29 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 15

29 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ke nhuriyet on ikinci yılını bitirir. tap ŞülYa er alanında dost, düş - Beray çi gözün beğenerek ve imre - d paletağı Türk ordusuna gönül hi saygı sunmamanm imkânı Sardır? Bu hem tam bir insa ti gun bizde yarattığı takdir sevki ii er nefes alışı «ça bürriyetini borçlu olduğumuz Van, 2 varlığa candan bir selâm yol ak fırsatıdır. ordusunun ifade ettiği yük- m mânayı bilenler Türk ulu -i sü,Kendi içinden çıkarıp kendi- ülken edindiği bu kudreti sev - ta, ,* #armanın fırsatını kaçırmak Te kinirler, ürk: sayısız Yüz yıllardan önce tg rumu tuttuğu yerde medeniye- mg medeniyetlere örnek veren, ini (niyetlere ana olan medeniye « Yet, çoştu. Bugün de Cümhuri. de yerdusunun tuttuğu çevre için - leşi, kün yeni medeniyet merha - Sul, , Pereimlemek savaşındadır. teğimi ndeyiz, sulh ve dostluk is - döl p2dir. Amma üç bin yıl önce, üç , Yüaklarımızın, beş yüz yıl ve da; Yıl önçe büyük dedelerimi - #mandıkları bir Bek ina; hakikate yirmi | ve m beş yıl önce siper ve barikad | ai İnanmakta haklı olmuşlar. ba; 'ügün cumhuriyet çocukları da Bip prtan şaşmamaktadırları bağı” Bönüllerimizi tek seviye öden, biziz sinirlerimize iste > zevki sunan en büyük var halama. Zira ordumuz Bizim & izdir, bizim seciyemiz- dir. B; ,, İZ ona baktığımız zaman onun daralan; ları arasında hep Kendi- Börürüz. Bir rast için baro mi bir çarkçı için istim müy'iresi ie, > Dir insan nabzı me ise, Türk i Türk babayiğitlerinin karada, denizde ve havada tek şuarları vardır: Türke durmak yaraşmaz Türk Ordusuna Selâm! Dünya Er Alanında Dosi, Düşman Her Gözün Beğe- nerek Ve imrenerek Baktığı Türk Ordusuna Gönlün En Derinlerinden Saygı “Türkiye bu orduyu eşsiz. süel bir artist olan Atatürk” ün dehasma ve onun çok çetin ktikanlar - verdiren | ve her adımı mihenge vuran mektebinde yetişmiş Türk kamutan heyetine borçludu r.,, j Bir Türk Otank grupu (Ordumuz motörlüleştirilirken) anlamak istiyorsunuz? Ordumuza bakınız. Bir topçu numara neferi - nin sıhhat fışkıran yüzü bütün bir Kastamonu veya bir Konya veya bir Kayserinin köylerinde ve ilçebay - lıklarında oyaşıyanlarile birlikte karnı tok ve sırtı pek olduğuna işa» ret eder. Giresun İskelesindeki sandalcı - nın, fındık İşçilerinin, Odemiş bağ- cısmın sağlığın ve enerjisini bir Türk mekkâre katırinin parliyan tüylerinden ve bir mitralyöz onba - sısınm şimşek bakışlı o gözlerinden ölçünüz... Aldanmazamız. Ve unutmayınız ki, ordusu ile a na bünyesi biribirinin bu kadar ay- ir ulus sağlamılğının en ko- İmez kertesine ulaşmış sa- ni olan iu bü ti bünyesi için de ordusu odur. | yılır. Türkiye, bunu yüksek süel bir | liseler, ne üniversite ona nihai zim ne halde olduğumuzu mu | artist olan Atatürk'ün dehasma ve ' viyetini veren müesseseler değiller- onun çok çetin imtihanlar verdiren çök tecrübeli ve her ndırı mihen- ğe vuran mektebinde yetişmiş olan Türk kumanda hey'etine borçlu - dur. J Cephelerde pişmiş olan tecrübe- li Türk zabit kadrosu on iki yıldan- beri Türk süel mekteplerinden ye - tişen çelik gençlerin taptaze yeni kanı ile mümtaz kıymetini bir kat daha artırmış bulunuyor. Durmadan, dinlenmeden koske - ca bir değirmen gibi çalışan bu or- du enerjimizi âzami tasarrufla kul- lanarak en son randiman derecesi- ne ulaşmak sırrını bize öğretmiştir. Türk, ister köylü, ister kasabalı, $€- hirli, ister fakir, orta halli veya çok zengin olsun, ne ilk mektepler, ne dir: Türk standart formünü filân ala- ym, filân taburun falan bölüğünde a- lr: Ve bru halile şu ordu ulusun tam kendisi ve bu ulus düpe düz bir or- dudur Burun içindir ki, Türkiye denin- ce dünyanm dört uçunda bütün «- nırları çelikten göğüslerin duvarla- rile örülmüş bir coğrafiya parçası akla gelir, Bir coğrafiya parçası ki, içinde Yüşıyanlarm hepsi ya Atatürk'ün gönüllüleridir, ya Atatürk'e gönül vermişlerdir. Türk ordusu enbüyük kudretini evvelâ bu sevgiden, bu inaniştan a- lr. Motörlü tankların, uçaklarla top- az daha geriden gelir. Cumuriyet ordusu budur, Türk Amiralı Dolaştığı k Denizlere Ölçüsüz Bir Gururla Bakar! Türk donanması politika muvazene- lerinde ince hesaplara sokularak avanta vurmak için istim tutan bir kuvvet değildir Türk donanması, deniz ticaret yollarını Türk devletinin kontrolü altına almak ve politika müvazene- lerinde ince hesa; sokularak avanta vurmak için istim tutan bir deniz kuvveti değildir. Türk devletinde deniz silâhlarmı kuran hâkim düşünce, Türk deniz ticaretini her denizde saygı toplıya rak dolaşan bir bayrağın gölgesi altına almakla hülâsa edilebildiği - ne göre bugünkü Türk donanması. nı yalnız bu bakımla gözden geçir- mek doğru olur, Ve © zaman hiç te- reddüt etmeden inanmak lâzımdır ki, Türk bayrağını taşıyan harp ge- meleri, Cümburiyet devletinin yalnız dürüstlük ve sulh dostluğu ile ifade edilebilen deniz ticareti parol, her &n ayak üstünde tuta nilecek bir kudrettir. Biz Karadeniz, hem bir Ege denizi ve hem de bir Akdeniz devletiyiz. Fa- kat böyle olmakla beraber bu üç de nizden hiç birinde küçük veya bü - yük herhangibir dünya (devletin den yüksek konuşmak arzusuna kendisini kaptırmış değiliz. Ancak yepyeni bir ulus yari ve yep- yeni bir devlet kurmal anla - rında dehasını isbat etmiş bir otori- teye yaraşacak yüksek bir isabetle verilmiş olan kararımız şudur: Her kesin haklarma herkesle beraber saygı göstermektir, Fakat mutlaka ve mutlaka kendi haklarımıza kar- şı âyni dikkatli ve'dürüst saygınm gösterilmiş olması ve gösterilmesin- den şaşılmaması şartile. * Türk deniz kuvveti ilk plânda son sistem beş denizaltı gemisi ile “dört muhripten ve bir de Yavuz harp kruvazöründen ibaret olarak göze çarpar. Bu beş denizaltı gemi- si deniz üstünde tarih kütüphanele- ri yaratmış olan Türkün denizaltın da kullandığı ilk gemilerdir. Fakat gönül insanların çak talibli olma - larını beklenilmediği, istenmediği halde bir harp olduğu gün bu beş deli fişeğin neler yi Türk bayrağına denizlerde saygt.. İşte bizim deniz harp kuvvetlerimi» ze şefin verdiği parola ni tecrübe etmek bahtsızlığına uğ- ramamalarını diler. Görülüyor ki, donanmamızın bün yesi de Türk devletinin deniz siya» sasile tam bir uygunluk ifade et - mektedir. Yalnız Türk o amiralliği dolaştığı denizlere iki sebepten do- ğon ölçüsüz bir gurur ile bakar ki, bunda haklıdır: 1 — Akdeniz, Karadeniz, Kazl deniz ve hattâ Hint Olkjanosunun dalgalarma yüz yıllarca istikamet göstermiş, rota çizmiş büyük şeref- li denizci nesillerinin torunu ol - mak ala, Ege denizinin ve 2 — Akdenizin, Karadenizin bütün filolarında bir eşi bulunmıyan Yavuz gibi: güzel bir gömiye formu çekebilmek. Türk vatanda eski denizciliği - mizin şerefile öğünebilmek hakkı nı tekrar dirilten ve Türk donan - masına bütün bu gemileri veren ya» ratıcı Atatürk ihtilâlidir. ği #mariyet ordusundaki Türk zabiti, kafası, gönlü ve j yükselmesine ve Türk şerefine nezretmiş saygılı bir çelik r adalelerile kendini yüzde yüz Türk ulus rr Yavuz harp k soazörümüzün kıç güvertesinde taretlere bir baku

Bu sayıdan diğer sayfalar: