25 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

25 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— TAN Gündelik Gazete amima BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN”ın hedefi: Haberde, fi- kire, her şeyde ayar dü- tüst, samimi olmak, kariin tesi olmiy; Eğetesi olmuya çalışmaktır. GÜNÜN MESELELERİ Ecnebi Propagandası» Nin Ağızını Kapatalım Cihan Harbi esnasında ortalığı ka- Dştıran, zihinleri bozan, halkın ma Meviyatını altüst etmiye çalışan gizli Dir teşkilât vardı. Ortaya hergün ye- Bİ yeni kara haberler salar, efkârı liğe sevkederdi. O vakit bu ka- İA haber propagandasına “Tatavla Ajansı,, adı verilmişti. Bu kara haber propagandacılarmın Maksadı milleti arkadan vurmak, cep Fİ bozmâk ve panik yapmaktı. Bugün de memleket dahilinde milli liği bozmuya çalışan, bulanık suda ik avlamak ve efkârı şaşırtmakla Mesyul bir propaganda teşkilâtı var- dir. Bu teşkilât el altımdan ortaya Muhtelif rivayetler çıkararak zihinle- M altüst etmektedir. Bu faaliyetin en bariz misali bu defa Türk parası etrafında yapılan Propaganda, ve ortaya çıkarılan şa- Birtıcı rivayetlerdir. Hükümetin pren- *İpi Türk parasının kıymetini muha- İaza etmek olduğu halde, Celâl Ba- Yarın Başvekâlet vekilliğine getiril Mesinden istifade ederek paramızm kıymetinin düşürüleceğini isae etmiş- lerdir. Bu yanlış şayiayı yapabilmek İçim de ortaya birçok rivayetler at - Mislardır. Iki gün evvel bu şayialarn tesiri altında borsada gayritabii va- “iyetler görülmüştür. Propagandacıların hedefleri piyasa Vi altüst etmek, hükümetin itibara ve ihracatımıza darbe Yurmaktır. Bu propaganda faaliyetini idare e- den kimlerdir? Bu rivayetler nereden *ibette müsebbipleri meydana çıkara” €aktır. Fakat bütün ihtimaller ecnebi Propagandası üzerinde toplanmakta- dır, Türkiyeyi iktısaden yere vura Tak siyasetlerine âlet etmek istiyen. er vardır. Bunlar hükümetin takip #tmekte olduğu iktısadi siyasetten Mempun değildirler. Bizi tâ can dama Yımızdan vurmak için ortaya böyle bedbin şaylalar atmışlardır. Bunların ağızlarını kapatmak ve Türkiye dahilinde ecnebi propagan - daşma müsaade edilmiyeceğini gös- termek lâzımdır. Hiçbir devlet, başka memleketlerin dahili işlerine karışmak hakkını haiz olmadığı halde bazı ecnebi ajanlarının Türkiye işlerine karışmak hakkımı! e görmeleri affedilir bir| hareket değildir. Hükümet, her işte olduğu gibi, bu İşte de şiddetle hareket etmeli ve ec- Mebi propagandasına tamamen niha- Yet vermelidir. * Fransadaki Suikastler Bon zamanlarda Fransada birkaç bomba hâdisesi, birkaç suikast te - Bebbüsü vukubuldu, Fransız Emniyet iüğünün yaptığı tahkikat, bu Franco'culara o mensup başında geçen gün Brest lima- Wade tamir edilmekte olan Ispanyol zümreler ve insanlar vardır. Banlar bazı yerlerde propaganda ile iktifa etmekte, bazı yerlerde sulkast ietip edecek kadar ileri gitmektedir. yarın daha tehlikeli İşlere te- ay etmlyeceğini kim demle ede- M. Zekeriya TAN Arkadaşımız Sabiha Zekeriya, Amerikada yaptığı tetkiklerin intıbaını, TAN okuyucularına vermekte devam ediyor. " Amerikanın İçyüzü,, nü anlatan me bugün de oradaki Türkleri Yİ ve diyor ki: İmer AMERİKADAKi TÜRKLER NE YAPIYORLAR, NASIL YAŞIYOR? merikadaki o Türklerin bugünkü iktisadi, içti. mai vaziyetlerini yazmadan evvel, on dört sene evvel bu- rada tanıdığım Türkleri oku- yucularıma tanıtmak isterim, Anadoluda İstiklâl Harbinin en büyük fedakârlıklar, en keskin müşküller içinde devam ettiği bir sırada Nevyorkta “İçtimai tebinde talebe idim. Bu sıralarda Ankaradan bir mektup aldım, Bu mektup, Ankarada milli hareketin geçirdiği müşkül safhaları, fera- gati, sokaklarda sürünen çocukları korumak için bir cemiyetin kurul- duğunu bildiriyor, bizden de yar- dım istiyordu, Ayni zamanda “Kom münlte teşkilâtı,, şubesinde ihtısas yaptığım için, mektepten oAmeri- kadaki Türk kommünitelerini teş- kilâtlandırmamı, öğrendiğim me totları eli bir sahada tatbik etmemi istiyorlardı. Ben bu iki €- melle Türklerin arasma girdim. O azman Amerikanın muhtelif şehirlerinde iki binden fazla Türk vardı. Bunların kahir bir ekseriye- ti fabrikalarda amelelik, otellerde garsonluk, otomobil garajlarında hademelik yapıyorlardı, Hiçbir teş- kilâtları yoktu. Harp zamanında A- merikada Türk sefiri ve konsolos. ları da olmadığı için bunlar bu uç- suz bucaksız ülkede, kimsesiz, teş- kilâtsız, hertürlü himayeden mah. rum yaşıyorlardı. evyorkta bir cemiyet tesis et tik, Bu cemiyetin gayesi ev. sak; hastalık, işalzllk Bazman bunlara yardım edecek bir müesse se kurmak, saniyen memlekete, mem leketteki kimsesiz çocuklara yar. dım etmekti. Bu cemiyetin kuru - luşu, diğer şehirlerde Türkler üze- rinde de iyi bir tesir yaptı. Kendi arzularile aşağı yukarı Türk olan her şehirde birer cemiyet kurduk, Merkezi Nevyorkta olan bu cemi. yetlerin Türkiyeye yaptığı yardım, bir fedakârlık şaheseri denecek ka- dar büyüktür. Emperyalist orduların İstilâsın- dan kurtulmak ve milli kurtu. luş savaşmı yapanların davası na bunlarm gösterdiği elâkuyı İfade için bir rakam kâfidir, Ame- rikadaki Türkler bu ilk sene zar - fında Türkiyeye 300 bin dolar gön- derdiler. Bu rakam, gösterdikleri alâkayı ifadeye belki kâfidir. Fa kat fedakârlığı İfadeye kâfi değil dir, Çünkü, fabrikalarda, ateş kar- şısında kazandıkları parayı, yarm- ki yiyeceklerini hesaba katınadan son meteliğine, göğüslerindeki saat kösteklerine Kadar verenlerin fe- dakârlığı para ile ifade edilemez. Amerikadaki Türklerin memle- ketlerine karşı yaptıkları bu feda- kâirlığı kaydedişim, sadece onların yüksek hareketlerine hürmet duy- duğum için değil, aşağıda yazacak- larıma bir mukaddime teşkil etti- gi içindir. u defa Amerikaya gidişimde eski cemiyetin dağıldığını, merkezi teşkilâta bağir teşekküller kalmamakia beraber, her yerde küçük münferit cemiyetlerin kal - dığını gördüm. Fakat o kadar can- sız, o kadar hareketsiz ki, yıkılana acımamak elimden gelmedi. Bugün Amerikadaki Türklerin miktarı es- kisine nisbetle yarı yarıya azalmış, 1923 senesinde refah içinde yaşı - yanlar 1933 buhranından perişan çıkmışlar, iktisadi vaziyetleri bo- zulmuş, kendilerine yardım eden teşkilâtları kalmamış, yalnız ölüle- rini defin için mezarlık yapmak ga yesile birleşen küçük kümeler gör- düm, Amerikada yaşıyan her milletin kendi fertlerine ve memleketlerine yardım için yaptıkları teşkilâtları, KR Yazan: Sabiha Zekeriya e CE İİ ve bu teşkilâtlara yardım eden 8e- İsretanelerini gördükten sonra, A- merikada kimsesiz, bakımsız ter- kedilen bu fedakâr insanların unu- tuluşuna içim sızladı. Amerikada da Türk sefaretaneleri, konso- loslukları var, Fakat kütleden O kadar uzak, © kadar tepede ki!.. Bir iş için kapısma başvuranların duy- dukları ezayı ağızlarından dinle » dim. Nevyorkta 90 Türk talebesi var. Hiçbirinin kendilerile alâkadar ol- madığından teessürle bahsettiler. Nevyorkta ve hariçteki şehirlerde dinlediğim her Türk bana kendile- rine alâkasız kalan konsoloslurdan, ve münevverlerden bahsetti... Anladım ki, hal ten bunlarla alâkadar olan yok. merikadaki Türklerin iktr - sadi, içtimsi vaziyetini bil. direcek kati adetler ve tetkikler yoktur. Benim sathi yaptığım bir tetkike göre bugün Nevyorkta 250 Türk vardır, Bunlarm yüzde 651 fabrikalarda, yüzde 15 i lokanta - larda, yüzde 20 si garajlarda, çali- şır, diğer yüzde onun bir kısmı $0- förlük yapar. Bunlardan başka hin sanlnm hir ante. 1 bovacı, | kadm güzellik salonu “sahibi; Dır duvarların Üzerine yazı yazan hat- tat, bir ressam, 9 tane de kahveci var. Küçük sanaatlere girmiş bu küçük miktar çıkarılırsa ekseriye- tin âmelelikle geçindiği görülür. Bunların yüzde ellisi okuyup yaz- ma bilmez. Garajlarda haftada 25, 30 dolar, lokantalarda | çalışanlar 10 — 15 dolar, mekanikler 25 — 30, fabrikalarda çalışanlar 20 — 25 dolar kazanırlar. Fakat kiralarm ve zaruri ihtiyaç maddelerinin pahalı- liğr bunlara bu kazançlarma riğ- men vasatın çok dununda bir hayat temin eder, Nevyorkta bunlar arasın» da işsizlik yüzde 16 nisbetindedir. Bunlar tinyonlara dahil olmadığı, en ağır işlere Amerikalı âmeleden daha büyük bir tahammülle kat - landıkları için daha kolaylıkla iş buluyorlardı, Fakat Amerikada ec- nebi düşmanlığı, miliiyetçilik hare- ketleri yürümiye başladıktan son- ra bu amelenin iş bulması da güç- leşmiştir. Nevyorkta iki cemiyetleri var- dır. Biri Türk Hars Birliği, bunu Kıbrıslı Türkler teşkil etmiştir. Yakm zamana keder Türkiyeli "Türklerle beraber çalışan bu © miyet, araya giren bir nifak yüzün den ikiye ayrılmıştır. Türk konso- losanesinin Kıbrıslılari Türk say- maması, buradaki cemaati ikiye â- yırmıştır ki, bu da her iki tarafm aleyhine olmuştur. Kıbrıslıların ce- miyeti çok mahdut bir sahada kalmış, Türkler tamamile açıkta kalmışlardır. Brookiyn'de “Türk Hars Birliği,, isminde bir cemiyet vardır. Bunun yegâne gâyesi ve fasliyeti Oölülere mezarlık yap- maktır. Amerikada yaşıyan Türk- lerin yüzde altmışı bekârdır. An - cak yüzde kırkı aile kurmuşlardır. Bunların yüzde on beşi memleket- ten getirdikleri kızlarla, yüzde 25 i ecnebilerle evlenmiştir. Nevyorkta (ORevington o soka- Emdaki kahvehanede daha bir ce- miyet vardır ki, bunlar kommünist tirler. Amele mektebinde okumuş- lardır. Kendi aralarmda teşkil et- tikleri bir tiyatro heyeti, Amerika dahilindeki Türklere, Türkiyeli Ya hudi, Ermeni ve Rumlara temsil- ler verirler. Nevyork'tan sonra en çök Türk olan şehir Ditroiettir. Bura- da da 250 kadar Türk vardır. Bun lar Ford fabrikalarında en kötü şerait altmda çalışan amelelerdir. Ford kendi teşkil ettiği kumpan- ya ünyonuna girmiyen ameleyi İşe almadığı için, bunlar da Ford'un ünyonlarma girmiye, ve ecnebi amelenin yapmadığı en ağır işleri yapmıya mecbur vaziyettedirler. Bundan başka Pipoti ve sair ş6- hirlerdeki Türkler tahminen 500 kadardir. Bunlardan başka Worchester'de 72 kişilik bir Türk cemaati vardır ki, Türkiyeye gön- derilen büyük iane miktarmda bun lar büyük fedakârlıklar göstermiş lerdir. orehester ve (o Palmir'deki Türklerin ekseriyeti tel ve burgu fabrikalarmda çalışırlar, İç- lerinde ustâ ameleler de vardır. Worchester'de ü; bakkal dükkâ- ni, 8 lokanta ve kahvehane, bir de Himayei Etfal Cemiyeti vardır. Bu cemiyet Amerika dahilinde mevcut cemiyetlerin en muntazam çalışa- nır Azasına hastalık, işsizlik za- manmds yardım &d0r, bündü vay ka Amerika dahilinde her Türke, âzasından olsun olmasın yardım €- der.... Bütün bı cemiyetler, iktısadi vaziyetlerinin müşkül olmasma rağmen her sene muntazaman An kara çocuk kurumuna iane gönde- virler. Bütün bu izahat Amerikadaki Türklerin bugünkü hayat şattları- nı, ve memlekete karşı duydukla” rı alâkayı gösterir. Buna rağmen ihmal edilmiş bir vaziyette kalmak tan doğmuş bir azapları vardır. Konsoloslukların kendilerile alâ- kadar olmamasından başka bir dertleri daha vardır ki, o da bazi- larınm Amerikada iş bulmak mev- buriyetile Amerikan tabiiyetine ge- çip, memlekete dönmek hakkım » dan mahrum olmalarıdır, anunen, her millet tabiiye- tini değiştiren fertten nu hakkı nezeder. Türkiye hüküme - tinin tabilyet kanunu da bunu böy le kabul eder, Fakat bunların içinde memleket» hasretile yanan, öl - meden topraklarma dönmek isti- yenler var. Bunların tabiiyet değiş- tirmeleri bir cürüm olarak te- lâkki edilse bile, memlekete böyle kiymetli bir yardımla. alâkelarını ispat eden bu adamlara bir kolay- lık gösterilemez mi? Hapisanede- ki katillere bile devlet büyük bay- ramlarda veya on senede bir umu- mi bir af çıkarır.Bunlar da bir de- faya mahsus olsun effedilemezler mi? Worehester'de görüştüğüm bir Türk karşımda hüngür hün - gür ağladı: — Devlet behim idam kararımı verseydi, o toprakta gidip idam edilmiye razıydım. Fakst Türki - yeye giremezsin hllkmü, benim için idamdan daha ağırdır. Memleketlerine karşı bu kadar slâka-ve hasret dayan adamiara, bir defaya mahsus kanuni bir ka- rarla memleket kapılarını açmak, ÖPÜŞLEP KÖYLÜNÜN ) < «3 TAŞ ÂBİDESİ Vapurumuz, Karadeniz sahiline yeşil bir kurdelâ gibi uzanan Rizeden geçiyor. Yeşil dağların arasma, yeşil ağaçların gölgesine, birer küçük şato gibi kurulmuş beyaz küşklere bakıyo- rum. Tamamen medeni bir memleke- tin sayfiyelerini andıran bu sahil ba- na medeni bir kasaba hissini veriyor, Rizenin yanıbaşında “Pazar,, köş ne çıkıyoruz. Genç bir muallim bizi selâmlıyor. — Hoş geldiniz. Size küçük köyü» mizden evvel, yeni yaptırdığımız mek tebi göstermek istiyorum. Tahtasmın bir ucuna basınca, öte- ki ucu şahlanan bir köprüden ve pis sokaklardan geçiyoruz. Burada bele ölyenin istirahatte olduğunu anlıyo- rum, Rehberimiz de anlamış olacak ki: — Efendim, dedi. Burada belediye nin bütün varidatı, ancak memurla» rm masrafını karşılar, Bu sebeple &- mar için elinde hiç parası yoktur. Muayyen bir miktar memuru bes. lemek için belediye... © Büyücek taş bir binanm önünde duruyoruz. Pazar'ın ortamektebi... Muallim anlatıyor: — Burasını doğrudan doğruya köylü yapıyor. Taşmı, toprağını, kire, cini, bitin masrafını etraftaki köylü. ler veriyor. Bu mektep için hükümet- ten on para bile almadık. Hattâ bi. nanm dülgerliğini bile köylü kendisi yapıyor. Maarife yalnız muallim için müracaat ettik. Muallim kadrosunu bekliyoruz. Hattâ köylü, muallim Üe- retini dahi ödemiye razı... Kendi alınteri, kendi emeği, kendi parası, kendi elile köylünün yaptığı taş binayı, somaki mermerden yapıl. mış bir heykel, muazzam bir âbide gözü ile seyrediyorum. Öyle bir âbi- de ki, taşı, toprağı köylünün ilme, ay» dınlığa olan aşkımı haykırıyor Pazar'ın çarşısından geçiyoruz. Yes şii ağaçların gölgesindeki munzi beyaz binalarla bü çarşının hiçbir Iikası yok. Küçük harap dükkânlar... bu büyük fedakârlıkları yapan 2- damlara devlet ve millet tarafin - dan verilmiş bir mükâfat olmüz mı? ARAR CEVAP GR “TAN,, m avukatı okuyucu. ların muhtelif suallerine şu ce- vapları vermektedir: Kınalındada Bay 4. Afkere: Haklısınız, Yazı ile yine müra- eaat ediniz. Fakat sıkı takip et- meyi de ihmal etmeyiniz. Ilk is- tidayı merciine vermişsiniz. Nu- marasmı alın ve işinizin ne oldu- ğunu sorun. Bay $. 8, Fmdıklıda: Isminizi yazmamamı istiyor- sunuz. Arzunuzu yerine getiriyo- rum, Müfettiş - hakkında dava N , : ikame edebilir ve zararınızı da | talep eder ve ispat edebildiğiniz. takdirde alabilirsiniz. Istanbul Asliye Mühkemeletinden birine müracaat ediniz. Arzu ederseniz size bu hususta yardım ederim. Sadece bana vaziyeti daha vazih bir surette bildiriniz. Bayan Melâhat: Kocanızın sizi dövdüğünü is- pat edebilirseniz boşanma kara- rı alabilirsiniz. Tarsusta Tan karilerinden im- zahı mektuba cevap: Ben de mahkeme kâtibinin si- ze verdiği fikirdeyim. Biriken nafakaları talep edebilirsiniz. Kastamonuda Yaya alayı Le- vazmı Müdürü yüzbaşı Bay Kud- ret Korçan'a» : . Mektubunuzu okudum. Arka- daşınız tarafından sorulan sual- lere cevap vermemi istiyorsunuz. | Evvelâ şunu söyliyeyim ki, ar- kadaşınız çok fena hareket et- CEREN BİZE SORUNUZ VERELİM Aİ miş. Kızın yaşı küçük olduğun- dan başma çok belâlar gelebilir, Yaşm büyük olduğunu da ispat haylice müşküldür. Genç kız ko- ca beğenmiyormuş... Olur a. Ar- kadaşınızda yaptığınm cezasını çeksin. Kıza çektirdiği iztirabın bir kısmını da o çeksin dursun. Herhalde âvukatça vereceğim rey, kızın suyuna akmak tariki- ni tutmaktır. İsmail Kemal Elbir stanbul Barosunda Avukat) | | i I saat. ötedeki Aşidu köyünde oturan İlbrahlmin tek karısından doğma 135 Darende, (TAN) — Buradan bir! Içinde en kötü, en âdi yiyecekler,. Bir dükkân önünde duruyorum, Yuvar» lak tahta bir tablanm içinde, halinde balmumunu andıran şeyi mo» rak ediyorum, — Bu ne? — Yağ. — Bumu kim yer? — Köylü... Pazar'ın taş âbidesini kuranlar?! — Bunun kilosu kaça? — 65 kuruşa... Pazar, kolunu wzatsa, bzo tutacak. Trabzonda en iyi yağın losu 65 kuruşa... Pazar belediyesi çok fazla dinlenis. yor gibi geliyor hana... ğ Sabiha Zekeriya Barbarosun Türbesi Etrafında Meydan Açılıyor. Beşiktaşta Barbaros Hayredd türbesile etrafını düzeltmek için pılan projenin tatbikine geçilmek zeredir. Her şeyden önce bu türb binalar istimlâk oluna * çocuğu vardır. Gönderdiğim Pei bu sileyi çocuklarından 12 si ile arada gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: