1 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

1 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L #klenen müsbet Mezarlık D ği — baş ü N "Ülen, hiyeti Takya'daki mühim kazılar ticeleri vermeğe ladı asra aid olduğu tahmin çok büyük tarihi ehem- haiz mezarlar bulundu u Mmuhtelif yerle- Alaânatikayı meydena çı- & gapılan araştırma- , —h!dıh ne*iceler vermek- yt |a İRleden olmak üzere Türk ::—ıu tarafındar. arke- '_'lündm başkanlığı al- ve Kırklarelndeki hö- '©On beş gündenberi de- olan kazılarda; bek heticeler elde olurmuş- :hıı—u kazıarına devam baş büyük höyüğünde satıh- İş İ Metre aşağı inildiği vakit xınuw bi turuksiyonunda bü- A 'a rastlanmıştır. (Ööyj, bir kısmı henüz toprak Na elan mezarn Ü- ; ..':ıı-ının kaldırılma - he tülmektedir. Birkaç eşyaların; m “hun beraberinde | güne kadar bu mezar tamamen or taya çkmış bulunacaktır. Milâddan evvel dördüncü asra aid olduğu tahmin edilen mezar açıldıktan sonra muhteviyatının nelerden baret olduğu ve kime a- id bulunduğu anlaşılacaktır. İkincisi (B) höyüğünde de fa- alyete devam edilerek tabana inil miş ve burada da büyük bir me- zar izine tesadüf edilmiştir. Trakya Umumi Müfettişi Ge « neral Kâzım Dirik beraberinde Kırklareli valisi Hasib Koylan ve Kırklareli meb'usu Zühdü ile be- raber kazı yerine gelerek ortaya çıkarılan mozarları tetkik etmiş- Jer ve hafriyat heyetinin verdiği izahatı dinliyerek elde edilen mu- vaffakiyetlerden dolayı heyeti teb rik etmişlerdir. Bugibi eşyaları mMmemleketlerden gelen yol- Arın beraberlerinde getirecek- al ve servetile Mütenasip olması lâzım | getirdiği eşyanın şah- | Said olduğu kanaati uyanırsa bunlardan gümrük resmi İNi Xy Tn hariç memleketler - b gölirken getirecek- P dlar hakkında Gümrükler e Müdürlüğü dün bir tamim bildirildiği üzere; Mmaksadla seyahat e- t de olsa memle- Bot Türk ve ecnebiler yol- , Ötlesi göreceklerdir. Tmüstahdem ve mü- Yolcu sayılmazlar, Her 'nde ancak şahsi is: Mahsus eçyalar getire - penbulda f“' ri tip köy | ktebleri daha bunlardan İ bt alınmıyacak !., bilir. Meselâ karısına, çocuğuna getireceği hediye ve eşyalar: gümrük resmini ödemek suretile memlekete sokulurlar, Küçük bir yolcunun memlekete getireceği eşyaların hal ve serve- tile mütenasib olması şarttır. Yolcunun beraberinde getirdiği eşyanın çahsi istimaline aid ol - duğu kanaati hasil olursa; bu eş- yanın yeni veya eskiliği nazarı itibara alınmaz ve gümrük tes- mine tâbi tutulmaz. Ev ve partmanlrına Yeniden kat İlâve etmek istiyenler Buhususta daha makul Yapılıyor | köylerinde yapılması- N yeni tip köy okulla- Biri de yakında Şilede aktır. n Daşka ayrıca bu yıl İs- M Hyetine bi sÜverlir “ZâYs köyleri de yeni Üp kayıdlar konacak Belediye; ev ve apartımanları- 'na yeniden kat ilâve etmek isti- yenler hakkında bir talimatname tatbik etmektedir. Bu talimatnamedeki bazı mad- delerin bu kabil inşaat sahipleri için zorluğu mucib olduğu, bina- Gltblerine kavuşacaktır. KN Iz iken şimd x KA 0? Sönra — kozmopolit | 8N tezahürlerinden olan lârık... Sırbistan, . Yaptığımaz gibi; ya- İ aç C şekriyafiden Cemil v Ö, “din vaparu hümayu- Bi Va ç yallıyarak Prens ) ."d.., 4 fevkalöde ile İs- ik, * oldu. Birkaç gün | enaleyh binalarında tadilât yap- Etlâk ve Buğdan i merasimile ve ismile geçiniyorduk misafiretten sonra; Dolmabahçe sarayına — gelerek; atebei ulyaya yüz sürdü. Bütün bu, budalalıklar - dan sonra sonra; istiklâlini alan bir prensin ayağımıza gelmesile gürurlanmış bulunuyorduk. Kota Eflâk Buğdan ülkesi has malımız iken şimdi merasimile ve | ismile geçiniyorduk... — Padişah, | Prens ayağıma geldi diye gururla- Âsri Buraya serbestce her cenaze kabul edilebilecek ! Belediye; yakın bir zamanda Zincirli kuyudaki asri mezarlığa herkesin cenazesinin — serbestçe kabul olunmasına müsaade etme- Öi kararlaştırmıştır. Diğer taraftan «Asri mezarlır âçindeki yollarda; tanzim olun- maktadır. Buraya yeniden müteaddid a- Haçlar da dikilmektedir, Hem suçlu Hem güçlü Katil ü Bir araba yüzün- den bir kadınca- ğizi vurdu 'Tosyanın Ermelik köyünden İs- mail oğlu İsmail köse ayni köye den uzun Hüseyin oğlu İsmailin karısı Nuriyeyi sol böğründen bı- çakla yaralamak suretile öldür - müştür. Bu cinayet bir araba için yapı- lan kavgadan ielri gelmiştir. İs - mail Nuriyenin haberi - olmadan Muriyenin arabasını saman taşı - mak için almış, Nuriye de buna müteessir olarak arabasını iste - miye gitmiş ve çıkan kavgada hem suçlu, bem güçlü İsmail bıçakla Nuriyeyi sol böğründen yaralı- yarak öldürmüştür, Üzüm bayramı Memleketimizin muhtelif üzüm istihsal eden mıntakalarında her sene bir «Üzüm bayramı» tertib olunması kararlaştırılmıştır. 1 incisi 21 ağustosta Manisada çok muhteşem bir şekilde tera e- dilen bu bayramın 2 incisi; önü- müzdeki pazar günü eHereke» de icra olunacaktır. Şişe ile iyi su Satışında ; artık Hile yapılamıyacak ! Belediye; yeni bir kap- solun kullanılmasını mecburt kıldı Belediye menba suları şişeleri- nin tıpalarının kolayca — açılarak içlerine şehir suyu konulmasını ve busuretle halkın aldatılmasını önlemek üzere yeni şekilde bir köpsolun bu kabil şişelerin kul- Tanılmasını — meebüri — kılmıştır. Bu sayede şişeler; Müşteri tara- fından açılmadıkça içindeki iş alınamıyacağından hilenin tama- men önüne geçilmiş olacaktır. mak istiyenlerin son zamanlarda çok azaldığı anlaşılmıştır. Şehrin imarı ile alâkadar olan bu mesele hakkında bay Prost gelince yeni bir karar verilecektir. myor, hükümeti de bu siyasi va- ziyeti hazırladığından dolayı kol- * ları kabarıyordu. Padişah; Prens Şarl'e bairadei seniyye «memleketeyn — voyva « dalığı> vermişti. Leminelgaraib!. Prens huzuru padişahiden çık - tıktan sonra merasimle Babıâliye geldi. Sanki; onu idare edenlerin makarrına gelmişti. Ve onlara sr- zi ubüdiyet edecekti. Prense murassa nişanı osmani, Padişah tarafından beş at ihsan edildi ve nihayet — memleketine döndü, Biz de; kendi kendimizi alda - | tarak ö ik, âlem de bize güldü. | Devlet; binbir müşkülât içinde, | Balkanlarda muvakkaten sükünu | tesis etti. Fakat; Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, Karadağ, Bosnahersek, | üzerinde mevcud nüfuz idari ve | siyasisinden birçok şeyler kay « | betmişti. Tanrı misafiri Kulübeden içeri giriyar. Gece el yordamı ile uyuyan yastığının — altından tamı para cüzdanını çekeceği sı- rada bileğinden yakalanıyor, bu ani tevkif ile mantıkını - şaşıran kimse ziyaretcisi yalvarıyor, ya- karıyorsa da ev sahibi affetmiyor, patırdıya ve bağırtıya yetişenler yakaladıkları gibi mütecasiri hâ- kimin huzuruna getiriyorlar. ettim. Tam uyandıracağım sırada © kendiliğinden uyandı, fakat pa- ra çalmak değil, sadece tanrı mi- safiri olmaktı. , Mazeret denilen şey bazan bu- Bun gibi öyle garib bir çeşni arz- eder ki meselâ bir elhiseyi çalan adam da «Üşüdüm, ısmmak için elbiseyi aldım. Yoksa maksadım çalmak değildi.. diyebilir. Kim der ki bir gün gelecek de hırsızın adı «Tanri misafiri» ola- cak? Bu da yirminci asrın gara - betlerinden biridir. BÜRHAN CEVAD ea Tincimilli tıb Kurultayının Toplanma tari Değiştirildi Dün bu—hz:susta Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâ- letindenlemir geldi Sıhhat ve içtimal muavenet ve- kâletinden dün şehrimizdeki alâ- kadarlara gönderilen bir tamimle «7 inci milli Türk Tıp kurultayı» nın Ankara Halevi içtima salo- nunda toplanacağı; ancak evvelce kurultayın açılma tarihi olarak i- Vân olunan 20 birinci teşrin tari- hinin görülen lüzum üzerine 17 birinci teşrine tebdil olunduğu bil- dirilmiştir. Kurultay 17 birinci teşrinde iç- | timalarına başlıyacak ve toplantı- lar 17, 18 ve 19 birinci teşrinde ol- mak üzere her gün muntazaman devam edecektir. h Peynirden zehirlendiler Şehremininde Denizaptal ma- hallesinde oturan ağızlıkçı Esad oğlu Fahri ile karısının Beyazıdda bir bakkaldan aldıkları beyaz peynirden — zehirlenmişler, her ikisi de hastaneye kaldırılarak te davi altına alınmışla | HIRSIZ | Senenin en orjiaal zomanını Mesele bitmemişti. Balkanlarda , iş biter bitmez Girid adasında is- | yan başlamıştı | Ruslar; Etinike Etiryayı hare - | kete getirmişlerdi. Girid Rumları | 'Türk kızlarını dağa kaldırıyorlar, i ele geçirdikleri asakirin gözlerini | oyuyorlar, Türk köylerini yakı - yorlardı. Senelerce süren dahili isyanlar, devletin bünyesini sarsmıştı. Sultan Aziz; kanuniler ve Ya- vuz Sultan Selimler gibi, daha hâ- lâ gururlanıyor... Debdebe ve sal-| tanatına gün geçtikçe revnak ve- | riyordu. Lâf değil, halifci ruyu zemin idi, Hakanı berrin ve bah- rin idi Saray bir entrika ocağına dön- | müştü. Esrarı devlet diye ortada birşey | kalmamıştı. Devletin esrarı, Gala-| Zincirlikayu köşküne — ten ta sarraflarının elinde geziyordu. Ricali devlet. mahrem olan mali | ve idari kararnameleri neşirden !Tedkik seyahati Şehir mesele EL leri Yine turizm işi Bursa ve havalisindeki tedkikler Birkaç gündenberi turzim işle- rinden bahsediyoruz. Bu yazıları takib eden bir arkadaşım, Bursa- ya kadar yaptığı yolculuğa dair enteresan şeyler anlattı. — Yamıbaşımda dört kişilik bir sile — İstanbuldan — Mudanya'ya gidinciye kadar üç dört defa kavun yediler, Karşımda oturan sakallı bir adam ve onun yanında şişman bir bayan, sarmısaklı bir şeyler yediler. Hasılı Bursaya gi- dinciye kadar, kavun, tütün, sar- mısak kokusu içinde bir seyahat yaptık. Vapur da Trak vapuruy- du. Yepyeni çarktan çıkmış - bir vapur... Fakat bazı yolcular, salıpazarı kayığına binecek seviyede kimse- lerdi. Memleket dahilinde seya- hatler yapalım, Bursaya gidelim, İzmir fuarımı gezelim, Bütün bun- lar iyi... Fakat yollarda seyahat eden kimselerin, terbiyesile alâ- kadar olalım. Arkadaşım bütün bunları an- latmakta haklıydı. Trak vapurun | daki bu manzara, maaleset can sıkacak bir manzaraydı. Fakat ne yapmalı? Kabahat Denizbankta mı? Halk vapunda oturmasını bil- miyarsa biz ne yapalım? Nihayet bunlar içtimal bir terbiye mese- lesidir. Halk, vapurda oturmasını bilmiyorsa biz ne yapalım? Bütün bunlar hazır ve klüsik cevablar - dır, Hiçbir mahiyet arzetmez. Bu hazır cevablara verilecek cevab da şudur: Vapurlarımırda sıkı bir disiplin olmalıdır. Kavun ve karpuz yen- mesi roshzurlu alan bir kamara salonunda kavun ve karpuz ye - dirmeyi yasak etmeliyiz. Nitekim tfamvaylarda da siğara çilirdi. Be lediye bunu menetti. Şimdi tram vayda sigara içen bir adam pör- müyoruz, «Hiçbir şeyden hâberi yok» diye... demek oluyor ki tramvayda sigara içmemek o ka- Gümrük v> Âzalar vekâleti Müsteşarının Bay Âdi: Okuldaş Mersine dgitti Bundan bir hafta evvel İstan- buldan Ege sahillerine bir tetkik seyahatine çıkan Gümrük ve İn- hisarlar Vekâleti müsteşan Adil Okuldaş evvelki gün İzmirden Mersine gitmiştir. Mumaileyhe İzmir gümrükleri başmüdürü Seyfi refakat etmekte- dir. Bay Adil Okuldaş Mersinden sonra diğer gümrük teşkilâtını da teftiş edecektir, evvel, adamları vas'tas'le Galata bangerlerini yıldırarak esham â- hp satıyorlardı. Bir kör döğüşüdür gidiyordu. Kozmopolit bir siyaset, kozmo - polit bir idare, kozmopilit bir mü- nevver kütlesi elinde Türk va - tanı göçüyordu. Sultan Aziz; Sırbistan ve Bul - garistan vakayii biter bitmez, yine | pehlivan — güreşlerine — dalmıştı. | Makarnacıyı yenen Karabekirc, şa t İbrahim — pehlivanı çıkarmak istiyardu. Padişah, şamdancıbaşısına kat'i emir vermişti. İki günde bir, Ih- lamur köşküne gidiyor. Şamdan- cıbaşının idman hazırlıklarını kon- trol ediyordu. Zavallı şamdancıbaşı Kar gidip Cevlân hanım katfaslie üç beş gün cümbüş edeyim derken, | ] kapana tutulmuştu. dar tabil bir hal almıştır ki, bir gün tramvayda sigara içen adam | gördüğümüz zaman tuhafımıza gidiyor. Bir zamanlar sinemalarda, tiyat- rolarda da sigara içilirdi. Vaktile tiyatrolarda kuru meyva yemek &det haline girmişti. Bir taraftan tiyatro seyretmek, diğer taraftan da fındık, fistiık yemek tabit bir haldi. Bugün, Şehir tiyatrosun- da temsil seyrederken, fıstık yi- yenlere tesadüf edemiyoruz, Çün kü tiyatroda fıstık yemek, sigara içmek yasak edilmiştir. Eğer, bütün bunlar yasak edil- memiş olsaydı, yine halk tiyatro- da sigara içecek, fındık yiyecekti. Demek oluşor ki, birşey vasak edildikten sonra âdet halini al - maktadır. Vapurlarımızda, otellerde çir - kin manzaralara nihayet vermek lâzımdır. Bursaya seyabat eden, bir yolcumun rabatsız olmaması için neler yapmak lâzimdıir. Bu seyahati tertib eden müessesenin bunu temin etmesi lâzımdır. Yalnız vapurlarda değil, tren- lerde de buna benzer manzaralar vardır. Bazı kimseler âdetleri olmadığı bealde seyahate çıktıkları zaman rakı içerler. Bir trenin kompartı- manında, bir yolcunun raki içti- Bi, diğer yolcuları rahatsız etmek- zedir. Bunu meretmek kab:l değil mdir? Nihayet b'r yolcu seyahat €imek için, o kompartımanda bir yer almıştır. Başkalarını rahatsız etmeğe hakkı yoktur. Seyahatinizde, insani sıken ta- raflar buralarıdır. Her seyahate giden, bu gibi hâdiselerder şikâ- yet etmektedir. Bu gibi şikâyet- lere meydan vermemek, seyaha - timizi cazib bir hale getirmeliyiz. Bunun için nakliye işlerile uğra- şan müesseselerin disipline çok e- hemmiyet vermeleri Vüzımdir, H A, Vesikasız sebze ve Meyva ihraç Edilemiyecek ! Ziraat Vekâleti; buhu- susta alâkadarlara dün emir verdi Dış memleketlere ihraç olunan meyve, sebze*ve sairenin hangi mahsül olduğuna dair; her kaza- da zirast muallimlerinin ve ziraat muallimi bulunmuyan - yerlerde; kaza kaymakamlarımın verecekle- ri birer vesika ile ihraç iskelesine Betirilmesi zirast vekâletince kas Tarlaştırılmıştır. Keyfiyet dün bu şekilde alâka- darlara tamim olunmuştur. Böyle bir vesika ibraz etmiyen- ler ihraç eylemek istedikleri mah- süllerin muamelesinde müşkü- lâta maruz kalacalardır. Sultan Azizin son günlerde faz-| laca asabi olduğu — görülüyordu. Yanına kimsecikler giremiyordu. Onu sinirlendiren Girid isyam idi Asabiyetin billür hamam, kü - | çüksu mesiresi saravına giderek dinlendiriyordu. Son zamanlarda, valide sultan bile oğlunun yanını sık sık gire- miyordu. Hatta bir gün valldesini şu söz- lerle dilgir etmişti: — Rica ederim vâlide beni ra- hat bırak!... Padişahın bu sözleri validesine bir daha yanıma gelme demekti, Valide sultan gözlari yaşlı oğ- Tunun yanından ayrılmıştı. Birgün; yine iç bahçeye bakan istirahat odasında şal hırka ar - kasında, kolları bazularına kadar | sıvalı, ayakları yalınayak uzanmış düşünüyordu. İkide bir de kendi kendine söy- leniyordu: (Devamı var) G Şehir ve haik MAHMUD YESAB —— Oturduğum evin arka tarafı, k: ridora benziyen dar, sapa bir »« kaktır. Buna rağmen, - bütün sa mimiyetimle söylüyorum, - gün de, en ax dört kere çöpçüler, par dön, nezafeti fenniye — ameleler gelir, bu, «dar, sapa- sokağı, can siparane temizlerler. Bizler, «ya ni « mahalle sükkânıs, günde dör kere temizlenen bu sokağı, gün de, günün saatleri adedince, can siparane pisleriz. Bir şeye dikkat ettim; - ve bu kendim de dahilim, - sokağ letenlerin hepsinde bir korku P bir çekiniş vardır. Pencerelerden balkenlardan, çöp kelimesinin i fade edemiyeceği kadar pis, vı rezil muzahrafatın, sokaklara atı hış jestini görmek yetişir. Herkex Çöpünü, kendi pencere ve yahm balkonunun — hudüdü dişina at yor. Bunun manası, yu: herkes, ha reketinin, kötü olduğunu biliyor ve üstüne suç sıçratmamak için uzaklaştırmak istiyor. Bunun neticesi de, şu, olmak lâ zım gelir: Herkesin penceresinin ve yahut balkonunun temiz olma- sı! Bunun da manası şudur: — Şehri, kendimize maletmiyor, Belediye yi kendimizden ayrı tutuyoruz Hem pisletip, hem şikâyet ediyo- MAHMUD YI Ceviz Kütüğü Katliamı ! Bunun hemen ön- lenmesi isteniyor Orhanelinden yazıldığına göre bir zamanlar kesilmesinin meno- lunduğu işitilen ceviz külükleri- nin kesilmesine yine başlanmış - tır.Kaza merkezimizden sık sık bu kütükleri yüklemiş kutyün - ların geçtiği görülmektedir. Bu kütüklerin Harmancık tarafların- dan kesilip gelmekte oldüğü Bil - dirilmektedir. Bu katliâmın me - nolunması için alâkadarlar nez - dinde teşebbüslerde bulunulmösu herkesin dileğidir. Taşla yaraladı Ziya isminde bir Galatadan geç. mekte iken kendisile alay eden İ- sak Levi isminde birini taşla ba- şından yaralamıştır. Bir otomobilküçük bir çocudja çartı Şoför Ahmedin idaresindeki 328£ numaralı otobüs Sirkecinde otu- ran Amadonun 5 yaşındaki oğln Mşona çarparak yaralamıştır. Bir otomobil daha kaza yaptı Şoför Mehmed Şükrünün ida. resindeki 2110 numaralı otomobil Beyazıdda Mehmed ismidne bir gence çarparak yaralamıştır. Otomobii çarptı Şolör Hasan oğlu Tevfiğin ida- resindeki 1759 numaralı otomobil Köprüden geçerken Tarlabaşında oturan İspiro kızı Elrosiçeye çare parak vücudünün muhtelif yer - lerinden ağır surette yaralamış « tır. Yarah Sen Jorj hastanesine kaldırılmıştır. Beydgirin çiftesi | Samatyada bir fırında çalışan Mehrmed isminde biri beygirin ü- zerindeki ekmek sandıklarını in- dirmekte iken beygirin attığı çif- te ile bacağından yaralanmıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: