18 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

18 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yaza, Sıcağa Dair — Adam aman.. Yan.. Arsam! Bir bina da ben kurardım, düşmeyeydi yan, arsam.. Ayıplamayın a dostlar, bu ha- vada yanarsami. Yar.. Eyl. — Maşallah, Hasan Beyim; maniciliğe mi başladın? — Ne yapayım dostum? Içim, dışım furuna döndü. Belki mani okursam, serinler, açılırım dedim. — Mani okumak insana serin- lik verir mi imiş ? — Baksana bizim viranelikte bağlı duran karakaçana, hararet bastıkça avaz avaz bağırıyor.. Horozlar dersen, yine öyle.. — Lâkin, bir dondurma yesen, bir şerbet, yahut ki bir buzlu su içsen, daha iyi olmaz mı? — Su mu içsem? Bir şişe iyi tuya çeyreği vereyim de, içimin ateşi daha mı artsın? — Öyle ise, gel, Boğaziçine gidelim de serinleyelim. — Benden pasol — Sebep? — Şirketi Hayriye mi, hareketi şerriye mi.. Ne ise, İşte onun vapurlarına elâlem boykot yapar- ken, ben avuç dolusu para sa- yıp ta binemem. Ne zaman, bu tikenin tek sahibi olan halkın “ menfaatini güder de bilet fiatlarını kırarsa, o zaman dediğin olur. — O halde? — O halde, beni bırak da yine rahat rahat mani okuyayım, Adam aman.. Zar olal.. 'Tavlada yenmek — kolaydır, elverir ki zar ola.. Ben uykuya gidiyorum, cümle- ye pazarola.. Yar.. Eyl, ğ Ğ Nöden Hükmetmiş Pazarola Hasan Bey, sokakta çoktanberidir. görmediği bir ah- babına rastladı. — Ool dedi. Sağ misım? Ben seni öldü sandı İdim. — Naden bükmettin, Hasan Boyciğim? — Eş, dest, — çoktanberidir, aleyhinde bulunmuyorlardı da.. - Sıcaktan Ingilizler italyaya Karşı Süveyş$ Kanalını Kapıyorler.. Kapınızda köleyim, lzin verin öleyim.. Her umudum kesildi Budur artık dileğim. Hasan Bey — Adın ne — Cumal.. — Tembel tembel oturduğuna bakılırsa adına Pazar daha iyi!.. Şikâyet Birdenbire, yaman ısındı hava, Bu #ene sıcaklar vakitsiz geldi. Güneş gök yüzünde bir kızgın tava, Ağır, kurgun gibi, tepemi deldi. * Dolaştım geçen gün, etrafı yaya... Gittim Heybeliye, vardım Floryaya... Baygınlık geçirdim arka arkaya, senin?. demeli, Gene en serin yer bizim Tüneldi. * Gökte de mi sular kesildi, nedir? Kırlar baştan başa bir viranedir, Böyle kurak yoktu nice senedir. Haziranda hava ne de güzeldi ! * Bayanlar ! Gözünüz aydın diyelim, Ne hacet haşlama sebze yiyelim, Sıcaktan geliniz, hep eriyelim; © Bakitiz, Hasan Bey bile inceldi? MANİLER -— ,3 Miniciksin, bebeksin, Eşin yoktur, bir teksin, Yeter ettiğin cefa Beni öldüreceksin. Sermaye, Emek Hasan Beyle sosyal işler hak- kında görüşüyorduk. Bizlere ku- lak misafiri olan biri: — Kuzum Hasan Beyl dedi. Sermaye ne demektir, emek ne demek? Şunu bana anlatır misin? Hasan Bey: — Dinle, dostum! diye cevap verdi. Şimdi çıkarıp ta, — bana yirmi lira versen, bu bir sorma- yedir. Sonra, bu parayı gerl a- mak İçin çekeceğin zahmete de emek derleri — — - MHN — Hastayım Hasan Bey. — Senin bir şeyin yok. Her- gün kendi kendine benim bir şeyim yok dersen sonunda ger-. çekten bir şeyin kalmaz. — Acaba “gencim,, de der- sem faydası olur mu gı » <—i Bi Onm da inanırsınk. Tebur | & gesereereKAA LA LAAKA KA AAA AAA L A BAA LA — GAZETELER — Mnim inim inletme, Bana masal dinletme, Büyüklük sende kalsın Ko, ben ettim, sen etmel | — Eyvah vapur kaçtı!.. — Seni gördü de ondanl. İki Cihetten Hasta Geçenlerde Pazarocla Hasan Feyi ziyarete giden arkadaşları- mızdan biri, kendisini biraz düş- kün görünce sordu: — Ne o, Hasan hasta mısın? Beyciğim, — Hastayım birader; derman- #ızlığım — var. — Kendini bir hekime gös- tersene. — İmkânı yok. Kesem ben- den daha dermansız!. Çocuk Mantığı Hasan Beyin çocuğu midesini bozmuş, ateşler içinde yanıyordu. doktor, acı bir müshil tavsiye et- mişti. Hasan Bey de, bunu içirmi- ye çalışıyordu. — Haydi, evlâdımi. Haydi, yavrum!, Bak, koca herifsin, ma- şallah! — Yol ben koca herif deği- limi. Koca herif olmak — istemem benl. — Neden, yavrucuğum? — Bak, şişenin üstünde ne yazıyor! Çocuklara bir, büyüklere iki çorba kaşığı! e & Tasarrufa Riayet Hasan Beyle çocuğu, bayram yerinde geziniyorlardı. Orada bir barakanın içinde, herifin biri, adam başına beş kuruşa, koca bir boğa yılanı seyrettiriyordu. Çocuk, ayak diredi.. — Baba! beş kuruş ver, banal — Ne yapacaksın, evlâdım? — Yılanı seyredeceğim. Hasan Bey: — Deli misin? Dedi. Beş ku« ruşa günah değil mi? Bizim bahe çede, dolu, solucan var. Onlara bak; bak.; sonra da alabildiğine, zihninde büyüt.. boğayı görmüş kadar olursun! Köy Safası Baktım ki, bizim ev döndü furuna, Çabucak topladım tası, tarağı. Yükledim eşyayı yük vapuruna, Üstüne oturttum bizim çırağı, * Ver elini! Vardım Erenköyüne, Şehrin, en çok kasvet veren köyüne Yerleştim bir eski paşa köşküne, Vardı bir azıcık bahçesi, bağı. * O gece, Allahım, unutmam aslal Sivrisinekler, bir başladı fasla.. Tahtakurusnnu topladık tasla.. Bahçeye taşıdık, yorgan, yatağı. * Ertesi gün kalkıp, döndük geriye, Kurtulduk çok şükür ölmeden diye, Girerken yüz âürdük evcek eşiğe Hak 'ekalk etmesin bizim bucağı!

Bu sayıdan diğer sayfalar: