17 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

17 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÜniversiteMeseleleri Yabancı Profesörler “imesdesi Mesele Niçin Dilimizi Öğrenmiyorlar ? Üniversite Mehafilinde Ne Söylüyorlar Istanbul arülfünun ilga edilip de (Ü-) niversite) kurulduğu vakit, ilk akla gelen şey, bu ilim ocağını Avrupadaki emsali nisbe- tinde yükseltmek — olmuştu. Bu cümleden olarak alınan tedbirler arasında Üniversiteye garbin bey- nelmilel şöhretli ilim otaritelerini| getirtmek de vardı. Yalnız, bu pı fesörlerin 1933 senesi zarfında pılan — mükavelenamelerin - de üç sene zarfında türkçe öğren - meleri, ve tedrisatlarını, bu tarih- den itibaren türkçe olarak yap - maları şart koşulmuştu Bugünkü vaziyet şudur: Hukuk fakületsi kara ve deniz ticaret hukuku profesörü Hirş ile| ekonomi mprofesörü Nomark'ta maada diğer bir kısım ecnebi pro-) fesörler kendi dillerile tedrisatta bulunmaktadırlar. Bunlar arasın- da bilhassa hukuk fakültesi âmme MAARİF İŞLERİ Bugün, Yarın Ve Pazartesi Günkü Toplantılar Mekteblerde Okutulacak «Adabı Muaşeret» Dersleri Meselesi Tedkik Edi'ecek ugün, — yarın ve pazartesi | B günleri muallimler ayrı ay- v toplanarak mesleki bazı hüsusları müzakere edecekler, ilk toplantı, yarınki cumartesi günü | öğleden sonra 14,5 da Onivımııl konferans salonunda (Öğretmen- | ler teavün cemiyeti) mensubları | tarafından aktedilecektir. Bu toplantıda cemiyete aid bir çök hususlar müzakere edilecektir. İkinci toplantıya gelince bu da pazartesi günü saat 14 de İstanbul ne 102 Hatta Parisde bulunan sefirimiz! Muhib Efendi Fransa Hariciye Nazırı Şampani ile vuku - bulan | müteaddid mülâkatlarda daima | mübhem cevablar alıyordu. Bu sırada Napolyon — İspanya meşelesini açmış ve bunun hüsnü hitama ermesi için Almanyada bulunan kuvvetten bir kısmının bu tarafa geçmesi lâzım geldiğini hissetmişti. Fakat; buradan asker çekmek. mağlüb ettiği — hükümetleri hali harbe düvet etmek demek olaca- gını da bildiğinden Rüsya'yı bu ta- taflarda kendisine müttefik tut- ZORBALAR SALTANATI —T7 O vakit Prusya - Napolyon hukuku profesörü Koroze, hukuk; felsefesi profesörü Hönig, Roma hukuku profesörü Şuars da vardır. Rektörlük bu gibi profesörlere dcabeden ihtarlarda bulunmuş - tur. Mevzuubahs profesörler, bir an önce türkçe tedrisat yapabil - meleri için lisan öğrenmeğe de- vam etmektedirler. Maamafih, şimdiye kadar, mez- kür mukavelename ahkâmının ye-| Tine getirilmediği gözönünde tu- tulursa bundan böyle bu hususta ciddi hiçbir adım atılmıyacağı is- tintaç edilebilir. Bu gibi profesör- lerin derslerini, kemafissabık do- çentleri vasıtasile tedris etmekte devam edecekleri söylenmekte - dir. Yine kuvvetle söylendiğine | göre hukuk fakültesi profesörle - rinden — Ebulülâ, — önümüzdeki ders yılında, doktorların tavsiyesi| üzerine, tekaüdlüğünü istiyecek- tir. maarif müdürlüğü binasında in- ikad edecektir. Bu toplantıda ko- nuşulacak mevzu. mekteblerde 0- kutulması düşünülen âdabı mua- şeret dersleridir. Vekâlet, bu hu- susta alâkadarlara tamim gönde- | rerek toplanılıp görüşülmesini, a- | hmacak neticenin de bir rapor ha-, linde Ankaraya bildirilmesini em- retmiştir. Şehrimizdeki bütün resmi, hu- suusi orta mekteb, lise, muallim ve sanayi mektebi müdürleri, ma- Yazan: M. Sami KARAYEL mak emelile Çar birinci Aleksan- | dr ile bir mülâkat yapmağa karar| vermişti. Napolyon'un bu hareketi 'doğ - rudan doğruya Türkler aleyhinde bulunuyordu. Napolyon ile Çar Prusya dahi- linde (1) Erfurt kasahasında mü- lâki oldular. Almanyanın o za - manki prens ve kralları bu iki cihan imparatorunun haşmet ve daratı içinde maiyet almış bir hab-| de bulunuyorlardı. 1808 senesi 12 teşrinlevvelinde çizmesi altında bulunuyordu. Olmaktan Çıkmalıdır meselesi balledilemedi, gitti. Biliyoruz ki, bu iş mürekkeb bir iktisadi me- seledir. Kolay kolay halledilmez. Hattâ, denebilir ki, memleketin umumi ekonomik bünyesi ve teş- kilâtı ile alâkadardır. Fakat, bir takım tedbirler alı- marak, pekâlü, et meselesi, bir mesele olmuktan - çıkartılabilir. Birkaç defa tekrar tekrar işaret ettiğimiz gibi, hükümetin İstan- bulun et meselesini halletmek i- gin sarfettiği mesaiyi baltalama- ğa çalışan kimseler vardır. Bu menfaat düşklnü adamları bulup çıkarmak, teşhir etmek ve sonra da, bunlara en ağır cezayı vermek lâzımdır. Gazetelerde okuduk ki, kuzu- un şehirde nakliye ücreti de art- tırılmış... Bunu da kim ve neden yapıyor?. BÜRHAN CEVAD Mekteblerde İntizam ve İnzibat Maîıyeri Muallimlere Yeni Vazife Mekteblerde talebenin gittikçe çoğalması, intizam ve inzibatı te- min hususunda idare unsurlarını büyük müşkilât karşısında bırak- makta olduğunu görönüne alan Vekâlet intizam ve inzibatın te- | mini işlerinde — muallimlerin de yardımda bulunmalarını karar - laştırmıştır. Bu husüstak! karar dün mek - | teblere bildirilmiştir. | Bu karara göre şimdiden sonra | zil çaldığı zaman muallimler ta- debeden önce dershanelere gire - cekler ve talebenin gelmesine in- tizar edeceklerdir. Dersin sonun- da da talebe tamamen - çıktıktan sonra muallimler dershaneden çı-| kacaklardır. Maarif — Vekâleti bu | husustaki kanaatini — teşkilâtına şöyle izah etmektedir: «Öğretmenlik vazifesini, sırf ders vermek suretinde anlayan bir zih- niyete taraftar değilim ve öğret men arkadaşlarımın. dersten baş- ka hususlarda vaki şikâyetlerin - | den kendilerinin de benimle hem- fikir olduklarını — sezmekteyim. Öğretmenin okul içi vazifesi, ders- haneye değil, okul kapısından içe- riye girildiği andan başlar kan: tindeyim. Bu bakımdan, idarede çalışmıyan öğretmenlerimizin, i- dare vazifesi alan arkadaşlarına yardım etmeleri de kararlaştırı!- mıştır. arif müdürü Tevfik Kut'un baş- | kanlığında toplanarak bu mev - zuu müzakere edecektir. Diğer ta-, raftan, bugün de, maarif müdür- lüğünde bir taplantı düha vardır. Mevzu, mekteblerde teşkil edile; | cek, spor birlikleridir. Bütün ne- ticeler, birer rapor halinde Ve - kâlete bilgirilecektir. müzakerat hitama erdi. Hulâsal | mukarrerat şu idi: | 1 — Tarafından İngiltereye tes-. men sulh teklif edilecek. | 2 — Aktedilecek muahedede İs-| panyada sülâlei kralinin tebeddü- lü tasdik olunacak. 3 Finlandiya ile, Türkler elinde bulunan Romanya kâmilen Rus - yaya ilhak edilecek.. Napolyon, Ruslarla kolay ko - lay uyuşamazdı. Fakat İspanyada iki generali on yedi bin kişi ile İs- panyollara esir düşmüştü. Korku- yordu. Prusya ve Avusturya bu fırsattan istifade ederek üzerine çullanabilirlerdi Çar «Aleksandr. da şarkta Fran- sızların yerleşmesinin muzır oldu- ğunu Napolyon'un İspanya mese- lesini biran evvel halletmek için kendisile uyuşmıya baş vurduğunu| biliyordu. Hatta; Aleksandr, Napolyon'un | bu müşkil vaziyetinden istifade | zaya girerek Rusları karşılıyacak-| Yeni Bir Kanunu Hazır Kabotaj Projesi landı Proje Meclisin Nisan Devresinde Müzakere g'* İSahillerimizde işleyen ve Istinyede Edilecek tamir gören deniz ticaret filomuza mensub bir vapur ktısad Vekâletince hazırlanmış bulunan kabotaj kanımu proje- si son şeklini almış bulunmak- tadır. Türkiye sahillerinde deniz nakliyatı, kabotaj ve limanlarla kara suları içinde iersyı san'at ve tiçaret hakkmdaki kanunun bu- günkü ihtiyaçları önliyemediği gö- rülmüştür. On seneden fazla süren uzun bir| talbik devresinden elde edilen ne- ticelere göre bu kanunun bazı hü-| kümlerinin değiştirilmesine ve bu | günkü ihtiyaçlara cevab verebi - Tecek yeni hükümler ilâvesine lü- zum ve zaruret hasıl olmuştur. Buna göre hazırlanmış bulunah kanun projesine göre Türk kara - | sularında iç denizlerinde ve Tür- kiye hududları içindeki göl, nehir ve kanallarda ve bunların sahille- rinde her türlü makliyat, cer ve kılavuzluk yükleme ve boşaltma, Limbo, oturmuş gemilerin kurta manlarına, Türk limanlarından al- dıklarını ecnebi limanlarına gö - türebileceklerdir. Ecnebi gemiler ancak ecnebi limanlarına gidecek yolcaları alabileceklerdir. Ecnebi gemilerinin acenta ve mümeesil - liğini Ancak Türkiye'n'n beynel- milel rejime tâbi tuttuğu tcaret | limanlarında ecnebi tebaası yapa-, bilecektir. Fakat bunların memur| ve müstahdemlerinin Türk olması| şart olacaktır. | Muvazaalı olarak Türk bayrağı | altına girmiş olduğundan şüphe e- dilen vesait İcra Veklleri Heyeti | kararile çalışmaktan men, mah - kemeye sevk ve bu veziyeti sabit olan vesait musadere olunacak - fır. Bu kanuna muhalif h edenler hakkında bin liradan bin liraya kadar para cezası, eket alta | âydöan üç âcneye kadar hapis ce- âzeı hükmolunabilecektir. rTılması, kısmen veya tamamen bi mış gemilerin ve sair enkazın çı- karılması, dalgıçlık, arama ve ta- rama, su altında ve üstündeki ser-| vetlerin istihsali. gemi havuzlama,| boyama ve tamiri, gemi accnta vı—4 ya mümessilliği, kumanyacılık, | deniz bakkallığı, deniz müteahhid-| Iği ve emsali deniz ticareti işle - rinde bilâvasıta ve hilâvasıta ti caret ve bu işlerle fikzen ve bede-, nen çalışmak Türk vatandaşlarına ve tamamı Türk vatandaşlarına a- id sermayelere münhasır olacak- tır. 'Türk karasuları umumi surette | sahilden İtibaren altı deniz mili | açığa kadar olan kısındır. Ecnebi bir devlet sahili ile Türk sahili a- | rasında 12 milden daha az olan de-| hizlerde iki sahilin ortasına isa - | bet eden mevhum hat'in Türk sa. hiline doğru olan kısmı Türk ka- yasuları sayılacak'ı 'Türk karasularında ncak Türk bayrağını taşıyan den n çalışabilecektir. Ecnebi bayra- ğonı taşıyan gemiler Encak eeneblil Timanlarından aldıklarını Türk bi ederek İstanbul üzerine yürümeğe karar verdi. Lâkin, İngiliz zırhlıları Çanak- kale ağzına dizilmiş - bekliyordu. Ruslar Balkanları aşar aşmaz yüz-' lerce İngiliz harb gemisi Marma- &. Binaenaleyh Ruslar için şim - dilik koca Romanyayı, Osmanlı İmparatorluğunun elinden alarak Tuna ağzına kadar dayanmış bir halde sulh yapmağı muvafık bul- | dü. | Napolyon, Çar — Aleksandr ile liye aleybhine yaptığı it ; Romanyanın Rus- | ralara terkine rıta göstermesi key- fiyetinin birdenbire devleti aliye-, ye tebliğine razı olmuyordu. Sebebi de osmanlıların hiddet- lenerek İngiltere ile akdi ittifak edip Fransızlar aleyhine yürü - mesi Devleti aliye, kendi hatası ola- | | muallimi Eğitmet Kursları Mese'esi Muhtelif Yerlerde Yeni Kurslar Açılıyor Maarif Vekâleti, köv ilk mekteb, yetiştirmek için açtığı eğitmen kurslarını tevele karar vermiştir. Yeniden, Kastamonu ve Trakya havalisinde mezkür e ğitmen kursları açılması için ha- zırlıklar. tamamlanmıştır. Te ae aa Cumhuriyet Halk Partisi Türk milletinin kültür hususi- yetini muhalaza etmeyi ve Türk milletini muasır millet- | ler seviyesine çıkarmayı yük- sek hedef bilir. | ferans salonunda Hıfzı Veldet ta- l—ııı ZELGRAF—İ7 MART ı$ıs Faturası Olmıyan Eşya Depozito Alınmasından | Yazgeçildi Faturası olmiyan eşya için güm rüklerce fatura ibrazını ımimn.. © eşyaya aid resmin yüzde onu nisbetinde ibraz olunmıyan veya faturası tasdiksiz olanlar için de tasdik ettirilmek —maksadile 150 kuruş alınmakta idi. Alâkalı tüc- car fatura — getirmeyi bir külfet saymakta Ve meticede teminat a- lınmasından bir fayds hasil olma- maktadır. Bunu gözönüne alan Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti fatura ibraz olunmıyan veya fa - turası tasdiksiz olan eşya için tas- dikli fatura ibrazını teminen alın-| makta olan depozitonun alınma- sından sarfınazar edilerek bu lü- zum ve ihtiyacı itibara almıyan - ların eşyalarının heptinin açılıp muayene edilmesini kararlaştır » mıştır. Bu karar şehrimize dün bildi - Tilmiştir. Gençliği Tenvir İçin Üniversitede Tertib Edilen Konferanslar | Altıncı Büyük Millet Meclisinin intihab faaliyeti etrafında gençli- (Ö tenvir etmek üzere Rektörlük- çe tertib edilen konferansların il- ki, dün saat 17 de, Üniversite kon-) rafından verilmiştir. Konferansta kalsbâlık bir dinleyici kütlesi ha- zır bulunmuştur. İkinci konferans bugün doçeni Yavuz Abadan, üçüncü konferans da yarın hukuk fakültesi dekanı Ali Fuad Başgil tarafından veri- lecektir. Konferansların verile - ceği saatlerde Üniversitenin bütün fakültelerinde dersler tatildir. ve bütün Üniversite talebesi, bu kan-, feranslara davetlidir. Si İş verenlerle İşçiler arasındaki İhtilâfların Halli İş verenlerle işçiler arasında çı- kacak ihtilüfların tahkim ve uz- laşma yolile halline dair olan ni- zamaamc Devlet Şürası tarafından| tetkik edilerek Vekiller Heyetine verilmiştir. elşğ Basın Kurumu Balosu 18 martta verilecek cian Basım kurumu balosu, hazırlıklarını ik- mal için 25 mttrt cumartesi akşa- mına birakılmıştır. Balo, o gece yine Maksim sa - lonlarında verilecek ve her yıl - kinden daha çok parlak ve muvaf- fak olacaktır, rak ve Fransızlara uyarak büs bütün Rusya ve İngiltere aleyhi- | ne Fransanın hatırı için ilânı harbi ettiği halde, şimdi de, Fransızlar en büyük kahbeliği ile karşılaş- mış bulunuyordu. Napolyon Bonapart, nizamı ce- didi, Sultan Selimi, nihayet A - lemdar Mustafa Paşayı tutuyordu.| Sebebi de; nizamı cedid ordusu Fransız zabitan ve generallerinin . Ve yine bu sebeble, dev- hat maksadile avucunda bulun - durmakta idi. Hatta; bu kudret ve kuvvetle - dir ki; Sultan Selimi İngiltere ve Rusya aleyhine ilânı harbe kadar sürükledi. Ne vakit Sultan Selim haP o- lundu. Nizamı cedide Yeniçeri galebe çaldı. Fransız zabıta ve ge- nerallerininde — nüfuzu kesrolun: müş devletten elleri çekilmişti. Bul vaziyetin verdiği ademi hoşnu - iden naşidir ki; Napolyon, Yeni- çeri ihtilâli ile kaybettiği nüfuzu-| mun ikisi ortasında kalıp hem Os-, manlıları incitmemek ve hem de Rusları fazla kızdırmıyarak şim - dilik şark meselesini olduğu yer-i de bırakarak İspanya işini halle çalışıyordu. Hulâsa bütün bunlar, nihayet Osmanlıları Rus istilâsından kur- tarıyordu. Çünkü; Napolyon'un mütereddid siyaseti devleti ali - yeye yaramıştı. Osmanlı İmparalorunun esasen tutar yeri kalmamıştı. Ruslar kol- larını sallıyarak emellerine yüz - de, yüz muvaffak olurlardı. Çün- kü memleket tavaifi mülük balin-| de türeyen zorbalar elinde zaten inkisama uğramış bulunuyordu. Ruslar, devleti aliyenin bu düş- tüğü inkıraz ve inkisam vaziye - tine tamamile vâkıf idiler. (Devamı var) —Ş Abidelerin Masrafları B ir de âbideler münakaşası çıktı. Güzel san'allar aka- demisi müdürü — Bürhan Toprak ortaya bir likir attı. De- di ki: — Şimdiye kadar memleketin mühtelif küfelerinde yaptırdığı- mız âbidelerin mühim bir kısmı san'at eseri değildir. Bunlar taş yığınlarıdır. Buna mukabij de, bu âbidelere çok fazla masraf et- tik. Öyle belediyeler var ki, borç para alarak âbide yaptırdılar, A- bidelere sarfedilen para ile, o be- lediyelerin bütçeleri arasında bir nisbet yoktur. Burhan Toprağ'ın - fikirlerinin hulâsası budur. Bu fikirlet doğru elabilir. Fakat, bir de şyu noktayı hatırlamak lâzımdır: Biz, herşey- de olduğu gibi, âbide yaptırmakta da yeni bir milletiz. Şimdiye ka - dar bu mevzu üzerinde düşün - memiş, çalışmamıştık. Gayet ta- bü olarak yeni başladığımız — bir işde bir takım hatalar yapabiliriz. Fazla masrafa boğulabiliriz. Tecrübeye, ihtisasa kıymet ver- mediğimizi bir an bile kabul et- sek, içtimal hayatımızın kökleş- miş itiyadlarını, seviyesini de in- kâr edemeyiz ya... Bütün diğer milletler de ayni tekâmül safhalarını katetmişler- dir, Bir insan, bir ceemiyet, yap- madığı, uğraşmadığı bir mevzu üzerinde nasıl bir günde kom - petan olabilir? Yeter ki, bundan sonra dikeceğimiz Abidelerin bi- rer san'at eseri olmasına ve az masrafla vücude gelmesine çalı- şalım. Abide işlerile en yakından ve salâhiyetle meşgul olduğunu ka- bul ettiğimiz akademi bile, bu mevzudaki hatalarımızı yeni far- ketmiştir. Yıllarca evvel bu iş farkedilseydi, şimdi ortaya atılan fikirlerin, © zaman söylenmesi icab etmez miydi?, Birimizin Derdi Hepimizin Derdi

Bu sayıdan diğer sayfalar: