April 1, 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

April 1, 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4- SCNTFLCERAF — 1 Nisan 19 — İTALYAN TiCARETİ! (2t5n t İthalâtazaldı,ihracatdaçok değil! ö er S L T G A 0 İki şampiyon, bunu ha- MAKAS BAŞINDA îtalya için yeniticaretpazarları bulmak iyenadleriçir İlk hamle kimin ?.. ti - Yazan : Nerlman Hikmet harb dolayısiyle yarım ae pibüyi G Güneş sön ışıklarını — istasyonun lâzım olduğu muvazenedeki açıktan ' meydana çıkıyor ŞAİ BERLİN ROMA MİHVERİ SON MEŞGÜUL VAZİY ETLERLE Avusturya Almanya ile - birleşti. v Drta Avrupada şu oldu, Tuna dev - Mtleri şöyle düşünüyor diye — son * “aftaların siyasi dedikoduları ara- ında İngiliz - İtalyan müzakerele - P : “inin acaba hangi safhada bulun - “uğu da merak edilmektedir. Gerek Jomadan ve gerek Londradan alı- van malümat ise bu müzakerelerin slrilemekte olduğunu — gösteriyor. “akat Romada nalınan diğer malâ - “sat da ortalıkta nisbi bir sükün gö “ülüyor. Tabildir ki hariciye neza- jtleri arasında, diplomatlar ara imda, konuşmalar, — muhabereler, | nülâkatlar birbirini takip ediyor. âkin ortalıkta şu günlerde fevka- “ide denecek siyasi bir vaka görül- ver, Demek, nisbi bir sükün var. Romadan gelen malümata — göre - kaynaklarından “talyanın mali ve iktisadi vaziyeti - — — İfülyenın para » dair resmi sürette izahat veril-/mecbur kaldığı bir çok şeyler var-, niş, ticaret mu dair müuldır. Evvelce (Son Telgraf) da vesi- | ayeseler neşri " Bundanle düşdükçe bu sütunlarda Avru - nlaşıldığına gö indeki pa gazetelerinin verdiği malümat icaret muvazenesi açığı altı mil -|hülâsa edilirken söylenmişti ki İtal ar liret raddesine kadar çıkmıştır.| ya kendisine lüzım olan iptidai madi 'azla olarak 938 senesinde vaziyet- delerin mühim bir kısmını hariçten » bir iyilik ümid edilmemiş değil - yal yerlerden getirtmektedir, , Lükin yeni senenin ilk iki — ayı/Şimdi gene o bahse dönmek — icabi —arfında vaziyette bir - düzgünlük örülmemiştir. £ 4 dar tutan bir para ile hariçten mem İtalyanın altın olarak altı milyar|leketine mal getirtmiştir. irmi sekiz milyon kıymetinde al - — Memlekete bir çok seyyah gelmiş nt bulunduğu 937 senesi ilk kânu-|tir. Seyyah celbi sayesinde memle - ın sonunda bildiriliyordu. Demek kette bir çok para kalmıştır, Gerek | 998 -senesine bu altın ihtiyat ile|bu suretle ve gerek daha başka su- irildi, Şimdi ise İtalyanların yedek retlerle'üç milyar liret elde edil - itına dokunmak istemiyorlar, Bu miştir. Bunu böylece kaydelmek lâ salümat İtalyan nazırı sinyor Gar| zımdır.-O halde yukarıda geçen al - yerinin mecliste verdiği izahattan|tı milyar liret açiğin böylelikle ka- ıkıyar, Nazır sözlerine ilâve olarak| Pandıktan sonra geriye daha üç mil 1 e olursa olsun bu ihtiyatın muha - Yar kalıyor demektir. afaza edileceğini de söylemiştir. —| — Demek ki harice böyle üç milyar İtalyanın dışardan getirtmeğe | liret borç ödemek lâzım, Bu para - * İtalya altı milyar liret ka -| Trablusda... bir cami — avlunu gy âltın ile mi ödemeli? Nazır yuka; rıda kaydedildiği üzere ne olursa ol| sun yedek altına dokunulmıyaca - |ğını söylemiştir. O halde kalan borç| ları altınla ödemek yoluna — gidil -| miyecek demek oluyor, O halde ça lışıp cabalamak, başka çarelerle bu| borcun altından kalkınmak iktıza e- decek: Harice çok mal yollamak. dışa - rıdan mümkün olduğu kadar — az |mal getirtmek! İşte muvazı bi mak ve vaziyete hâkim olmak. için gidilmek istenen yol İtalyan nazırı İbyanatında şunu da kaydediyor: — | — Bir çök sahalarda ithalât azal- |dıkcarazalmıştır. — Asgari- dereceye inmiştir, Onun için ithalâtı azalt - |mak yolunda yapılacak şeyler - pek| azdır, Ticare muvazenesini elde et-| mek için çare olarak ihracatı arttır | ak kalıyor. Onun için daha fazla| ihracat yapmalı, dışarıya daha çok mal yollaya bilmeli, | İtalyan nazırı bu fikrini daha i yi anlatmak ve isbat etmek için di-| ğer şayanı dikkat bir noktaya da -| İhracatı Çoğaltmak memlekete| para getirmek için bu dışarıya yol-| lanan malları satın alacak pıur! bülmak lâzım, Halbuki eldeki pa - zarların kâfi gelmediği anlaşılıyor. tın teşrifat kaldelerinden çok üs « kında bir çok rivayetler dönüyor - İsok memnun etmiştir. Brelin -Ro - mamlıyamıyorlar ... Her Hitlerin diyareti... Geçen sene eylül sonlarında sin- yer Muüsolini Almanyaya - gitmiş -| başladıkları zaman alınan resimleri ti, Simdi bu ziyarete karşılık — Her lerin de İtalyoya gelmesi — icab) 31 Temmuz-i9i4 te iki şatranç)| retler yalnız Sampiyonu, Amerikalı Frank J. Mar- şal ile Almanyalı Küst G. W. Lüdek orkta bir şatranç partisine baş- nışlardı. Gece, partiyi bitiremedi- Marşhal vı Tüdekin, 1914 te oyuna teşrifatlan ibaret gibi Berlin - Rorna mihyerinin kuvvetli olduğundan her vesile ile bahseden Almanlar olsun, İtalyanlar olsun £ -|ler. Ertesi akşam da Lüdek gelmedi. sayılmıyo Almanyadan aldığı bir telgraf üze- rine Nevyorktan ayrılmıştı. Az son-| tün olduğunu hep - söyliyegelmiş -)Ta da harb çiktı. lerdir, 934 de Her Hitler İtalyaya| Aradan yirmi dört sene gelmiş, Venedikte sinyor Musolini|Küst Lüdek muharrir öl: ile görüşmüştü. Sinyor Musolini bu tanıdım) adlı ziyareti 937 de iade etti- Şimdi İşöhret kazandı. Amerikaya gitti. Ge- nüz tarihi kat'i olarak tesbit edil- Çon hafta, eski rakibi Frank J. Mar- memiş olmakla Her Hitlerin de ma-'şala tesadüf etti. Birlikte Şşatranç yısta İtalyayı ziyaret edeceği anla- klübüne gittiler, Klübün yaşlı kâti- şılmaktadır. |bi, 31 temmuz 1914 gecesi, partiyi Her Hitler 4 şubatta Almanyada yarı biraktıkları sırada bir gazete mühim değişiklikler olduğu henüz/muhabiri tarafından alınan bir foto. uhutulmamıştır. Almanyanın “iletilerafi gösterdi: Fotoğrafta, taşların gelen kümandanları”değişti. Bünun| bulundukları yerler :ek vızı:’görüı gibi Almariyayı hârişlü temill öden',«, A, Virmi dört şerie #önra iki ler arasında da değişiklikler — ol - muştur, Almanyanın Roma sefiri o- lan Fon Haseldem boş kalan Roma elçiliğine kimin tayin edileceği hak sındaki münaseba - geçti. (Hitleri eseriyle büyük bir du. Meselâ adliye nazrı fon Frankın mi de söyleniyordu. Fakat Almanyanın Roma sefare - tine Umumi Harbde, meşhur - olan mareşal Makenzen'in Oğlu ve Al-- manyanın sabık hariğiya nazırı fon Nöyrat'in damadı-olari fon Mâken zön'in tayin edilöddği anlaşılmış - Her Hitlerin ziyareti münasebe - tile İtgiyada ne kadar hazırlıklar yapılacağını söylemeğe hacet ol -(MMRİyon karşı karşıya oturdular, Ka e |taşları fotografa göre yerlerine koy- Avusturyanın malüm şekitde a1 İA Fakat, oyunlarına devam ede- manya ile birleşmesi üzerine artık | O*diler: İlk hamlenin kimde oldu- Almanya ile İtalya arasında müş - (“Hu unutmuşlardı. terek bir hudud vardır. Bu hudu - 'dun daha ilerisine - geçilmiyeceği, yani İtalyan topraklarında Alman -| |ve mevki temin etmiş olursa bwn*r Mmihyerde iki taraf arasında lüzum lya -Jolan müsaviliği bozacağı süylen -| yanın gözü olmadığına daiı -| B ÜSi AA e l6 pöğa Küm önce NĞ |İtalyanın da mihverde Almanya i -| olması ya tarafından İlalyaya teminat ve - rilmiş olması İtalyanları tabildir ki le siyasi noktadan müsevi ma-mihverinin bundan sonra gösterilmektedir. Bunun içi bir sarı badanalı duvarlarından geçirdi. |Bir bardak suya damlatılan siyah bir boya gibi gece güne karışıyordu. Ekspres geçti... Arkasından posta treni gelecek, bu küçük istasyonun İhavasını biran değiştirecekti., Şehrin yeknesaklığından bunalanı ihalk, treni görmeğe onu uzaklara aşina bir yüz gibi seyre geliyor. |Kompartimanlardan sarkacak İki üç başın dedikodusunu yaparak can sı Vkınuhınm giderecekler! | Akasya ağaçlarının altında kadın- i|lar, bekleme salonunun, ambarın ö- ünde erkekler birer Mahmut paşa ankeni edasiyle postayı bekliyor- lar... * Son kampana vurdu, istasyon me- .yondan hareket ettiğini bildiriyor- du, Ahsli yarmadan Şını sabırsızlıkla gi Makasçı Halim ağa elinde işaret feneriyle makasa gidiyor. İstasyon- da parlamağa başlıyan lüksün altın- da kaynaşmalar oldu. Trenini gelme- sine ön dakika var. (gür de etseler sözü nazı geçer... Ehb genç karısına da tasafruf sandığın- da birikmiş olan parasiyle biraz da ekramiye verirlerdi. Gençti, bir isti- yen olunca o adama varacaktı. İşle Halim ağanın buna tahammü- lü yok. Hayır, daha ölmiyecek, müm rldln mertebe yaşamağa gayret ede- jeekti!... Bu sancılar da nefes aldır- mayacak kadar sıklaştı. Onu bu pek alıştığı âlemden alıp götürecek gi- biydi... Hava, iyiden iyiye kararmıştı. Tt Ten geçitten oynuyan çocukları kor- kutarak geçti, istasyonun önünde İdurdu. ... Genç kadın ihtiyar kocasını istas- fyan binasının yan tarafındaki oda- 'da bekliyor. Tren gideli yarım saat —Joldu. O, neden hâlâ gelmiyor? Isittı- * ği sahaplar soğumuştu, tekrar man- " |gala koydu Hiç böyle geetktiği yuktu. posta- 'nın arkasından hemen solraya otu- durlardı. Kadın elini biraz yavaş tut İSa, ona ne kadar dırlanırdı. Belki iş- |tasyor müdürü onu bir yere gönder |miştir, diye düşündi anları tel Tar indirdi. Tekrar koydu. | landı, Hayat denen bu bi İhtiyar makasçı ağır ağır buruk,| buruşuk yüzüyle ilerliyor. Birden |ko belini büktü, elini arkasına götüre-| rek inledi İmeden bir yerde böyle vakitsiz ge- — Ayyy... Ottttir.. |Sikmezdi. Yine o bilinmez yerinden gelen| Dışarı çıktı. İstasyonun önündeki sancılarla burkulmuştu. İhtiyarlık! lüks sönmüş, telgrafhanenin — kısık (Gözünün önünden oğlu, kızı, torun- İârabasındari ışık hafif hafif sızıyar- ları, karısı geçti. Upuzun bir hayat, (U Ve telgraf mal ikarmakarışık gölgelerle önünde can- Pü oyun-| da hissesine düşen rolü bitirmiş bu- Haklı olarak kızmıştı artık ihtiyar ocasına küfrediyordu. Daha maf - işandize dört saat vardı. Haber ver- esi - bilinmiyen lle söyleniyor, söyleniyordu. Onu makas başında yığılı buldu- Şlunuyor, Kızı gelin etti, oğlu amele'lar, Posta treni makas başında hiç çavuşu oldu. Evlâtları başını kur * bir şeyi fark etmeden, geçip gitmiş. tarmıştı. Karısı daha genç... | Halim ağanın yağlı lâcivert kas- Zübeydeyi çocuklarının anası öl-|keti uzaklaya fırlamış, iştiha vermi- — idükten sonra aldı. Oğlu ile kızı kâlâ İyen 'bir meyva haline gelmiş olan Sitem ederler ona eniçin eylendins gözlerinin biri hafif aralıktı diye. Bekâr kalarazdı ya! Ona kim|- O, makas başında ölmeği istemi bakacak, kim hizmet edecekti. Ev-|ye istemiye ölmüş! Yüzünde may - lâd elinden su içmek, ekmek yemek |hoş bir tadın burukluğu vardı. pek hoş olmiyacaktı. Nerlman Ilikmet Kadın canilerin en $ Birinci silâhıdır. On beşinci yüz yılda, zehirle/lemek için — hâzırlanan — bir - proje İşte İtalyan kaynaklarındn biri daha vet Bu hakikatten şüphelenmek istemiyorum... 12 Harziran İ Evimin içinde ev kurdu da aylarca burada otu- sacak değildi ya ihayet gilti. Cehenneme kadar yolir- iderken de yine hep ayni nakaratı tek- zarladı dürdü: ss — Ne yaparsan yap, en alacağım. Eğer sözi 4 B lerim! e n vaz geç, Seni lemezsefi her şeyi söy- ünyada baj /Tuh düşkünlüğü namına aca- Ük aai m var mi?... Zannetmem. Kendi zevkini bir başkasının hayatı üzerinde tesir yaparak - yatıştırmak istiyen böyle alçak tynetler “pek az bulunur. Sıkı sıkıya bana yükarıdaki sözünü tekrarlayıp giderken söyliyeceğim söz dilimin ucuna kadar geldi amma, yine neyse ki: — — Adam sen de, hele bu sefer de gitsin... Baka- him Allah neler gösterir?... — — Dedim. Zamanı gelince Ömer beyimiz Vicdanın — ne olduğunu pek iyi görür, anlar ve tanır. 4 Gece — On iki gecedir kaymakamlarda yatmıya alıştım da bu gece âdeta kendi evimi yadı , Bir tür O halde İtalyan mallarına başka yerler bulmak o kadar elzem imiş| ki nazır bunu anlattıktan sonra he- yecanlı bir sesle sözletine devamla vaziyetin karanlık ve aydınlık —te- raflarını göstermiştir. İtalyanlar için düşünülecek mü- İhim bir keyfiyet daha vardır. İ 'on iki gün on iki gece nasıl geçti? Bir de onu bana sormalı. Ön gece gözümde on iki yıl gibi uzadı, bü- yyüdü; sinirden, üzüntüden ve endişeden, mücadele- den yıprandım, belki de iki üç kilo birden kaybet- tim! Fakat, Ömer bu sefer de ne atlayış atladı. Ken- disi de beğendi, ben de kendimi takdir ettim, Men- debur, on iki gün peşimde fırlandı, dolandı, Kâh teh- dit etti, kâh yumuşak, kuzu gibi davrandı, bir türlü muradına eremedi. Bu kadar sulu, cıvık bir sarkın- tılık; müthiş bir inat ve ısrar, büyük tehlikeler kar- şısında bilmem her kadın benim gösterdiğim muka- vemeti gösterebilir mi? Fakat, mücadele ve muka- Vemetten zevk duyuyorum. Tehlike ne kadar yakın- laşır ve gözlerimde büyürse kendimi o kadar çok çüvvet yrum n gürürü da bu şer kat daha kuvvetlendiğini söylemek | " her iki taraf matbüatı tarâfından çok tekrar edile gelmiştir. Bunun - la beraber İtalyânın Almanya ile milsavi olması mesele- Si İtalyanları ar meşgul etn Bildir, Eğer Berlir. - Roma Finde Almanya dahâ üstün bir Bin, mücadelenin, mukavemetin, zaferin ne zevki ka lır?. Her kadın kolaylıkla ele geçebilen; ekmek, 'bu, et gibi hemen alınabilen bir madde olursa kadına kadın demenin manası kalmaz.'Asıl kadın: bendet- Meyi de, istiyenleri rı eddetmeyi Örnerle Hayret ettiğim işey: Omerin hoşuna gitmesi. Hani' kayın babamin da adam seçi- mihverde | benim davam Büsbütün başka... « liyetleri arttıra n vetlendirmesi ileri sürülmektedir. Avusturya ile Almanya birleştik ten sonra Roma mahafilinin ne dü- şündüklerine dair İtslyan payitah - İtnda tetikat yapmış olan Avrupa (Dev 7 inci sahifemizde) meyişine şaşıyor'ur Evvelki gün Lâf oradan açıldı di ki: derecede İzaz ve — Hoşunuza annemin ruhunu Hem, göründüğü Belki, Selim de bilendir. Hoş — Bunlar da harice karşı birbi — 13 Haziran kaymakam beyir. şinden şüphe edeceğim geliyor, Ömerin de neresi be- ğenilir, neresi hoşa gider?. Ne kadar iyi konuşur, za Tif, mütevazı, şen ve mültefit Bi cebrederse etsin ve yine o birvçift dirhı örünmiye kendini: adam öldürmek, İtalyada moda ha- “İline girmişti. Zehirleyicilenden bir çoklarının ismi tarihe bile geçmiş- tir. Bu âdet, an yedinel yüz yılda Fransaya da geçti, Markiz dö Brenvilier, Vuazen, Vi guro ve Dölagranjın cinayetleri ma tümdur. Bu sonuncusu, kralı zehir- um!, Nt hükümet konağına vedaa- gitmiş. Dün evde kaymakam bey bana de- Vicdan, ağabeyin çabuk gitti. Kendisini kâfi ikram edemedik. Maamafih hoş jadam. Ben çok beğendim... Ben de aynen şu sözleri söyledim: gitmiş olabilir. Fakat, ben kendi- sinden ne hoşlanırım, ne de severim. Onu sevmek, Mezarında tazip etmek demektir. kadar da temiz yürekli değildir. bey bir akrabanın öbürü aleyhine böyle söylemesine şaşar. ne biçim akraba? Fena dâ olsalar irlerini iyi göstermeleri lâzımdır... Der! Günüym birinde her şeyi öğrenirse bilmem o zaman da ne yapar?... : Gece Vn:ğı-lı' uzun bir mektup y:zdımr Ona nelerden, nelerden bahsetmedim. Belki ilk defa bütün kalbimi ağı gibi karanlık #Stim, döktüm! Mektubun, en sonu şöyle bitiyor: B " eT , & hakkında malümat vereceğini ööy- lemiş - Ve cezasını iki sene tehir ettirmiye muvaffak olmuştu. 1682 de, zehirle öldürenler o ka- İdar çoğalmıştı ki 14 ğncü Lüi, bu- nun önüne geçmek istemiş ve bir >mirname neşretmişti. Devrin, vak'- ınüvisi, bu emirnameden bahseder. ken » «Zehir ticareti yapan “ kadın te erkekleri tayin etmek için hususi bir teşkilât yapıldı. Bu teşkilâf fa- aliyete geçti. Ve az sozra tahkika- tının neticesi bir raporla — krala bildirdi. Kral, raporu okuyulca hay retinden kendini alamâdı. *Madam dÖ Montepa meşhur Vuazane mü- racaatle madmazel Düvaliyeri — öl- İdürmek, bu suretle kralın muhab- betini yalnız kendi üzerine çekmek istediğini öğri Madam dö Mon! bilâhare on dördüncü Lüi ile ye yeni sevgilisi Madmazel dö Fontaji de zehirlemek istemişti. Zehirleyiciler arasında ki- | |bar ailelere mensup bir çok kadın- ların isimleri de Varda. 14 üncü Lüi bunların yabancı memlekellere kaç malarını teshil etti, Sön asırdaki, iki zehirleme vak'a, sa, bilhassa tetkike döğer. Birincisi:; La Far) meselesidir. Diğeri Markız dö Brenviliyedir. Birincisinin haya- tini geçenlerde yazmıştık, Markizin aşklarını ve cinayetlerini da Ayrıca Yazacağız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: