15 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

15 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa SON POSTA ( Hâdiseler (Karşısında | GİZLİ TELSİZ gizli bir hem ” Birinei şahıs — Yeşilköyde telsiz aleti yakalanmış. bu alet verici, hem alıcı imiş. İkinci şahıs — Evet benim de habe- rim var. aynen böyle. Hattâ müddei- umumilik ve polis dündenberi bunun tahkikile meşgulmüş. Birinci şahıs — Herhalde bir casus -| Yuk. İkinci şâhıs — Muhakkak.. Gerçi bu aletin sahibi İtalyan kom tin yalnız ahize kısm mürsile kısmım ku etmiş amma kim inanır ki. Üçüncü var zanı re bu işir İkinci şahıs — Garib şeyl. derim, Be: uslukla alâ Üçüncü şahıs — Neye garib olsun?..| İkinci şahıs — Eğer sizin dediğiniz gibi olsaydı, şimdi İtalyan komisyoncu tevkif edilmemiş olurdu. Üçüncü şahıs — Tevkif edilmiş de - ğil kil Birinci şahıs — Belki henüz tevkif etmemişlerdir. Çünkü mesele daha dün ortaya çıktı. Üçün ıs — Dün mü ortaya çık- mış”. Gülerim (bu söze! İkinci şahıs — Neye gülüyorsunuz, gülünecek ne var ki?... Üçüncü şahıs — Bu sekiz ayık bir mesele. Sekiz ay evvel böyle birşey görülmüş, tahkikat yapılmış. herşey ol muş, bitmiş. Dördüncü şahıs — Ben de size güle- İrim. Hangi sekiz ay, hâdise yepyeni. Hattâ İtalyan komüsyoncunun mürsile kısmını kullanmadığım iddia etmesi ü- zerine bu kısmın kullanılıp kullanıl- nın tetkiki için sorgu hâkimli- Beşinci şahıs — Bu hususta benim itmad edeceğim gelmiyor. Çürkü sözleriniz. iddialarınız birbiri ne'o kadar zıd ki! Siz bu hâdisenin kâ i komşu bayanlardan, da kahvede tesadüf edilmiş ahbablar - dan mı dinlediniz? Dördü birden — Gazetede okuduk. Birinci şahıs — Ben evvelki akşam - ki gazetelerden birinde okudum. İkinci şahıs — Ben dün sabahki ga- zetelerden birinde okudum. Üçüncü şahıs — Ben dün ükşamki rde okudum. ncü şahıs — Ben de öylel e, emet Mut Zi | Bunları biliyor mu idiniz? | Filmler ve hakikat 'Amerikan film kumpanyaları çevir. 'dikleri filmlerin hakikate uyması için ukla gelmiyen itinalar göserirler. İşte bir misal: Paratmunt 'kumpanyası Fransızların Lejyon kıtaatına dair büyük bir film ça. virmeğe karar vermiştir. Filmin hakika. te muvafık olmasını temin için Fransa hükümetine müracaat ederek bu lejyo. men kumandanlarından albay Robert Gerardın stüdyoya gönderilmesini iste. miştir. Fransız harbiye nezaretinin mü- Baadesile albay Robert Gerard Fasta Me. rakişte bulunan kıtaatından £ âyrılarak Hollywooda gitmiştir. Şimdi orada bu. unmaktadır. Gene Paramunt kumpanyası, Fransız mahikemelerind dair çevirecek (olduğu Midnight filminde Fransız adliye meka, mizmasını hakkile temsil eyliyebilmesi için mütekaid bir Fransız adliyecisini celbettirmiştir. ” “ Nabız ne kadar alar?.; Nabız da yaşa göre değişir. Yeni doğan bir çocukta: Dakikada 130. 140 defa, Bir yaşında: Dakikada 11.130 defa. İki yaşında: Dakikada 115.100 defa. Üç yaşında: Dakikada 95.100 defa. 8 ilâ 14 yaş arasında: Dakiksda takrl. - ben 84 defa. Ortn yaşlılarda: Dakikada takriben 12 defa, İhtiyarlarda: Dakikada talkrıben defa. 8 Nefes adedi... İnsanda nefes âlma sayısı yaşa göre değişir... İnsan küçük yaşta iken dahâ sik nefes alır, Bir yaşında iken dakikada: 35 nefes alır. İki yaşında #ken dakikada: 25 nefes alır. Gençlikte dakikada: 20 nefes alır. Orta yaşlarda dakikada: 18 nefes alır. x Greenwich rasadhanesi yerini değiştiriyor... Mâlüm olduğu üzere, dünyanın en mühim, en büyük rasathanesi İngiltere. de Greenwieh rasathanesidir... Dünyanın hemen bütün memleketleri saa*lerini bu rasathanenin ayarma göre tanzim eder. ler... Şimdi bu rasathane hakkında şayanı dikkat bir hsber dolaşmaktadır. İngilterenin en büyük alimlerinden profesör H. Spencer Yovesin vermiş ol. duğu senelik rapora göre Londra semâ. smı kaplamakta olan ve gerek elektrik ilanlarından gerekse yn! lâmbalarındın neğ'et eden ışiklar yüzünden Greenwich resathenesi yerini değiştirmek mecburi. yetindedir. Bu rasathane için asude bir yer aran. maktadır... Rasathanenin nakli mekânı hiç te kolay bir şey değildir. Bu yüzden hayli mühim masrafların göze alınması icab eylemektedir. Bu fikre muhalefet eden alimler de vardır. | Okuyucularıma Cevablarım — «Güzel, cazib. hele zeki hiç değilim. Tahsilim iptidaidir. Fakat nihayet çirkin, soğuk, cahil olma - dığımı da sanıyorum. Bununla be - © raber kocamın beni yanında gez - dirmekten; gittiği yerlere götürmek “ ten, hatiâ arkadaşlarına takdim et- “mekten çekindiği muhakkaktır. Ü- gülüyorum, sikilıyorum, izzetinef - — simin yaralandığmı görüyorum. Ne yapayım dersiniz. Size hakiki evi- © mİ de yazacağım, fakat bana cevab verirken müstearın: kullanmız» di- oyorsunuz. Size ne söyliyeyim: Herşeyden evvel çok mütevazı olduğunuzu gö” 'rüyorum. Taksilinizin iptidat oldu - ğunu söylüyorsunuz. Halbuki tar- m ifadeniz bilginizin mekteb sira - GÖNÜL İSLER sında kalmadığını gösteriyor. Zeki olmadığınızı söylüyorsunuz. mek - tubunuzun şekli ise aksinin bürha - mıdır. Buna bakarak güzellikte de- recenizin de sandığınızın fevkinde olduğuna hükmetmekte hata olm: - yacak.. Şu halde bana öyle geliyor ki. muadeleye yanlış bir cepheden bakmaktasınız. Kocanız sizden utan mıyor. Kendi kendisinden çekinmek te ihtimali daha galibdir. Bir defa da bu noktayı tetkik ediniz. * Ankarada Bayan «B. B.» ye: — Bizde sadece yıldönümü. yaş Hünü tes'id ediliyor. isim günü diye birşey yoktur. İzmirde Bay «K. İ, K.» ye: — Zevcenizi haklı buluyorum. An'aneye riayet ediniz, hiç de gü - Tünç değildir. hiçbir malümatım yok. Fakat sizinki -| K İlere de hud | Açık havada kalanların yüz tuvaleti Kırlarda veya plâjda belki de boyan- mak istemezsiniz. Hakkınız var. İnsa - nın serbest serbest eğlenmek, dinlen - mek ve en tabii şekilde yaşamak iste - diği bir sırada boya gibi bin türlü itina istiyen sun'i bir güzelleşme vasıtasını yadırgamaması münkün değildir. Hem cildin ara sıra serbest kalmaya, din - Tenmeye ihtiyacı vardır. Fakat boyanmamaya karar verdiniz diye yüzünüzü olduğu gibi güneşe, su- ya, rüzgâra tulamazsınız. Derha! çiller. İlekeler. çizgiler peyda eder. Bütün ta“ zeliğiniz elinizden gider. £ Cildiniz dinlenmeğe (olduğu kadar İkorunmaya da muhtaçdır. Bunun için "açık havada kaldığınız ve boyanmadı - ınız günler herhalde ecuil veya krem sürünmelisiniz. Birinci şart bu... İkincisi: Yalmz kremli, hattâ yalnız İecull içinde pırıl pırıl yanan yüz bile hoşa gider de, solük (dudak hiç hoşa İgitmez. Gözümüz, dudağı kırmızı gör- meğe alışıktır ve öyle ogörmek ister. Rengi uçmuş dudakların gençliğe, sağ- lıkla bir münâsebeti yoktur. Bunun İ- çin yüzünüzün hiç bir yerini boyama - isanız da Tüjunuzu ihmal etmemelisiniz. jFazla göze çarpmaması için parmağı - inizla yaymız. Dudaklarınızm arasında ibir tülbend tutarak boyayı ( azaltınız. jFakat ne olursa olsun rujsuz kalmayı- imz. Bilmezsiniz 6 bir parça kırmızılı - iğın sizi genç (o göstermekte ne mühim İrolü vardır. Yastık evin süsüdür * Yastık, evin süsüdür. Hiçlerden or - taya çıkıveren masrafsız bir süs... Bir işe yaramıyan kumaş parçalarını bir - birine ekliyerek. yarım metrelik rast- gele bir kumaşı zevkli bir oObrodeile süsliyerek ne şık, ne cici yastıklar ya- pılabilir. Kadın, isterse, güzelliği âde- ta yaratır. Ufak bir misal diye (o verdiğimiz şu yastık odamıza, salonumuza gerçekten Satiye yolsuzluğu tahkikatı neticeleniyor Bir meb'usumuz şahid sıfatile dinlenildi ve mevkuf- lardan Tahir Kevkebin Satiye yolsuzluğu etrafında adli tah. kikata müddehumumilik ve sorgu hâ. İkimiiğince dün de devam edilerek, tah. kikat hemen hemen neticeye varmıştır. Hâdisenin şahidleri arasında bulunan | Zonguldak meb'usu Yusuf Ziya Özenci. nin ifadesini tesbit maksadıle, Ankara sorgu hâkimliğine bir istinabe varakası gönderilmişti. Fukat, meclisin tatıl ol. mas dolayısile, Yusuf Ziya Özenci bü aradı İstenbula gelmiş ve şehadetine Ankarada müracant edilememiştir. Şehrimizde bulunan Yusuf Ziya Ö- zerci, dün adliyeye davet edilerek, 4 ün. Gü sangu hâkimi Sami tarafından şahid sıfatile dinlenmiştir. Şimdi Zonguldak meb'usu bulunan Yusuf Ziyanın, evvelce sabık Denizban. kın meclisi idare azasından bulunması, malümatına müracaat lüzumunu doğur. muştur. Esasen, kendisinin Satiye bina. sının satına alınması keyfiyetine daha o vakit muteriz bulunduğu ve bu hüsusta verilen meclisi idare kararına muhalif kaldığı anlaşılmaktadır. Yolsüzlük hâdisesi etrafında Ankara sorgu hâfkimliğince şuhid olarak dinleni. Jen iki zatın da ifadelerini ihtiva eden istinabe covabı, 4 üncü sorgu hâkimi. ğine dün gelmiştir. Böylece, hâdiseyle alâkalı şahidlerin dinlenmesi de, niha- yete ermiştir. Yalnız yolsuzluk etrafında kendilerin. den müzekkere ile izahat istenen banka ve müesseselerden bazıları, henüz cevab. larını bildirmemişlerdir. Bunla» da ik. mal edilince, sorgu tahkikatı bitmir bu. hmâcak ve dosya mütalea için, müddel, umumiliğe verilecektir. 'Mevkuflardan Tahir Kevkeb 4 üncü sorgu hâkimliğine müracaatla tahliyesi. ni istemiş, fakat bu talebinin hâkim ta. rafından reddine karar veritmiştir. Ta. hir Kevkeb, bunun üzeine asliye 4 üncü ceza mahkemesi riyasetine müracaatla, tevkif kararma itiraz etmiştir. Mahkeme reisi bu hususaki kararım bugün bildirecektir. Eski emniyet müdürü aleyhinde açılan davanın riliyetine başlanıldı Dün Asliye 5 inci hukuk mahkemesin. de Şerif adında bir genç tarafından eski Emniyet Müdürü Selih Kılıç aleyhine açılan bir tazminat davasının rüyetine , daşlanmıştır. b Davaya sebeb olan hâdise, mevzuu i. ibarile şudur: Şerif, maruf dektorlarımızdan birinin refikasına aşk mektubları yazmış, dok. tor bunu haber alınca keyfiyetten eski Emniyet Müdürünü haberdar etmiştir. Bunun üzerine Şerif yakalanarak, ken. di iddiasına göre, bir hatra haksız olarak Emniyet Müdürlüğünde hapsedilmiş ve hürriyetinden mahrum bırakılmıştır. İşte ba haksız muameleden dolayı 5 inci irukuk mahkemesine müracaat 2. den Şerif, şimdi eski Emn'yet Müdürü tahliye talebi reddedildi Salih Kılıçtan tazminat taleb etmeli, , dir, i Şerif, muhakemenin dünkü celsesin. dö ayni iddiayı ileri sürmüş, mü'eskiben hâdisede adı geçen doktorun relikası şahid olarak dinlenilmiştir. Şahid- — Şerif, bana birkaç defa mektub vaz. mış, bir takım mecmualar, kitablar göne dermişti. Birkaç defa da sokakta yani, ma yaklaşarak, söz atmıştı. Bir skandal çıkamaması İçin, vaziyeti kocama an. lattım. O da, keyfiyetten Emnıyer Mü. düriyetini haberdar etti. Bundan sonra, Şerif tarafından zabı. taca yakalandığı gün vak'aya şahid ol duğu ileri sürülen müddelumumt mua. vinlerinden Feridun Bagana şahid ola. rak dinlenmiş: | — Benim, bu vak'adan söylendiği gibi | malümatım yoktur. Yalnız, zannımca bu işte polis vazifesini yapmıştır. Demiştir, Celsenin sonunda söz alan Salih Kılı, Gin“ vekili Faruk Hazinedar, davacının akli vaziyetinin tesbiti için, müşahede altına alınmasını taleb etmiştir. Muhakeme, Şerifin müşahede altına alınmak üzere, adli tabib: muayenesine ve şahidlerin celbine karar vererek, du. ruşmayı talik etmiştir. Gelecek celsede dinlenecek oşahidler #restnda, İstanbul o Müddelumumisi de vardır. Şehir içinde kız kaçırmıya kalkışan hir çenç ağır cezaya verildi Evvelki gece Horhor caddesinde geç vekit Seyfi isminde bir genç, iki arka, daşile birlikte Sabahat adında bir kızım önüne çıkarak, genç kızı otomobille ka. çırmağa teşebbüs etmişlerdir. > Sabahatin feryadları üzerine vak'a yerine yetişen polisler, rwütecavizlerden Seyfiyi yakalamışlar, diğerleri firar et. miştir, Dün, adliyeye verilen Seyfi, Sultanah. med 3 üncü sulh ceza mahkemesinde mu. hakeme edilmiş ve neticede suç mahkez menin vazifesi haricinde görüldüğünden, Ağırcezaya sevkine kâra” verilmiştir. Mülâyim pehlivan hakkında takibat yapı'ıvor Meşhur Mülâyim pehlivan sor Beruf seyahati dönüşünde Yugoslav tebaasın. dan olduğu bslde beyanname vermedi. ginden, hakkında takibata geçilmiş ve kendisi Sultanahmed 1 inel sulh ceza mahkemesine verilmiştir. Askerlik işleri: Mazüllerin tütün ikramiyeleri Bakırköy Askerlik Şubesinden: Bakırköy Askerlik Şubesinde kayıdı harb malüllerile şehid yetimlerinin tü- tün ikramiyesi verilecektir. Alikada « ranın 17 Temmuz 939 Pazartesi günün den itibaren nüfus cüzdanı, senedi res- mi ve maaş cüzdanlarile birlikte şube» ye müracaat etmeleri ilân olunur. | Bacaksızın maskaralıkları: Arkadaş |

Bu sayıdan diğer sayfalar: