23 Ocak 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6

23 Ocak 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

€—SONTELGPAF—23İ YA AA No.20 Yazan : Rahmi — Terceme ve iktibası mahfuzdu Hamidiye esliha ve rını bombardıman ediyor! Hamidiyenin hiç beklenmedik bir ânda ortaya çıkıverme Yağız kincikânun Pp:B İ denizlerde HAMİDİYE kive Kızı | Vesikaları veren : Donanma Başkâtibi İhsan Ve. Hamidiyenin seyir defteri Draç limanındaki mühimmat depola- r - j | si düşmanı şaşırtmış ve belkemiğinden vurmuştu Rauf kaptan bu cevabdan biraz en- dişe duyar gibi oldu. Korfodaki düş- man donanması ile aralarındaki me- safe bir hayli olmasına rağmen, Ha- midiyenin Adriyatik sularında bu- kanduğu haber alınırsa bir tehlike mevzubahs olabilirdi... Fakat sürat Hibarile filotillâdan daha yollu olan Türk krüvazörü, düşman filotillâsın. dan kurtulsa bile Semeni mansabına varılmak imkânsızlığma düşer ve başkumandanlığın emrettiği vazife geri kalırdı... Masmafih, şimdilik bu meselenin üstünde fazladurmıya lü- zum yoktu. Rauf kaptan biraz da Ca- vid ve Esad Paşa orduları hakkında malümat almak istedi: YANYA SUKUT ETMİŞTİ — Peki; kara hatbi hakkında ma« lümatınız var mı?, — Var kaptanım — Yeni bir şeyler?.. — Evet kaptamım; iki gün evvel Yanya sukut etti. Esad Paşa ördusu cenubu şarkt istikametinde ric'ate başlamıştı... Bu son haberler, Rauf kaptarın canmı sıktı... Demek Yanya müda- fil Esad Paşa ördüsile cenubu şarkt istikametinde çekiliyordu... O halde Hamidiyede bulunan cephane ile po- raların bir an evvel bu orduya ye- tiştirilmesi Tâzımdı... Artık fazla ih- tiyata lürum görmeden Semeti nehri msabına gitmek ve hatb levazımı ile paraları hemen orduya vermek * gerekiyordu... Bu mülâhazadan sonra süvar| ge- miye Semeni nehri istikametinde yol aldırarak süratle seyre başladı... Henüz 10 mil kadar bir mesafe ka- tedilmişti ki, prova çanaklığındaki râsdın telâşla seslendiği duyuldu, — İskele baş omuzluğumuzda bir düşman destroyeri görünüyor!.. vetlenmiştir. Süvari, hemen kaptan köprüsüne | Millet Cemiyetinin nüfuzu zayıf- fırladı, dürbinini henüz uzakta bu- |lamıştır. lunan düşman destroyerine çevirdi.. | Bu takdirde Fransa için kuvvetli Bu, düşman donanmasının Tiala sis- |olduğunu göstermek ve milletler a- temindeki destroyerlerinden birisi İrası münasebatında faal bir rol oy- idi.. Hamidiye mürettebatı top başı- İnamağa çalışmak zamanı gelmiştir. na koşuşurlarken destroyer hemen | Yeni iş başına gelen hükümet ha- yerinde dönerek süratle geriye dağ- |İrici politikada bu faaliyeti göstermek Tu kaçmıya koyuldu.. İhtimal Hami- İzaruretinde olacaklır.» diyeyi tanıdıktan ve gittiği tarafı gör-| Daima Fransanın dostu olduğunu dükten sonra Korfo'da bekilyen filo- |tekrar edenlerin son zamanlarda tillâsımna malümat vermiye koştu... — İkendi menfaatleri icabı olarak Fran- Bu vaziyet karşısında Semeni neh- İsadan başkalarile münasebetlerini 1- rine gitmek doğru olamazdı... Çün- İlerletmeleri Paris mehafilini çok kü Korfo'da düşman filosu Hamidi- |düşündürmektedir. yenin burada bulunduğunu haber a- hnca hemen üzerine gelebilir ve ani bir baskın, büyük bir felâketle neti- celenirdi. Hamidiyenin cesur müret- tebatı, yılmaz süvarilerinin kararını sabırsızlıkla bekliyorlardı... Malta- da Turgud Reisin mezarındaki mera- simle şehametleri artan Türk ars- | Jonları aşağı yukarı bir aydır “dolaş- | tıkları denizlerde bir iş yapmadan | dönmeyi bir türlü kendilerine yedi- remiyorlar, bir Şire bombardımanı, |© yolda techiz edilmiş bulunuyor. bir muavin krüvazör ile bir şilep ha Lüksemburg hududundan — Prusya tırmanın nihayet bir akına değer ma- | Renanisine dahil olan bir otomobil. hiyette telâkki edilecekhidiselerden İcinin vak'asını bilirim, arabası böy. sayılamıyacağına hükmediyorlardı... |le bir ârıza ile yol üstünde hareket. İşte, önlerinde mühim bir fırsat var- |ten sakıt kalmıştı. dı... Drraç ve Şikne limarılarında as- ı Fransada da bu uğurda geri ka » ker ve cephane yüklü düşman nak- İlınmamış olması muhtemeldir. lah yardımcımız olsun! Düşman denizinde büyük akisler kırakan (Amin, amin) sadaları ve şen kahkahalar arasında bacaların » dan alev saçan Hamidiye, askasında |Fransanın | Eski dostları | (4 üncü sayfadan devam ) Fakat Fransa umumi harbden ga- lib olarak çıkmış ve ondan sanra da kuvvetli ordusile iki sene dayana- bilmişti. Harici siya: minde de tablidir ki sözünü — geçirebiliyordu. Bugün Fransız omlusu gene öyle İkuvvetlidir. Fransa gitgide gene kuvvetlenmektedir. Fakat Avrupa- da en kuvvetli alarak artık başlı ba- şına kalmış bir devlet değildir. Almanya küvvetlenmiş, İtalya kuv (5 inelzayfadan devam 1 1934 senesi so nbaharında Almanya- da yapıldı. Bilâhara Markoni de İ- talyada denedi. Sanda, hududdan ge- liye gemilerinin mevcudiyetini Öğ- (Devamı var) renmişlerdi... Hemet civarlarında Kai sayılacak kadar yakın bulunan bu he- Ülare mişenlia aml$a ö Ü D S Rİ NS İ Zanesmnenun Şehzadebaşı TURAN Hayır, bu olacak iş değildi... Tarih- lerde canlı izler bırakan Türk deniz- cilerinin yavruları dedelerinin kah- ramanlıklarına l::ı'ırüs ettiklerini *TİYATROSU muasır tarihin göğsüne hakketmek tü l istiyorlar, bu uğurda seve seve can ;;aı l vermiye hazır bulunuyorlardı... Müs | £, »tkâr NAŞİD ve arkadaşları rettebatın arzusunu gözlerinden oku- ,yan süvari, onlara şu müjdeyi verdi: YENİ HEDEFE DOĞRU Okuyucu Küçük Semiha ve Mişel — Çocuklar! Draç ve Şikne liman- |MA: Vodvil 3 perde. Gecet S_A!Zmlı__qu; Hamlidiyede askerler yemek yiyorlar GaNMESNNmA NN HENUrAU NAEENEAE ı sanime Hiamennda Gizli Teşkilât (4 Tuci sonfadın devami da mı bulunduğu pek ziyade merak Çedilmektedir. Bir ihtilâl kopararak ortaya bir çok silâhlı adam çıkarmak için hazır- lanan gizli cemiyetin yeni bir depo- su daha bulunmuştur. Gizli cemiye- İtin fasliyetinde rol oynuyanlar ara- sında kapıcılar da az - ahemmiyetli değildir. Çünkü binaların gizli silâh | deposu h rın faaliyeti görülmüştür. Yalnız garibdir ki meselâ Hasenfos ismihde- | ki bir kapıcı, kendi bulunduğu yor- de böyle bir silâh deposu olduğunu | biliyor, oraya gizli silâhlar getiril- diğini görüyordu. * | Hasenfos gizli cemiyete girmişti! Fakat bu silâhları kim getirdiğir kendisine talimat veren adamın kim olduğunu iyi bilmediğini süylemek- tedir. Yalnız bu adamın Jak ismini taşıdığımı öğrenmiştir. Nihayet ka- pıcıya gizli teşkilât ve silâh depola- rı meselesi dolayısile tevkif edilmiş « beyz bir iz bırakarak yeni hedefine doğru süratle yola 27 şubat çarşamba, Hamidiye için bir tarih sayrlacaktır!., (Devam war) Ertuğrul | Sadi Tek | TİYATROSU — | Yarın gece: (Kadıköy - Süreyya) |Sahı: (Bakırköy) Çarşamba (Üskü- dar) sinemalarını HANIMLAR İTERZİHANESİ: Vodvil 3 Perde Beyoğlu üçüncü sulh hukuk hâ - kimliğinden: Mahkernenin 938/697 sayılı dosya- sile Beyoğlunda İstiklâl caddesinde 302 numarada N, Şör