26 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

26 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 - 1U. YS # YARIN AKŞAM ROMEO JULYETTEN, LA DAM O KAMELYADAN SONRA ji E L E K gözleri kamaştıracak, ruhları dolduracak NEFİS BİR AŞK, GÜZELLİK, İHTİŞAM ve SiNEMASINDA Mahkermelerde Bütün Bir Mahalleyi İN Ayaklandıran Hırsız | e. Kia, Bir Kadın “Zilzurna sarhoştum, diyor, Nasıl Olur da Sultanahmet Sulh Birinci Ceza Hâ. Hırsızlık Yapabilirim,, kimi, dün, bir hırsızlık davasma bak. mıştır. Suçlu bir bırsizliktan mah. (kim ve cezasmı çekmekte olan Fat- Topkapı haricinde jandarma mıntakasındaki bir evde oturan| mA &dl: bir kadındır. Davacı Ali, gi. Antuvan, dün gece yatarken saat 1,5 sıralarında aşağıdaki oda- | K#YOtİNİ şöyle anlatmıştır: da bir gürültü duymuş, aşağıya inip te bir hırsızın bütün eşyaları topladığını görmüş ve avazı çıktığı kadar bağırmıştır: — Hırsız var., — Fatma, benim baldızım Kezzi. ban tarafından bana ikinci bir karı o. Çocukları ve karımı da bağırmışlar: — Yangm var. Yetişin komşular... | larak getirildi. Biz, asıl karım ve asıl baldızım Kezziban, ve bacanağım bir Bu gürültü bütün mahalle halkını ayaklandırmıştır. Soğukkanlı hırsız, | MUSİKİ ŞAHESERİ Leylâklar Açarken “MARİETTA” ve “ROSE MARİE” filmlerinin şöhretini gölgede bırakacak bir film. Baş rollerde: JEANETTE MAKDONALD NELSON EDDY Numaralı koltuklarm bugünden aldırılması rica olunur. Tel. 40868 gn CUMHURİYET BAYRAMI ŞEREFİNE mmm TOPLANTILAR e DAVETLER 6 Halkevlerinde Cümhuriyet' Bayramı 20—10 037 Cuma matinelerden itibaren TAJIAK Sinemasında Film sanayiinin en muhteşem eserisenenin en muazzam filmi MAÇI MURA Vatan ve istikbal aşkımın en büyük destanı! Tolstoi'nin meşhur eserinden Baş rollerde: İVAN MUJİKİN - LİL DAGOVER - BETTY AMAN Türkçe Sözlü Birbuçuk Sene Sonra Tutuldu evde oturuyorduk. Fotmayı da oraya aldım, Fatma epeyce bir müddet be- nimle beraber yaşadı. Bir gün altın Tevkif Edildi Necdet isminde bir genç, dün, bir. gok hırsızlıkların suçlusu olarak ya- kalanmış ve Birinci Sulh Ceza Mah- kemesi tarafından tevkif kararı veril miştir. Bunu icap ettiren hâdise şu- dur; Gülip ve Necdet isminde iki arka- daş, ders çalışmak üzere gittikleri bir evden elbise çaldıkları için, bir buçuk sene kadar evvel Mahkemeye verilmişlerdir. Yalnız, Necdet, ancak! © bir buçuk ay evvel yakalarin! iŞ, adliyeye getirildikten sonra bir yolu- nu bularak kapı altından kaçmıştır, Zabıtanm sraştırmaları neticesin- de, Necdet, evvelki gün Tahtakalede dolaşırken yakalanmış ve dün tekrar adliyeye getirilmiştir. İlk tahkikat, bu gencin daha birçok vakaları oldu- © ğunu, bir dükkândan iki masa e © başka bir dükkândan bir teneke yağ | köprüde bir seyyahm cebinden e kıymetli evrak çaldığı anlaşılmıştı “ Dün Birinci Sulh Ceza mahkemesi “de yapılan duruşması neticesinde bu davaların birleştirilmesine ve mu- hakemenin mevkuf olarak devamına © karar verilmiştir. vuş senelerdenberi biriktirdiği küfür sermayesini sarfa başlamak üzerb ya © mmnda getirdiği heybesinden ekmek — ve katığmı çıkarıp bir taraftan kar- nmı doyuruyor, bir taraftan da; — Ulan kancık! diye söze başlayıp Kiifre kuvvet veriyor, o kadar ki, bü- tün gece bağırdıktan, halk evlerine — gidip, kimsede küfür dinlemiye ta- kat kalmadıktan sonra Göüllüde de ohal kalmıyor ve sabah ezanile bera- | ber damından Abdurrahman Çavuşa: — Oğlan samanlıkta saklıdır. Al götür. Allah belân: versin herif! di- ye seslenip sırtüstü düşüyor. Cereyan etmekte olan hâdiseler, Hozatk Abdurrahman Çavuşun hiz. metinden hâlâ müstağni kalamadığı- mızı göstermektedir, B. FELEK bu esnada bazı elbiseleri toplıyarak evin penceresindan atlamış, ve karan tıklara karışmıştır. Gürültüye yetişen bekçi Mehmetle jandarma Kasım, bi- raz sonra yolda Hasan oğlu İsmail ağlı bir genci elinde çaldığı manto ve muşamba olduğu halde yakalamış lardır. Dün suçlu meşhut suçlar müddel- umumiliğine getirilmiştir. Suçlu ken disini şöyle müdafaaya çalışmıştır: — Ben dün saat on ikiye kadar hir meyhanede içtim, saat yarıma kadar da kahvehanede oturdum. Zilzurna sarhoştum, Evime giderken hırsızlar bu adamm evine girmişler, bazı şey- ler çalmışlar.. Kaçarlarken de bun- ları yere attılar, ben aldım. Zilzurna sarhoş olan bir adam, pen cereye nasıl çikar, nasıl eve girer de hırsızlık yapar?, Müddelumumi bu müdafaayı varit görmediği için suçluyu Asliye Dör. düncü Ceza Mahkemesine vermiş, mahkeme İsmaili tevkif etmiştir. Rezalet Çıkartacak Kadar Sarhoşmuş Ali Ekber oğlu Hamza isminde bi- ri, evvelki gece saat 23 e doğru, Köp | rüde rezalet çıkartacak derecede Sar- hoş bir halde görülmüş, dün meşbut suçlara bakan Asliye Dördüncü Ceza Hâkiminin önüne çıkarılmıştır. Mah- keme, suçu sabit görerek kendisine bir lira hafif para cezası vermiştir. lke Dolandırıcılık Suçlusu Bundan bir müddet evvel Yeniköy nahiye müdürü Alâettin hakkmda bir rüşvet cürmü meşhudu yaptıran komisyoncu kâtibi Ahmet, dün, do- landırıcrlık suçlusu olarak adliyeye getirilmiştir. Idâiaya göre, Ahmet, Jan ve A hur adında iki kişiden radyo ve gra- mofon gibi şeyler alıp verirken ken. disine git olmıyan malları da satmak| suetiyle dolandırıcılık yapmıştır. Ah- medin ilk sorgusu, İkinci sorgu hâki- mi Bay Mahir tarafmdan yapılmıştır. yüzük, küpe, entari, manto vesairemi çelarak kaçtı. Kendi, rum. Suçlü Fatma kendisini şöyle mü- İdafaa etmiştir; — Alinin karısı ve beş çocuğu var- dır. Beni metres olarak aldı. Beraber yaşıyorduk. Birinci karısı evde, de hariçte apartımanlarda çalışıyor dum. Kazandığım paraları bu adama ti, paralarımı aldı. Eski karısiyla ç0- cuklarna yedirdi. Ben bu hale daya- nsmadım, Bana ikiliraya çarşıdan bir yüzükle bir entari almıştı. Gider- ken onları götürdüm, Ben hiçbirşey çalmadim, Hâkim, şahitlerin çağrılması İçin müuhakemeyi tâlik etmiştir. Jandar- malar da Fatmayı hapisaneye götür- müşlerdir, 4,5 Ay H Hapis Yatacak çalarken yakalanan Vitali, dün İkinci Sulh Ceza Mahkemesinde 4.5 ay vap) se mahküm olmuştur, Evlenmek Vadile sair) Subay elbisesi giyerek Nazlı adm- daki kızı evlenmek vâdile kandıran ve bu suretle 45 lirasını dolandıran | Mehmet sine dün Birinci Astiye”Ceza Mahike | maafidu Beğ amayıytr ike eyikili Yanan Çocuk Dün Hastanede Öldü Yeşildirekte bir kaza neticesinde yanan ve tedavi için Cerrahpaşa has- tanesine kaldırılan 14 yaşında Ahmet oğlu Mevlüt dün hastanede ölmüştür. Müddeiumumilik "Tabibi adil Enver Karanı göndererek cesedi muayene ettirmistir. Doktor cesedin gömülme- sine müsaade etmiştir. Doktor Jak Barbut Mesleğine ait tetkikatta bulunmak üzere Parise gitmiş olan Doktor Jak Barbut dün sabahki semplon ekspre- siyle İstanbula gelmiştir. Doktor eskisi gibi hastalarını ka- Tahkikata devam edilmektedir. bul etmektedir, beni, getiriyordum, Benim eşyalarımı #st-| Kapalıçarşıda bir dükkândan halı| Şilkrünün muhakeme. | 20,30 da: 1 — Istikltl marşı, Programı Şehremini Halkevinin cümhuriyet ramı şudur: 1 — 28 inci günü saat 20,30 da Hal kevi salonunda; Alaturka konser, halkevi üyeleri ta rafından. 29 uncu günü saat 10 da Çevre içindeki okulların nehi; düriyeti önünde toplanması, bayram tebriki, 1 — Istiklâl marşı, 2Z — Cümhuri- yet marşı, 3 — Söz. Halk partisi ve halkevi önünde: Halk kürsüsünde; Baha Gökoğlu, Nevzat Dilemre, Orhan Kutbay, söz ve tebrik. Saat 15 te Halkevi öLünde: 1 — İstiklâl marşı, 2 — Cümhuri- İ yet marşı, 3 — Emin Ali, Hasene 1- gaz (Söz), 4 — Temsil (Cümhuriyet- ten sonra), 5 — Komedi, 6 — Halk şarkıları. Gece saat 20,30 da: Halkevi salonunda: 1 — Istiklâl marşı, 2 — Cümhuri- yet marşı, 3 — Bican Bağeoğlu (Söz). (Cümhuriyetimiz). 4 — Tem- sil, 5 — Komedi, 6 — Halk şarkıları. saat 22 de fener alayı, 30 uncu günü saat 14 te: Hatkevi spor harexeus. Yarış, futbol maçları, Gece saat 2 Cümhuriyet marşı, 3 — Söz, Saadet Ulçkün, 4 — Temsil, 5 — Rondlar, 8 — Çocuk oyunları. . Diş Tabipleri Cemiyetinin Fevkalâde Toplantısı Diştabipleri Cemiyeti Genel Sekre- terliğinden: 5 İkinciteşrin 927 cuma günü saat 17 de fevkalâde içtima yapılacağın - dan umum aza dişhekimi arkadaşi: rm o gün Cağaloğlunda Etibba oda- sındaki Cemiyet merkezine gelmeleri rica olunur, Derslere Başlanıyor Şişli Halkeyinden: bayramı için hazırladığı şenlik prog-| 4 SED Bu akşam saat 21 de <m BIR BALO HATIRASI Bütün dünya sinemaları tara İM fından satın alman yegâne film- ğir. Bu fevkalâde Mese pek yakmda SAKARYA Sinemasında 100 bin kişi tarafmdan alkışlan- isi Titz, GAM Mustafa Sadıkoğlu'nun Mevlüdu Memleketimizin ticaret ve iktısat İhayatında mühim mevkiler işgal eden ve müteaddit teşekkülleri idare et- İmane iken pek genç yaşmda vefat 04 ik tlÜCml ve eda miz: temiz ruh * > Bay Mustafa Sadıkoğlunun a ithaf edilmek Üzere bu ayın 27 inci çarşamba günü öğle na- İmazından sonra Yenicamide mevlüt | okunacaktır, Bu vesile ile de merhu- mun aziz hatırasmı yadetmek İstiyen- lerin bu dini merasime iştirak eyle- melerihi annesi ve kardeşleri rica et- | mektedir. İletan” iyesi Şehir Tiyatroları DRAM KISMI Saat 20,30 da Size Öyle Geliyorsa 3 perde Li m mama ca, biçki ve dikiş, çiçekçilik, şapkacı- lık, müzik ve ev idaresi derslerine 1 İkinciteşrin 1937 Pazartesi günü baş- lanacaktır. Kayrtlarm ve devam et - mek istiyenlerin &cele müracaatleri. Fransız Tiyatrosunda N Meşhur âma Macar artisti Kaş İNAL UNGARn KONSE m m mmm duğunu bildirir. Bu büyük film, Türk flm stüdyosunda tilrkçe olarak tertip edilmiştir. | #> Beyoğlunda Mis sokağında Mimosa apartrmanınm 1 numa- rasında kâin Bayan SOFiA dikiş evi, Avrupa seyahatinden avdet ettiğini ve sonbahar ve kış- lik modellerini muhterem müşte- rilerinin emrine âmade bulundur- Ertuğrul Sadi Tek TİYATROSU (AKSARAY) da Bu gece saat 2030 da KAYNANA Yüksek Ehliyetnameli- ler Askere Çağırılıyor Eminönü yabancı Askerlik Şube « sinden: 1 — Yüksek ehliyetnameyi haiz yüksek okul mezunları 1 İkineiteşrin 937 de yedek subay okuluna sevkedi- leceklerdir 2 — Eminönü, Fatih ve Eyüp ka“ zaları mammtalealaamdn dince adam taşra şübelerine , mensup ŞUDEMIZA4 kayıtlı ve kayıtsız yüksek ehliyetna« welilerle bu mmtakalar haricinde İs- tanbulda bulunup ta şubemizde kayıta kı bulunan yüksek okul mezunlarınm sevkleri yapılmak üzere nufus clizda« nı şahadetname ehliyetname Ve iki kıta vesika fotoğrafı ile 27 ve 28 bi rinciteşrin 937 günlerinde şubeye mü racaat etmeleri, 300 Milletlerarası Posta İtühadma dahil olmıyan mem için - 3.5 liradır. — Ben bunu artık haysiyet meselesi yapıyorum. Mademki kocanın muntazaman ocakta geçirdiği gece- ler var, Senin bu gecelerden birinde evden kaçarak ba na gelmemen beni çıldırasıya sevmediğine bir delildir, Genç kadın başmı sallamış, gözleri kederli ve o- muzları düşük: — Maslesef öyle, çıldırasıya seviyorum, demişti. Bu cümle solgun, veremli, ölüme mahküm sevgili Heri anlatan eski edebi hikâyelerin sayfalarından çık- mışa benziyordu. Nüzheti bütün bütün hiddetlendirdi: — Hem ben Kupuzdaki ihtiyara: “Senin evine bir kadın getireceğim.” demiştim. Iki hafta oluyor, ora- ya hâlâ kimse ayak basmadı.. Ihtiyar birinin ümit- ler vererek benimle eğlendiğini zannedecek, Beni de- reyi görmeden paçaları sıvayan bir zavallı, kadınla” rın eğlenip geçtikleri bir toy çocuk yerine koyacak. Eğer sen gelmiyeceksen, ben başka bir kadın götü- receğim. Yarın gece.. Evet, yarın goee birini göl yeceğim., Mükerrem hem şaşırmış, hem sararmıştı: — Başka bir kadın mı? Hangi kadın? Nüzhet oumuzlarını silkti. Masanm üzerindeki bil- lür'kâseden bir cigara alıp yakmadan cevap vermedi: — Rastgele bir kadın, Hangisi olursa! Davetime bemen koşacaklar bulunduğundan eminsin zannede- zim, Mükerrem hiğdetini de, oynamak istediği lâkaytlık oyununu da birden unuttu. Genet kollarına aldı ve kalbinin üstünde âdeta vahşi hir kuvvetle sıkarak: — Peki Nüzhet, diye mırıldandı. Fakat sonra da yalvardı: — Ama yarın gece değil Yarm olamaz. — Niçin canım? — Yarın kocam ocağa gitmiyecek, O zaman Nüzhet bir lütfeder gibi; — Peki, gideceği bir geceyi bekleriz, dedi, Ve aralarda bu bu sözlefin geçtiği ya saati. MEZE İDE S1rpe/ —2— nin nihayetinde Mükerrem gittikten sonra Nüzhet şezlonga uzanmış, içi likör dolu bir şekerlemeyi ağır ağır, sindire sindire yerken: — Bu iş hiç te fena olmadı. Haftalarca karar ve- remez. Haftalarca ses südası çıkmaz, Ben de bu müd det zarfında Hanımefendinin hizmetinden hulâs olü- rum, diye söylendi. Lâkin dört gün, ancak dört gün sonra Şeri- fe kadının şekerci Tahsinin vasıtasile getirdiği bir tezkere, kendisine tahminlerinin hiç te doğru olma- dığını öğretti. Mükerrem tezkeresinde: (Halit bu sa- bah Kilimliye gitti. Ocakta İki gece kalacak. Bu gece yahut yarın gece Kapuza gelebilirim. Hangi geceyi istiyorsan Şerifeye bildir) diyordu. Nüzhet — Yarın gece on birde seni almıya gelirim, Hazır bekle, diye cevap gönderdi. Evet, yarın göce bu geceden elbette muvafıktı. Hiç olmazsa aradan dört yerine beş gün geçmiş olacakti, xxn O gece için lâzımgelen bütlin tedbirleri aldılar, Za- ten Mükerremce almacak büyük bir tedbir de yoktu. Halit ocağa gidince evde Uç kişi, kendisi, Seniha ve hizmetçi Şerife kadın kalmış oluyorlardı. Ahçı kadın evliydi, ve akşam yemeğini verip bulaşığını yıkadık- tan sonra, mutlaka yemekten evvel gelerek karnını burada Moy Miş ve resmi dairelerden birinde odâcı olan kocasile beraber, Üzülmez ocaklarma giden yol daki barıkamsı evinde geceyi geçirmek üzere çıkar gider ve en berbat havalar bile bu hayat programım- da bir tadilât yapamazdı. Senihanın odası da en Üst katta İdi ve geçkin kız sabahları hemen güneşin doğ- masile beraber ayağa kalktığı için geceleri çok erken, âdeta yassı namazını kılıp döşeğe giren eski zaman kadmları gibi yatardı. Kala kala bir Şerife kalıyordu. Şerife ise Mükerreme çok bağlıydı, Vaktile kendi- sine dadılık etmiş, Ihlamurdaki evin fenu günlerinde oradan ayrılıp başının çaresine bakınca da bir türlü iyi bir kapı bulamamış, yıllarca âdeta boğazi toklu- ğuma şurda burda sürünmüş, sonra Mükerremin zen- gin bir kocaya vardığını kimbilir nasıl, fakat derhal haber alarak ve yol parasmı nereden bulduysa bula. rak Ankaraya koşmuş, oradan da Zonguldağa işte beraber gelmişti. Elinde büyüttüğü bu kızın sonu pek vahim olabilecek bir çirkin işe girişmesine içten içe çok yanmakla beraber, birşey söylemiye de cesaret etmemiş, dediklerini çaresiz kabul eder olmuştu. Mü- kerrem gittikten sonra kupınm yanındaki odada ya- tacak, geldiğini duyar duymaz kalkıp, açacaktı. So- kak kapısınm anahları biraz fazla ses çıkardığı için Mükerrem böyle istemişti. Ve kendi gittikten sonra Şerifenin oturup dönüşü- nü bekliyeceği odaya, o kararlaşan gece genç kadın hırsızlar gibi inmişti, Nüzhet yanında bir adamla ne- rede isa gelip kapıyı hafifçe tıkırdattığı vakit, hemen dışarı çıkacak ve onlarla beraber Kapuza gidecekti. Evleri mahallenin en son evlerinden biriydi ve ar- kası tamamen kırdı, Buradan Kapuza giderken hiç kimseye rastlamak ihtimali yoktu. / Ve on biri on geçe, evvelce kararlaştığı gibi kapı tıkırdatılıp Mükerrem bunu duyarak dışarı çıkınca, koleu kıyafetli iki yabancı erkekle karşılaştı. Nüzhet gelmemişti. Mükerrem hayretten dona kalmış bir halde heriflerin yüzüne baktı. Bunların biri: — Nilzhet Bey gönderdi! diyerek bir küçük zarf uzattı. Mükerrem zarfı yırttı, içinden çıkan kâğıdı kapı- nın elektriğine tutarak helecanla okudu. Kurşun kas lemile yazılmıştı. Nüzhet: “Benim gelmem doğru ol mıyacağını düşünerek sans bir yerine iki kişi gönde- riyorum. Ikisi de benim adamlarımdır. Hiç endişe et- meden gel” diyordu. Gidip gitmemekte genç kadm bir tereddüt geçirdi, Ve o ande canmı herşeyden ziyade sıkan şey, bu iki adamm kendilerinden korktuğunu zannedebilecekleri düşlincesi oldu, Birden gitmiye karar verdi. Usulca sokak kapısını kapıyarak mırıldandı: — Gidelim, Otekiler derhal yürümiye başladılar, bütün yol es nasında da hiç konuşmadılar. Fakat Mükerrem gidiş müddetince ciddi bir korku geçirdi. Seviyeleri ne o- Tursa olsun, yanımdaki bu iki erkek gence benziyor- ân. Dağ yollarmda kendilerine tâbi ve mühtaç yürü- yen bir kadından, taze ve güzel olduğunu demin pek âlâ tetkik ettikleri ve bir haram sevgiye gittiği için de hafifmeşrepliğine elbette hilkmedecekleri bir ka- dından kendileri de gizlice istifade etmek isterlerse, nasıl mâni olacaktı?. Ve uzakta, aşağıda, son ışıkları parlıyan Zonguldak, saatlerin ilerilemesine rağmen kapanm:yarak mahsus beklemiş gözlerile güya kendi sine bakıyor. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: