2 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

2 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Sayfa POSTA DAYAK DÜŞKÜNÜ © Kendisine kısaca Moute lâkabı takıl - mış olan Elisabeth çok vslu bir çocuk “değildi. Bilâkis durmadan fıkırdıyan, ba- Bıra, çağıra şarkı söyliyen, apartımanın | içinde sanki bir yarış yerinde imiş gibi İ “odadan odaya koşan ve koşarken iskem- | le, masa devirip, biblolar kıran taham - © mül edilmez bir çocuktu. Kabahat anne- © sinde idi. Çocuğunu yetiştirmesini, ter - biye etmesini o bilmiyordu. Ağır, şişman, yumuşak, tembel ve eherjisiz bir kadındı. Kocaman vücudüne rağmen küçücük kızına kendisini bir türlü saydıramamıştı. Moute, canlı, azgın, ele avuca sığmaz derecede yaramaz bir şeydi. Müthiş ha- yatiyeti olan bir çocuktu. Bu küçük kıza spor, bütün sporlar, açık hava, baş ve be- den faaliyeti, adalelerini işletmek. nere- de ve kime karşı olursa olsu mücadele etmek, erkek çocuklar gibi dövüşmek - tek kelime ile - hayat ve hareket lâ. zımdı. Vahşi bir hayvanın hürriyetine ih. tiyacı vardı. Ev de, mekteb de onu boğu- yordu. Babası bir sürü müşkül işlerin hallile hayatımı kazanabilen bir insandı. Her da- kika işlerinin bozulabileceği endişesile o kadar bunalmıştı ki, kızile uğraşacak vak | 4 yoktu. Bu işi o çocuğun annesine ter- | Oketmişti. O evine tıpkı bir otele gider gibi yemek yemek. yıkanmak, temizlenmek, yku uyumak ve sonra giyinmek için gelirdi... « Çocuğu yirmi beş franklık bir vazo kır- dığı zaman bunun farkına varmazdı. Çün- 'kti daima aklında bir hafta sonra ödemeğe © mecbur olduğu, nereden bulacağını kes- tiremediği bir yirmi beş bin frank vardı. Onun için Moute'in danslarını görmez, kahkahalarını veya feryadlarını işitmez - dı, Eğer kız fazla szarsa arada bir anne- nin tahammülü biterdi. Bir çekmeceye sakladığı küçük bir cedveli alır ve kızına onunla vurmağa başlardı. Fakat dalma yumuşak bir insan olduğu için onun bü- tün hareketleri yumuşacıktı Onun bu oezası hakikaten pek gülünçtü. Esvabı- un üzerinden vurulan bu hafif darbeler, küçüğün canını yakmazdı. Beş altı dar - beden sonra kız cedveli zorla snnesinin elinden kapar, o da annesine vurmağa “Son Posta,,nın Edebi Romanı: 4 ; am aaa Zİ —>——ğ——.—mN — Ep. Tercüme eden : başlardı. Fakat bu ciddi bir mukabelel Güzel karısına pek âşık görünüyordu. değil, bilâkis işin eldâlyetini gidermek için bir hile idi. Derken annesi Moute'un İl avuçlarından cedveli kapar, o vurmağa başlar, nihayet bu dayak faslı her ikisinin de gözlerinden yaşlar getirecek Okadar gülmelerine sebeb olan bir oyun olarak biterdi. Daima mükedder bir çehre ile dolaşan babâ bile bu sahne karşısında gülerdi. Zaman geçmişti. Moute büyümüş, çok güzel bir genç kız olmuştu. Fakat her - kese benzemiyen bir genç kızdı. Aşkı da kendine göre tahayyül ediyordu. Büyük İbir saffetle onu arkadaşlarına anlatıyor» du: İ — Ben bir boksörle evlenmek istiyo - fram. kocamın yabani gibi bir başı, çok kılı bir göğsü, bu kadar şişman kolları olacak ve bana her gün mükemmel da- yak atacak!. Cedvel sahnelerinin ona bu duyguyu ilk aşılıyan sebeb olduğunu anlamak için psikanamiz okumuş olmak lâzım gelmez!. Çok kıymetli delikanlılar Moute'un desti izdivacına talib oldular. Hepsi- nin bir çok şahsi ve içtimai meziyetleri vardı. Çünkü Moute çok güzel bir kiz olmuştu. Ve mali sıkıntılardan kurtul - muş olan babası da kendisine iyi bir cihaz veriyordu. Moute bütün *aliblerini bilâtereddüd reddediyor. Artık bir boksörle evlenmek- ten bahsetmiyordu. Fakat bir boksör ko- ca tahayyül ediyordu. Ve hskikaten de bir boksörle evlendi. Onu Wagram salonunda bir maçta gör- müştü, Çok şükür o da evli bir insan de- Zildi. Onun evine kendisi gitti ve açıkça «desti izdivacına!, talib oldu. Aile için- de bu müthiş bir rezalet telâkki edil mişti, Fakat Moute: — Şimdiye kadar beni istiyenlerin için- de en enteresanları Pierre, Jack. Paul ve Robert'tiler. Halbuki şöyle bir bakınca benim boksörümün hepsini birden dövüp tepeliyeceği anlaşılır. Demek benim bok. sörüm hepsine fâiktir. İşte onun muhakemesi böyle idi. Ko- casının başı bir yabaniye benzemiyordu. Fakat bumu yumruklardan yamyassı ol - müş ve kulakları yamru yumru idi. n Nakleden : Muazzez Tahsin —& Halice Hatib Balayı seyahatinden avdet etmişlerdi, © hemencecik ringe çıkmak istemiyordu. Fakat Moute: — Ben seni ringde görerek âşık oldum diyordu. Eğer seni dalma sevdiğimi İsti « yorsan yapacağın şeyin me olduğunu pekülâ takdir edersin. O hemen antrenmana başlamıştı. Möüte evvelâ memhun görünüyordu. Fakat kısa bir zaman sonra endişeli ve suratlı görünmeğe başlajı. Kocası beyhu- de yere ona nesi olduğunu soruyordu. Ona canının sıkıntısının sebebini söyle - mek istemiyordu. Nihayet bir gün ona sordü. — Kuzum niçin sen beni dövmüyor - sun? Kocası hayret içinde kalmıştı Cevab olarak kendisini çok sevdiğini ve hakiki bir centilmen olduğunu söyledi. Kendisi hakkında beslediği bu fikirden dolayı çok müteessir olmuştu. Onunla bir baba küçük kızile nasıl konuşursa öyle konu » şuyordu. Nihayet münakaşa esnasında ona bir deli olduğunu söyledi. O zaman Moute kocasını dövdü. Yumruk yemeğe alışmış bu deri üstün- de küçük yumruk'arı bir demir levha üs- tüne vuran su damlaları tesirini yapı - yordu. > Kroşeleri bütün zamanın boksörlerini korkutan bu adam bir kuzu gib: tatlı ve melihti. Bu dayağı yerken müthiş gülüyordu. Bunu gayet gülünç buluyordu, Moute o- dasına kapandı ve orada ağladı. Kısa bir zaman sonra Moute kendisine âşık buldu. Bu sarı yüzlü, zayıf kendi - sinden bir parça daha irice olan bir jigolo idi. Ve Moute'un dayak yemekten hoşlan- dığını anladığı için aldığı parayı hakket- mek için onu kıyasıya dövüyordu. Ve bu dayaklar Moute'ün pek hoşuna Kızma karşı olan kayıdsız mua -| kızcağız için Cevadın küçük kızı Zey - melesi, onu görmeğe bile gitmemesi de| nebe annelik etmek Cevad gibi lâka - bunu isbat etmiyor mu? Ya onun mo *| yıd fakat zengin bir kocanın karsı ol- dern hayata ve zevk © ve safaya düş -| maktan daha zevkli ve avutucu bir Li künlüğü? Ve bilhassa onun güzel yü - . Zü, kavrayıcı bakışları, munis gülüşlü, ( Sıcrk sesi arkasında gizlediği ve kim » İ selin keşfedemediği hakiki varlığı? « Bundan başka, kocasının etrafında daimi surette en güzel kadınların bir fırıldak gibi dolaştığını görmek de bir |; kadın için pek hoş olmiyacağını sanı- “yorum. Bâltusus ki o kadın, oCevadın dediğine bakılırsa, her zaman kocasın- © dan ayrı yaşayacak ve onun yanında “silik bir resim gibi kalacak, — Bu da doğru... Esasen bu izdi - — vaçta her noktanın düzgün olacağını , ben de zannetmiyorum. Ancak o za - Vali: yavrunun da geçirdiği (o fakir ve © güç ömür daha mı tatlı? Cevadla ev - lenmesi allesine refah getirecek ve ken disi de Beykozda, İstanbulun en gü - — zel bir çiftliğinde, anasız bir kız çocu. © ğun yanında rahatça yaşayacak, meş- hur bir adamın ismini taşıyacak ve bü- “ yük bir servetin getirdiği zevki tada - cak © Naile hanım kocasının sözünü kesti: — Eğer hâlâ eskiden tanıdığım gibi — sade bir kızsa bu gibi maddi menfaat - — lerin kendisine pek dokunmıyacağını © zannediyorum. Hattâ fikrimce, onun © gibi küçük kardeşlerine bakmış, bü - — tün varlığını onlara vakfetmiş olan bir olacak. — Peki, senin fikrin nedir? Naile hanım ellerile saçlarını tarıya- râk bir dakika düşündü: — Çok müşkül bir-iş. Doğrusunu iş- tersen Cevad, bir koca sıfatile beni kor kutuyor. Müfid bey güldü: — Hele sen bir de onun etrafında dolaşan, gözlerinin içine bakan, ağzın- dan çikacak bir kelimeyi bekleyen sa- len kızlarına sor... Kendisine itaat et- tirmesini bildiği için onun her zaman için hâkim mevkiinde kalacağı mu - hakkaktır, Fakat Cevad çok nâzik bir çocuktur ve ciddi ve iyi huylu bir ka- dının onunla iztırab çekmiyeceğine e - minim, O çok mağrur, çok müstebid olduğu kadar temiz ve âlicenab... — Ve acayip.. ve anlaşılmaz bir a - damdır. Bunu itiraf et Müfid Eğer bi- zim bir kızımız olsaydı Cevada verir miydik? Belki de; fakat çok korkarak ve titriyerek. — Ben de öyle. Fakat onun manevi kıymetinin haricen görünmek istedi - Binden çok daha büyük ve sağlam ol - duğuna kan'im. Meselâ, onun ateşli bir vatanperver olduğunda şüphen vâr mı? — Bu gibi milli duygulardan onu bi. raz uzak zannediyorum. gidiyordu. Zavallı kocası, hayatını yumruk sal - lamakla kazanan bu dev cüsseli adam, karısına dayak atamadığı için ihanet gö görüyor ve bunun için herkes onun bu haline gülüyordu. Bu inanılmaz bir şeydi. Fakat bu böyle id, — Yanılıyorsun.. bana biraz evvel dünyada en çok yurdunu sevdiğini söy lüyordu. Demek ki onda (o böyle gizli başka kabiliyetler de vardır. Ne ise vakit geç oldu. Muallâ için neye karar veriyorsun? — Cevadın bu fikrine engel olmak İçin önümüzde ciddi bir sebeb yoktur. Onun aleyhinde olduğu kadar lehinde de bir çok noktalar vardır. Diğer ta - raftan, Muallânın bu şerait altında ev- lenmesine pek imkân © görmüyorum. Belki de bir gün yiyecek ekmekleri bi. le kalmaz. Bu vaziyet karşısında Ce « vad gibi birisile evlenmek, hattâ ica - bında fedakârlık yapmağa bile değer. Eğer Muallâ hayalperest ise, o da bü- tün gere'kızlar gibi istikbale aid tatlı hülyalara kapılmışsa Cevadın yanın - da İztirap çekeceğinden korkarım, Fakat zavallı yavrucağın bu gibi tat- lı hülyaları kuracak kadar vakit bula. madığı pek muhtemel olduğundan böy le mantıki bir izdivacı kabul ederek bü tün fedakârlıklara ve kocasınm kayıd- sızlığına tahammül etmesini bekliye « biliriz. Bu takdirde hayatından mem - nun kalması bile mümkündür, Bâhu » sus ki ailesinin sefaletten kurtulacağı- ni düşünürse... Çünkü (Cevadın c8 . merdliği malümdur. Ve karısının âi »- lesine de yardım edeceği gün gibi aşi- kârdır. Binaenaleyh, bize düşen vazife, va ziyeti olduğu gibi, iyi ve fana tarafla- rile birlikte, Muallânm gilesine bildir mektir. Kararı kendileri versinler, — En doğrusu da budur. Umarım ki bu sefer kayinvalide hanım Cevadın yeni karısını kıskanmıyacak. Zavallı Muallânın, oldukça güzel olmasi, sa * lonlarda parlaması ve iyi giyinmesi, her zaman genç ve güzel kalmak isti- yen Naime hanımefendinin pek hoşuna gitmezdi bilirsin, — Eğer Cevad sana söylediği prog - ramı takib ederse kayinvalidenin geli- Malın Cin. Mikdarı Muhammen B, Muvakkat Te, Eksiltme şekli Saati Lira Kr. Lira Kr. Süpürge 3000 aded o 341 25 >” 5 Pazarlık 1530 Üzüm Kes. Bıç 0 » 350 — 2 — , 16.— Cibali F. ahçılığı işi 1630 1 — Cibali fabrikası memur ve amele lokantası ahçılığı bir sene müddetle ek. siltmeye konmuştur ve mevcud nümuneler mucibince yukarıda yazılı iki kalem malzeme pazarlıkla satın alınacaktır. 11 — Eksiltme 7/3/939 tarihine rastlıyan Salı günü yukarıda hiralarında yazılı saatlerde Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. TI — Şartnameler, yemek fiat Wsteleri hergün sözü geçen şubeden alınacağı gibi nümüneler de görülebilir. IV — İsteklilerin pazarlık için tayin edilen gün ve saatlerde © 75 güvenme ve ahçılık işine iştirak edecekler 300 liralık depozitolarile yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur, 49905 —— I — İdaremizin Çamaltı tuzlası için alıncak iki aded Dizel lokomotif Kapalı zarf usulile eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli Si? İzmir (5400) lira 9ç 7.5 muvakkat teminatı (405) liradır, TN — Eksiltme 3/4/9393 tarihine raslıyan Pazartesi günü saat 15,30 da Kaba- taşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. MI — Şartnameler parasız olarak hergün sözü geçen şubeden alınabilir. IV — Eksilimeye iştirak etmke istiyen firmaların fiatsiz tekliflerini ve Detay resimlerini eksiltmeden bir hafta evvel İnhisarlar Umum Müdürlüğü Tuz Fen Şubesine berayi tetkik tevdi etmeleri ve tekliflerinin kabulünü (mutazammın veşika almaları lâzımdır. VW — Mühürlü teklif mektubunu kanunf vesaik ile 96 7,5 güvenme parası mak- buzu veya banka mektubunu ve münakasaya iştirak vesikasını ihtiva edecek o- lan kapalı zarfların ihale günü eksiltme saatinden bir saat evveline kadar yani nihayet saat 14,30 za kadar mezkür komisyon başkanlığına makbuz mukabilin- de vermeleri lâzımdır. — (1085) ..—.. Cinsi Miktarı Muham- © 7.5 Mur (Eksiltme men B, —. Şekli Saati Lira Kr. Lira Er. Pirinç etiket 31700 adet (o 400 — Oo 30 — Açık eksiltme ii İçki satış küsası 2900 adet (8700 — 485 — Kapah zarf (o 1480 Filit 4000 Ke, 2800 — 210 — Açık Eks 15 Binek kâğıdı iyi cins 160000 adet 1600 — 112 50 Wi 15,30 Filit tulumbesı 146 adet 146 — 10 95 ŞE 16 Yapışkan macunu 175 Kg. ub — 18 37 g5 16,15 I — Şartnameleri mucibince yukarıda cins ve mikdarı yazılı 6 kalem malze- me hizalarında gösterilen usullerle satın almacaktır. TI — Muhammen bedellerle muvakkat teminatları hizalarında gösterilmiştir. YI — Eksiltme 15/3/0939 tarihine rastlıyan Çarşamba günü hizalarında yanlı saatlerde Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yü pılacaktır. Sinek kâğıdı için bir hafta evvel nümune verilmek lâzımdır. IV — Şartnameler her gün sözü geçen şubeden parasız olarak alınabilir. V — Açık eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin #5 7,5 güvenme paralarile birlikte eksiltme için tayin edilen gün ve saatte komisyona gelmeleri ve kapalı zarf eksiltmesine iştirak etmek istiyenlerin de mühürlü teklif mektubunu ka - huni vesaik le © 7,5 güvenme parası, makbuz veya banka teminat mektubunu ihtiva edecek olan kapalı zarfları eksiltme günü en geç saat 13.30 a kadar mez. kür komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunpr. «1102, Gelin hanım meclislerde onu kenarda | muhteşem bir bina. Babasınm vefa - bırakacak şekilde parladıklan ve çok|tından sonra eline geçen cesim servet sevdiği oğlunun kalbinde yerleşmedik-| sayesinde Cevad bu evi dahilen tama- ten sonra zararsız bir mahlük olacak| mile değiştirmiş, bütün konforü havi demektir. iki daireli bir bina haline getirmişti. — O halde yarın fotogfiyi Cevada| Dairelerden birinde annesi, diğerinde göndeririz... Şimdi de yatağımıza gi -| kendisi serbestce oturuyorlar ve ana rip bir âlâ uyku uyuyalım. Çünkü ar -|oğul yemekten gayri zamanlarda bir tık sabah oluyor, ikimizin de gözleri-| birinden tamamile ayrı yaşıyorlardı. miz kaparmağa başladı. Amcası ile yengesinin dedikleri gibi Bu sözlerden sonra ağır ağır soyun-| Cevad cidden acayib bir çocuktu, O - mağa başladı. Fakat zihnen pek meş *|nun kibar ve sevimli tavırları, yüksek gul olduğu belli idi. Netekim birden - bire karısına dönüp şu sözleri söyledi: — Biliyor musun Naile” Bence Ce- vad, karısmın kendisine karşı mutedil bir hisle bağlanması ve kendisini sev-! memesi içini elinden geleni yapacağını | zannederek saçma ve olmıyacak bir hayale kapılıyor. — Muallâ namına ben de bundan korkuyorum, Diğer faraftan, Nedim bey ailesi için kızlarını böyle bir adama | vermek o kadar akı! ve hayallerine bi- le sığmıyan fevkalâde bir nimet ki... Vallah senin bu acayib Cevadın benim zihnimi öyle allak bullak etti ki bütün sinirlerim bozuldu. Bu gece bir saniye bile gözümü kırpmıyacağım. Fotoğrafiyi yarn gönder. Fakat Muallânın, Cevadın hoşuna gitmesini mi yoksa gitmemesini mi temenni ede- ceğimi ben de bilmiyorum. tahsil ve görgüsü yalnız dostlarını de gil, ona yaklaşan yabancıları da teshir ettiği halde hem onlar, hem de hattâ Cevadın annesi ve kızkardeşleri onu canlı bir muamma, derinliğine varıl - maz bir kuyu addederlerdi, Annesine ve ikisi de evli olan kızkar- deşlerine karşı fevkalâde muhabbet ve saygı gösterdiği, onlara karşı olan va- zifesinde hiç kusur etmediği halde gene onlardan uzak kalır, her zaman için aralarına omerasimli bir mesafe koyardı. Cevad kendi hayatına ald projeler den kimseye bahsetmez ve en beklen- medik zamanda yaptığı şeylerle orta- lığı şaşırtırdı. Meselâ arkadaşlarile gülüp eğlendi- ği bir gecenin ferdasında habersizce uzun bir seyahate çıkar, sonra herkes onu dünyanin bir ucunda sanırken gü- nün birinde gökten düşer gibi İstanbu- Cevad Hizmetçinin getirdiği zarfı çok lâkayid bir tavırla aldı, Amcası- nın yazısını ilk bakışta tanımış ve zar- fan içinde ne olduğunu anjadığı için mühimsememişti. Genç muharrir yazı odasında idi. Et- rafında en rahat fakat en modern ve zengin eşyalar, en zarif biblolar ve ce- sim bir kütüphane vardı. Esasen Cevadın evi de, İstanbulun kibar muhiti arasında parmakla göste- rilecek kadar güzel ve zarifti. Şişli cad- nini kıskanmasına bir sebeb olmıyacak. | desi üzerinde, geniş cepheli, sağlam ve Ta dönerdi, Birbirlerile tezad teşkil edecek huy- Jar onun nefsinde toplanmıştı. Neş'eli olduğu kadar abüs, sert olduğu kadar yumuşak, müsrif olduğu kadar muk - tesid, merhametli olduğu kadar zalim, müşfik olduğu kadar lkayddı. Girdiği salonlarda tanıdığı kadınların genci ve (htiyarı onun etrafını alırlar. dı. Kimisi bilgisinden, kimisi neş'esin- den, kimisi güzelliğinden zevk almak için. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: