21 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

21 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çiftçilerin Sorgularına Cevaplar Pozantıda kitapçı yayor 1 Kostane, yeryüzündeki meyva ağaçlarının en M:; 2 üklerinden sayılır. M gelişti. ,İiıcok yırlırdı Filir ? yaşı — bilinmiyen pek büyük kestane ağaçları var- dır. Daba ziyade yumuşak - ildim- leri ve kuzey (şima) rüzgürlarını tutmayan dağ yamaçlarını sevdi- ginden böyle yerlerde güzel kes- tane ormanlarına rastlanır. Kumlu- çakıllı ve hafif yerlerde iyl yetk şir. Killi ağır topraklarla, altı su tutan ova yerlerden biç hoşlan- maz. Bu şartları uygun olan yer- lerde de en çok asmanın yerleş- tiği yerleri beğenir. Onun İçin kestane yetiştirirken bu noktaları gözönünde tutmalıdır. Bahçenin kuruluşuna gelince; eğer hazır fidan bulursamız bun- ları dikmek elbette kolaydır. Fa- kat fidan bulunmarzsa ©o zaman sonbaharda toplanan kestaneleri bir sandıkta kum arasına katlayıp Jlkbahara kadar saklarsınız. Hk- baharda buradan çıkarıp çürümüş gübre ile iyice hasıllanmış bir yere birer karış ara ve dörder parmak derinlikle ekersiniz. Kes- taneler bir müddet sonra çıkarlar. Ara sıra otlarını ayıklayıp sular ve iyi büyümelerine dikkat eder- siniz. İki sene sonra söküp bir başka yere daha geniş mesafe- lerle dikersiniz. Bir sene de bu fidanlıkta kalınca yerlerine dikl- lecek bir hale gelirler. O zaman buradan söküp asıl kestanelik yapacağınız yere 8-!0 metre ara- hkla dikersiniz. İyi ve irl meyva almak istersenir bunları daha İ- danlıkta iken her halde aşlama- hanız. Aşılanmıyan — kestaneler yabaniliğe kaçarlar, t En ziyade sipsl, boru ve göz aşısı İle aşılanır. “Kalemleri hat tahksaz ve İyi ağaçlardan seçme- Hdir. —Aşılanan genç fidanları rözgürdan kırılmamak - İçin koru- malhıdır. ' Bir defa canlandıktan sobrâ artık bir gşeyden korkmazlar, Kestane budanmak istemez. 2- 3 yılda bir. kurulanni ayıklamak elverir. Eğer dipleri de bellenir ve toproğa kül karıştırılıraa çok iyi olur. Çünkü kestane ağaçla- nnn çok aradığı potas maddesi külde - çoktur. Böyle bakılan kestane ağaçları pok çabuk büyür ve çok meyva verir. —— ., Kerestesinden fiçi, küle ve buma benzer kıymetli eşya> yapı- dıktan başka marangörcülukta da kullamlır. Elverişli olan yerlerde köylüler, dağlarını kestane ormanı haline getirebilirler. Böyle olunca ihem meyvası ve kerestesi bakı- mından köye bir gelir. kaynağı temin edilmiş olur; Hem de bu sayede köyün havası, suyu düzen- lenmiş olur, M. Güven ve- Kestane na- Çiftçi (Merakbı) İmsasını laşıyan oküyü- cuya : Kestanenin meşeye aşılandığını ben de çok duy- dum ve bazı ki- taplarda okudum, Tutması için me- şenin çok genç olması lâzım imiş! ——— Dünyada Olup Bi YwWN T UVAR d tenler Amerikalı Rejisörün Bula- mayacağı Bir Film Mevzuu Bir Sebze Arabasının Sür;üıünü ölrdrüır_en, Parasını Soyan, Polislere Ateş Eden, Sıkışınca Dereye Atılarak Karşı Kıyıya Geçen Ve Nihayet Tutulan Bir Haydut Birkaç gün önce — Pariste Amerikan usulleri İle yapılan bir haydutluk vak'asından bahsetmiş- tim : — Amerika haydutları Fransada Iyi talebe yetiştirmeye başladılar, diyen - Fransız gazetecilerinin acı şikâyetlerini de yazmıştım. Ara- dan çok zaman geçmeden yine Pariste birincisine benzer, fakat hetice itibarile daha feci bir vak'a daha oldu : Sabaha karşı, saat üçe doğru Sen nebri kıyısında devriye ge zen bir polis müfrezesi: — Yetişin, Iimdat! diyen bir ses İşitirler. Tesadüfen geçmekte olan bir otomobile atlayarak sesin geldiği istikamete doğru koşan ve takriben dört yüz metre uzakta tek atla bir. sebze arabasinin önlünde, yaralı bir adam görürler. Bu adamın yanında diz çökmüş bir de kadın vardır. Polisler ka- dına sorarlar. O da vak'ayı şöy- lece anlatiır : — Memurum Jannot İle bir- likte “Hal,, Istikametinden gelir- ken, arkamızdan iki silâh sesi işittik. Jannot ayağa kalkıp arka» sına döndü, tam bu sırada üçüncü bir silâh sesi işdildi ve Jannot yaralanarak yere yuvarlandı, oda- kikada ben boğazımda kuvvetli bir el hlssettim : — — Ya paranı, ya canını | di yordu. Çantamda bulunan — beş buçuk lirayı uzattım... » Polis mamurları şaşırdılar, ka- Hil gecenin karanlığında savuşup gitmiştir. Yüzünün şekli de belli değildir, nasıl bulunacak ? Bere- ket versin tesadüfe ! Filkakika poli& memurlarının #ilâh - sesleri İle — imdat feryadını İşitip seğirttikleri “dakikada, beğ altıyır. metre * ötede — bir yolcu elinde rovelver tutan bir gencin nefes nefese koşmakta olduğunu görünce arkasına takılır, bu mra- da yine tesadüfen oraya gitmek- te olan -polis İmdat - otomobille- rinden biri de takibe iştirak eder “ve kovalanan genç sıkıştıkça- .- kığır ve arkasıma dönerek iki el -daha ateş eder, bereket versin bu kere kurşunlar boşa — gider. Katll artık tutulmak. üzeredir. Yalnız şimdi mıhtiım kulübelerinin yanındadır. ve hatırlar ki birçok amele yazın bu mcak — gününde kulübelerin önünde açık havada yatarlar. Hemen © tarafa kırar veseseacer ee keseseseeeneseenAn Bence pratik ve ökomomik bir kaymeti yoktur. Bay Sadık Tekin * ahçelerde kullanılan Üskürgeçlerin el :ırll olı!ılışı var- ” | dır. İstanbulda ya- pıliyor. ve (VERAL)| markasile satılıyor. Ben kullanmadığımdan bir şey diyemem. Fakat atölye- sinden etraflıca —Izahat almak mümkündür. En iyisi gidip atök yesinde görmektir. Çiftçi ( Ziraat hususundakl mülşk üllerlalul serunün. Sen Posta'nın ( Çiftçi ) 6l #ine cevap vereceklir. Baskona uğrayon sebre atabası ile genç katil.. ve uyuyanların arasına karışarak | boylu boyuba uzanır. Polisler artık — katilin İzinl tamamen kaybetmişlerdir. Karan- likta uyuyanların arasında beyhu- Uluslar Kurumunda | saklamıştır. | polis memurlarından biri bu ro- de yere dolaşmaktadırlar. Yalnız katil de, plânının ilk kumımnı İyi düşünmüş olmadığından — şaşkın vaziyettedir. Çünkü rovelverini bir köşeye atmayı unutmuş, elinde Rıhtımda — dolaşan velvelli adamı görür, hemen; — Burada, diyerek — üzerine saldırır. Katli ise hemen fırlıya- rak dereye atılır, yüze yüze karşı kıyıya geçer ve bu defa orada beklemekte olan polis memurları tarafından tutulur. Verdiği ifade gudur; — “Işsizdim, parasızdım, birl- sini soymak istiyordum. Cesaret bulmak için bir şişe konyak alıp içtim, yalmız adam öldürmek ni- yetinde değildim, korkutmak İçin ateş etmiştim.,, Fakat maalesef yaralı, hasta- meye kaldırılırken -ölmüştür. İşte medeni bir memlekette (5,5) llira için yapılmış bir cinayet ! Çalışma Bürosunda Murahhassımızın Önemli (Bi gtaratı “Sinci ,;ı.d'ı'; ç dolayıdır ki, Türkiye sakm ile ve fakat hüyük hbir dölenle ekonomi “ dirije yeha girmiştir? Törkiye -Cumhuriyetirin “yap- maya uğraştığı değişinde, her şeyden önce endüstrinin kuruk ması için girişilmiş olan kınav girişiti söylemek gerektir. Türkiye, kendi sınırları içinde başladığı işin değerinin düşürü- mesine İzin veremezdi. Toprağının ve toprak altı Ürünlerinin bolluğu ve çeşidi belli olan bir. memle- kette halk yığınlarının yaşayış düzeylerini - yükseltmek, çalışma geviş iğini ve halkın satınalma kapasitesini artırmak suretile ge- rek memleket içinde ve gerek memleket dışında yeni değiş im- kânları çıkarmak esaslı bir endüs- tri kurmak geregiyordu. Devletin kınavının ayırıcı vasfı şudur : Özel kapital yuğrumunu anlıyarak ve bu suretle sınıf ayırt- larımı hafifleterek ilkel endüstriyi elde bulundurmak ve bunun için eklt şeklinde kurumlar çıkarmak- tır. Eğer bunlar tröst — veyahut kuartel halini almış olsalardı ulusa yük olmaktan hbali - kalmıyacak- Bir. Söylevi lardı. Bu - devletçilik, — eensen, Türk milli ekenemisinin — esaslı vaslıdır. ü ,Tanmasal jretimi raşyenel bir tarıda kanalize elmak, bazı em - düstriye yarar tarımı arttırmak, besin — ürünlerinin — yapılmasına yardım e'mek, genç çiftçilerin uzman ve Üretmen haline gelme- lerine imkân vermek — suretile köylerdeki nüfus azlığım ortadan kaldırmak — ve — bunun için aynı zamanda - İşleri tevilemek ve sosyal bakımdan bir. unsaur olmak itibarile köy endiüstrisini teşvik etmek İâmmdır. Türkiye halkının yüzde 701 çiftçi olmasına — göre devletin kımavı bu alanda, hele çiftçi um surlara tüze ve nwfet dairesinde bir asığ sağlamak — suretile insan değerinin düşmemesine çare bul- mak ve bir. müddet — çalışmayı elde etmek şeklinde ortaya — çık- maktadır. Bütün bu — çalışmaya arasıl olarak memlekette bir bayındırlik ve bir demokrasi sıyasası güdül- mektedir. Her türlü nisbet gözetilmek garlile — söylenebilir. ki, Türkiye I Sırası Geldi De.. Lüzumsuz Bir Donkişotluk Ne zaman bir kadının yaşın: dan veya çirkinliğinden bahset- meğe mecbur kalsam, nedense aynı Donkişot Şövalyenin gocum duğunu görürüm. Tahta kalemini bir kılıç gibi çeker, ve kelimelerimin geçen kervanı arkasından koşar. Onün yarasına, dün de 2s0p- pelerin pat edindikleri — Holivut yıldızlarını — anlatan — satırlarım dokunmuş. Bütün kabahatım, © bodur tavukları kendisi — gibi her dem taze görmeyişimmiş ! Benim, kadından bahsederken de, erkekten — bahsederken kuk landığım dili değiştirmeyişim de bir hata imiş. Bence İnsanın bu hatadan ()) kurtulabilmesi — için, onun gibi, Bukalemun kadar ça buk değişen bir kafaya sahip olması lâzımdır. Ben onun; yazılarımda sataşa- cak bir nokta bulmak için yeme- den İçmeden kesildiğini bilmiyor değildim. Fakat bunun için daba «x gülünç bir vesile bulabileceğini sanırdim. Bunda da yanıldığımı görünce, acımamak elimden gelmedi. Naci Sadullah HAĞ kaaadimernmin çei0 cumuriyeti, bayındırlık işleri en çok gelişmekte olan memleket- lerden — biridir. 12 senelik bir süre içinde Üç bin kilometre uzun: luğuda demiryolu, 9600 kilometre şose yapılmıştır. Yapılan köprü- ler, tulama işleri, şarbaylıkların kanazilasyon işleri, elektirik te- sisatları, su akıtılması İşleri, ka- ruma ve onarma İşleri İse ayrıca sayılacak bayındırlık İşlerinden- dir. Bütün bu işler, devletin ve illerin bütçelerine konulmuş olup gelecek nesiller için hiç bir su- retle yük olmayacaktır. Eğer Türkiye- bugün - işsizlikten diğer devletlerden daha axz Ürülmekte is6 bunun izahim Üretimci — çalış- manın bu süretle artmasında aras mak gerektir. Demokrasi sıyasasına gelince, yeni - rejimin — kuruluşundanberi Türkiyeye 700 binden yani 160 bix ayleden fazla göçmen gelmiş ob duğunu ve bunların çoğunun Yur nanistanla — Türkiye — arasındaki yükümsel değiş sonuncunda mem- leketimize gelmiş olduklarını söye lemek yeter. Bu göçmenler - kl çok günlük bakımından' çiftçi ve ber smıftân İşçidirler - Tuürkiyede yurtlandırılmışlardir, ve kın&;ırhı' iş verilmiştir. Bütün bu ekonoml evrime v0 yal bir meseleye bağlı bulunmak- tadır: Bir iş rejiminin kurulması Kamutaya bir iş kanunu ve- rilmiştir. Daha şimdiden Türkiye- nin yükümsel İşin menine, hafta- hk rahatın yertilmesine dair bir çok kanunları vardır. Daha ge- çenlerde yapılmış olan bir kanun, cuma azatı yerine İngiliz haftası denilen azadı kabul etmiştir. İş sözbağlarına, iş anlaşmaz- hklarına, sağlığa, endüstri güvene, kadın ve çocukların işlerine alt birçok kanun ve tüzükler yapık mıştır. Yeni İş Kanununa göre İş rejimi Aarsıulusal çalışma konfe« ransı tarafından yapılmış sözbağ- larına uygun bulunmaktadır. Sözüme son verirken raporun büyük bir kasmının tarım işleri meselelerine — ayrıldığından — ve Türkiyede — harcanmakta — olan uğraş ve kinay ile — arsıulusal büronun ilgili olduğunu göster- mesine teşekkür ederim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: