17 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15

17 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 17 Eylöl -— — 17-9-935 — N, 16 Zindan Köşelerinden Yıldız Sarayına Her hakkı mahfuzdur Yazanı Z. Ş. Vahan, Kahvenin Kapısından İçeri Gi- rince Bir Delikanlı İle Karşılaşmıştı . . Takip edilmediğine kanaat l getirmişti. Onun Üzerine (Küçük Hendek) e€ doğru inerek orada izbe gibi dar ve karanlık bir kah- veye girmişti. Kahvede, ihtiyar bir kahveci 1'e küçük bir çocuk- tan başka kimse görünmemekte idi. Vahan, kahveye girdiği zaman bu ihtiyar kahveci, ocağın yanın- daki masada uyukluyordu. Ayak sesleri üzerine başını kaldırıp ta Vahanı görünce, hayretle sordu: — Hoş geldin, oğul Gel bakalım nerelerdesin?. Seni bura- lara hangi rüzgâr attı?. Vahan, —kahvecinin — yanına oturdu. Şimdi bu iki dost,- bütün © tenhalığa rağmen, yine alışkın ol- dukları bir ihtiyatla, adeta - ağız ağıza vererek, konuşuyordu: — O rüzgârı hiç sorma, baba Asador. — Hayrola ? — Azkalsın, Daciklerin tuza- ğına düşüyordum. — Sonra ?.. — Sonrası, yakayı kurtardım. . — Anlat, şu işi?.. — Uzun mesele.. Hem, şimdi onu bırakalım. Acele, Kevork ustaya bir haber göndermek lâzım. — Bizim aşçı Kevorka mı?, — Evet, — Haçador götürsün. — Zaten ben de onun için geldim. Vahan, bu bodrum gibi kah- venin kapısından içeri girdiği zaman, - henüz on iki yaşlarında bulunan - Haçador ismindeki bu şocuk köşedeki masaya çekilmiş, ekmekle pastırma yiyordu. Fa- ghıı Dolıplııı açıp kapamaya, bir şeyler aramaya başladı. Ba- ba Asador kızarak bağırdı: Ulan, ne aranıyorsun?. Gitsene işine. — Bir çanak vardı. Onu arı- yorum. — Ne yapacaksın, çanağı?.. Şimdi onun sırası mı?.. — Sırası ya?. İşitmiyor musun. Vahan ahpar, ne diyor?.. Sağına soluna dikkatli olsun; diyor. De- mek ki, orada bir şey var. Şimdi ben böyle elimi kolumu sallıya sallıya dükkâna girip çıkayım da, oradaki hafiyelerin gözüne mi gübha gideceğim. Yüksek — sesle, Kevork usta, çorba ver; diyece- ğlm. O çorbayı doldururken, usuk- lacık, söyleyeceğimi söyleyece- ğim. Sonra da dükkândan, çorba hafiyeleri aldatmış olacağım, Vahan'la baba Asadorun göz- leri, biribirlerine kaydı. Dudak- larında, birer tebessüm uyandı. Ikisinde de, eserlerinin karşısında büyük bir baz ve sürur duyan birer san'atkâr gururu Ikisl de, şu sözleri mırıldandı : — Yaman oğlan. duman attıracak. »4 Gece, zifiri karanlıktı. Taksim meydanındaki kalabalık, tamamile azalmıştı. O tarihte Taksimde bir ( Belediye hastanesi ) vardı. Bu hastanemin biraz ilerisinde dar kat Vahan, kahvecinin yanına | bir sokağa girllir; bu sokak da | oturup da ağız ağıza ko- | küçük, dar cepheli ve ekseriya nuşmaya başlar başlamaz, | tek katlı evlerle nihayetlenirdi. — | « Vazifesini gayet iyi bilen ve hiç bir yerden talimat almiya ihtiyaç görmiyen bir asker gibi » yerinden kalkarak, gitti;. kapı- nın önünde durdu, burada, hem avucuna kıstlırdığı ekmeği kemi- tiyor, — pastırmayı çekiştiriyor; hem de, hiç belli etmeden yolun sağını solunu tarassut ediyordu. Bu da, komiteci — Ermenilerin - yedisinden yetmişine kadar - Geceleri bu stokak, dalma ten- ha ve karanlık olurdu. Hattâ, bekçiler tarafından bile pek az kontrol olunurdu. Baradaki evler- de oturanların çoğu İşçi ve esnaf olduğu için erkenden — evlerine gelir ve yatarlardı. Ondan sonra- da, artık gelip geçen olmazdı. Yalnız bazı geceler, geç va- kitbu sokakta bazı gölgeler far- ne şekilde vazife almış olduklarını | kediliyor; bu gölgeler sessizce gösteriyordu. duvar diplerini takibederek (Ma- Kahveci, baba Asador seslendi: | dam Aşkova) adındaki sarışın bir — Haçador, olduğu — yerde cevap verdi: — Hamme. — Gel hele, Haçador geldi. Masanın önün- de durarak, zekl bir asker gibi emir bekledi. Vahan, ona doğru eğildi. Şu emri verdi: — Aşçı Kevork uslaya gider- kadının oturduğu evin önünde kayboluyordu. Bu gece de geç vakit yine bir gölge bu karanlık sokağın içine girmiş; madam Aşkovanın evine doğru ilerlemiş; kapının önünde bir kaç saniye durmuş; takip edil- mediğine kani olduktan sonra, alt kattaki odanın camıma hafif. kapısı ...'_ Evet, ce Üç fiske vurmuştu. — Tezgühtan içeri giresin. Kapı o saniyede açılmış; 6 — Evet. gölge, derhal içeri dalmış, kapı, sessizce kapanmıştı. Karanlıkta, iki ses fınldadı: Gölgenin sesi: — Geldiler mi?, Kadın sesi: — Geldiler. Ver elini. Karanlıkta belki düşersin. Eski merdiven tahtaları, hafif hafif gıcırdadı. İki vücut, ağır ağır merdivenlerden çıkmaya baş- ladı. Bu merdivenin başında küçük bir sofa vardı. Kadın orada erkeği bırakarak bir kapı açtı. Sofada, solgun bir ışık dalgalandı. ( Arkası ver ) — Dün gece Vahan hastalan- mış; o dediğin yere gidememiş; Bu gece muhakkak gelecekmiş; dersin. — Bu kadar mı?. — Ha aa, bir de.. oraya gele:- tek olanlara, o haber göndersin. — Başka?.. — Başkası, sağlık. Yalnız, e- u da göyle ki biraz sağına toluna dikkat etsin. * Haçador, bu emri aldıktan Sonra doğruca kahve ocağına —3 — ——— — — — batayım. Elimdeki çanağı sallıya | tallıya gireceğim. Doğruca tez- | dolu kâse Ile çıkacağım. Böylece | vardı. | Ikisinin de dudakları kıpırdadı. — Hele bir yetişsin; ortalığa | SON POSTA | |Bir Cocuk |IZehirlendi Tabhta kadı mahallesinde otu- ran Paket postahanesi müvezzli Alinin yedi aylık kızı Ayten ev içinde eline geçirdiği bir göztaşı parçasını yutarak zehirlendiğin- den hastahaneya kaldırılmıştır. Türklüğü Tahkirden Suçlu Dört Kişi Muhakeme Edildi Dün üçüncü cezada Kalyopi | ve Margaro namlarında iki kadın ile diğer iki erkek Türklüğü tah- kir suçundan muhakeme edilmiş- | lerdir. Duruşma, şahit dinlenmesi için başka güne kaldı. Bulgarlar Yumurtalarımızı Serbast Bıraktılar Bulgaristandan geçerek Yuna- nistana gönder.len yumurtalarımız- dan Bulgarlar baytari muayene vesikası aramışlar, bu vesika | gösterilemediği için yumurlalar- mızi alıkoymuşlardı. Yapılan te- şebbüs üzerine — yumurlalarımız | gerbest birakılmış ve Yunanista- na gönderilmiştir. Uray - Evkaf İhtilâfı Belediye ile evkaf arasındaki | pürüzlü meseleleri halletmek öze- re çalışanı hakem heyeti, her iki tarafa, — bazı tahrirt — sorgular sormuştu. —Bunlara verilen ce- vapların" tetkikinden sonra, ha- 1 kem heyeti, şifahi sorgulara baş- | hyacaktır. TURS5iL Çamaşırınızı — bu süya — İyice batırınız, kaynatınız. TURSİL. sizin 10 - 16 dökikalık kayanamadan sonra — çamaşırınız. mükemmelen İl| yıkanmış olur. Soğuk sudan geçi- rerek kurutunuz. | ve her fürlü ÇT Da Kal yi e) TURSİL; emsalsiz bir müstah- zardır. Oksijenle tahrik edilen köpüğü, kumaşların dahiline nüfuz eder ve göz kamaştırıcı bir be- azlık vererek çamaşırı mükem- melen temizler. Bundan manda ler bulunmadığı İçin kat'iyyon yıpratmar. TURSİL, Turan mamu'dı dır. Türan imzalı iyi cias bir müstahzardır. | ı ı Beyoğlu üçüncü sulh hukuk hâkimliğindeni Mahkemenin 985- 2 ve 20 komprimelik ambalajlarda bulunur; Ambalaj ve komprimelerin aleyhinde 20 llra alacak davasından dolayı İstavriye gönderilen dava lati- dası zahrında halen ikametgâhı meç- hul - bulunduğu — bildirilmiş ve istek ara ile ilânen tebe üzerinde halisliğin timsali olan & markasını arayınız. ! | T ASPİRIN bııı vardır. Sayfa Bir Talebe Denize Düştü Kuleli lisesi talebesinden Hü- seyin Avni, Çengel köyünden vapurı la Istanbula gelirken vapurun is- keleye yanaşmasını beklemeden atlamak istemiş, fakat denize yu- varlanmışlır. Hüseyin Avni kur- tarılmıştır. İlk Tedrisat Kadrosu İlk tedrisat kadrosunun nakil listeleri hazırlanarak — bakanlığa gönderilmiştir. Bakan'ık, bir haftaya kadar tam kadroyu tebliğ edecektir. İçel İibayı İçel ilbaylığına atanan İstan« bul llbay yardımcısı Rükneddin dün vazifesindea ayrı'mıştır. Bay Rükneddin vazifesini muvaffakı« yetle başarmış, muktedir ve na« zik bir mülkiye âmiri idi. Kendi« sİne yeni vazifesinde ayni muvaf« fakıyeti göstermesini dilerir. Baykoz Fıkara Yardım Yurdu Beykoz Fıkaraya Yardım Ku- rumu son zamanlarda yardımları« nt arttırmıştır.. Kurum hergüa fakirlere 100 ekmek dağıtmak- tadır. Her sene ilkmektepte oku- yan fakir çocuklara kitap ve tah« sil malzemelerini ve orta mekte- be gidenlerin de vapur paralarıs ni temin etmekte ve hasta fakire lere tedavi parası ve memleket- lerine gideceklere yol parası ver« mektedir. Kurumun Paşabahçe, Çubuk- lu, Kanlca, — Anadoluhisarı ve Anadolukavağında da birer şu- 15 —— Soğuk algınlıkları Büyük Ikramiye: Eski Feyziâti Gündüz ve yatı Türk Hava kurumu BÜYÜK PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 19.cu Tertip 6. cı Keşide 11 1. ci Teşrin 935 dedir. 200.000 viir. Ayrıca :30.000, 20.000, 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiyelerle beheri (50.000) liralık iki mükâfat vardır. Boğaziçi Liseleri Kız ve erkek için «yra bölüklerde kurulmuş teşkilâti tam ulusal bir mücwsesedir. Kayıt için hergün mektep “yönetimine baş vurulabilir. İstiyenlere tarifname gönderilir. Telefon : 36-210 Kız ve Erkek

Bu sayıdan diğer sayfalar: