16 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2. Sayjfa- ( —e r — .. Hergün En güzel diplomasi: 125 milyon! Yazan: Muhittin Birgen vrupa politikasının bütün mih- verleri değişmiş olduğu şu günlerde artık daha vazıh görüyoruz: Dünya, gene kuüvvet dünyasıdır. Bu ha- kikati anlamakta gecikenlerin halleri ha- rab, gafletlerinin âkıbeti elimdir. Nasyonal-Sosyalizmin Almanya idare- sini eline aldığı gündenberi Mein Kampf müellifinin, hakikaten uzun bir müca- dele devri içinde yazmış olduğu sayfalar hiç kimseye meçhul değildi. Almanyanın nereden gelip nereye gitmek istediğini, siyasetin evvelini de, aharını da yumruk olarak tasvir ettiğini bilmiyen kalmamış- tı. Bundan 'dolayı beş senedir diplomasi, bütün marifetlerini gösterdi, bütün gay- retini sarfetti, Avrdpanın siyasi müca- dele meydanına en mahir ciritcilerini gönderip istediği gibi at oynattı. Netice malümdür: ÂAvrupa haritasının ortasın- da Avrupanın en eski devlet firmaların- dan biri yirmi dört saatte yok oldu. Demek ki, bütün gayretlere Tağmen, dünya gene yumruk dünyasıdır. Kim onu evvel ve yüksek kaldırıp evvel ve ağır indirebilirse o kazanıyor ve daima da o kazanacaktır. Fransız gazeteleri hükü-« metten siyasi tedbirler almasını istiyor- lar; siyasi tedbir, boş bir sözdür. İş yum- ruğu çabuk kaldırıp çabuk ve kuvvetli indirmektedir. Üst tarafı lâftır. y Bunun içindir ki son günlerde Türk hükümetinin milli müdafaamızı bir kat daha kuvvetlendirmek için beş senelik bir program hazırlayıp bunun tatbikine 125 milyon lira tahsis etmesi kadar bizi memnun edecek bir şey daha olamaz. En güzel diplomasi budur. Bu hakikati gali- ba Avrupada en iyi bilenlerden biri ve belki birincisi Bizleriz. İstiklâ! mücade- lesini biz diplomasi ile değil, yumrukla yaptık. Bu mücadelenin tarihini bilenler hatırlarlar ki derin düşünen, ince hesab eden ve politika semasında parlak yıl- dızlar gibi şule saçan nice siyaset ada- mımız, arada sırada Mustafa Kemal Pa- şaya diplomasiden, «esiyaseti âliye» den ve «tedabiri hekimane> den bahsetmiş- Jerdir. O zamanki milli şef, bu nasihatle- rin hepsine de ayni cevabı vermiştir: «Hele bir şu hasım ordusunu yok ede- lim!» Ondan sonra diplomasi işi kolaydır, çorab söküğü gibi kendiliğinden — gelir. O zamana kadar Ankarayı tanımaya te- nezzül etmiyenler, Ankarada bir takım serseri çeteciler bulunduğunu söyliyerek selâm bile vermeğe razı olmıyanlar, yum- ruk tam zamanında ve tam yerinde ine dikten sonra nasıl birdenbire değişmiş- lerdi. Führer, Şuşnigi devirdi; bu, o ka- dar büyük bir şey değildir. Türk ordusu- nun arkasından harekete - geçen Türk diplomasisi Loyd Corc'u düşürdü. düşürmek için bin diplomatın kuvvetini bir araya getirmek ve yıllarca çalışmak kâfi değilken bir haftalık bir askeri ha- reket her şeyi temine muvaffak oldu. Bu bakımdan, bütün Türkler Nutku ve Nut- kun buna dair olan yerlerini dikkatle o- kuyup ezberlemelidirler. * Evet, 125 milyoön Hira 125 milyar diplo- mattan daha küvvetlidir ve dünyanın şu günlerdeki manzarasına bakımca Türk hükümetinin ittihaz etmiş olduğu bu «diplomasi» tedbirinden dolayı tama- men memnun olabiliriz. Memleketimiz, çok şükür, biraz sıkıntı ,da çekse bu yüz yirmi beş milyonu ve hattâ daha da fazlasını verebilir bir va- ziyettedir. Hattâ bunu vermek için biraz 'da sıkılacağımızı farzetsek bile gene se- ve seve vereceğiz. Çünkü gözlerimizin ö- nünde duran hakikat bize şunları söylü- yor: Hak, adalet, muahede, bütün bunlar hiçtir. Kollektif emniyet, bir diplomasi vahimesidir. Milletler Cemiyeti, her ta- rafı parça parça olmuş bir oyuncaktır. Gün geldiği zaman, dayanacağımız ye- gâne sağlam kuyvet, milli müdafaa kuy- vetimizdir. y Merhum Avusturya devletinin Viya- nada mühteşem harbiye nezareti binası- nın üstünde Lâtince şu meşhur şu cümle yazılı idi: «Sulh istersen harbe hazır ol!» J Sulh istediği şübhesiz olan Avusturya, harbe hazır olamadığı içindir ki göçüp gitti. Bu, herkesin lâzım gelen bir hâdisedir. 125,000,000 li- ra, on sekiz milyon Türk için adam ba- şına senede yedi lirayı bile tutmıyan bir Onu | ibretle hatırlaması || —— vER Mart 16 — —ii Resimli Makale : A — aa amaran e e l G a ——— İnsan sevdiği için çarpışır, takdir ettiğini sever, tanıdığını takdir eder. Tanımadığımız, takdir etmediğimiz;, sevmediği- miz bir insan için kalbimizde yer bulunamaz. Müzaherete ihtiyacı olmıyan İnsan yoktur, sıkıntı zama- nında destek bulmak iİsterseniz evvelâ kendinizi tanıtınız, takdir ve sevgi uyandırmanın sırası sonra gelir. Tütün içişten seciye Nasıl anlaşılır ? Virginia, tütün kumpanyası 'Treisi ve piro tiryakisi Pevn şöyle demektedir: — Bunca yıllık tecrübelerime dayana- rak söyliyeyim ki, pipo içenler, ağır, uy- sal, bir nebze eski kafalı olurlar. Şamata- “dan hoşlanmadıkları muhakkaktır. Her şeyi inceden inceye tedkik ederler, Sigara içenler ise, asabi, tez canlıdırlar. Bununla beraber, başladıkları işi başar - |madan bırakmazlar. Puro içenler ise, en iy! tütünü arıyan ve iyi işlere konan insanlardır. Resimde Lord Baldwini pipo içerken görüyorsunuz. Sokaklarda gazete satmak, usulünü kim buldu Sokaklarda gazete satmak usulü za - manımıza aiddir. Bundan elli sene evvel İngilterede gazeteler, ancak abonman suretile tedarik edilebilirdi. Times gaze - tesini satmak saadetine nail olanlar ga- zeteyi satmayıp kiraya verirlerdi. O va- kitler gazete lüks eşya olarak telâkki e- dilirdi. Bundan tam elli sene evvel so « kaklarda gazete satmak usulünü çıkaran İngilterede Yartmouthda ikamet eden Middleton adında iki kardeştir. Bu iki kardeş bu yüzden hatırı sayılır derecede para kazanmağa muvaffak olmuşlardır. yüktür. Bu yük bizi yıkamaz. İcab ederse iki mislini, üç mislini verelim de, sulh içinde, mes'ud ve müstakil yaşıyalım ve kimse bize yan gözle bakamasın! SOZ A * HERGÜN BİR. FİKRA Sizde küçükken zeki idiniz | Meşhur İtalyan âlimi Pic de la Mi- randale çocukluğunda fevkalâde zeki idi. Onun bu hususiyeti bir mecliste mevzuu bahsolduğu zaman hazır bu- lunanlardan biri: — Küçükken zeki olanlar, büyü- dükleri zaman budala olurlar, dedi. Pic de la Mirandale derhal ona dön- dü ve şu suali sordu: — Siz de küçükken zeki idiniz, öy- | le mi? D ip- g İskoçyalıların meşhur hasislikleri SAvrüpa milletleri arasımda İskoçyalı - lar fevkalâde hasislikleri ile meşhur oL- muşlardır. İngilizcede, fransızcada (İs - koçyalı kadar hasis) dıye darbı meseller bile vardır. Anlatacağımız vak'a tamamile haki - kattir: İskoçyada Adleigh Green komu- nu bir emri hayır dolayısile bir iane aç - mış. Komün müdürü, halkın hasisliğin: iyi bildiğinden düşünür, taşınır ve şu tedbiri ittihaz eder. Yüz elli balon yap - tırır. Her bir balona bir zarf rapteder ve üzerlerine komün müdürlüğünün adresini yazar, Böylelikle halkın bu emri hayra iştirak edeceğini umar... Tesadüf bu! Balonun biri rüzgâra kapı- lır ve Danimarkaya kadar gider. Orada bir kız balonu bulur ve zarfın içine 13 şilin koyar ve posta ile parayı gönderir. Komün müdürü parayı aldığı vakit şu nükteyi savurur: — Anlaşılan diğer balonlar hep İsköç- yada kaldılar. Keman çalan bir şoföre isabet eden tali İşsiz zamanlarında keman — çalmağı itiyad edinmiş olan Peştenin taksi şo - förlerinden birisi geçen gün bir eskici dükkânından hemen hiç pahasına kırık dökük bir keman satın almıştır. Bu he- veskâr şoför satm âaldığı kemanı evine götürüp evirip çevirirken iç taraflarında kimin tarafından yapıldığına dair çok es- ki bir -etiket gözüne çarpmıştır. Bunun üzerine şoför hemen kemen mütehassıs- larına gidip kimin tarafından yapıldığını anladığı vakit kendisine büyük bir tali- hin teveccüh ettiğini görmüştür. Meğer keman meşhur Stradivaniusun eseri imiş. Bugünkü kıymeti on bin lirayı bulmak- RASINDA Kilisede sinema Oynatan asri papaz Londra papazlarından biri, kilisesinde sinema perdesi kurarak Robert Taylorun bir filmini oynatmıştır. Cemaatten 60 kişi sinemayi büyük bir zevkle seyretmiştir. Papaz da, esinema, din için pek büyük bir kazançtır ve terbiye vasıtasıdır. de- mektedir. Hindistanda her yıl 70000 kız ağaçla evlendirilir Hindistanda hâlâ cari bulunmakta ©- lan çok garib bir âdet vardır. Her sene yetmiş bin genç kız ağaçlar ile evlenirler. Bunun sebebi şudur: Evlenecek bir kaç kızı bulunan Hindli aileleri evvelemirde en büyük kızlarını evlendirirler. Halbu- ki çök kere büyük kız kısmet bulamaz ve küçük kıza kısmet çıkar. Küçük kıza çı « kan kısmetin reddi doğru da değildir. An'anelerine çok bağlı olan bir millet için bu mühim bir mesele şeklini almıştır. Hind rahiblerinden biri düşünmüş, ta- şınmış ve pratik bir çare bülmuş: Küçük kızlara kısmet çıktığı takdirde, yahud da hiç kısmet çıkmadan, büyük kızı bir ağaç ile evlendirmektir... «Ağaç» itiraz edecek değil ya!.. Fakat evazli ka - nun>»> ayni zamanda ağaçların hukukunu korumağı düşünmüş. Meselâ ağaçların bir nev'i evlenmek hakkından mahrum bulunmaktadırlar. Çınar ağaçlarında «boşanma>» yoktur. «Çınar» ağacı ile evlenmiş olan bir kız Hindlilerce ömrünün sonuna kadar be - kâretini muhafaza etmek arzusunda bu- lunan bir kız telâkki edilir. ; Hurma ağacı «modern» bir ağaçtır. Ev- lenme şartları kolay olduğu gibi kolayca -—i — - özün Kısası geei S Kaplan yılı E. Talu n eski bir medeniyete malik ol- dukları halde, yerlerinde sayıp da zamana ayak uydurmasını bilmedik” leri için yakın bir istikbalde ellere esİf olmağa namzed bulunan Çinliler takvili hususunda da kimseye benzemezlermi Filhakika, Çinliler, zamanı, tâ Konfuf” yustanberi, on ikişer yıllık devrelere #” yırmakta ve her devreye, tabiatin biL mahlükunun adını vermekte imişler. — Son gelen Avrupa mecmuaları, şimdi- Çinde «Öküz» devresinin hitam buldi” ğunu ve «Kaplan» devresinin başlamilk'- ta olduğunu haber veriyorlar. | Bu isimler yeni değil, binlerce yıl €V" velinden tayin edildiğine göre, işin içef” sinde bir kehanet veya keramet bulunup bulunmadığı düşünülecek meseledir. — Maalesef, gözümün önünde bir ÇIK, takvimi yok. Olsa da, bu dil bana söyle mez. Lâkin, çinceyi öğrenmek sabrilil göstermiş, dünya yüzünde elbet bir hangi devreye isabet ettiğini araştırmll;' mıdır? Eğer yapmamış ise, tavsiye ede* İ İrim. Çünkü, ne yalan söyliyeyim? devreye bir ad takan Konfuçyus sistemi” nin bu işi öyle pek de rastgele yapnlld' ğına, bunu bir takım ince hesablara, i547 betli tahminlere istinad ettirdiğine, dü * şündükçe, ben bile kanaat getireceğim- Neden mi? İzah edeyim.. Geçen on ıll_ yıl «Öküz> devresi imiş, değil mi?, 5““'_ on iki'yıllık dünya vukuatını gözden 19:3 çirin.. Siz de, benim gibi, bu isimde — * çok isabet görürsünüz... le karşılamışlardır. 100 kuruşluk tır ki, bu da iyiye doğru bir adım 5â * yılmaktadır. Malümdur ki, 10 kuru$f kadar düşmüştü. , Taksimde asri helâ yaptırılıyor Taksimde Sular idaresinin karş! * Bugün 300 seyyah geliyor le muhtelif milletlere mensup 300 dar seyyah gelecektir. Seyyahlar rimizde bir gün kalacaklardır. : TAKViM |'da boşanılır... Bundan ötürü kızlar hep Y Muhittin Birgen —| tadır. n hurma ağaçları ile evlenirler... MART İSTER İNAN, İSTER İNANMA! üt — İremteme | —a 5 129 Nafıa Vekâleti yıllardanberi söylendiği halâe bir türlü | lim: Bu sayede büyük şehirlerimiz çürük meyva yemekten, | tasavvur sahasından çıkarılamamış olan mühim bir HTESEİE' iç memleket halki da meselâ balik gibi çabuk bozulmaya J ÇARŞAMBA | yi daha başardı: Bu mühim mesele soğuk hava techizatını | müsaid gıdalardan mahrum kalmaktan kurtulacak demek- || | GÖNEŞ Muha İMSAK haiz olan 18 yük vagonunun Almanyaya ısmarlarımış olma- H Bi muhak li Ge A ŞFETİ SKEr rrem 3 ı sıdır, İik kısmı pek yakında memlekete gelecek olan bu va- | il * 'iy R K DĞ ıi | bA 10 gonlarla yaş ve tâze meyva taşınacak, nakliyattan da çok az 1.e müstehlik arasına şıren mütevassıtların sayısı eksilme- 6 | 10 13 â bir para alınacaktır, memlekette mühim bir eksiklik gideril- | dikçe soğuk hava techizatını haiz vagonların gelmesinden Öyle | İkindi | Akşam | Yata diği için memnun olalım, ve Nafıa Vekâletine teşekkür ede- | sonra da meyva ve sebze fiatlarının ucuzlıyacağına: ae ea CeT Far| İSTER İNAN, İSTER İNANMA! e|slol(o|a|-J: | , y Şi | 28 |1s | 46 (is|ır f? insanlar vardır. Acaba bunlardan birîfî_. h“l'ad |merak edib de, meselâ umumi harbm__. ' duğundan indirilmesi için tedkikat Y*, İp pılmaktadır. 4 ' h Bugün limanımıza Satunya vapk“::! , V 4 &| İ veti y Sordü S h Bununla beraber, bu da gene bir şey. değil. Lâkin, «Kaplan» devresi baâ İdra 1 bqlamaz,Avmpamngöbeğindeıteşwı ( bu &; barut fıçısına ne dersiniz? W Terap Önümüzdeki on iki yıllık devreye adı $ a g izafe edilen yırtıcı hayvan, bizleri de R qm .J İkendisine benzetecek mi? Bizler ki, SW ir hun remzi «zeytin dalı» ve <ak güvercin? n öi devrelerine teşneyiz?.. y ad ç .t Öln .. ZZ.N N | hış ci S Gayrimübadil bonoları yükseliyor — İnkist) Gayrimübadil bonolarının kıymet * de lendirilmesi hakkında hükümetce y€ * İi Yan. ni tedbirler alınacağı haberlerini, gay * — |k, “hde rimübadiller büyük bir memnuniyet * İces a bono da 23 den satılmağa — başlamış * | “ lta N, sındaki sahada yapılacak asrt helâ İ : 1 çin lâzım gelen istimlâk işleri tamam * |a İere lanmıştır. Helânın inşasına yııkll'ldı B Bel başlanacaktır. BV î'il' Hamam ücretleri indirilecek — — Btı.e ğ; Şehir meclisi hamamlara verilecjl dileri suyun metre mik'abından on kuru;ş ı_ lınmasını kâbul etmiş, fakat hamamt” Y lar bu fiatın üç veya dört kuruş olmâ sıni istemişlerdi. Hamamcıların mü_f' caatı makul bulunmamıştır. Beledîyî Z hamam ücretlerini esasen pahalı bul N KT

Bu sayıdan diğer sayfalar: