1 Haziran 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

1 Haziran 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ge ' 1 6-935 | | Ank HAVA TEHLİKESİNE KARŞI Yurdun Her Tarafında Çankaya Maçı Heyecanla Çalışılıyor Vatandaşlar Hava Kurumuna Yardım İçin Koşuyorlar LHUSUSİ MUHABİRİMİZ BİLDİRİYOR | Ankara, 31 Mayıs Yurdumuzu tehdit eden hava tehlikesine karşı koymak için er tarafta heyecanlı bir çalış a başlamıştır. Bir çok vilâyet lerden ve kazalardan alınan tel Yazılarına göre, Türk hava ku- Tumu merkezleri, fırka idare he - Yetleri faaliyete geçmişler ve Yurdun korunması için lâüzimge- — len tayyareleri almak için nasıl - $Şalışılması lâzımgeldiğini tesbi- te başlamışlardır. Her yerde halk, “hava tehli - sini bilenler cemiyeti,ne yar- etmek için âdeta biribirile Yarış etmektedir. Bir çok vilâ - Yetlerde henüz kendilerine mü - Tacaat edilmeden yığınla vatan- seve seve bu kuruma üye ya Zılmak için koşmaktadırlar. Diğer taraftan Halkevlerinde Ve diğer toplantı yerlerinde Muhtelif hatipler, halka, hava- d_an gelecek bir tehlikenin dehşe tini anlatmakta ve buna karşı mmak çarelerini izah etmek ir, Denilebilir ki, bütün yurdda hava tehlikesine karşı korunmak için umumi ve sivil bir seferber. lik başlamıştır. Dün Gemlikten alman bir tel grafta şu cümleler dikkate şayan Gir. “Bugün halkımız belediye ö - nünde bir toplantı yaptı. Hava kurumu başkanları, hava tehli kesine karşı özlü ve canlı bir ko nuşma yaptılar, Bir çeyrek saat zarfında 755 lira toplandı,. Bu teberrülere 30, 5O, GÖ, 100 lira ile iştirak eden vatandaslar da vardı, Bu telgra £t çektiğim dakikada “hava teh likesini bilenler kurumuna gir - mek,, için müracaat edenlerin arkası kesilmemişti. Kısa bir zaman zarfmda bu yekünun şiddetle kabaracağı u- mulmaktadır. Diğer taraftan Türkiyede bulunan muhtelif mü esseseler de bu kuruma girmek arzusunu göstermişlerdir. Dün Burla biraderler hava ku rumu evine 1000 liralık bir çek göndermişlerdir . POLİIS Kumaş Kacakcıhlâı <4vrupadan Gizli Kumaş Getiren Bir Terzi Evvelki gün ipekli kumaş ka- Sakçılığı suçile üç kadın adliye- Ye verilmiş ve biri hâkim karari tevkif edilmiştir. Yaptığımız Acastırmaya göre suçlular hak- kındaki iddin şudur: , Beyoğlunda terzilik eden A - lis Behar ile kuzini Jermen sık Sık Avrupaya gidip gelmekte Ve mostreleri arasına yeni mö- dellerle İstanbul piyasasmda h“İln'ımayııı yeni kumaşlar koy Maktadırlar. Bir müddettenbe- H bu işlerinde çok iyi kazançlar Yapmağa başlayan bu dikiş evi hakkında emniyet memurları ş[“!kulanmağı başlamışlardır. ele kurmaşların yerli ipekliler- K n bambaşka oldukları, dik - At bakışlarını çok çektiğinden 4 ki<;ııkçılıl( şubesi de işten ha - berdar edilmiştir. BzŞii_ıılıelexin gittikçe artması , eTİne geçen gün Alisin dikiş “'ltbmhrak araştırma yapıl - ür. İ Bu araştırmadan terzihanenin iı::m—gı bir çok işlerin Avrupa İtlklıleri ve kumaşları ile oldu M anlaşılmış ayrıca biçilmemiş Ğ halde ipekli parça kumaşlar ele geçirilmiştir. Dikiş evinde elliden fazla par G, abancı kumaş bulunmuştur. *k"! evi sahibi Alis bunları on & 'Sene kadar önce Avrupadan ,__:rdığim iddia etmiştir, Fa - fin kumaştan anlayıcılar tara - hnün yapılan bakımda bunla - d Yeni Avrupa kumaşları ol - bi ğu meydana çıkarılmıştır. Bu Z 'dan da Alisin müdafaa edi t bir yanı kalmamıştır. Âlis bu kumaşlardan iki par- Ssını 1 : tatın Stanbulda bir kadından Pez aldığını söylemiş ve ad - de vermiştir. Bu adrese gö - tuğ İfln:ı_vı kadn kumaşları sat "ı; ll:a&d" etmemiştir. n şüphelerin doğru ıîığ:””ll üzerine muddeiumlğtıi- l;n Ve oradan da Sultanahmet 't _:Cİ Sulh cezaya verilmiştir. Ot *Mbe günü yaprlan duruş - 'ğ'?:ışıqı Alis tevkif edilmiş di Tinin mevkuf olmayarak Yakalandı mahkemelerinin devamına lü - zum görülmüştür. Bu karardan sonra Alis tevkifhaneye gönde rilmiş diğerleri de serbest bıra kılmıştır. Talebe pasosu Dün köprünün Kadıköy iske- lesinde Abut isminde bir talebe kendi vapür pasosü ile sivil kim selere bilet alırken memurlar ta rafından görülmüstür. Memur- lar kendisinden başkalarına sat tığı biletleri almak istemişler fakat buna kzan Abut hakaret etmeğe başlamıştır. Bunun üze- rine çağırılan polis Abudu ya- kalamştır. Tencere kapağı ile Dün saat 11 buçukta Haydar Kadı çeşmesi yanında 18 numa ralı evde oturan kiracılardan Hasanın kızı Fatma ile Mehime- din çocukları kavga etmişler Mehmet ile Fatma da çocukla - rını ayırmak için araya girmiş- lerdir. Fakat bu sefer çocukların yü- zünden kendileri kavgaya tutuş muşlardr. Bu arada Mehmet eli ne geçirdiği bir tencere kapağı ile Fatmanın vurmağa başlamıştır. Etraftan yetişenler Fatmayı Mehmedin elinden kurtarmışlar fakat, tencere kapağının keskin tarafile Fatmanm başı bir kaç yerinden yaralanmıştır. Yaralr Fatma bakılmak üzere hastaha neye kaldırılmış ve başı sarıldık tan sonra tekrar evine gönderil miştir, Suçlu Mehmet yakalar - mıştır. Bedava çay Evvelki gece Necati Bey cad- desinde Rafailin kahvesine ye- len sabıkalı Hasan çay istemiş- tir. Çok sarhoş olduğu için bu - nu anafora içeceğini de söyle - miştir. Kahvenin genç garsonu Yusuf; “anafora çay yok,, muka belesinde bulununca Hasan el şakası yapmağa başlamıştır. Vaziyeti gittikçe çekilmez oldu Bu için biçağı çeken Yusuf Ha- sanı dört yerinden ağır surette UYNT AA Ankara Gücü ÇANKAYA MAÇI O — 2 KAZANDI Ankara, 31 (A.A.) — Bugün şehrimizde Ankara gücü ile An kara şampiyonu Çankaya arasını da Ankara gücü başkanı gene - ral Eyüpun koyduğu kupa maçı Oynanmıştır. Kupa maçı, iki hafta önce oy- nanmış ve beraberlikle bitmiş- ti. Bugünkü mçta Çankaya çok güzel ve başat bir oyun göster- miş ve kupa maçını sıfıra karşı iki ile kazanmıştır. Maçta tüze, gümrük ve ekit bakanları ile General Eyüp ve kalabalık bir halk yığını hazır bulunuyordu. Maçın sonunda General Eyüp Çankaya takımına başarım ve ilerleme dileği ile gencliğin spora önem vermesini istiyen kısa bir söylevden sonra kupayı Çankaya takımına vermiş ve bu tören halk tarafından alkışlan - mıştır. Çankaya takımının bugünkü oyunu ileri için büyük umudlar verecek kadar güzeldi. Yeni saylavlar Ankara, 31.A.A. — Gazian- teb, Kars, Tokad illeri boş olan saylavlıkları için yaprlan seçim' bitmiş ve C. H, Partisi namzed- leri olan Ali Hikmet Erdem Fuat Köprülü, Sıdkı Buke oy - birliğile seçilmişlerdir. PAZAR TATiLi Bugün öğleden sonra tatildir Yarın dükkânlar kapalı olacak Yeni hafta tatili kanununa göre, bugün saat birden itiba - ren resmi, hususi müesseseler, mektepler ve sair kurumlar ta- tildir. Tatil Pazartesi sabahına kadar sürecektir. Yalnız bugün, dükkânlar ve mağazalar akşa - ma kadar açık bulunacaklardır. Evvelce cumaları kapalı bulu- nati dükkân ve mağazalar bugün öğleden sonra değil yalnız ya- rın dükkânlarını kapayacaklar- dır. Cuma günü açık bulunması na müsaade edilen, halkım yiye ceğini, içeceğini ve temizliğini temin eden yerler yarın yine açık olacaktır. Dün son cuma tatilini yap - tık. Eski ve yeni kanunun bir haf ta içinde nihayet bulup başla - ması, iki buçuk gün tatilin bir hafta içinde yapılmasma sebep olmuştur. Artık gelecek cuma, çalışma günleri arasına girecektir. Hafta tatili kanunu bugünkü resmi ceride ile intişar etmiş bu lunuyor. Kanuna göre hafta ta- tili 35 saattir. Kanunun sureti ilbaylık tarafından bütün kaza- lara bildirilmiştir.Zabrta bugün den itibaren kanunun tatbikine hezaret edecektir. Yarın pazar olduğundan, her yer kapalı bu - lunacaktır. Dükkân ve müesse - selerini açık bırakan kimseler ce zalandırılacaktır. Evvelce perşembe akşamları dükkânların kapanma saatleri bir saat fazlalaştırılıyordu. Per şembe akşamları bu müesseseler için şarbaylık tarafından tatbik edilen bu hususi vaziyet, bun - dan sonra, cumartesi günü ak - şamları tatbik edilecektir. —H —— yaralamıştır. Polis vakayı ha - ber alıp gelinceye kadar garson kahvede beklemiş ve gelen ilk polis memuruna teslim olmuş - fur. Yaralı sabıkalı Beyoğlu has tahanesine kaldırılmıştır. Tah - kikat devam etmektedir. TAN SIYASAL KONUŞMA Harp Sonu Devletleri Liberalizmin klâsik beşikleri sanılan İngiltere ve Fransa da- hi devletçilik — akınından uzak kalamadılar. Ne gariptir ki bu- ralarda dahi, bu akını kuvvet - lendirmeğe, egemen — kılmağa çalışanların önemli unsurları Almanyayı ve İtalyayı dikta - törlüğe götürmüş olanların ay- nıdır. Yani eski muharipler (Anciens combattants). Fakat iki devlet arasında de- rin ayrılıklar vardır ki kuruluş tarzındaki — ayrılıklardan ileri geliyor. İngiltere — bilindiği gibi — idarede ademi merkeziyet usu - lüne bağlı bir ülkedir. Orada topluluğa ait bir çok hizmetler vilâyetlere ve belediyelere ve - rilmiştir. İngiliz belediyeleri ise baştan başa' devletçilik usulü ile işlemektedirler . Fakat İngiliz belediyelerin - deki bu usül harp sonu mahsulü değildir. Bu, ötedenberi kabul edilmiş olan geniş bir muhtari- yetin açıla açıla savaştan evvel dahi varmış olduğu bir netice - dir. Gel sosyalizm ve gerek diktatörlük düşünceleri ora ta- mamen yabancıdır. S:xrf iyi ya - şamak, ucuz yaşamak ve kan - for temin eylemek... İşte usül üzerinde egemen olan duygu- lar. Bu usül merkezi hükümetin elinde filen pek az iş bırakmak- tadır. O yalnız umum İngiliz devletine ait işlerle uğraşır, Fa- kat bu alanda dahi — harp so - nu vaziyeti İngiliz hükümetini — eski sistemden bir dereceye kadar ve belki de geçici olarak ayrılmağa mecbur kıldı. Mese lâ issizleri düşünmek, parayı ve ticareti korumak gibi vaziyet - ler! Malümdur ki — İngilterede, mecburi sü (askerlik) hizmeti yoktur. Savaşa girişmeğe ka rar vermekle beraber, İngiltere gu usulü kabul etmek ıztırarın- a bmtundu. Fakat İngiliz hü - kümeti, İngiliz halkının bu mec buriyete güçlükle yanaşacağını Wdiqi.icin. €n çok vere - cek olan amele e savaş tan sonra dahi şimdi aldıkları ücreti temin edeceğini vadetti. Savaş bitti. Üç milyona ya - ktn dünyada en yüksek Ücret a- lan bir issiz kitlesi İngiliz hazi- nesinin üzerine yüklendi. Bu suretle işlemeden ücret alan İn giliz amelesi bir zamanlar pek ucuzluk olan Fransaya gelerek orada kafile kafile — yerleştiler ve güzel ve müsterih bir hayat geçirmeğe baktılar, 'teki yandan amele hükü - meti tarafından parlâmentoya kabul ettirilmiş bir kanun muci bince hazine üzerine ağır basan bir mecburf sigorta yükü vardı. Bu gibi sigortalıların sayısı on altı milyona varıyor ve İngiliz hazinesine yılda yet- miş milyon İngiliz lirası kadar bir masrafa maloluyor. * Bu kadar ağır yükler altında bulunan İngiliz hazinesi — ver- giler âzami hadde vardığı hal - de — gene yılda yüzlerce mil - yon açık vermeğe başladı. İngiliz hükümeti pek nomal olarak tedbirler almağa başla - dı. Ameleye iş bülabilmek için yapıcılığa koyuldu ve ezcümle pek çok ucuz amele evleri yap- tırdı. Aynı zamanda sanayiin yeni- den acılmasını düşündü. Bunun için alman tedbirler — arasında en önemlisi “Table ronde,, - varlak masa kurumu oldu. f: giltere bütün dominyonlardan ve müstemlekelerinden mümes- siller davet ederek onlarla an - laştı. Bu anlaşmanın sonu Pre- fenciels denilen gümrük usulü- nün kabulü oldu. Bu usule göre ana vatanla dominyonlar ve müstemlekeler arasındaki tica- ret hususi gümrüklere tâbi tu - tulacak ve başka memleketler- den gelen eşya üzerine konulan gümrüklerden pek aşağı ola caktı. Dört yüz milyonluk bir kitleyi icine alan bu — anlaşma bir yandan İngiliz mahsüllerin: ecnebi rekabetinden koruyor - du ve öteki yandan da İngiliz mahsüllerine emin müşteriler temin ediyordu. Aynı zamanda İngiliz mah - süllerinin başka yerlerde de re- vacını temin ve sürümünü artır- mak amacı ile İngiltere altın e- sasından ayrıldı ve İngiliz pa - rasının kıymetini düşürdü. Bu tedbir Amerikalıların doları dü şürmelerine karşı alınd. Ve o gündenberi — İngiliz hükümeti mühtelif — tedbirler ile parasnı hem yükselmek ve hem de faz- la düşmek tehlikesine karşı ko- rumaktadır. Öte taraftan, başka memle - ketlerin tatbik etmeğe başladık- ları kontenjantman ve kliring usüllerini de İngiltere ister iste- mez yapmağa basladı. İste İngilterenin harp sonu - na ait olmak üzere — yanaştığı devletçiliğin başlıca sayfaları! Orada parlmanterizm ve bü- tün serbestiler dim dik duruyor lar ve hükümet sanayicilik ala: nına girişmediği gibi — sây ile sermaye arasına da girmek gibi teşebbüslerde bulunmadı. Za - ten pek kuüvvetli olan Trade Ünion (amele teşkilâtı) kendi- si böyle bir müdahaleyi redde - diyor. Bugünkü İngiliz Başve - kili sosyalist Mac Donald'ın A- vam Kamarasında — yalnız altı taraftarı vardır, — bütün amele firkası onun aleyhtarıdır ve o- nun başvekâlette — bulunması yalnız İngilizlere — mahsüs bir seciye meselesidir. Bundan ev- velki parlmanda amele fırkası iş başındaydı ve Mac Donlad da firkanın — lideri olmak sıfatile başvekildi. Umumi seçki esna- sında Mac Donald — öteki fır- kalarla anlaşarak — seçkiye bir ulus ittihadı programı ile gitti. Bu anlaşmayı amele Trade Union ve sosyalistler reddetti- ler. — Seçki, muhafazakârlara, kat'i bir ekseriyet — temin etti. Nomal olarak Mac Donald'ın gitmesi ve yerine muhafazakâr- lar lideri Bonarlav'un gelmesi lâzımdı. Fakat veril - miş olan sözü tütmak kaygısı ile Bonarlav ikinci bir mevkide kaldı ve Mac Donald - “Yoksa bu - günkü Avam Kamarasında al - ti yüz âzasından dört yüz küsu- ru muhafazakâr, elli kadarı li - beral ve iki yüz kadarı da ame- ledir. Bu amele meb'uslardan da Mac Donald'ın taraftarı olarak yalnız altı kisi vardır. * Fransaya gelince: Orada va- ziyet bambaşkadır. Malümdür ki Fransa İngilterenin tersine olarak merkeziyetçi bir devlet- tir. Orada belediyeler pek mah- dut salâhiyetleri haizdirler ve merkezi hükümetin bütün umu- mi hizmetleri kendi üzerine al- miştir. Bunun içindir ki “orada devletçilik pek çoktan - başla - mıştır, Fransada mevcut şi- mendiferlerin hemen yarısı devletin elindedir. Gene devle- tin elinde pek mühim inhisarlar ve emlâk vardır. Bu inhisarlar ve emlâkin yıllık verimleri bir milyar franga kadar varıyor. Fransada işsizlik başka memle- ketlere nisbeten azdır. İşsizle - rin sayısı yarım — milyonu bile bulmuyor. Buna mukabil Fran sada çalışip gecinen yabancıla- rın savısı milyona varıyor. Bu- na bakmıyarak Fransız hazine- si dahi bu issizleri geçindirmek için epeyi fedakârlık yapmak mecburiyetindedir. , Halbuki buhran Pransa Üüze - rinde dahi sıkıntısını gösterdi. Daha 1926 senesinde — Fransa korkunç bir mali buhran geçir - di, Fakat Poincar&e'nin enerjisi ve kesin tedbirleri buhranı ber- taraf etti. Frangın fiyatı düşü- rüldü. Mali vaziyete çare olmak üzere milletin — fedakârlığına yüz çevrildi. Devlete yardım ol- mak üzere millet — tarafından milyarlar verildi ve vaziyet kur tarıldı. Lâkin 1929 dan sonra gelen buhran Fransayı yeniden sarstı. Harici ticaret yüzde elli düştü. Vergiler — âzami hadde vardı. Diktatörlük taraftarları, başta sabık muharipler olmak üzere bu vaziyeti kullanmak is- tediler. Staviski rezaleti de tam vaktında yetişerek — onlar için güzel bir bahane oldu. Du - ELEŞ MAÇKA SENFONU Bu başliığı bana tanışlarımızdan bir bayan verdi. bu sayın bayan bana dün teseton edip dedi kiz — Size bir (konu) mevzu verece ğim ama ismini ben koyacağım. “Maç ka senfonu” — Pekâlâ. Kabul. — Bu Maçka senfonu yudur: Üs tümüzdeki katia bir gramoton Rap- sodi Hangruaz çalıyo>. Alttaki kira- çıda da piyano ile a omponye edilen bir alaturka şarki “neden hiç durma» dan..” Sokakta bir yoğurtru: — Kaymanak... diye bir teviye ba- ğırıyor... Ve arasıra trvamvay çanlak Kulaklarımızı çekiçliyor. Apartımanın önünde çocuklar boş sardalye tenekesile granit kaldırım üstünde futbol aynuyorlar, bir Eyüp oyuncakçı da kursak düdükle (Ali Baba) yı üflüyor... E buna can mi, sinir mi, akıl m dayanır?... - Neden  açıpı “Amanın can kuztaran yok mu?” di- ye bağırmıyoruz acaba! diye tasa e- diyorum. Bari biz bunları kaldırtamı- yoruz. Siz birkaç ı'ıtı yazın da yüre gimize su serpilsin! işte bu sözleri buraya geçirdim. Bir taraftan bu tanış bayanm yüre- ğine sular serpile dursun, öbür yane dan da bu sözlere birkaç kelime de ben katavım... Istanbul karlar gürülk bul gürültüsü kadar (kal pan samata anın hic bir verinde düyulmuş değildir. Marka'dların #rz- dandıkları bu gürülüler Pancaltıda, Sislide, Avasnaşada, Fınd-kleda, Toz- koparanda, Kasmpasada, Saraçhare bazmda ve Sohremininde hep birdir. Yalnız bazılarının ılı:nnııııı'a(:g. alatırkası azdır: cocuk ve sal e rültüsü daha değisiletir. Onun isindir ki; bu sayım bavanın bana verdiği hu baslığı vezmalkdla beraber bunun to- V H".Tnm'uıl Sanfantı) (Tzt n denek deba uvgun dürecektir. Bu (Yatamkar! Sanfanın ) mun hactekâöm ha. BHdive olduğunu varmazenm haksız. Taik etmiş olurum değil mi?. B FELEK ——— — mergüe iş başına geldi, parl - mandan anomal salâhiyetler al- dı ve ilk işi bütçede muvazene- yi ternin için tasarruf yapmak oldu. Fakat muvazene temin e- dilemedi, Çünkü ticaret gittik * — çe düşmekteydi.Dümergue parl mandan parlmanterizm usulü - nü değiştirmek — için salâhiyet istedi. Parlman reddetti ve ye- tine bugünkü Flandin kabinesi | geldi. Bu kabine — başka yollardan hareket etmeğe başladı. İşsiz - lere iş vermek — için yapıcılığa başladı. Çiftçi mahsüllerini sar tın almağa koyuldu. Amele ile sermaye arasındaki — alâkaları tanzim için projeler hazırladı. İşte tam bu meyanda Belçi: ka kralı öldü. Belçika frangr düştü. Fransa ile geniş ökono- mik münasebetlerde bulunan ve Fransa ile beraber “Altın esası blok” unun başında bulu- nan bu devletin parasının suku- tu, Fransız frangı üzerine de tesir yaptı; ta ötedenberi, Fran sayı altin esasından ayırmak için çalışan iç ve dış sermaye- darları bu hadiseyi kullanarak borsa oyunlarına giriştiler! Ve ne kadar hükümet bu entrikala- ra karşı şiddetli tudbirler ala- rak altın esasından ayrılmıya- cağını ilân etti ise son gelen haberler, vaziyeti karışık gös - termekte ve hükümetin parlı- mandan geniş salâhiyetler iste- mek üzere olduğunu bildirmek- tedir, Tabiati ile “sabık muha- ripler” de rahat durmıyacaklar Fransayı kat'i bir diktatörlük alanına götürmek için var kuv- vetleri ile çalışacaklardır. Fa - kat gerek parlmanda — ve gerek memleketin kendisinde - kat'i ekseriyeti haiz olan radikal sosyalistler, sol cümhuriyetçi - ler ve sosyalistler, bumun şid- detle aleyhindedirler, Acaba bu kere mücadele ne ile Sitecektir? Bize kâlırsa hükümetin parlı- mandan istiyeceği — anomal sa- tâhiyetler — yalnız mali alana &it olacaktır. Yoksa devletçi- likte zaten ilerlemiş olar Fran- sada — devletciliği hürriyetle- rin ve parlmantarizmin kalk- masına kadar götürmek ihtima: li yoktur. Ahmed AĞAOĞLU

Bu sayıdan diğer sayfalar: