18 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

18 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, ANE BALKAN GUREŞLERİ Dördüncü Balkan güreşleri bizde bir tek pek çok şeyin de yokluğunu is- pat etti; Var olan şey pazı küvvetimiz ve güreş kabiliyetimizdir. Yok olan şeylerse bir değil, birkaçtır: Tedbirsizlik, tahmin- sizlik, hesapsızlık, ölçüsüzlük, disiplinsizlik, teşkilâtsızlık, nef- simize hâkimiyetsizlik, Tahta kapılar kırılmış, parmaklıklar yıkılmış, ahali güreş yerine ka- dar saldırmis ve iz'ana, Şuura hitap eden bütün gecikmiş inzi- bat tedbirleri boşa çıkınca kala- balığın sözden değil, ancak fiz- yolojik tesirden anlayan ref- leks'leri üzerine sular sıkılmış. Balkan güreşçilerinden evvel stadyomun adamları, ahali, po- lis, itfaiye biribirlerile güreş- mişler, Kabahat kimde? Bu pek tabii tehacümü vaktinde kestiremi. yerek icap eden tedbirleri alma- mış olan stadyom idaresinde mi, polisin idaresinde mi, yoksa fert iradelerinin ayrı ayrı gev- şekliğini yekân halinde göste ren bu kargaşalığa sebep ola- cak kadar nefsine hâkimiyetini kaybeden ahalide mi? Kabahat hepsinde, hepimiz- dedir. Balkan güreşçilerini yendik, şampiyonluğu kazandık, Tür-| kün sırtı yere gelmez, amenna, yaşşa be Çobanım ,yaşşa be Ya- şarım, Saimim, Nurim, Musta- fam, yaşayın yaşayınız, hep ya- şayalım ama pazılarımızdaki kuvveti şuur ve iradelerimize de götürmek, yalnız rakipleri- mizi değil, büyük heyecan da- kikalarında nefsimizi de yen- mek şartile, Hakiki güreş insi- yaklarımızla şutırumuz arasın- da cereyan eder: Beşeri kıy- metler cetvelinde bize derece tayin decek olan da ilkönce bu mücadeledir. Peyami SAFA e ——— > Konservatuvar binasına ilkbaharda başlanıyor Yeni konservatuvar binası projesi için açılan müsabakada Holzigir pro- je taslağı birinciliği kazanmıştı. Inşa“ at projesinin bu zata yaptırılması için Almanyadaki temizlik kongresine git miş olan belediye fen direktürü Hüs- nü, Holzing ile görüşmüştür. Müte- hasus projeyi hazırlayacak ve ilkba- bara yeni konservatuvar binasının in- | şasma başlânacaktır. ——— Sebze hali hamallarının şikâyeli Sebze hali müdürlüğü, halde çalı- san hamaları yeni bir idareye bağ” ayarak, 20 şer lira aylıkla Çalıştır - mak istemiştir. Dün tatbikma geçil- miş bü karar, derhal birçok şikâyet- lere Yol açmıştır. Bir kısım hamal. Tar, işlerini bırakmışlar, belediyeye başvurarak bu kararların değiştirilme sini istemişlerdir. Hamalların Bi, aylık usulünün değiştirilmesi Ellerine geçecek paranın ihtiyaçlarmı yazı yarıya bile karşılamıyacağını öne sürerek bu vaziyete bir çare bulunma sında ısrar etmekteğirier. Mesele, tet kik edilmektedir. Cumbadan Rumbaya! Server BEDİ Eczaneye giderken o hep resmi düşünüyordu: Çok şeyl, Acaba ken- di resmi mi, yoksa benzetti mi? Ben- zetmiş olamaz; çünkü alım ve çözler şeyin varlığını, Türk - Macar Ticaret Anlaşması Türk - Maçar ticaret anlaşması için bitmek üzeredir. Yakında imzalana * cak bu yeni ânlaşma ile iki memleke- tin ticari münasebetleri çok artacak- tar. Bu münasebetle dün şehrimize gelen Mâcar sefiri Marlâssy Zoltan şunları söylemiştir: — Peştede bulunduğum “müddet #arfında Türk - Macar ticaret arlaş- ması müzaketelerindebülundum. He- men hemen bütün meselelerde muta- çalışmasile şirdiki muvakkac anlaş manm müddeti Bitmeden yehi muka ederim, Yeni anlaşma iki memleketin ticari münasebetlerini çok arttıracak- tr. Zaten dost ve kardeş iki millet ara- sında şimdiye kadar dostlukla halle- dilmemiş hiç bir mesele yoktur. Tari- hi ve azmi bağlardan kuvvet alan ve karşılıklı menfaatlere dayanan bu an- ğunun bir tezahürü daha meydana gel miş olacaktır. —— POLiSs Bir Tramvay Uğradı Dün akşam saat 18de Fatihten Harbiyeye giden ikinci mevki 174 nu maralı tramvay, Bankalar caddesin- den geçerken Arşa arız olan bir 8a- katlık yüzünden kontak yapmış ve yana tehlikesi göstermiştir. Vatman 743 numaralı Ahmet, makiney leri kontrol etmiş ve etraftan görene | lerin feryadı üzerine tramvayın yan- makta olduğu anlaşılmıştır, Vatman Ahmet, frenleri bağlamış ve vak'a ye rine yetişen polisler tramvaydakileri indirmişler: Biraz sonra, gönderi» r araba ile ârrzalı tram. vay. depoya çekilmiş, seyrüsefer bu yüzden onbeş dakika geri kalmıştır. Ölü, yaralı yoktur. Kontak sebepleri araştırılmaktadır... Fenni raporlar, sosvete direktörlüğüne bugün verile cektir, * Kantarcılarda Sabunhane soka » ğında oturan Yordan ve Koço isimle- rinde iki-şocuk Bahçekayr Balcılar 50 kağımdas'yectrlerken Kavgnya voroy- muşlar, neticede- Yordah çakı ile Ko- çoyu sağ bacağından Koço da Yorda- | ni çakı ile el ve başından yaralamış- | tır. Suçlular yakalanmış, tahkikata baslanmıştır. © Bulgurluda Sarıgazi caddesinde oturan Mürsel oğlu Mehmet Selimi ile Umraniye köründen Ahmet oğlu İsmail arasında Fıstıklı Sevinç gazi- İ nosunda tavla oynamak meselesinden kavga çıkmış, neticede Mehmet Selâ. mi, gazoz şişesi ile İsmaili başmdan vurmak suretile ağır sürette yaralar vakalanmıstır. © Üsküdarda Kısrklıda bir coban, kovunları sularken kuyuya düşmüş, boğulmuştur, m Almanyaya gönderilecek yumurtalar Almanyaya sevkedilecek yumurta- larm yalnız, Alman ithalât büros nun İstanbul mümessilliği vasıtasile gönderilebileceği alâkadarlara bildiril miştir. Fakat, bu şekilde yapılan sev kiyatın bir hayli geciktiği dikkati çel mektedir. “Bu gecikmeler yüzünden, ihracat tecimenlerimiz bozulan yumur talar için şindiye kadar $ bin liraya yakın tazminat ödemişlerdir. | memnun oldu. Cemile'ye hizmet et- mek, kendi elile onun ilâçlarını yap- tırmak, taşımak, ona götürmek hoşu- na gidiyordu. Bezaneve giderken de, dönerken de kendi kendine: ”Bu kız benim içi- mi kaplıyor, alâkam artıyor, sevmeğe mi başladım acaba?, diyordu. Yeni İbolmıyan bu tecesstisünün de bir nevi aşk haleti olup olmadığını düşündü, Muhakkak olan bir şey varsa bu ilâçları Cemile'ye götürmek hoşuma gidiyor. Bu bir alâkadır. Ben ona'is- ter aşk diyeyim, ister demiyeyim.,, Peştede yapılmakta olan müzakereler |) bık kalınmıştır. Iki tarafın bu şekilde |; velenin imzalanacağını kuvvetle ümit |; laşmanın da imzasile iki millet dostlu- |! Yanmak tehlikesine —— — Ne Dersiniz? —, HALIÇIN İ dar çok söylenmiştir ki, Istanbullular, yedisinden, yetmi- İ şine kadar, bilmiyen, işitmiyen İ yoktur. Bu güzel liman dola dola ne o- lacak?. Verilecek en mantıki ce- vap: tir, lana tekrarlana özünü ka; meğe başlıyor. İşin tehlikei fe buradadır. Artık himse, Haliç doluyor, sözü karşısında irkil yor, elini alnına götürerek düşün- miyor. Bilmiyoruz, yoksa Hali - cin, İstanbul için büyük bir ehem 2 öprüsünü öbür tarafa ge- çen büyüklü küçüklü her deniz İ nakliye vasıtası kuma oturursa, | galiba o zaman Halicin dolduğu anlaşılacak, Fakat, o vakit, iş iş- ten çoktan geçmiş bulunacak. Kuv vetli hâdiseler karşısında alâka « i sızlığımız, bazen, o kadar fazla - le öc Li ihap Hulüsinin Sergisi Sanatkâr , İhap Hulüsi, yeni bir afiş ve reklâm sergisi hazırlamıştır. Sergi, Beyoğlunda Mısır apartımanı- Bın 2 inci katında ayın 21 inde Iç Ba- kanı Şükrü Kaya tarafından açılacak- tr, Ihap Hulüsi, bu İlk afiş sergisin- de birçok eserlerini teşhir edecekti Afis sergisi, 3 hafta müddetle açık bus lundurulacaktır.., — Yeni tahsil ispek'erleri Yeni finans teşkilâtı kanunu lâyi- bhasmın kamutayın ilk toplantılarında kabul edileceği nazarı itibara alınarak Finans ispekterleri vanda çalıstırıl makta olan 16 tetkik işyarının kadro İle Rae beğ günce' ile * iritöletne metnürlier İdin. bul, Beyoğlu, Usküdar bölgeleri ta- bakkuk ve tahsil ispekterliklerine a- tanmışlardır. Bu arada yeniden tah- direktörlüğü ispekterliklerine ih- san, Naci, Enver getirilmişlerdir. Ye- ni ispekterler? dünden itibaren ödev- lerine başlamışlardır. —— Evkaf genel direktörü Bursaya gitti Evkaf Genel direktörü Fahri, Bur. saya gitmiştir. Orada evkafın yeni yaptırdığı hamamları tekik edecektir. İstanbul Evkaf muhasebecisi İbrahim Hakkı da dün yeni vazifesine başla- maştar, —— Sağlık işlerinde yapılacak islâhat Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık işlerimizde yapılacak esaslı ıslahat için Avrupadan davet edilen Kimya mütehassısı Dr. Sehelli şehrimize gel- miştir, Mütehassıs bugün Ankaraya gidecek ve bu hususta Bakanlıkla te- maslara başlayacaktır, Güneş doğuyor sözü, Haliç do- layor sözü yanında ne kadar huv velsiz kalır. Çünkü, ikincisi o ka- bütün — Bir gün, liman olmıyacak, Fakat bu acı hakikat, tekrar - DOLMASI |laşıyor ki, kafamızın içinde kuv vet ve kiymet lon kadar hı yer Muhahhak ki, Halici dolduran âmiller arasında, bizzat, biz ken dimiz de dahiliz. Bu güzel limanı temizliyecek yerde, şuursuz ola » rak, dolmasına yardım etmemiz kadar alâkasızlık şaheseri ola - maz, Çünkü, nekadar eski, hurda gemi, mavna varsa Halice çeki « | yoruz. Bunlar uzun aylar, yıllar | sonunda, nihayet, çürüyor, bir is- | helet gibi dağılarak, Halice çö « küyor. Halicin birçok yerleri, şid detli bir deniz muharebesinin er tesi günü meydana gelen, kor » | kunç bir su mezarlığı manzara « | sındadır. Batmış gemilerin sivri direkleri, başı yukarıda ihtiyar bir gi can çehişmel, Halicin gittikçe dolduğu, artık unutulmağa başlandı. Biz, hiç ol mazsa hatırasına hürmeten unu - tulmamak lâzımgelir, diye dü. şünüyoruz, Siz ne dersiniz ? Hüdai Karataban iş başında Iç Bakanlığı İlbaylıklar mahalli ida sesi genel direktör muavinliğinden İstanbul ilbaylığı muavinliğine ata- nan Hüdal Karataban yeni işine baş- lamış'ır. Hüdai Karataban tecrübeli mülkiye âmirlerindendir. Bundan ön- ce de Konya ve İstanbul mektupçu- luklarında, Sarıyer ilçebaylığında bu- lunmuş, doğruluğu ve çalışkanlığiyle tanınmıştır. Kendisini tebrik eder, yeni işinde de muvaflakıyet dileriz. —— İçüleri birer ba - erek havalanı - HAKYERLERİ Yeşilköyden “Katır-aşırmış! Yeşüküyde Yeniçirtik köyünde vu katir kaybolmuş ve birkaç gün sonra, Sarıyerde oturan Yugoslavyalı Çoban Rüstemin elinde görülerek yakalan - mıştır, Rüstem, katırı çaldığını inkâr etmemiş — Çiftlik sahibinde alacağım var- di. Çaldım.. demiştir. Katır, sahibine teslim edilmiş, hır- sız çoban da adliyeye verilmiştir. * Bir altın kalem aşırmaktan suç- lu Yenicamide dolaşan tanınmış yan- kesicilerden İbrahimin dün, birinci sull cezada duruşması yapılmıştır. Kalemin sahibi kim olduğu anlaşılma dığından suçlunun serbest bırakılma- sına ve duruşmanın gayrimevku! ola- rak devâmena karat verilmiştir. * Şeker kaçakçılığından suçlu Sa- lâhartin, Rifat, Yordan, Galip, Hüsa- ettin ve İsmailin duruşmalarına din 8 inci iktisas hakyerinde devam edil. miştir, Duruşma, karar verilmek üze- re başka güne bırakılmıştır. * Evinde yapılan aramada 65 kilo kaçak şarap bulunan Gazanlerin du- ruşmasına dün 9 uncu ihtisas mahke- mesinde başlanmıştır. Mahkeme, bu maddenin kimyagerlikce tahlil edil - mesi için duruşmayı başka güne bı- rakmıştır. KUÇUK HABERLER * ichalât gürel günü saat 13 te tatil edilmiyerek 16 | ya kadar açık bulundurulduğu yolun | daki neşriyat üzerine Gümrük Başmü İİ dürlüğü bir tezkere göndermiştir. Bu tezkerede, saat 13 ten sonra iş yapıl- madığı bildirilmektedir. * Kabul şartlarına uygun olarak | belgelerini tapu ve kadastro okuluna vermiş olanlar, Eylülün 25 inci çar- şamba günü saat onda mektepte top- lanacaklardır. * Kızılayın Aksaray kolu taratm- dan dün gece Beşiktaşta, Küçükçift- lik parkında bir aile eğlenceleri ser- visi ve konser verilmiş, çağırıklılar geç vakte kadar eğlenmişlerdir. © İl ve Belediye bütçelerile müştex rek fasıldan maaş ve ücret alan mes mur ve müstahdemlerin yaşlarını, tah sil derecelerini, vazife ve mââş kıdem lerini göğteren bir istatistik hazırlan. ması kararlaştırılmıştır. İ © Çoğalan şikâyetler üzerine, be- lediye fırınları seki bir kontrol altında tutmağa karar vermiştir. Bu hususta İ belediye zabıtası memurlarına emir- ler verilmiştir. * Kara ve deniz vasıtalarında ça” Iişanlarn kulak, göz ve sinir muaye- neleri yapılmıştır. Sakat görülenler, galışmaktan menedilmişlerdir. 9 Tarım Bakanlığı, ihraç edilecek yumurtalar için baytariye tezkeresi Yerilmesini alâkadarlara bildirmiştir. * Kabzımallar cemiyeti, yeni idare heyetini seçmek için ayın 25 inde top lanacaktır. Hal idaresinin müdahale- sile geçende yapılamıyan toplantı, bu suretle yenilenecektir. * Hayfa Ticaret mümessili Musta Nuri, İzmir yolile şehrimize gel- iştir. Birkaç güne kadar Ankaraya İ gidecektir. © İşten el çektirilen ve sonra tüze de bernet eden Beyoğlu evlendirme memuru İsmet, dünden itibaren Bey- oğlundaki eski vazifesinde çalışmaya başlamıştır. * Teşviki sanayi Bayanlar Biçki | ve Dikiş Okulunun onuncu yıldönü. | mü münasebetile Çarşıkapıdaki yur- dunda dün bir sergi açılmıştır. Bu se- ne yurddan 18 genç kız diploma al muştur. * Sağlık ve Söylet Yardım Bakdr hiğir tarafından 'Kendilerile .bir aöğak man yapılan Uzmumlardan uwnayi, #'aİ ler, dün Istanbula gelmiştir. “© Beyoğlunda yapılmakta olan in Meremeletedr. Fındıklı. çıkan kısmın da kanali kanalizasyon da Cihangi zasyonu yapılmağa başlanmıştır. © Ikisay mezuniyete Peşteye gi- den Macaristanın Ankara sefiri Ma- riossv Zoltan dün şehrimize dönmüş- tür. Sefir Birinciteşrine kadar şehri mizde istirahat edecek ve sonra Ân- karaya gidecektir. Yaş meyva ihracatı başladı Köstence yolile yaş meyve ve seb- ze ihracatına başlanmıştır. Romanya vapurları Köstence ile İzmir ve Tatan bul arasında doğru selerlere başlamış lardır, —— Kültür Bakanının tetkikleri Kültür Bakanı Saffet Arıkan şehri mizdeki tetkiklerine devam etmekte- dir. Bakan, dün de Kültür direktör- lüğüne gelmiş ve gece geç vakte ka- dar meşgul olmuştur. Saffet Arıkan, Üniversiteyi de gezdikten ve incele- melerde bulunduktan sonra Ankara - ya dönecektir. biydi. Nöbet çok mu fazla? Dalgm mı? Yoksa dargın mı? Niçin dargın olsun? Selim Cemilenin gündüzki hır çınlığını hâlâ iyice anlamış değildi. Kadın tuhunun akla, mantıka, nasiba te fazla tahammülü olmadığını bir tek izah gibi kabul etmeğe mecbur oluyor, buna bir de Cemilenin fazla delişmen mizacının icaplarını katıyor du. Fakat bu da onu tatmin etmekten uzaktı. Ne olursa olsun bunlar gün - düzki fırtmay: zaruri, hiç değilse ta- bii gösterecek derecede kâfi sebepler 18.9.935 BAŞ AĞRISI ÇEŞİDİNDEN İnsanın dostu da olur düşma” nda... İnsan çeşit çeşit düşman ka zanır. “İnsana başka bir insan düş - man kesilir; çünkü kafaları biri- birine uygun değildir. Sen, şu po Hitikanım, şu ülkğnün adamı olur sun; o, senin tersine bir politika- dan, bir ülküden yana çıkar. Sen sanatta falanca yolun yolçusu * yum dersin, o, ben filânca yol - danım der. Senin kafan kavgada iftiraya, yalana, akıl erdirmez, o, bu iki silâha başvurmadan kav ga etmesini bilmez.. Daha sayayım mı? Kafaların ayrılığı yüzünden düşman olma yı anlarım. . ; İnsanın dostu da olur, düşma- nı da... İnsan çeşit çeşit düşman ka « zanır. N Bir insan bin insana » düşman kesilir; çünkü biri ötekinin yap- tığı işi, kafa, kol verimini kıska- nır, Kıskançlığın her soyu bir başka yandan, fakat eninde s0 - nunda yine kıskançlık yolundan insana düşman kazandırır. Ben, bu çeşit düşmanlığa dü- Şen düşmanın psikolojisini tahlil edebilirim. . İnsan insana düşman olur. Bu düşmanlıkların sayılamıya cak çok sebepleri ve çeşitleri var dır, Ancak bir çeşit düşman var dir ki, onune tahlil edebildim şimdiye kadar, ne niçin düşman olduklarını anlıyabildim. Bunlar düşmanlık etmek için düşman - ek ederler. Ayrı ayrı işlerde ça- lıştığınız, ayrı ayrı verimler ver diğiniz için aranızda bir kıskanç ık olamaz. Fakat yine kıskanır» lar. Kıskanılacak bir iş yapmaz- sınız, Fakat yine kıskanıp düş - man olurlar. Aranızda büyük fi kir ve görüş münakaşaları olma mıştır, Belki de biribirinize çok yakm kanaatlar. besliyorsunuz - dur. “Pâkat'vine düşmanımız ke « Siirace, - Bu düşmanlık için düşmanirk yapan düşman tehlikesizdir, Fa- kat muziçtir. Hafif baş ağrısı, ehemmiyetsiz bir bronşit gibi - dirler. Ben kendi payıma böylesine düşmektense azılısıyla karşılaş - mağı tercih ederim. Orhan SELİM .. Almanyaya ısmarlanan kaçlar geldi Almanyaya ısmarlanan 250 meri « nes koyunu, 20 koç, İstanbula getiril miştir. Koyun ve koçlar birkaç güne kadar Karacabey merinos yetiştirme giftliğine gönderilecektir. —— Grip, tifo Şehremininde Eylül ayı içinde tifo ve tiloit, grip hastalıklarının arttığı hakkında sağlık direktörü Ali Riza Baysundan malümat isteyen yazarı” mıza direktör demiştir ki: “.- İstanbulda hiç bir semtte grip yoktur. Şehremini civarında Eylül içinde yalnız bir tifo görülmüştür.,, — İyiliğin ilâçtan değil mi demek istiyorsun? — Evet, Selim dahâ fazla sormadı. İçinde Cemilenin bararetine yetişmek isti * yor gibi kınışan bir duygunun sıcak” İığını duyarak onun elini daha fazla sıkıyordu, gözlerini ondan ayırmıya” raki — Hasta iken bile çok güzelsin! Dedi, Cemilenin dudaklar: etrafında san» ki göze görünmiyen bir örümcek tat- kısmını gayet iyi görmüştü. Arada bir kaşının üstüne düşen ve Cemile nin ilk gece tutup ta kendi elile kal dırdığı sorgu işareti biçimindeki sâç kıvrımı bu resimde de vardı. O halde Cemile nereden bulmuş bunu?. Ne yaman kız, Allahım, ne canlı kız, ne saf, ayni zamanda ne zeki kız, ne gü- 241 koz, cahilliğine, garip muvazene- sizliğine, hatta bazan terbiyesizliğine rağmen ne barikülâde kızl. Gündüz neden öfkelendi öyle? Neden hasta landı? Ne gibi buhranlar geçirdi? Res- mi nereden buldu? Ne acayip muam- mat, Selim akşama kadar Üniversitede bep Cemile'yi düşünmüştü. Oradan çıkar çıkmaz eve geldi ve hastalık te- Yâşmı gördü. Yukarr kdar çıkmağa Cesaret etmişti. Çünkü mutlaka Ce- *yi görmek istiyordu. Kendisine lma işinin bavale edilmesine çok değildi. | Salim bir taraftan da karyolanm arramapacda. azl ona Di dala ayıramıyordu. Şimdi ona biraz yakın oturduğu için resmin kendisine ait olduğunu tamamile anlamıştı. Ga rip şey! Demek Cemile fotoğrafhane ye uğrıyarak ne yapmış, res- mi oradan almış, elim ba fotoğraf hi kâyesini o kadar merak ediyordu ki, Cemileye sormazsa bütün gece rahat edemiyeceğini anladı. Annesile ablası gelmeden evvel bu muammayi aydm- latmak lâzımdı. Bir elini tekrar Ce- milenin alnma götürerek sordu: — Biraz daha iyi misin? Cemile gözlerini açarak ilk defa o- larak Selime baktış — Evet. — İç iyi geldi değil mi? — Hayır. — Fena mı geldi? Kapıyı açan Şahinde ilâç şişelerini Onur elinden almak istemişti. “Selim: "Ben yukarı kadar götürü rüm.,, dedi. , Şahinde nezaket meselesi yaparak israr ediyordu, Selim kadının yüzüne manalı manalr bakarak: — Birâkınız, dedi, belki Cemile Hanımı görmek İstiyorum? O zamân Şahinde garip bir salfet- le: t — Ah, demişti, herkes te onu gör- mek ister. O kadar melül bir hali vardı ki Se- lim ona acimaktan kendini alamadı. Sonra hızla merdivenleri çıkarak | Hâçları hastanın odasma götürdü. Tik önce kıza harareti düşürmek için bir bâp verdiler. Asiye Hanım dedi ki: — Ne olursun evlâdım, ben iki lok ma bir şey yiyip gelinciye kadar bu - a bir tebessüm hazırlığının ilk ipliği" i örür amma icimde çok Şimdi elini tutuyorum ya, dar, günlerce, iyi olup kalksan da, bel ki aylarca, yıllarca bırakmak istemi" yorum. Cemile gülümsedi. Selim devam ediyordu: — Bugün senden sonra seni ne k? dar haklı buldum, bilsen... Cemilenin gülüşü birdenbire kay « bolmuş, yüzünde çizgiler sıçramışt Selim korktu ve onda gündüzün BA rasını tazelediğine pişman olarak he men bahsi değiştirmek fatedi. Sor * du: rada oturur musun? Açılıp filân etme | miyordu. Gündüzki sinir halini ona sin. ! hatırlatarak hırçınlığını tazelemekten | Selim Cemile ile yalnız kalınca kar | korktu. Bilâkis ona sükünet ve haz ve yolanın yanına bir sandalye atarak o- | recek bir şe ysöylemek istiyordu. Yor turdu, Kız hep arka üstü yatıyardu. | ganın altında elini aradı. Tuttu, Fa - Gözleri yarı aralık. Terli saçlarından | kat Cemilenin gevşek parmaklarında bir kaç tel alnına ve şakağına yapış - | hiç birer cevap yoktu. im bunları parmağının ucile| (Sık sık nefes alıyor, arada bir u- kal , avucunu hastanın alnına ko- ! zun, sıkıntılı bir soluk bırakıyordu. yarak ateşine baktı, Kendisini nerede | Selimin yüzüne hiç bakmadı. Adeta üşüttüğünl ona sormıya cesaret ede» | onun varlığından hiç baberi yok gi! m iliça ! Füriser sari

Bu sayıdan diğer sayfalar: