25 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

25 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Eylül TELGRAF HABERLERİ SON POSTA İngiltere hükümeti Japonyayı şiddetle protesto etti Japonlar bir şehri daha bombardıman ettiler, halktan yüzlerce kişi öldü Londra 24 (Hususi) — Dün Kantanda olduğu gibi, Japon tayyareleri bugün de Hankau'yu şiddetle bombardıman ede- rek, şehrin birçok mahallelerini harab etmiçlerdir. Bombardımandan en çok sivil halk mu- ftazarrır olmuş, 200 kişi ölmüş ve 500 kişi yaralanmıştır. Royter muhabiri vaziyeti şöyle anla- tıyor: Sokaklarda tüyler ürpertici sahnelere raştlanmaktadır. Bizzat ben kendi gözle- rimle bir sedye üzerinde kimi ölmüş, ki- mib ölmek üzere yatan ve yaralarından kanlar akan beş altı çocuğu götürmekte olan kızılhaç yardımcılarına birçok kere rastladırn. Elektrik cereyanı tamamile kesilmiş- tir. Yardımlara gece karanlığında devam olunmaktadır. Vaşingmiao tersaneden altı yedi ki- lometre uzaktadır. Bu fakir mahalleler- de bir tek asker bile mevcud bulunmu- yordu. ” Londra 24 (Hususi) — Tokyodaki İne Musolini bugün Münihte | Sovyetlerle Çinliler Arasında gizli bir Anlaşma yapılmış Paris 25 — (Hususi) — Japon membalarından — bildirildiğine gö- re Çin ve Sovyetler arasında bir gizli anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşma mucibince Sovyet- ler gelecek aydan itibaren Çine bü- yük miktarda tayyare, top, tank ve harb malzemesi göndereceklerdir. giliz sefiri, hükümetinden aklığı talimat üzerine, Çin açık şehirlerinin ve sivil halkın bombardımanını Japon makam>- ları nezdinde şiddetle protesto etmiş ve Nankinde yapılan insafsızca tahribat ve katliâğmın İngilterede büyük bir - inflal uyandırmış olduğunu bildirmiştir. Londrada daki Japon elçiliği ve Japon elçisinin ika. metgâhi önünde nümayişlerde — bulun- muştur. Poliş müdahale ederek nümayişçileri dağıtmıştır. Cephelerde - vaziyet Şanghay 24 (A.A.) — Şiddetli yağ- murlar ve Çin kıtaatının gösterdiği bü- yük mukayemet Şanghay cephesinde Japon taarruzunu muvakkaten — dur - durmuştur, Şimalt Çinde de gene şiddetli yağ-. mutlar ve nehirlerin taşması Japon ha rekâtını işkâl etmektedir. Maamafih Pekinden gelen gayri resmi bir habere göre, Japon kuvvetleri dün, bütün gün devam eden çok şiddetli bir meydan muharebesini müteakıp Paotingfu müs tahkem mevkiini ele geçirmişlerdir. Tokyo 24 (ALA.) — Domel ajansı - nın bildirdiğine göre, Japon kıt'aları, bugün saat 18,20 de Tienisin - Pukeu demiryolu üzerindeki Çangçeu'yu zap- 200 kişilik bir grup dün gece Londra- | tetmişlerdir. Hitlerle buluşacak Bü'ün dı.'ıııy'a.mıtbuıtı Musolininin bu seyahati ile meşguldür. Sinyor Gayda bu münasebetle Alman - İtalyan ordularının icabında birleşeceklerini yazıyor Londra 24 (Hususi) — Avrupa siyasi merkezlerinin dikkati şu dakikada Ber- line müteveccih bulunmaktadır. Hitleri ziyaret edecek olan Musolini hususi tren- le bugün ssat 12.30 da Romadan hareket etmiştir. Halk, 1922 senesindenberi ilk defa Avrupada seyahate çıkan Müusolini- yi misli görülmemiş bir tezahüratla w Burlamıştır. Musolini yarın Münihe vâsıl olacak ve bizzat Hitler tarafından karşılanacaktır. Romadan Münihe kadar, Avusturya top- rakları da dahil olmak üzere, bütün de- miryolu güzergüâhında sıkı, emniyet ted- birleri alınmıştır. Köprüler ve tren yo- lundaki dar geçidler askeri kuvvetler ta- rafından muhafaza altına alınmıştır. Mu- soliniyi hâmil olan katarın istasyonlar- dan geçid saati kat'iyyen gizli tutulmak- tadır. Dünya matbuatında türlü türlü müta- lealara yol açan bu seyahatın siyasi e- hemiyeti inkâr