ve A. Gesar şirketi vekili avukat S. Lazaroğlu tarafından Galatada Rıhtım caddesin de 8 numarada iken halen ikametgâ- hr meçhul bulunan Sadık Gümüşlü. oğlu ve Galatada Mehmed Alipaşa hanında kahveci iken halen ikamet- gâhı meçhul kahveci Nuri aleyhleri- ne açılan 100 bira alacak davasının duruşmasında beş kıt'a senet ibraz edilmiş ve gelmiyen dava edilenlere davacı vekilinin isteğile mübrez se- netlerdeki imzalarını inkârları ha- linde İstiktab yapılacağından bahis- |le ve 20 gün fasıla ile muameleti gı | yap kararının ilânen tebliğine ka - | ratf verilerek muhakemesi 21/2/938 olanların fotoğrafları gi'»!'eri!mîş_ o zaman Jak Korren ismindeki adam meydana çıkmıştır. Jak Korren, tah- |kikatın daha başlangıcında tevkif e- dilmiş olan mühendis Dolonkl'ün kâtibi olduğu anlaşılmıştır. Bu mü- hendis gizli teşkilâtta mühim bir rol oynamış olduğundan şimdi tah- kikatm her safhasında onun ismi çıkmakta, yahut bir adamı bildir - mektedir. Hansenfosun kapıcı oldüği ya silâhları getirip sakladık ra Jak Korren ona şöyle demiştir: — Bunların muhafazasından sen Mmes'ulsun!.. Bir de bundan hiç kim- | seye bir kelime bile söyliyecek de- | ğilsin. Sonra hesabın görülür. Senin, karıyın ve oğluyun hesabı.. fos bunları anlatarak göre kendi amiri öl- bina- m- asında — geceleyin Paris cumhuriyet müddelumum!: adliye nazırından aldığı mahrem tolgraf üzerine hemen istintak hâki- minin evine gitmiş ve uzun müddet görüşmüştür. Meselenin sasyalist İ- | talyan Roselli birdtlerlere taallük ettiği zannedilmektedir. Tahkikatın | bir |bu ciheti için Paris gazeleleri çok ketum davranıyorlar. Bir kadının — Mahvettiği adam 15 inci sarfadan devam) ra serbest kalacağım. Fakat hepsi yalan. Zavallı Macar bu kadın için artık yandıkça yanmış, onu böyle zaif gören Kollet de türlü türlü yalanlar uydurarak: — Gündüz çalışaark hayatımı kâ- zanıyorum, Geceleri de eve dönüyo- rum. Diye geçinmek sıkıntısını anlatmış, artık elektrikçi Macarın da yüreği büsbütün parçalanmıştır. Bir müddet Kollet kaybolmuş, son- Ta yine meydana çıkmış, zavallı Ma- car çıldıracak hale gelmiştir. Ondan sonra Kollete para yetiştirmek dev- ri başlıyor ki, bedbaht o vakite ka- dar işini gücünü yoluna koyarak ka- zanmış olduğu bütün paralarını bu kadın uğrunda bitirdikten sonra ni- İsaat 9 a talik edilmiş olduğundan iti- razla işbu gün ve saatte mahkeme- ye gelmedikleri takdirde istiktap - tan kaçınmış ve vakaaları kabul et- miş sayılacakları muameleli giyab kararı tebliğ makamına kaim olmak üzere jilân olunur, 4181 İstanbul üçüncü iera memurluğun- dan: Mukaddema Beyoğlu Kireçhane len bütün yolların büyük bir kısnı İsokak 22 No. da oturmakta iken ika- |tâedünyada almak istedi; metgâhı meçhul olan Burhanettine: Galatada han 19 No. da Haçi (Markaryana olan — 10/10/934 tarihli mektubla aldığımız 30 liradan ba- kiye kalan 23 liranın maafaiz ve ie- ra masrafları ile birlikte tediyesine dalr berayı tebliğ ikametgâhmıza gönderilen ödeme emrinin bilâ teb- k"ğ tade edilmesi üzerine keyfiyetin jbir ay müddetle ilânen tebliğine ka- Trar verilmiştir. Tarihi ilândan bir ay içinden bör« evn tamamına veya bir kısmına ve- İyahut alacaklının takibatı icrası hak- kında bir itirazınız varsa şifahen ve- İya tahriren 37/2255 sayılı dosyamıza | bildirmeniz; bildirmediğiniz takdir- de bir ay içinde mal beyanında bu- lunmanız beyanda — bulunmazsanız | hapisle tazyik edileceğiniz hilâfı ha- | kikat beyanda bulunursanız hapisle | etmezseniz cebri ieraya dzvımı hayet borca dalmıştır. Bu acıklı ma- içeranın sonunda Macar sağ kalmışsa da ruhu ölmüş, kalbi parçalanmış bir halde Fransa'dan çıkarak güç hal ile kendini memleketi olan Macaristan'a atabilmiş, Peşteye dönmüştür. Bir Paris'li gazeteci, Stciner'i bu- Tunduğu yerde aramış, kendisile ko- nuşmuştur. Elektrikçi şöyle diyor: — Kollet benim nişanlımdı. Hat- ğim bir tek kadın varsa o da Kolletti. Fakat, bu- gün düşünüyorum da okadındanda- evvel kurtulmuş olduğu için cenabı hakka nasıl şükredeceğimi bilemi- 'yorum. Bu kadın, benim bütün hayâa- tımı altüst etmiştir. Şimdi, kendisi- 'nin böyle bir çok işlere girmiş ol - 'makla maznun bulunduğunu öğreni- .yorum. Bu işler içinde Kollet'in kur- ban edilmiş bir zavallı olduğunu zan- netmem, Bilâkis Kollet, benim fik- rimce, Vaydman çetesinin bütün ci- nayetlerine iştirak etmiş bir kadın- dar. Çünkü bu kadın ber yaptığını bilerek yapar!.. İtizar Varyetesi, Gündüz: KAZIKLI HUM-| , azalandırılscağınız borcu ödemez ve| cılar) ve (Kim Öldirdü) tefrikala. dileri mimızı dere dir c4k. Örür getirilmesinde bunla- | İstanbul ulıteîiti A nkarayı güzel bil oyundan sunraıreygwayı ile yendi Istanbul muhteliti ikinci devrede çok güzel bir oyun çıkardı | İstanbulun üç sayısını da Fikret yapti (Ankara: 22) İstanbul ve Ankara (olmasa idi bu tehlikeler belki biref vi şeklinde tecessüm de edobilire Fakat hakikaten yetişecek bir 28 muhtelitleri arasında maç Pek soğuk olmasına rağıncı da toplanan büyük bir ka lolan Haşim bu devre sahada yök gir. zurunda oynandı. Bu maç İstanbul- bi idi. Melih ise koşuy! da olduğu kadar Ankarada da büyük fakat takımmma en mına bile temin ede: bir alâka tevlit ediyordu. Ankaranın ) devre bitmek üzere iken bir Ankarâ son seneler zarfında gösterdiği te- rakki çok büyüktü. İstanbulu yen - miş olan Bükreş muhtelitini Ankara kolaylıkla yenmişti. Diğer taraftan İstanbulda kendisini göstermiş bel- akını favl ile durdurulduğu için hâr kemin verdiği firikik cezasını İsken” İder çok küvvetli bir şütle kaleye has vale etti. Lâstik top gibi ye lediyor ve itiraf etmeli ki İstanbul'da H başlı oyunculardan bir kısmı bu- |firlıyan Cihad mükemmel bir plon- gün Ankara saflarında yer alıyordu. |Jonla topun üzerine düştü ise de şü: Bütün bunlara bakarak Ankara ken-|tün şiddetinden tam bloke edemedi di takımının galib geleceğini ümid |ve Fethi'nin bir ayak vuruşu ile deV re 1-1 Beraberlikle bitti Bu devreye nazaran idarecilerini4 takım ilât yapmaları ve Melih" İyah şim'i feda ederek kenardâ İbekliyen Bülend'i yahut Muhteşem'i Joyuna sokmaları daha iyi olurdu. F4& İkat her nedense yapılmadı. Fakat çok gariplir ki tam formunda olan Ankara ikinci devrede takattan kev | İsilmiş gibi bir vaziyet aldı. Santrhaf |Hasan söndü, akınlar seyrekteşti. V nihayet oyun 35 inci dakikaya kadaf| İstanbulluların yüksek hâkimi; İaltında cereyan etti. Bu müddet 2f |fında İstanbul 4 gol çıkardı ve maçt ilirmesi lâzam gelirken hakeni | inin kale içinde bloke ettiği bir topu usulü dairesinde tutulmuş sü* yarak ve Fikret'in hasım ayağından kapmak suretile kaleye gönderdiği — İbir şütle yaptığı golü ofsayt addeder rek bu göllerden yalnız ikisini mülz teber tuttu. Bu suretle 3-1 vaziyete düşen An- bundan çekiniyordu. Fakat şurasını da derhal kaydetmek icabeder ki İs- tanbul münasib bir takımla gelme- mişti, Kâğıd üzerinde defans ve mu- avin hattı çok kuvvetli olan İstanbul akıncıları itibarile zaif görünüyor- du. İşte maç iki tarafın bu ümitleri ve endişeleri arasında hakem B. Ömer- in idaresi altında başladı. Buraya evvelâ takımları kaydetmekte oyu- nun iyi anlaşılması noktai nazarın- dan fayda vardır. İstanbul: Cihat, Faruk, Reşat, Eş- fak, Esad, M. Reşat, Necdet, Naci, Melih, Haşim, Fikret. Ankara: Fuat (M, G.) Sabri (H.) Yaşar (D. Ç.) Musa (A. G.) Hasan (G. B.) Fethi (A. Güneş) Riza (M. G.) İskender (A. Güneş) Celâl (H.) Ali Riza (A. G.) Oyunun birinci dev- tanbulun altıncı dakikada yap- tığı bir gölün tesiri altında olarak |karalılar son on dakika kadar tektâ geçti. Bunu Fikret çekti bir kornerle topu tam ne düşürerek Noedet'in güzel bir a- a alâde (canlanır gibi oldular, İstanbul kale- lenin Önü- İsini iyi sıkıştırdılar, Fakat bunlar * îdun hiç birisi netice vermedi. Ve 0* yak vuruşu ile t yun 3-1 İstanbulun galebesi ile bilr mıştı. Fakat bu bir n İti devre sonuna kadar devam etmesine t Bu neticeyi oyunun şekline nazâ* vağmen İstanbul bir hakimiyet tesis Ir;m normal addetmek icabeder, Mâ* — edemedi. Ankara fırsat buldukça gü-'amafih Ankara yarın daha iyi teşkil zel hücumlar yapıyor ve sık sık İs- İedilmiş bir takımla yeniden talihini tanbul kalesi önünde tehlikeli vazi- |deneyecek ve kuvvetli hasmını yefit yetler yaratıyordu. Bunların iki ta- İmiye çalışacaktır. Arada şimdiki haİ nesi bugün harikulâde bir oyun oy- |de bir klâs farkı bulunmasına rağ” myan Cihad'in mükemmel kurlarış- İmen bunun gayri kabil olduğu KA7 ları ile bertaraf edildi. Ayni zaman- İnaatinde değiliz. Forvet hattında YA da İstanbul da Ankara kalesini ziya- İşar ve Fahri'nin bulunması takımd rette kusur etmiyor ve her gelişinde İyeni bir kuvvet verebilir. Sol hf B daha şuurlu bir oyunla kurduğu mü-|aynatılan Musa'nın sağa ılınmıl“'i sellesler Fuad'ın sık sık rengini ka- |da zaruret vardır. Bu yolda çırıyordu. Eğer Melih'in ve Haşim- |edilirse yarın Ankara için daha in bu devrede çok fena olan oyunları|bir netice ümit iyl edilebilir. —g ı olmalıymış Muallâ,. Sanki Azizeye eski bir hif icın var, Mahmudla dargın olduklâ” rını zannetmiyorum.. Çünkü, dahf dün akşam selâmlaştıklarını gör düm. Şayet böyle bir şey varsa bile. zizenin hâlâ Mahmudlara gitmesi nu anlatır.. K Azize onlara, ve bütün bu fenâ Ü şünceyi bizlere anlatmak istiyor onun Mahmuddan bir şey bekledi 'Ev kadı!ı_ (4 üncü sayfadan devami bana söyledi. — Ne mükemmel. Tam bir ma « halle dedikodusu olmuş desenet. Şimdi ben de bir arkadaşıma, arka- daşım arkadaşına, o da Azizeye söy- lesin!, Olur biter... —,Bravo... Anladın şimdi. — Neyi anladım. — Neyi olacak... Bunun bilhassa Azizenin kulağına gitmek için söy- lendiğini!.. yoktur. Mahmudun âilesine gösetf — Peki, bundan onlar ne kazana- (dği yakınlık, sammiyet ise, oD caklar!. bugüne kadar gösterdikleri yetin, yakınlığın karşılığıdır. 'Yoksa, öyle zannediyorum, çoktan bu söylediklerini sendeü vel duymuş, yahut sezmiştir. j ben onu senden evvel tanırım. VE Nesini de bilirim. 4 — Ne kazanacaklar var mı Sühey- 1â.. Bugün çocuk gibisin!.. Son ümi- di varsa o da kırılsın da oğullarının yakasını bıraksın diye'.. Görüyor musun, Mahmudla dargın - olduğu balde, hâlâ onlara gidip duruyor, — Bugün çok fena konuşuyorsun (Devamı ver) Baş, diş, n grip, romatizma ve bütün &! larınızı derhal keser. İcabında günde 3 k alınabilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: