28 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

28 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Renklerin bir Hısım Zararlı, bir kısımı da faydalı İmiş! Doktorlar yatak odasının maviye, yemek odasının sarıya, mesai odasının da yeşile boyanmasını tavsiye ediyorlar Seslerin hoşu, çirkini, musikinin saki » ni, hırçını kokuların hafdi veya serti, olduğu gibi renklerin de faydalısı ve Zâ. rarlısı vardır. Son zamanlarda renk bahsine büyük bir ehemmiyet atfedilmeğe başlanmış - tır. Bundan elli sene kadar evvel Fransız alimlerinden doktor Foveau de Curmel . les; apartımânlardaki perdelerin renk - lerinin kiracıların üzerinde tesir icra ey. lediğini söylediği vakit herkes onunla â- lay eylemişti, N Aradan elli $. geçtikten gonra ni - hâyet doktora hak verilmeğe başlanmış. tır. Renklerle tedavi usulü esasen çok es. ki zamanlardanberi tatbik edilegelmekte olan bir usuldür. Meselâ kızıl hasizlığına karşı kırmızı rengin istimali pek eski . dir. Fransada Vendöe mıntakasırda has talar için evlerde kırmızı renkli eşyalar. la dolu bir oda bulundurulmaktadır. Hattâ Çinde, Avustralyada, Tonkin - de de eskidenberi renkler vasıtesile has talıklar tedavi edilmektedir, Bugün en ağır başlı doktorlar ülser - ler, empetigo'lar, çatlaklar, bereler ve salr bu gibi hastalıklar için kırmızı mah 10ler, poradlar kullanmaktadırlar. Renkler içinde en fazla dinamik olan muhakkak ki kırmızı renktir. Budina. mizmi sayesinde kırmızı renk'en çok İs. tfadeler temin edilmektedir. Fakat kır. mızı rengin mazarratları da vardır. 'Tamüssıhha olanlar kırmızı rengi iti . dal ile istimsl eylemelidirler. o Yorgun, bitab olanlar kırmızıdan fayda bekleye. bilirler, : Cinayet, yaralama, dayak O hâdisele. rinin muhakemeleri esnasında bü renk - ten sık sik bahsedildiği malümdur. Fransada rençberler, gümrük hamal ları hep kırmızı kuşak kullanırlar. Kavi itikada göre bu adamlar mukavemetleri. ni kırmızı kuşakların medyun bulun - maktadırlar. Tiyatroların ekserisinde kanapeler, lo calar, perdeler bep kırmızıdır. Bu kır » mızı da tiyatm piyeslerinin müvalfaki » yetinin #milidr. Şimdi renklerin faydalarından, evsa- ından bahsedelim: Şayanı tavsiye olan renkler miuhak kak ki şunalrdır: 1 Vavi, 2 — Yeşil. 3 — Sarı, 1 — Mavi renx hem müsekkin, hem de mukavvidir. Mavi 'rengin * miktonlara karşı da faydalı olruğu bildirilmekte - dir, Parisin tanmmış operatörlerinden Je. an Bouchon operasyon salonu ile hasta larının odalarını maviye böyattırmış tır. Bu doktor daima mavi renkte anti . septik maddeler hattâ mavi renkte pan. sımanlar kullanmaktadır, Beşeriyetin en büyük musibetlerinden olan cüzzam hastalığı dahi nihayet bleu de methylen& sayesinde o mağlüb edil . miştir, Hastanelerde mavi ziyrlarla » yapıl - makta olan tedavilerden pek bü fay. dalar temin edilmektedir. Mavi ziyalar hassaten nevrelijik ağrılara iyi gelmek . terir, Büyük sinir buhranları mavi odalarda sükünet bulmaktadır. Mavi renk gale. yan içinde bulunan efkârı teskin eder. Uykusuzluklara, sabit ofikölere karş mavi renkten istilade edilmektedir. 2 — Yeşil rengin hassaları dahi nin hassalarına yaklaşmaktadır. ds İstira. hat ve sükünete kavuşmak iste: kit yeşil olan kırlara, sayfiyelere gider. siniz. Yeşi renk insana bir ferahlık, bir in. şirah bahşeder. Hattâ avukatlar, hâkimler, müdürler masalarının üzerlerinde bulunan sümen. lerini bundan dolayı yeşil buvarlar ile kaplarlarmış... Bakara ve bilârdo masalarının çuha. ları dahi bundan dolayı yeşil intihab e. dilir. Çünkü oyun oynayıp kazanmak & çin insanın sükünete ihti; Diplomatlar, meclisi idare azaları, na. zırlar da hep yeşil masa etrafında top. lanmiyorlar mi7... 3 — Sarıya gelince: Sarının rolü bam. başkadır. Sarı renk daha fazla tahrik e dicrir. Sarı renk sinirlilere müvazene. lerini temin etmeğe yarar. Sarı renk iştiha açar. Turuncu rengin sarıdan çok daha fay. dalı olduğu anlaşılmıştır. * Bütün bunlardan edinen kanaatlere göre bir apartımanın muhtelif odalarının muhtelif renklere boyanması icab et. mektedir. Meselâ: Yatak odası maviye, yemek odası ral, yahud turuncuya, mesaj odası yeşile boyanmalıdır. Elbiseler ile çamaşırların insanın ta. biatine uygun gelmesi icab edip etmediği de tetkik edilmiş ise de bunun tahakkuku müşkül olmuştur. Yalnız geceleri giy. mek için düz mavi renkte pijamalar şa. yanı tavsiye görülmektedir. Bir de gözlük meselesi vardır. Asab düşüklükleri, spor hareketleri ve uzun gezintiler için kırmızı camlı; ye. mekler için sarı veya turuncu camlı, is. tirahat zamanları için de yeşil camlı göz. Wüklerin istifade temin eyliyecekleri düşü nülmektedir. LE “Bekârlar, niçin evlenmiyorsunuz? , “J “ Son Posta ,, nın bekâr okuyucuları fikir ve mütalealarını bildiriyorlar rin sokak No. 9): «Bir müddet evvel bir kızla tanıştım. Ha - kikaten bir yuva kurmak emelinda idim, Ara sıra beraber germeğe (gidiyorduk. Bir gün başbaşa kaldığımız Dir sırada, benim ona iz- har edeceğim herhangi bir sulniyeti onun W- tarla istemesi haytedmi mucib olduğu gibi, kurduğum bütün bayeller suya düştü İkinci bir evlenme teşebbüsüm şöyle ol « muştur: Ehlinamustur, geçimildir, dediler; bir kö - payı çaldık ve kabul ettiler. Nihayet (birkaç gün geçince müstakbel kayınpederimizle kar # karşıya geldik. Nişanı ve düğünü nasıl ya- pacağımı sordu. Ben de alelüsul bir nişan merasimi ve nikâh yapıldıktan sonra hali - me göre bir düğün yaparım, dedim. «— Hayır oğlum öyle olmaz» diyerek, an - latmağa başladı. Nişan merasiminde bir se - pet yaparsın. Kaç kuruşa olur bu sepet? En 100 lira. Peki. Sonra bir altın saat ve plâtin yüzük, bilhare üç yüzliraa - Düğün masrafi vesaire. hepsi 1000 U- © 5.0. 5. (Ankara Öncebeci .İ Ramazanda sahuru müteakıb: — Niyet eyledim yarınki on üçüncü oru - cal der gibi bon de niyet eyledim kat'iyen erlenmemeğe... 1 — Kularımısın kafalarına evvelemirde ik tacı denilen mukaddes kelime iyice | 2 — Mahkemelerde boşanma şartları biraz olsun hafiflemedikçe.. ğ © Muhtar Mehmed (Biga Sığır. cık köyünden: «Bekârlar niçin evlenmiyorsunuz sualile © 3 — Kız ailelerinin bir sürü (merasim ve| kadar telâş etmeğe mahal yoktur. Halkımı - ağırlık denen istekleri kalkmadıkçt.. #w çoğunu köylüler teşkil eder, Halbuki köy- Ve daha da malfim bir takim mahzurlar)lerde bekâr hiç bulunmaz Bulunsa da binde kalkmadıkça değil vergi das etmek, üste -| birdir. Bir köy delikanlısı askere gitmezden Mik tecziye de etseler niyetim niyettir; evle »|önee mutlaka evlenir. En fazla nüfus ve ço- nememis cuk bolluğu (köylerdedir. Köy kadını ipek Jmanto, krep damur, krep birman düşün -| mez. Kocâsından pasla, kurabiye Bekir erkekler, hemen hemen diyebilirim ki şehirlerdedir. Şehirlinin de-esma? ve esnaf kalfası olan - lar hep evlidir. Evlenmeden ürken yalnız a3 rogaşlı memurlardır. Esnaf (o kadınla da 0 kadar fanteziye düşkün değildir. Tuvalet pa- rast olarak yılda karisinr. bir Ira bile ver - meyen esnaf vardır. Ufnik maaşli'olap ta ev- lenmeğe güvenemiyen ve bunun için bekâr - lığı tercih eden kimseler de binde beşi bul - maz Bin de bekârım. Yeni boşandım. Mahkeme bana, bir sene evlenemezsin dedi. Müddetim dolsun derhal münasib birini bulup evlene « ceğim, Çünkü köylünün karısı heri yaşama €şl, hem mesai arkadaşıdır. (Köylü, yalnız müstehlik kadını evine bile koymaz. Blüstah- sil kadın ise erkek köylünün kolu kanadı - dır, Bunun için köylüler bekâr duramaz. De- diğim gibi, köylünün pek az kısmı | için de telâş etmeğe değmez» © Ayse (Biga): (Bu cevabı ba- yan © n ağzından Biga muhabirimiz Hüseyin Şevket Ay- düz şiir halinde yazarak bize gön. dermiştir). Gazeteler yazmışlar, torunlarım okudu: Ne tuhaf bir havadis, pek içime dokundu!! Vergi alınacakmış bekâr duran kişiden!!; aşıp şaşıp da kaldı, bunu duyan işiten, Ne rergisi a dostlar?! Öyle şey mi olurmuş?! Benim gibi dul kadın, nerden para bulürmuş? Param olsa başıma, kına alır yakarım!!; Daha fasa bulursam, ağzıma diş takarım!l, Doğrusu; bu vergiyi kolay kolay veremem!!; 'Tahsildara söyleyin!! Ben bu Işe gelememi! Bir kocaya varırım!, budur benim cevabıml, Nikâh altında olsam, elbe$ artar sevabımlI (Devami 14 üncü sayfada) İstemez. | Sayfa 9 Kapalıçarşı Yazan : Nuşr a z pıp, diğer tarafı yıkarken tarihi kapalı çarşıyı da kadrosu içine aldı. Misir çar şısı vakıâ hal olmak için imarın sillesini yiyor amma, kapalı çarşı da bugünkü pasaklı halinden kurtuluyor. Eğer Bele. diyemiz bu kadar dağılan yapma ve yık. ma faaliyeti arasında para ve vakit bu. labilirse, kapalı çarşıyı da tamir edecek. fakat Belediyenin çarşıya hergün, zabi. tai belediye memurlarile, küçük esnafa saklambaç oynatmak için uzanan eli, bu. nunla iktifa etmiyecek, «garb f#lemince bir şark pazarı olarak tanınan işbu çar. ıyı en modern malzeme ile yenliyerek restore bir tamirden geçirecek ve taşıdı. ğı oryantal dekorasyon tiplerinin daha fazla tebarüzüne çalışarak müstakbel ne. sillere intikal ettirecek!» mişi!.. Yalnız bu kadar da değil!,. Duvarlar. daki tezyinat, halı tipleri şeklinde yapı. lacak, elektrikle süslü kandillerle tenvir edilecek, yeni kapılar açılacak, bu kapı. lar şark stilinde olacak., miş!!.. Belediyemiz hergün bu suretle süslü i projeler yapa ve gazetelerimiz imar ede. biyatını yazadursun, kapalı çarşı da sı. fırı tüketmek üzere.. eğer gereken ame. liyat geciktirilirse ihtiyar çarşıya selâmün kavlen kelimesi ihtimali uzak. değilmiş! Hattâ bu yüzden endişede olan bir kısım esnaf; «— Çarşının güzelleştirilmesinden, ye. hileştirilmesinden vazgeçtik. Biran ev. vel tamir edilsm de, başımıza çökme. sin!» diyorlarmış. Tarihi teveliüdü Bizansa, sinni rüştü de Osmanlı imparatorluğuna uzanan ta. rihi çarşı, kendisine has hususiyetlerini kaybetmiş olmasına rağmen, Piyerloti. nin ve İstanbula gelen seyyahın kafa. nda yaşıyan şarktan bir parçadır. Şark. taraflari bır müstahase halinde de ! olsa mevcuddur. Bugün kapalı çarşı, Acemin halısı, Vi. yananı şapkası, Fransızın tuvalet eşya. sı ve türlü milletlerin emtiası ile tam bir dünya sergisidir. Bilmem, İstanbulda sokak sokak dak mİ sergi binası srayanlar niçin (Çarşuyu. kebiri) görmemezlik ederler?.. # Kapalı çarşı, kendisine mahsus iklimi, kışları sıcak, yazları serin geçen havasi. le çoğumuzun daima tercih ettiği bir transit yoldur. Çarşı müşterileri, bir ku. sım esnafı gibi babayanidir. Burasının kendisine mâhsus bir psikolojisi, telâk. kisi, alışveriş tarzı hattâ sakinleri Ve müşterileri vardır. Vakıâ basmacı dük. kânlarının yerlerinde yarı alaturka, yarı alafranga Wifrinler kuran şapkacı dük. kânları çarşının ruhunda bir değişiklik yapmamış değildir. Fakat elân çarşımız şark kokar, şark görünür, şark Adetleri. le hareket eder, Dün, yeni bir istikbale namzed oldu. ğunu öğrendikten sonra alıcı gözile ma. mut büyüklüğünde bir kırkayak gibi ge niş bir saha Üzerine uzanmış olan Çarşu- yukebiri bir dolaşayım dedim. Bitpazarı çarşının bir cöz'ü değil, ade. tâ istiklâlini ilân etmiş ayrı bir parçası dır. Orada başı dara gelerlerin eskileri, | BES eskiden olduğu gibi ileri keşif kolları, karakollarile ve geniş teşkilâtlarile adetâ müsadere edilmektedir. Hoş, bu çarşının ne halde? İmarı etrafında yeni projeler yapılan Çarşıyı ziyaret k st Safa Coşkun Kapahçarşmin kapısı a İstanbulun imar ihtilâli bir tarafı ya.İönünden elde bir psketle geçmenin imkânı yoktur. Yolün yarımna kadan muhtelif tip eşhasın: — Görelim bayım! Teklifi arkanızdan gelir. ie Eski çarşı, en bariz hususiyetlerini b kısımda saklamıştır. Kuyumcular içi önlerinde yanan küçük ispirto lâmibala rile, bir kilise köşesine benzer Ve okü yumcular sanki küçük kandiller önünde ğ İndi okurlar. maahaza bu müşteri kıt lığına bir şeyler okudukları da muhs gi mercan esnafı, kajpakçı lar, örücüler, halıcılar, şalerar, iri bi sadakatle yerlerini muhafaza ediyorlan Mazhaza, Belediye, kendi kadrosundü olduğu gibi çarşıda bir tensikat yapacak çarşı içinde bulunmalarının doğru bul madığı bir kısım esnafı dışarı çıkaracakı mış... Misir çarşısından açıkta Kalanlar da bu çıkanların yerine yerleştirilecek miş.. yani son zamanlardaki kadro cilve in ba: bir türlüsü. Mi senalie bi kısım esnafı endişeye dü a gidecek, kim kalacak? diye ruyorlar.« ak her yerleşen, çalıştığı işin merkezi olduğu için gelmiştir. Fakat son zamanlarda çarşıya, çarşı ile hiç olâka, sı olmıyan bir takım esnaf ta gelmiştim Çarşıyı kısım kısım ayırmalı, eskiden olduğu gibi, her kısma eyni işi yapanı dükkânları koymalı.. bu suretle bir t&. kım faydalar da elde yağ Di, taraftan çarşınm bir e ii var., şimdi ismini (Kas palıçarşı Barındırma ve “Koruma Cemi, yeti) şeklinde vaftiz etmişler. Çarşının ümranına da (Adaları Güzelleştirme Ce İmiyeti) ninki gibi galiba. ümran deniyor İ amma, ortada tamir bile yok. Cemiyet İ yeni bir takım kararlar almış. çarşının İhali ve istikbalile esaslı surette zayii İclacek, Belediyeye yardım edecekmişle Çarşıya bir çekidüzen vermek kararı ye rilmiş ki, bunun her şekline biz de ölü denberi lüzum görüyorduk. v Yürüyorum. Sesler birbirine (karış yor: — Bizde var bayım! — Bir defa teşrif buyurun! — Ne aradınız efendim, ipekliler, kaş korsalar.. — Gömlelk mi, kravat m; haya Bir madeni paranın vitrin camlarına miele) çıkan dehhaj bir gürül tü. Çarşı, ayni zamanda uzak semtteki ahbabların buluştukları bir yerdir de. Verin kulağınızı: — Ayol, aşkolsun sana Ayşe hanımla, İnsan öldü mü, kaldı mı diye bir defa aramaz mi?. ! — Sorma kardeş, başımıza neler gek âi, neler geldi. Bizim o Şillik gelin yoğ mu, hani ağzı var, dili yok dediğiniz ta, ze.. başımıza ne işler açtı.. oğlanın kula. ğını doldurmuş, kaynana ile oturmam diye.. birbirimize girdik. Hep kendimdedi bahsediyorum, sen ne âlemdesin, Seni yem nasıl, Hulüsi kızamık çıkırmıştı, i mi7. Kulağımın dibinde çıkan bir o feryağ arkasını duymama mâni oldu: (Devamı 10 uncu sayfada) MELİK İLLE

Bu sayıdan diğer sayfalar: