17 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

17 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#—SAON TELGRAF—İT MART 19 ——— —— ——— — ——— ı Orta Avrupa Yine Karıştı !. Bugünkü Beklenmıyordu Mutedil Düşünen Halk Slovakya nın Çeklerden Ayrılmasının Aleyhinde İdi Ölen Papa dalBuna Muarızdı Son Çek buhranında Alman tayyareleri mühim rol oynamış, hatta Prag paraşütten askerleri tarafından işçal edilmiştir — , rta Avrupada işler yine ka- | lin - Roma mihveri bundan son- ra o sahalarda ne yapmak lâzım geleceğini tetkik etmemiş — değil- rıştı. Halbuki Orta Avrupa- da Almanya'nın yeni bir barekette bulunacağına şimdilik ihtimal verilmiyordu. Almanya'nın İspanya — işlerile sonuna kadar meşgul olduğu doğ- Tti Akdenizin vaziyeti dürmüştür. Ber- ! İNGİLTERE : dir. ta Avrupa'da Yeni Sılahlar İngiltere som zamanlarda hiç durmadan silâhlanıyor. Geçenlerde birçok yeni silâhların | yapılan ana vatan kara ordusu manevralarında da tecrübeleri yapılmıştır. Yukarıdaki resimde bir tatbikat tedi Dedi. Ferit binbir öğme İle sevgilisinin bu ge- dişini karşılıyor, onu kolunda içine sokmak — ister gibi biraz daha sıkıştırıyordu. Tokatliyanın önüne kadar yürümüşlerdi. Ferit sordu: — Neriye gidelim Nestin?, Nesrin sevda taşan gözlerini gecenin karanlı- gindâ Feridin yeşil gözlerine dikti: — Nüreye istersen oraya götür, Dedi, sözüne ekledi: — Sövgilim, tamamile seninim. Ve.. bir saniye düşündükten sonra, ilâve etti: — Amma, saat ikiden sonraya kalamam. Evden kaçtığım bir çakıldı mı keserler beni. Ve.. durmadan söylüyordu: — Seni bir saniye gözümden ayırmak istemi - yorum . Ah, bir evlendiğimiz günü görsem... Ferilçiğim, bilmem sen 'de, beni, benim seni sevdiğim kâdar seviyor musun?, Feril bir yandan kafasızın içinde ne yapacağı- fu, sevgilisini nereye göZreceğini düşünüyor, bir yandan da ona güven veriyordü: Nesrinciğim. Biz o kâdar biribirimiziniz ki bunu dille analtabilmenin imkânı yoktur. Sevmek, aşk, sevda... Benim sevgimin yanında sade bir lâ- ve kalırlar ve ben sana olan sevgimi bu Şimdiye kadar Almanya'nın or- takib ettiği hattı hareket vardır: Muhtelif memleketlerdeki a - leri tahrik ederek bun - | Netice atlıyan — Alman ların ayrılmak, müstakil olmak yolundaki emellerine varmaları için gayret göstermelerini teşvik etmek. 38 İlkteşrin ayında Çekoslo - vakya paylaşıldı. Geriye kalan yerde Slovaklapla Çekler bir dev- let halinde, Fakat tam bir muhtariyete malik yaşamaları kararlaştı. Likin o bir Slovakların larak zamandanberi Çeko - Slovakyk ismi verilen yeni devletten ayrı larak büsbütün müstakil olmak için Slovaklar arasında başlamıştı. Katolik Slovakların » katolik Çekterden ayrılmaması için öler Papa on birinci Pi tarafından ge-| ahrıkât çen sonbaha: az gayret sarle - 1 Siovakya hükümetı - ndaki Monsenyör Tiso ru- esleği itiba: tolik kilisesine mensub bir devlet a- damı idi. Şu de k on aylarda Çekö - Slovak- kat yapan, daha şu er meydana bu. tetkiklerini yazmış olan bi tecilerin anlattık daki istiklâl ve ayrılık h: reketi memleketin mutedil (Devamı 7 inci sayfada) 1 Avrapali g; arına göre dü - AKSiM Sinemalarında görülmek- | gimiz, üzerinde durulmaktan 4: mıiş temellerini benli kürmüştur! Biz böyle sevişiyoruz. Ve. bnyle sevi- şeceğz. Ve. Nesrine önerge ediyordu: — Patk oteline gidelim mi?. Nesrin bülün gücünü, bötün hızını ona bıtak- mış bir tavırla tekrar etti: — Neriye istersen oraya götür. Ferit... Ve.. bu 'kendini verişle Feridin kolunda ilerle- dil BİR SANİYE.. Ertesi gündü. Nesrin göğsünü', geçire geçire Feridi düşünüyordu. Onun bol kirpikli, iri yeşil gözleri, bakışlarında sevdanın düğümünü yapsn süverli bir hayal gibi idi. Sıcak, çok sıcak, kanı kay- | sürati elde elmek içia Meraklı Şeyler İNGİLİZ NAZIRLARI XE MAAŞ ALIYOR! lnııuılu memurtara, narırlara çok yüksek maaşlar verirler: Başvekli senede 10,/000, nazırlar da 5000 İngiliz Hirası maaş alırlar. Sabık hazırlar, ömürleri — oldukca #enede 2,000 İngiliz lrası alırlar, Mu> halif Cirka relsine senede 2.000 lira (Bir İngiliz Hirasının 620 ku- ruş olduğunu unutmayınız.) verilir. SANİYEDE 223 METRO Bantle B00 Kilometra.. Saniyede 723 metre.. Bu da bir reker, Yapan da bir tayyara... Şimdiye kadar böyle bir Sür'at zörülmüş şey değil. Bu rekeru yapan, Fransız piletin - rından Marsel Dore'dir. Dore, kendislle gör! lere cevab vermezden evvel bir an | düşünmüş. sonra: | — Yirmi senedenberi pilstlak ya- Pıyorum. On yedi senedir de Devu- Aalinlerin tecrübe pileloyum, Pramada en gazeleci - | 30 teerübe pllotu vardır. On yedi sene içinde sarkadaşlarımdan 60 1 düştü, Pilotluk çok kârlı ve beves edilecek yey değil.. — Bu kadar sür'ali nasıl yaptınız? — Sade bir »pikes uçuşla bir sanite 300 kilometro sür'at yaptım. Böyle bir öldü. Görüyorsunuz ya.. 6400 metro yüksekliğe çıkmak, sonra bir kuş çihi ve yere metro kalıncıya kadar | Başaşağı sürülüp inmek lâzımdır, Çak Küç ve tehlikeli mi, diyorsunuz?, Evet. doğrulması biraz güçtür. Fakat, in - san zekâsının vücude zetirdiği kineler iman yapısından daha sa$ - lamdır, — Tayika mükavemet — eder. Yalnız, başın dönmemesi, ilidalin me- hafazası yarllır. Ötesi bir rüya gibi geçerr 3.400,000 MİLYON LİRAYA BİR DAKTİLO Daktile makinelerinin kealiçesi çüp- | he yok ki, Kandihar mihracesininki - dir, Kandihar mihracesi bir daktilo ma- | kinesi almak İslemiş. Fakat ölğer in- sanların kullandığı makineleri pek buyağı bulduğu için kendisine sureti hüsüsiyede bir makine sipariş etmiş- ür, Bu makine halik plâtindir. Tuşları famamile pırlanta, yakul ve zümrütdendir. Tuşları zebercetle işlenmiştir. Hu makine mih- raceye tamam 500,000 İngiliz Hirasına, yani 3500400 Türk İlrasına malel - mastur. Mihraceyi ziyarete gelenler, muila- iterine harfler | Ka bu makiheyi yörmektedi asim evli bir adamdı. Fakat, | olmadı; gözü dalma — dışarıda — idi. Evlenmeden evvel de ba - şından bi Amma evlendiklen sonra onu her-| tu. kes uslandı sanıyordü. Filhakika evinde ve aile muhi- tinde, her şeyden elini eteğini çek-| miş bir adam olarak görünmekti büyük bir meharet gösteriyordu. Bilh. zanmıştı. Kanısı da öyle pek yabana atı- hr bir kadın değildi, oldukça dik- | kati çekecek derecede güzeldi. sa karısının itimadını ka - yordu. müsbet ne menfi | mamıştı, yni zamanda bu çok gü- zel kadına çılgınca âşık oldu, se- viyordu. Hem de öyle k! günlerce işini gücünü bırakıp peşinden koş- Bu kadın evli değildi, birçok er-| keklerle düşüp kalkmış. hay: binbir macera ile geçirmiş. güzel- liği kadar kurraz ve t kadındı. O kadar ki; kurnazlıkta Rasimden daha ağır bastığı için Rasimi adeta oynatıyor, atlatı - Raşim bütün gayretine rağmen bir haftadır onu tamamile arzu - suna ram etmeğe muvaffak ola l Yazan: — Recali Sanay l Mül edilmez vaziyete bir son ver meğe karar verdi. Garsonun getirdiği biraları içen lerken Rasim, gözlerini genç ve güzel kadının — parlak ve yakıcı gözlerine dikerek sordu: — Niçin bana bu kadar lâkayd davranıyorsun Feriha? Görüyor- sun ki sana nekadar düşkünüm... Genç kadın manidar ve zarif bir gülüşle: — Lâkayd mı? Bilâkis sana çok samimi bir alâka ile merbut ol - duğümü hissediyorum. — Bu samimi alâkam benden dâaima kaçmak, uzak kalmak su - retile mi isbata çalışıyorsun?. Öy- le zalimsin ki, nerede ise elini eli- me dokundurmıyacaksın. — O kadarı fazla olur. — Fakal daha ziyade müsaadekâr davran- mağa da vicdanım mani oluyor. — Hoppala... Bu vicdan da ner 'den çıktı şimdi? Bir kadınla bir erkeğin sevişmesi gibi dünyanın en tabil bir vaziyetinde vicdanın ne işi var? — Rasim. bu bahsi fazla kur- calama, Ben sana kat'i fikrimi söye liyeyim olmaz mı? — Söyle... — Seninle dalma konuşmamı- Z istiyor musun? — Tabil, — ebette. Bu benim dünyada tahayyül ettiğim, ede - ü (Devamı 7 inci sayfada) Radyo Porgramı Ankara Radyosu RTGÜN İS Müzik (Dans müziği - P. Kanınma, 19.15 Türk müziği (Fasıl heyeli). Celâl Toksesin iştirakile. 20 Ajans, metcoralaji haberleri, v raat borsası (flal), 20,15 Türk müziki Vecihe, Cevdet Calla, Ko anı eli bir 8— Relik Porsan - Mühayyer şarkır , Her güzelin bağında, bir sebeb teşkil etmiyordu. O çe-| Bu vaziyet karşısında Rasim çi- İSÜYER Yacasın Aşk şid çeşid kadı LALE Sinema — gösterme makinaları tekâmü lün en son merhalesi sinema — sanayiinin R: en veni nümunesidir miyerek, | öynatıyordu. manki gibi natan, damarlara hız veren sesi kulaklarıı miyordu: — Nesrin.. Oh... Bu sesin ve iri yeşil gözlerin ruhunu dolduran dalgınlığı içinde mırıldandı: — Ne soydan çocuk. O kadar hoşuma gidiyor Nesrinnnn., ki... Ne desem yapıyor. Bir kere izin verdim, du * daklarımdan öptü. O kadar. Bekliyor, bektemesini biliyor. Ve.. o bekledikçe ben:onu daha çok seviyorum, daha çok onun oluyorum. Ve.. onun olacağım. Fe- rit, benim için aşkın tek ifadesi, tâ kendisi, ilki, so- nu, bütünüdür! Ve.. bu söyleniş, tatlı hayâl içinde gecenin kor- kusunu, heyecanını, o ölçüde de doyumsuzluğunu zihninde ve.. gözlerinin önünde yürüttü. tadini, şenliğini, larla sürmeğe © kadar al lilik hayatının yı usanç veriyor ve bu hissi belli et- dışarda, a meydanında yine bildiği gibi at m bir hafta evvel bir genç kadınla tanıştı. Amma bu her za- düpedüz bir tanışma Abdülvahab Leylâ Murad Görülmemiş bir muvaffakiyetle devam ediyor Bu filmin bir kopyası büyük fedakârlıklarla İzmirde TAYYARE sinemasında ayni zamandı gösteriliyor ği vakil suratı asık, rengi soluk, keyfi kaçıktı, şadi: B dim leden çıkıyordu. Hiçbir kadının 0- " nu bu derece sarstığını, bu kadar | | hâkim bir rol oynadığını hatırla « mıyordu. radan günler geç sim için bir gönül işi bir izzeti nelis sele: aşamağa zevk asaklığı ona ge Ve ginül en ziyade | si oldu. Bir yaz günü idi. Büyükdereye gezmeğe gittiler. Tenha bir köşes ye çekildiler. Rasim. bu kadar maceraya düş kün, gözlerinin içi şehvet ve Ihti- | rasla yanan pervasız bir kadın - | dan günlerdenberi bir buse bile | almağa muvaffak olzmadığı için hidde: ve asabiyetinden çudıra - | cak gibi idi. Bu hırçın halini kadından giz - lemeğe çalışarak niçin kendisine karşi bu derece zalimane davran- ğını sormağa, artık bu taham - he 3 ŞÜPHENİN KUDURTTUĞU GECELER DOKTOR HASTA Famıl bir akşam eve geldi. Karisi ile karşılağtı: Güney sordu: — Nen var Fazılt, Fazıl: — Hastayım karıcığım... Dedi, sözüne ekledi: — Bir grip-geliyor galiba... Güney kocasının yanına oturdu, saçlarını ok- - A... Senin ki de lâf. Doktor hastalanır mı? Dedi. Lâkırdısını sürdürdü: — Biraz soğuk filân- almışsındır. Fazıl: — Gerçek, hastayım. — Akşam üzeri yurdda birden bir kırıklık ateş bastırdı. Biraz piramidon, kinin filân al- amma, ateşim hafif sürüyor. (Devamı var) 3— Ali Efendi -— Nihavend şarkıt Sevdim yine, #— 8. Kaynık - Bingül dağlarında ö Muhtçlif şarkılar, 21 Memirket sazt ayarı. 21 Konuşma (haftalık spor servisi). A5 Esham, tahvilat, — kambiye « muküt borsası (Tiat), 2125 Neyeeli ZL30 Müzik (Riyaseti Cumhur flar- Monik orkestrası). Şefi Praetorlus, 2245 Müzik — ÇOpera seleksyonları mverlürleri ve salre). 23 Müzik (Cazband - PI 2345 - 24 Bon ajans haberleri ve yarınki program. YARIN 1835 Müzik (Kabare, Çizan - Pi). 14 Memleket sast ayarı, ajanı, me- | teoroloji haberleri. 4416 Türk müziği. Çalanlar: Vecihe, Cevdel Kozan, şen Kam. Okuyan: Muzafler İlkar. 1— Rauf Vekla - Mahur peşrevi, #— Lhtif ağa » Mahür şarkı: Telif edebilsem. 3— Rahmi Bey - Esir ettin beal. d— Cevdet Kozan - Taksim. 5— Şükrü Şenözan - Bevda me tatlı #— Saz sematsi, MA0 - 15,30 Müzik (dans müziği « 1357 Hicrf 1354 Rumi Muharrem Mart 25 4 1939, Ay 3, Gün-76, Kasım 130) 17 Mart CUMA — £ Vakitler | Vasati

Bu sayıdan diğer sayfalar: