. Eğer sizi tanır, sizinle konuşursa, siz de konuşur- sunuz... Şayet dalgınsa, sayıklı- yorsa, hastayı kendi haline bıra- kın ve hemen çıkım... Hacer, uysaldı: — Peki, beyefendi... Genç kadın, hastanin yattığı odaya girdi ve hemen iskarpinle- rini çıkardı, ayaklarının ucuna basarak karyolaya doğru ilerledi.. Beyaz örtüler, beyaz çarşaflar arasında, genç mülâzimin kabarık saçlı başını görünce titredi. Bir gölge gibi, yatağa yak- laştı, nefes almağa bile korku- yordu. Jandarma zabitinin iri siyah gözleri kapalıydı; beyaz ay- dınlık yüzü sararmış; “yuvarlacık, / kırmızıcık,, dudakları solmuştu. Hacer, nefesleri, hastanın al- nına değecek kadar eğildi; için- den; — Hastalıkta yara şmış! Dedi. Genç kadının ilik nefeslerini, hasta duymuş gibiydi. Gözlerini ağır ağır açtı; Hacer, geriledi. — Genç mülâzim, gözlerini İyice açtı, yalvarıyor sanılırdı: — Neye kaçıyorsünuz? - Bili- yorum ki siz değilsiniz... — Zihal efendi beni aldattı... Avunayım, diye... Siz buraya gelmerzsinlz ki.. Yorgun yorgun içini — çekti, inledi: — Onu, ben vurmadım, Hacer hanım... Bu inleyiş, genç kadının ka- nını dondurmuştu; - dişlerini sıktı, hiçbir şey söylemedi. zabiti, cevap bekler gibi bakıyordu: — Onu, sizin akrabanız Bekir Efeyi... Ben... Vurmadım! Hacer, yüreği titreyerek sordu: — Sizi, o mu vurdu? Hasta, gözlerini kapamıştı: — Hayır... Onun bir arkadaşı vardı... Kaçtı... Hacer, hastanın Üzerine eğildi; — Susunuz... Ben, o akrabami . tanımayorum bile... Onun yüzünü görmedim. Susunuz, kendinizi yor- MAyINIZ. .. , Gönül İşleri Mektep Sıralarında İken Evlenilmez “18 yaşında bir gencim. Leyli mek- teplerden birine gidiyorum. Yine mek- tebe giden bir kızla sevişiyorum, Kızla konuştuk anlaştık ve evlenmeğe karar verdik. Yalmz benim tahsilimi bitir- meme üç &sene var. Kız beni beklemeye razı. ÂAilem de muvafakat ediyor. Kızın uilesine birini göndererek kızı istedim, razı olmadılar we kızı benimle bulüş- maktan menettiler. Ne yapayım ? Ankara M. M. M Tahsilinizi bitirmiye daha üç seneniz var. Âskerliğinizi yap- mak için de bir buçuk, oldu dört buçuk. Dört beş sene insanda ne büyük — değişiklikler yapar bilir misiniz? Kaızın ailesi haklı- dır. Daha mektep sıralarında hayat — teahhütlerine — girilemez. Siz istikbalin ne olacağını bilemez- siniz. Bir kızı Muhayyel bir istik- bale bağlayamazsınız. Bugün sev« giniz çok şiddetli olabilir. Fakat bu çocukluk aşkıdır. Gelir geçer, farkına bile varmazsınız. * Ankarada İlter Sanrı; Hayatta gördüğünüz acı toc- rübeler cesaretinizi kırıyor. Fakat bence haksızsınız. Artık eski ha- yatına veda etmiş olan bu adam bir daha o hayatı kuramaz. Bilâ- kis yeni bir hayat tesisine çalışı- yor ve bu yeni hayat için sizi arkadaşlığa — seçmiş bulunuyor. Bu fırsatı kaçırmayınız ve mazinin dirileceğinden korkmayınız, X Karamanda M. Güler; Sizin betbahtlığınız kendinizi çok beğenmenizden' geliyor. Ta- üplerden birine razı olmahaıniz. Artık yaşınızı almıya - başlıyorsu- nuz. Çok müşkülpesent olmayınız. mümkün doğüz eveğre eee * Karamanda K, F. M.; Dünyada erkek kıtlığı yok yal Madem ki onların seviştiklerini biliyorsunuz. Siz artık bu çetin yolda kısmetinizi aramaktan vaz- geçiniz. TEYZE Hasta, gözlerini açtı : — Sizinle konuşurken, yorul- mam,.. — Yorulmayorum, — Hacer Hanım... — Hayır... Hayır... Şimdi yo- rulmayınız... Sizin — dinlenmeğe ihtiyacınız olduğunu, doktor söy- ledi, Sizinle, sonra, uzun uzun b konuşuruz. Ben, doktorlardan izin alrım... Tekrar gelirim... Genç mülâzimin süzük gözle- rinde bir sevinç parıltısı belirmişti: — Demek, beni arayacaksınız?. Hacer, ona inandırmak İster gibi acele acele söylüyor ve söz söylerken de hastanın yorgun s0- luklarını içiyordu: — İzin vermezlerse, doktar- lara yalvarırım... Sık sık gelirim... Siz, hiç üzülmeyin... Hasta, yorganın altından elini çıkarmıştı; Hacer, bu — sapsarı, kanı çekik eli tuttu, avuçları için- de sıktı, sonra — dudaklarına götürdü: — Ben, yine geleceğim... Siz hiç merak etmeyin.. Jandarma zabliti, dudakların- da memnun bir gülümseyişle: cer Hanım... Hacer, mülâzimin elini öptü ve tekrar yorganı örttü : — Şimdi uyuyunuz... niniz... Dinle- Çi Arknıı. var)