edilmemekle berabher, her hangi bir sürpriz doğurması da bek- lenmemektedir. Halen Münihte bulunan ve Musolini- nin muvasalatını bekliyen Jiornale d'İ- talyanın meşhur muharriri Virjinio Gay- da, gazetesinin bugünkü sayısında Ber- linde yapılacak olan Musolini - Hitler mülâkatından bahsederek, bu mülâkatın Avrupa sulhunu tehdid edecek mahiyet- te olmıyacağını ve bilâkis bu sulhu tak- viye edeceğini yazmaktadır. Bundan başka Sinyor Gayda, İtal- ya ile Almanya arasında askeri ittifak yapılacağına dair çıkan şayiaları tek - zip etmekte, fakat diğer taraftan iki devletin rejimine karşı herbangi bir tecavüz yapıldığı takdirde Alman ve İtalyan*ordularının otomatikman bir - leşeceklerini ve müşterek düşmanı © - zeceklerini ilân etmektedir, Romanya ve Yunanistan Başvekilleri geliyorlar Ankara, M (Hususf) — Hariciye Ve- kili Tevfik Rüştü Aras önümüzdeki gün- lerde İran hariciye nazırı ile birlikte şeh- rimize gelecektir. Misafir nazır Ankara- da üç gün kalacaktir. Diğer taraftan öğrendiğime göre Yu- nan Başvekili General Metaksas Birinci- teşrinin on yedinci günü şehrimizi ziya- Tet edecektir. İtalya Hariciye Nazırı Kont Ciano Cumhuriyet bayramını takib edecek gün- lerde gelecektir. Romen Başvekili B. Tataresko Cum- huriyet bayramında hükümetimizin mi- safiri olarak burada bulunacaktır. Gumhuriyet Bayramında 2200 izci geçid resmine Ankara, 24 (Hususi) — Kültür Bakan- liğı bu yıl Cumhuriyet bayramında ge- çid törenine iştirak etmek üzere Anka- raya gelocek izciler için bir program ha- zırlamıştır. Bu program sayesinde izcile- rin bu yıl daha çok ve mümkün olduğu kadar uzak vilâyetlerden gelmeleri temin edilmiştir. İzcilerin Ankarayı hiç görme- miş talebe arasından seçilmesine dikkat İştirak edecek edilecektir. Vilâyetlerden kız izciler ge- tirilmiyecektir. İzci gönderecek mektebler şunlardır: Adana, Balıkesir, Edirne, İstanbul, Sı- vas muallim mektebleri. Adana, Balıkesir, Edirne, Eskişehir, Sı. vas, Afyon , Antalya, Bursa, Denizli, Di- yarbekir, Galatasaray, Haydarpaşa, İstan- bul erkek, Kabataş, Pertevniyal, Vefa, Yugoslav Ordusunun -Manevraları Mareşal Çakmak manev- raları takibe başladı Belgrsd, M (Hususi Muhabirimiz- den) — Şimali Yugoslavyada Kupa neh- ri boyunda cereyan etmekte olan Yugos- lav ordusunun manevraları, muvaffaki- yetle devam etmektedir. Diğer taraftan cenebi heyetler de ma- nevra sahasına birer birer vâsıl olmak- tadır. Mareşal Fevzi Çakmağın başkan- lığında bulunan Türk heyeti Split'ten trenle Zağrebe gelmiş ve Zağrebden ma- nevra sahasına gitmiştir. Türk heyetini Zağreb istasyonunda bizzat Yugoslav bü- yük erkânıharbiye reisi General Nediç karşılamıştır. Bir kıt'a asker selâm dur- muş ve askeri bando Türk ve Yugoslav milli marşlarını çalmıştır. Mareşal kendisini selâmlıyan askeri kıt'ayı teftiş ettikten sonra manevra sa- hasına hareket etmiştir. a . . G. Kâzım Dirik a * Selânik Küat'e * e Sergisini gezdi Selânik 24 — Trakya Umumi Müfetti- şi General Kâzım Dirik bugün saat 12 ye doğru fuara gelerek önce Türk payyo- nunu gezmiştir. Saat 13.30 da şereflerine fuar komitesi tarafından verilen Elen ve Arnavudluk nazırlarının da hazır bulunduğu mükel- let bir ziyafette ilk olarak umumi vali namana fuar idare meclisi reisi tarafın- dan kıymetli bir nutuk söylenmiş ve bun. da Türk - Elen iktısadi kaynaşmaları ile Atatürkün Türk milletine yarattığı en büyük bareketlerden hararetle bahsedil- miş ve çok alkışlanmıştır. Buna umümi müfettiş general Kâzım Dirik tarafından irticalen ve hararetli Karşılık verilmiştir. Örgeneral Asım Gündüz Ankara, 24 (Hususi) — Genel Kurmay asbaşkanı Orgeneral Asım Gündüz bu sabah şehrimize dönmüştür. ———M — Gazianteb, İzmir erkek, Kastamonu, Kayseri, Konya, Kütahya, Malatya, Sam- sun, Yozgad, Trabzon liseleri, Edirne, İz- mir, Konya san'at mektebleri. İzmir Ü- caret lisesi. Geçid resmine her mektepten 46 tale- be iştirak edecektir. Bütün izcilerin ye- künu 2200 olacaktır. Konuşma: Münekkid - Muharrir * Nurullah Ataç I Bir şair, bir romancı ölünce - hayatın- da kendine verilen kıymet ne olursa ol - sun - gazetelerde ondan esefle, hattâ sa- mimi bir elemle bahseden birkaç maka- le çıkıyor. Hattâ her yıldönümünde anu hürmet ve muhabbetle anmak istiyenler bulunuyor. Fakat zavallı Raif Necdet'ten bahseden olmadı. Şahabettin Süleyman, Baha Tevfik için bir ihtifal, bir anma gecesi tertib etmek kimsenin aklına ge- miyor. Neden? Onların bu memleket ©- debiyatına, fikriyatına falan hikâyeci ve- ya filân şair (isim Iâzım değil) kadar da ma hizmetleri olmadı? Onlardan bahsolunmuyor, çünkü üçü de birer münekkiddi; iyi, kötü fikirler ya- yan birer adamdı. Eserlerinde vuzuh, hiç olmazsa bir vuzuh arzusu vardı. Düşünme den, kendilerini yormadan yazmak isti - yen muharrirlerimiz onlardan hiç bir za- man hoşlanmadılar, onları kendilerinden saymadılar. Raif Necdet Kestelli ne iyi adamdı! Zannederim aramızda müşterek bir tek fikir yoktu. Ben onun hoşlandığı mu - harrirleri sevmezdim, o da benim okü - duklarımdan hazzetmezdi. Aramızda - bu gazetede - küçük bir münakaşa bile ol - muştu. Fakat kendisini nerede görsem hürmetle, muhabbetle konuşurdum. Bit - tabi ben anun, o da benim yazılarımızdan bahsetmezdik. Bilmem o da beni sever miydi? Hiç zannctmiyorum. Kendisinin büyük bir kıymeti olduğuna biraz fazla inanırdı ve e kıymeti takdir etmiyenlere elbette kı- zardı. Fakat terbiyeli bir adam olduğu için husumetini, nefretini . var idise . hiç belli etmedi; beni daima tebessümle, ne- zaketle karşılardı. Semavt ihtiras adlı romanını bir türlü okuyamadım. Kendisi onu pek beğenir- di. Belki güzeldir; benim hoşuma git - memesi hiç bir şey ifade etmez. Hayatı edebiye adlı kitabında topladığı tenkid yazıları istifade ile okunabilir. Fena ya- zılmıştır; Tüzümsuz — uzunluklarla — dolu cümleleri vardır. Âlimane bir eda takın- mak ister, tatsız olur. Fakat bu kusurlara rağmen kitabda işe yarıyacak malümat vardır. Süzme sözler adı ile üç cild vecize çı- kardı: karıştırılması kolay kitablar. O kadar çok vecizenin hepsi iyı olamaz; fa- kat bazan göz, düşündürücü satırlara te- sadüf ediyor. Bu da az şey değildir. Raif Necdet büyük bir muharrir, de- kendisi hakkında hiç bir yazı yazılmıya- cak adamlardan da değildi. Yalnız Re - simli kitab'ı, bize Haşim « Yakub Kadri neslini tanıtan mecmuayı neşretmiş ol- ması bile minnettarlığımızı kazanması için kâfi td. — TÜim Bazı genç muharrirler bana kitabları - ni lütfederlerden onun hakkında bir yazı beklediklerini söylüyorlar. Ben de ken- dilerine benim yazılarımı okuyup oku - madıklarını soruyorum. Çoğu bir satır yazımı bile okumadıklarını - gizlemek istemelerine rağmen - sözleri ile belli e - diyorlar. Benim yazılarımı okumuyor diye kim- seye kızmağa hakkım yoktur. Hattâ be- ket var: e — İsviçre! Bütün siyasi gerginlikler Lemau gölünün yeşil kıyılarında uyumumadıkları dünya politikasını uydurmağa çalışsalar! €© Berlin - Roma mihverine karşı F Londra - Paris mihveril! tirakini temin için müzakere ler vukubulduğu bir sırada bazı İtalyan bahriyelilerinin Tunusta sebebiyet vefı dikleri hâdise, Fransanın Romaya daha kat'i bir lisan kullanmasını ini etmiştir. Bu vesileden istifade eden Fransa, açık bir dil ile, Frankonun İspan. yada kazanacağıı galebenin Fransanın leyhine bir vaziyet doğurmaması geldiğini hatırlatmış ve Şimali Afrika ile Fransız anavatan toprakları arasındaki münakalenin tehlikeye girmesine muva- fakat edilemiyeceğini bildirmiştir. Bun- dan çıkan mana şudur ki bugün umum! bir sıkıntı doğuran vaziyet devam eyi diği takdirde, Fransa İspanya işlerin flilf surette müdahaleye mecbur $ cak ve belki bir gün, hududu aşmak mec« buriyeti hâsıl olacaktır. Gelen haberlerden anlaşıldığına bu lisana, İtalyanın yaptığı mukabele sert olmamıştır. Maamafih mevcud ibha« mın bügünden yarına zail olması bekle nemez. Dün sabah erkenden Berlitle h reket eden M. Musolininin Her Hitlerle yapacağı mülâkattan sonradır ki vaziyet daha ziyade vuzuh kesbedecektir, Berlit mülâkatının bugünkü şartlar içinde ifas de etliği mana ve haiz bulunduğu ehem- miyet azimdir. Gene bu mülâkatın neti cesidir ki İtalya ile Almanyanın İspan yada takib edegeldikleri siyasetin hangi şartlar dahilinde Akdeniz muvazenesile telif edileceğini veya böyle bir imkânıl mevcud olup olmadığını gösterecektir, Müuhtelif neşriyat, sağdan, soldan vukı bulan sızıltılar gösteriyor: ki, İtalya, ge- rek Nyon itilâfına iştiraki, gerek İspan- ya meselesindeki vaziyetini, Habeş ilha- kının tanınmasile kayıdlandırmak — isti yor. Bunun ne dereceye kadar doğrü ol- duğu bilinemezse de İtalyanın ve onun la beraber Almanyanın İspanyadaki h tı hareketlerinden rücu için nasıl bir sile bulabilecekleri cidden merak vel Gönüllülerin geri çekilmesinin de m zuubahsolduğu şu sırada, bu iki di letin böyle bir fedakârlığa rıza (Devamı 11 inci sayfada) ——— nim bir satırımı bile okumadığı healde kitabını benim okumamı istiyene de bir. diyeceğim yoktur. Fakat bahsetmemi ni- çin ister? Çünkü benim yazımı kari o kuyacak; benim - yani o kıymetli mu harririn okumağa tenezzül etmediği ba yağı gazetecinin makalesine kapılacak 0- lan kari onun kıymetli kitabını alacak. — Bu adamların kendilerine hürmetleri yok! Çünkü okumağa tenezzül et leri bir muharririn tavsiyesine, methin kapılacak olan karii istiyorlar. Bunu e de etmek için de bana - yani kıymet mediği adama - kitabını verirken üzerinc hürmet gösteren cümleler yazıyorlar. Nutullah Ataç Bir ümid Birbirini koval:yan siyasi davaları zevkle dinliyen yalnız bir memle- İsviçre hududları içinde tatlı tatlı konuşma- lar ve mükellef ziyafetlerle neticeleniyor. Dehhaş silâhları ile birbirini ürkütemiyen devletler silâhsız İsviçrenin yemyeşil yamaçlarında kafa kafaya verip sinirlerini teskin edebiliyorlar. Ve İsviçre balkı denebilir ki j dünya politikasının bu müzmin kararsızlığından pek memnundur. Siya- si davalar arttıkca İsviçre hududlarından frank, isterlin, dolar akıyor. — Büyük Harbde dört taraftan ateş içinde kalan İsviçre gene aynı vazi- yette idi. Zengin harb malülleri, zengin siyaset adamları başlarını dinle- mek için İsviçreye iltica ediyorlardı. Bugün gerçi harb yoktur. Fakat öyle bir Avrupa, öyle çetin problâme- ler içinde bocalıyor ki bunları halletmek için ka sakin bir köşe bulamıyor. İsvişrenin bitaraflığı, süküneti artık an'ane- vi biz şekil aldı. Orası yeni insanların (arzı mev'üd) u gibi oldu. topraklarından baş- Nyon'da, Göneve'de, Montreux'de sık sık toplanan diplomatlar günah çıkarmak için vaktile Kudüsü boylıyan şövalyeler gibi İsviçre hududlarından geçerken silâhlarını kapıda bırakı- yorlar Ve ahlâkf havası gibi sâf olan o memleketten siyasi ihtiraslarını biraz olsun teskin ederek avdet ediyorlar. Ne olur, üzerinde bir türlü da o mes'ud memleketin politikasına

Bu sayıdan diğer sayfalar: