1 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

1 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* 'TAN " n tefrikası : d0 ikinci Mehmede Konstantinin, El Yazısiyle Yazılmış, Bir Namesini Verdiler Gabriyel Tirevizan bu iki yelkenliyi aceba Rumeli- hisarı önünden nasıl geçirebilm şti ? « Bu şüphesiz — korkulacat bir tehditti. Zira Bizansı müdafaa ve Bizansa yardım işleri ne ka- dar yavaş yürüyorsa Edirnede- ki hazırlıklar da o derece hızlı gidiyordu İkinci Mehmedin çalışmasından doğan neticeler Bizans için pek korkunçtu. Sad- Trazam Halil Paşa hükümdarı - nın tavsiye ve tehditlerine rağ- men Bizansa el altından haber- ler salmakta — devam ettiği ve WVenedik sefiri casuslarından al- dığı haberleri derhal kendisine bildirdiği için imparator da bu korkunçluğa akıl erdirmiş bu - lunuyordu., — Bunun için “belki kendisini yumuşatırım,, ümidile Edirneye bir heyet daha - gön - derdi. Bunlarrikinci Mehmede Kostantin'in el yazısiyla yazıl - mış bir nâmesini verdiler ki için- de şu satırlar da vardı: “Apaçık görüyorum ki gulh- kan ziyade harba — taraftârsın. Sana çok samimi ve doğru ola- rak “senin hükmün altma gir - meğe hazırım!,, dediğim halde bir türlü —doğru söylediğime kanmak istemiyorsun. (3) *“Varsın, senin arzün yerine ulaşsın! Artık benim işim Alla- ha kalmıştır. ve bundan sonra ondan başka kimseye yalvarmı- yacağım. Eğer, şehrin senin e- line geçmesi onun arzusuyla o - Pnkn buna kim mâni olabilir? Ama... Eğer — Allah sende be - nimle sulh yapmak hevesini u - yandıracak olursa bundan çok büyük saadetler duyacağım,pek bahtiyar olacağım, Bununla be- :::: imzaladığımız bütün ant- sana yüklettiği taahhüt - lerden seni kurtulmuş addedi - rWenedik kadırgası çı.kzgclmiş— yorum. Paytahtımın — kapıları bugünden sonra artık kapan - mışlardır. Bizansı ölünceye ka- dar müdafaa edeceğim. Âdil ve en büyük hâkim ikimizi de mahkemesi huzuruna çağıracağı — güne kadar mes'ut ol!,, İkinci Mehmet — buna cevap vermeğe bile —lüzum görmedi. Zaten Karaca beyin kumanda - sındaki — Türk süvarileri şimdi Karadeniz kıyılarıyla Marma - ranın şimal kıyılarındaki Rum köylerine saldırıp duruyorlar - dı. Maamafih bu sırada Bizan - sa da sağdan soldan az çok yar- dımlar : Se f ea a başlamıştı. ti. Bunların — Rumeli hisarı ö - nünden nasıl — geçebildiklerine bütün şehir hayret etmişti. Gab- riyel Tirevizan ve Zaharya Gı - riboni kaptanların kumanda et- tikleri bu gemiler, Azak denizi kıyılarındaki Tana limanından ağız ağrza — erzak yüklenmiş üç büyük ticaret gemisini de bera- berlerinde getirmişlerdi. Bun - lardan az sonra — Kandiye'den şarap yüklü sekiz gemi ve dört Sakız ge le biribirinden bü- hla dolu beş Mora yelkenlisi gelmişti. (4) Fakat bu gemilerden bir ço - ğu içindekileri çıkardıktan son- ra derhal yelken açıp Kostanti- EYı'dzn uzaklaşmak istiyorlar- (Arkası var) (3) Silümberger'den. (4) Dükas'tan, lm_l Galatada Büyük Manok- yan Hanı Satılıkdır. olan Allahın | Yeni başlıyanlar için :40 Arkadaş tutmuşsa —e Söylenilen rengi arkadaş tutmuşsa ne yapmalıdır? b Söylenilen renk dışmdaki renklere verilen — kıymetleri, eğer bu renkler hasım tarafın- dan da deklâre edilmişse, hesa- ba katmamalıdır. Böyle hare- ket ettikten sonra, dört löve- den yukarısı kadar tekrar att- nuzu ikiye çıkardı, sağınızdaki oyuncu körü ikiye yükseltti. Elinizi yoklarsmız, ilk deklâ- Tasyonu yaparken kör kâğıtları- na verdiğiniz kıymeti indirirsi- niz, Bunu yaptıktan sonra beş lövelik bir kıymet kalırsa ko- zunuzu bir İöve arttırırsınız, yani üç karo dersiniz. Altı 1ö - velik bir kıymet kalırsa iki 1ö- ve, yedi lövelik bir kıymet ka- lırsa üç löve arttırırsınız. Böyle bir hesapta yarım 1ö- veler umumiyetle bir löve sa- yılmalıdır. Meselâ dört buçuk löve, beş löve sayılmalı ve ar- dörde yükseltmelidir. Bununla beraber eğer arka- daş, evvelce bir müdafaa deklâ- rasyonu olmadan, yalnız bir 1ö- ve arttırmışsa, biraz ihtiyatlı davranmalıdır. Zira bu gibi yardımlar arttırmağı kesme - mek için pek yetgin olmayan bir elle yapılabilir. Bir kıymetli renk deklâre edilmiş ve eğer arkadaş bunu bir löveden ikiye çıkarmışsa, beş lövelik bir elle üçe çıkma- malıdır. Çünkü manşa gidebil- mek ihtimali çok azdır. tercih etmelidir, Bu tercih için şunlar lâzımdır : , 1 — Elde doğru iki renk bu- lunmak: Ö zaman beş kâğıtlı 2 — İlk söylenilen renk dört kâğıttan ibaret olmak ve elde fazla onör lövesi bulunmak: Bu takdirde arkadaş bir löve tut- muşsa iki Ssanzatuya, iki löve tutmuşsa üç sanzatuya çevir- melidir. Bu suretle arkadaşa seçme hakkı verilir. Eğer arka- daşın ilk söylenen rengi tutma- st kozlara ve kesilecek kâğıtla- ra dayanıyorsa onun tekrar ilk renge dönmesi lâzımdır. Yok eğer bu tutuşu onör lövelerine dayanıyorsa bu sefer iki sanza- tuyu üçe çıkarmalı, üçü üçte br- rakmalıdır. Meselâ ilk söyli- yen Kör: As, vale, 10, 5 Karo: Rua, 10, 8 Trefl: As, 5 Pik: Rua, 10, 9, 8 ıöŞıeklindoki bir elle bir pik ylemişse ve bunu arkadaşı iki pike çıkarmışsa, iki sanzatuya çevirmelidir. Buna mukabil ar- kadaşın elinde meselâ: Kör Rua, 9, 8, 7, 6 Karo: $ Hatta arkadaş tara tu- | imkânı l uî'ğ%,— 45) sağlam iyen Dazan renk değiştirmeği i Ç Trefl: As, 4, 3,2 Pik: 8, 4,2 Varsa, ilk söyliyenin iki san- Zatusunu yine dört pike değiş- tirmelidir. Yok, elinde meselâ: Kör: Dam, 8, 5 Karo: As, vale, 7, 2 Trefl: Rua, 4, 3 Pik: Rua, 10, 9 Varsa, ilk söyliyenin iki san- Zzatusunu üç sanzatuya çıkar »- Mmalıdrı. Bilenler için vo” $ Kâğıdı (S) vermiştir. (S) bir kör, (Ö) iki karo, (N) dört kör söylemiştir. (Ö) oyuna karo ruasile baş- lamıştır, (8) elindeki karoları mordan, bir defa olsun, kesemez. Çünkü (Ö) karo deklâre ettiğine göre, ikinci karoyu hasım da kesebi- lir, Diğer taraftan, kozdan bir löve kaybetse dahi elindeki ka- roları mordaki trefllerin üstü - ne kaçmak şartile, (S) taahhü- dünü yerine getirebilecektir. Buna muvaffak olmak için, mo- ra trefil haricinde el geçirecek kâğıt olmadığından, (5) trefl- leri oynamağa başladığı zaman hasımlarda hi; koz kalmaması lâzımdır. Çünkü kestikleri tak- dirde bütün treflleri yapmak ; kozlarını” . Siz burada olduğu - gibi; hasımlar- dan birinde -dört koz çıkacak olursa, bunun farkma ancak ikinci lövede varabilir. Ö za- man da çok geçtir; çünkü, (O) ya kestirmeden trefllerini yap- mak imkânı kalmaz, Bu muhte- mel tehlikeden kaçınmak için ©ört kozun bir tarafta toplana- bileceğini düşünerek, (8) ko- zun ilk lövesini hasımlara ver- melidir. Bu suretle dördüncü elde kozlar biter ve artık (S) kesil- me korkusu olmadan trefllerini yl.p.l'. Prensip: Bazı hallerde morda sağlam ve uzun bir renk bulunur. Bu renk eldeki lüzumsuz kâğıtları kaçmağa yarar, Bu takdirde lâzımgelen lüzumsuz kâğıtlar morda çok kısa veya bitmiş olan rengin kâğıtlarıdır. Çünkü oyuncu, gerek hasım ta- rafından da kesilir korkusile, gerek mordan kâfi miktarda kesemiyeceği için, bu kâğıtları mora kestirmektense sağlam kâğıtların üstüne kaçmağı ter- cih eder, Böyle bir durumda, eğer nasıl olsa kozdan bir löve kaybedilecekse, kozun ilk löve- sini hasıma vermelidir. Esas No, Mevkii ve nev'i Depozi! 254 Gü Galatada mahallesinde Halil Paşa sokağındaki (Ömer Abit hanma giden sokakta) yeni 21 No.lu altıkat kâgir büyük Manokyan hanı. 6.000 lira Yukarıda yazılı han peşin para ile satılmak üzere ka- palı zarfla arttırmaya konulmuşdur. 4 1.— İhale birdir ve kat'idir ve 24-6-1935 tarihine te- sadüf eden Pazartesi günü saat on birde Ankarada İda- re Meclisimiz huzurunda yapılacakdır. 2.— Uhtesine ihale olunan zat bedelini heman vere- rek teferruğ muamelesini yaptıracakdır. N 3.— Alıcı olanlar bir lira mukabilinde Şubemizden alacakları mufassal şartnamemizi okuyarak- anda tarif edildiği veçhile teklif mektublarını ihaleye tesadüf eden 24-6-1935 pazartesi günü saat ona kadar Ankarada Umum Müdürlüğümüze ve İstanbulda — Şubemize ver- meleri ve daha fazla tafsilât almak isteyenlerin her gün Şubemize müracaatları. (131) (2975), » — ——— —H Askeri Fabrikalar Satınalma Komisyonundan: Bakırköy Barut Fabrikalarında 240 adet köhne Bi- don pazarlıkla satılacaktır. İsteklilerin 6 Haziran 935 Perşembe günü saat 14 de Fabrikada Satınalma komis- yonuna müracaat eylemeleri. (3012) BAA . S İ ll v YT Istanbul Yakası Tahsil Müdür- lüğünden: 935 Mali senesi arazi vergisi taksitlerinin 'Temmi ve Kinuııuewıl aylarında olmak üzere iki ve bina v;z gisi Şıkntlmnın de Adalar kazası hariç olmak üzere Hızu:_uı, Ey!ill, Kânunuevvel — ve Mart aylarında ol- ı';_uk üzere dört ve adalar kazasında da Temmuz ve eşrini sani aylarında olmak üzere iki taksitte b ğrilân olunur. (3040), E SA Kapanmayan Yara Eskiden kara sevda derlerdi. Bu sevdaya tutulan zavallıla- rın ömrü ahla, ofla, hasretle geçer; yaraları bii mazmış, Sevgiliyi bir defa, iki defa görmüşler, o da karşıdan. Sevmişler, fakat sevilmemişler. Çok defa sevgilinin bu sevda - dan haberi bile olmazmış. Fa- kat bir kere olan olmuş; zaval- hi bu bir görüşte aşk okunu ye- miş; seneler geçtiği halde unu- tamazmış, yarasını öteki dün- yaya götürenler çokmuş. Bu zamanda kara sevda, ve- ba gibi, az işitilen ve görülen bir hastalıktır. Yalnız Halıcı- oğlunda Tosun sokakta Yaslı imazsile mektup yazan deli- kanlı bu hastalığa tutulmuş ol- duğunu ve Üüç senedenberi ne yaptise çare bulamadığını yâzi- yor: *.. Çamlıcadaki bağlarından sonra bir kere de köprü üstün- de gördüm. Ne beni gördü, ne benden tarafa dönüp te bir ke- re baktı. Hepsi o <adar... Fa- kat o gündenberi içimde açtığı yara kapanmıyor. Kaç kereler Çamlıca yolunu tutup bağın et- ralında dolaştım. Kaç kereler köprü üstünde onun yolunu bekledim. Kısmet değilmiş. Onu iki kerecik görecekmişim. Yalnız rüyamda çok görürüm, Fakat kaybetmiyeyim diye göz- Terimi bile açmam. Neye yarar? Ne iş tuttumsa hayır gelme- di. Seyahate çıkmak istedim, belki bir gün rastgelirim diye İstanbuldan ayrılama- dım. Kendimi kuüş hevesine verdim, kuş tulup besledim. | Fayda vermedi. Uç senedir çe- kiyorum, Bunun bir ilâcı, bu derdin bir devası yok mudur?.” Bu derdin herkese göre de- vası zamandır, ama sizin der- dinize bu da para etmemiş an- laşılan... Ancak bir hayalin et- rafına fazla saplanmış, dünya - dan elinizi eteğinizi çekmiş; galiba bahçeli bir evde eski tekke adamları gibi kuşlarla düşüp kalkmağa, başkalarile konuşmamağa başlamışsınız. Herkesin içine girsey- diniz, şu hayalile ömür tüketti- ğiniz güzelin bir benzerini bu - lür, Ötekini çabuk unuturdunuz. Bir aşkı geçirmenin bir kestir- me yolu da başka bir aşka tu- tulmaktır. Hani bazı azgrı hastalıkları, daha azgm hasta- lıkların mikroplarile geçiriyor- lar ya, onun gibi.., L e Feneryolu Yaver Ağa soka- ğında A, Baygın imzasile bir mektup: " Geçenki bir yazınız beni de düşündürdü. Biraz şişmanlı- yorum; ev içinde giyinmeğe pek ehemmiyet vermem. So- kakta da pek inceden inceye giyindiğim yoktur. Acaba ko- cam üzerinde bu lâkaytlığım tesir yapıyor mu? Ben de onun | eskiden farklı olan halini sezi- yorum da onun için size bunla- rı yazdım.” Sizin dikkatinizi çeken yazı- mızı tekrar tekrar okuyunuz: Bir erkeği karısına bağlayan sebepler arasında kadının cazi- besi başta gelir. Cazibe güzel. lik gibi değil, biraz gayretle ik- tisap edilmesi mümkün bir has- lettir. İyi giyinmek, iyi görün- mek ve iyi konuşmak... İşte ca- zibenin esasları, Sokakta değil, evde bile hele kocanızın yanın- da asla dikkatsiz görünmeyin. Sinema meraklısı olduğunuz anlaşılyor. Orada dikkat etme- d_iniı mi? En sevilen ve beğe- nilen kadınlar, kirpiksiz, kaş- sız, burnu “büyük, ağzı büyük olduğu halde en cazibeli olan kadınlardır, Şişmanlamamağa da bakınız. Şişmanlık kadında 'İ ne cazibe bırakır, ne sevmek, ne türlü kapan- | sevilmek hevesi... e Bakırköy, Cevizlik, Sıdıka imzasile gelen mektup “sm Falın doğruluğuna birçok defalar tecrübe ile kanaat ge- tirdim, Fal gelecek dedi, geldi; gelmiyecek, dedi; gelme- di. Uzun bir yolculuk gösterdi. Bu yolculuk çıktı. Belki on de- fadır açtığım fal bana sarı saç- dt, uzun boylu bir kadının rakip olduğunu gösteriyor. Halbuki sevdiğim adam bunu inkâr et- tiği halde geçen gün böyle bir kadının yazıhanesinden çıktığı- nı görmüşler. Kendisile şiddet- ti kavga ettim, ayrıldık, Bu de- da da fal onun uzak bir yolcu- luğa çıkacağını gösteriyor, Dare gin olarak ondan ayrılmak iste- mem, Halhuki kavga ettiğimiz için kendisine haber gönderme- ğe de tenezzül etmiyorum. Da- ha doğrusu belki cevap vermez, diye korkuyorum. Acaba ne yapsam ki..” Fallar hakkında bizim fikri « mizi sormaya bile lüzum gör- mediğinize göre sizin fala ba- kıp yapacağınız işleri tayin ete mek yolundaki garabetinizi bir tarafa bırakalım ve sevgilinize müracaat edip etmemek hak- kındaki sorgunuza bakalım: O kadar lüzumsuz yere kav« ga etmişsiniz ki, ondan size bir müracaat beklerreyin. Bir adam, belki de iş güç sahibi bir adam yazıhanesinden sarışın bir kadım çıktı, diye kendisile kav- ga eden sevgiliye artık aldırış etmese haklıdır. Tabil size kim bilir ne kadar teminat vermişe tir, siz — dinlememissinizdir. Bundan sonra yapılacak şey, kusurunuzu itiraf edip, bütün yaptıklarınızın - sonu ne kadar kıskandığınızı ve onu ne kadar sevdiğinizi gösterdiğini söyle - mek veya yazmaktan ibarettir? — Ne yapayım, deyiniz. Seni o kadar seviyorum ki, sokak- tan geçen bir kadının bile se- ninle münasebetinden şüpheles niyor, kıskanıyor, kendimi yis yorum. Böyle bir çılgınlık has limde seni de sinirlendirdim. Artık bu deliliğimi sana belli etmiyeceğimden emin ol. Böyle sözlere erkekler çabuk inanırlar, ——— * Birinet sınıf fenni SÜNNETCİ EMiN FiDAN Evlerde, hususi hastanelerde sünnet yapar, Büyüklerin işleri- ne devamına mâni olmaz. Anka-| adan davet kabul eder Beşiktai Erib apartımanı. Telefonı Ka- Besaz bine 44395, ev 40621 aa i Ankara İkinci Sulh Hukuk Hâkimliğinden : Maraş Eski Ziraat Bankası memurlarından ölü Sabit kızı Melahat'e : Ankara'da mukim taygar 0- ğulları vekili Avukat Hüsnü' nün mahkemeye ikame ettiği Ankara Atpazarında Çengel ham denmekle maruf hanıfi şuyuunun izalesi taksimi kabil olmazsa satılmasına — mütedaif davada : gelüp bir defide bulun- manıza dair 28-4-935 sant 14 günlemeçli davetiyede mübaşi* rin vermiş olduğu —meşrühat- tan adresinizin malüm olmadiğf anlaşılmakla ; 141 inci maddesine tevfikan yü” talep ve - usulü pılacak teblizatın ilânen icrasf” na karar verilmiştir. Muhak&” me 25:6-935 saat 9.30 a mualt laktır. Gelüp bir defide bulut” manız ; veya bir vekil göndef” meniz aksi halde gıyap - karaff verileceği lüzumu ilân — yoldi bildirilir. (2985), L PFPERİGĞCR se Z FŞ Ben Tak

Bu sayıdan diğer sayfalar: