28 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

28 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Dont Göriielerdi Takiller Balkan Antantı Çok Kuvvetli Bir Birliktir Atina, 77 (A.A) — Atina ajansı | hissedilen tam itimada bilhassa işa bildiriyor: Gazeteciler B. Metaksas | ret ettikten sonra, Türkiye Başvekili B. Celâl Bayarın Türkiyenin beş yıl- ık askeri plânı hakkında yaptığı bir ile doktor Aras'ın nutuklarını tefsi- re devam ediyorlar. Kalimerini gazetesi, Balkan An - tantının ihdasındanberi yaratılan te- sanüt fikir ve ruhundan bahsederek diyor ki: “Bu fikir ve ruh, B. Rüştü Arasa Balkanları barış bölgesi olarak tav- sif etmek ve Başvekil B. Metaksasa da Antantın beynelmilel sahadaki müsalemetleştirici nüfuzunu kaydet mek imkâhını vermiştir.,, Proia gâzetesi, başmakalesinde, Balkan Antantı fikrinin bir barış ve terakki eseri teşkil ettiği fikrini teş- rih etmektedir. Elefteron Vima gazetesi, doktor Rüştü Arasın nutkunuh yalnız Bal- kan milletleri arasındaki sıkı birlik - ten şimdiye kadar elde edilen netice- ler itibarile değil, ayni zamanda müs tekbel teşriki mesalden çıkacak ne- ticeler hakkında da iman fışkırdığını yazıyor. Balkan birliğinin kaoveti Belgrat, 27 (A.A) rTansı hakkındaki tefsirlerini neşret- mektedir. Matbuat, dost ve müttefik memle- ketler matbuatının Ankara konfe - ransından sonra Balkan milletleri a- rasındaki dostluğun ve teşriki mesai arzusunun kuvvetlenmiş olduğunu ve halihazırdaki beynelmilel endi - geler arasında Balkanlarda sulhün kuvvet bulduğunu müttefikan tes - lim ettiklerini kaydeylemektedir. | Çok mütecanis bir birlik ” Belgrat, 27 (A.A) — Avala Ajansı bildiriyor: Vreme gazetesi, Ankarada Balkan Antantı Konseyinin ilk cek sesi hakkında, hususi surette gön derdiği muhabiri B. Svetosvkinin te- lefonla verdiği uzun bir makalesini göyle neşretmektedir: Mesul dört nazır, antant azası ile komşuları arasında mevcut münase- betleri gözden geçirmişler ve Balkan AAntantının milletler arasında hakiki bir bariş ve dostluk platformu hali- ne gelmesi için yeni salâh imkânla- rını tetkik etmişlerdir. Daha bu celseden sonra istikbal hakkında herkes nikbin görünüyor- du. Balkan Antantının, doğduğu yer olan Ankarada hayatiyetini, elestiki- yetini ve Avrupadaki yeni vaziyetle- re uymak kabiliyetini teyit etmesine intizar ediliyordu. Mükemmel dostlar olan dört nazır arasında gizli celsede cereyan etmiş olan görüşmeler, dört sene mevcudi- yetten sonra, Balkan Antantı devlet- leri içini kendi aralarında hiçbir me- sele mevcut olmadığını göstermiştir. Halen mevcut meseleler yalnız An tantın Balkanlar haricindeki işler karşısında ittihaz edeceği hattı hare- kote taallâk etmektedir. Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavyanın teşkil ettikleri camia- rın nüvesi o derece mütecanistir ki, camianın her bir azanın hudutları ü- zerinde her türlü salâh, her türlü şah si kuvvetlenme, devletlerden herhan gi birinin prestijinde her türlü büyü- me, âyni zamanda camianın heyeti v- mumiyesinin preetijinde bir artma de mektir. İşte, konseyin devresi böy! bir itimat havası içinde ve menfaat lerin tıpkılığını tazammun eden bir idrâk ife açılmıştır. Nutukların tahlili Gazete, doktor Arasla B. Metaksa- sın söyledikleri nutuklara tekrar te- mas ederek, Balkan antantının müm- — Yugoslav matbuatı, Türk, Yunan ve Romen ghzetelerinin Balkan Antantı konfe- görüşmeyi naklediyor ve diyor ki: “Bu plân yeni hiçbir vergiye veya ü at etmeden başan- lacaktır. Türkiye Başvekili bu müna- sebetle ezcümle: “Milletlerimizi kuv vetli hale koymak lüzumunu, başarı- larını bozmak istiyecek herhangi bir kimseye karşı ittihaz etmeleri icap e- den enerjik hattı hareketi dikte et- mektedir... istikraza mi Balkan Antantı Her Zamandan Daha Sağlam (Başı 1 incide) müsaviliklerine riayet prensipine uy gun bulunması lâzım geldiğini bilhas sa kaydederler. Diğer devletlerin da- hili politikalarına taallük eden me- metmiş bulunan Balkan antantı hü- kümetleri kendi dahili işlerine, her ne mahiyette olursa olsun, hiçbir mü dahaleye karşı müsamaha gösterme- miyee karar vermiş bulunmaktadırlar. 3 — Balkan Antantının Akdeniz politikasına taallâk eden meselele - Fin tetkiki esnasında, konsey, Balkan Antantı azası devletlerin daha bida- yettenberi tamamen mutabık bulun- dukları politikanın, Akdeniz havza- sma taallük eden kısımda bu deniz- de sahildar başlıca devletlerden her İbirile yani Ingiltere, Fransa ve Jtal- İ ya ile, barış için bir iyi münasebet ve işbirliği politikası olduğu kanaa- #inde bulunmuştur. Balkan Antantı, bu politikayı âza- $ı arasında tam bir ahenk mevcut ola- rak takip etmiş ve dört müttefik mem Veketin Tikredilen Akdeniz! devletlerile olan bağlarını takviye 1- çin semereli mesai sarietmiştir. Habeşistan meselesi, malüm safha” larını geçirdikten sonra, Balkan An- tantı için gayrimevcut hale gelmiştir. Müttefik devletler, bunun üzerine müşterek Akdeniz siyasetlerinin ta- hakkukunu takip eyleyerek, yukarda ismi geçen devletlerin herbiri ile yak- laşma sahasında ciddi gayretler sar- fetmişler ve bunlarla dostane müna- sebetlerile takviyeye muvaffak olmuş lardır. İşte Yugoslavya, Italya ile bir dost İuk paktı aktederken ve bu suretle kendi münasebetlerini, antant azasın dan olan ve Akdenizde sahili bulu- nan iki devletin İtalya ile daha ev- vel mümasil paktlarla tesis ettikleri münasebetlerle hemahenk kılarken, bu düşünce ile hareket etmiştir. Diğer taraftan daimi konsey, bu esnada Yugoslavyanın yeni İtalyan kanunuesasisine tevfikan, Romaya Majeste Italya kralı ve Habeşistan imparatoru nezdine yeni bir elçi ta- yin eylediğini ve halen ayni vaziyet- te bulunan Romanyanın da bilâteah- hür yeni bir elçi tayin etmeye ka- rar vermiş bulunduğunu müşahede etmiştir. Yukarda mevzuubahis Akdeniz po litikası hakkında Balkan antantı a- zası arasında mevcut tam fikir mu- tabakatini bir kere daha isbat eden İbu vâkıalar karşısında, konsey Akde- niz havzasında enternasyonal iş bir- liğini kolaylaştırmak için, Yunanis- ' sebetlere tevfik etmek Üzere icabinı taz mümessillerinin Balkan politik, |dir. ve ekonomik istiklâli ideolojisine ve dünya efkârı umumiyesi önünde ya- | kavelenamesine muhtemel iltihakı rımadada hâkim olan yeni realist | yukarda kaydedilen enternasyonal iş veçheye tercüman olduklarını, bilhas | birliği sahasında mühim bir adım a- sa kaydediyor. Müstakil icraat ve po-| tıldığına da kani bulunmaktadır. Jitik realizm Balkan antantının Av- rupa İle olan münasebetlerinde, iki | yi, Atinada toplanan son ekonomik karakteristik unsurdur. Gerisi ha -| konseyin kararlarını tasvip etmiş - yaldir. Geniş toprakları üzerinde ba- | tir. rışın temimine çalışan Balkan antan tı, başkanlarının işlerine müdahale su | mi müdahale politikasını idameye ka retile, halen Avrüpada hüküm süren |rar vermiştir. selelere karışmamıya kati surette a7- tan ve Türkiyenin Habeşistan mese- lesindeki hattı hareketlerini İtalya i- le idame eyledikleri dostane müna- yapmaları lâzım geldi kanaatinde - Konsey, İtalyanın Montreux mu - 4 — Balkan antantı daimi konse- 5 — Konsey, Ispanya işlerinde ade .İ dl Franco'cuların bir taarruz için hazırlıkları İSPANYA MEKTUPLARI: Âsi Bombaları Cephe Gerisinde Neler Yapıyor ? Son günlerde İspanyayı gezen bir gazeteci gördüklerini şöyle anlatı- yor: Hükümetçi İspanyada halkın kuv- vel maneviyesinin kırıldığını zannet- meyiniz. Bilâkis orada öyle bir küt- leye tesadüf edersiniz ki etrafında ce- reyan eden hâdiselere karşı ezeli bir Kikaydi içindedir. Asiler tarafından Madridin şiddet- le bombardıman edildiği gün birkaç Fransız arkadaşla beraber ben de o- rada idim. Bunlar harbin devam etti- ği müddetçe İspanyayı terketmemiş- ler, Teruel'de, Guadelajara'da bulun- muşlar, payitahtın yanmasını görmüş lerdi. Dışarıda obüsler, korkunç infi- lâklarla patlarken içerde bir piyano ile bir keman sanki bu sesleri duyma- manız için çalıyordu. Bu aralık radyo, bombardıman ne- sesini haer. verdi: Bin ölü, meli yüz yaralı... Piyano çalan arkadaşı Ma kak sararan benzile: Yi KİŞ eyes — dmuyor musunuz. diye bağırdı. Hepimizde deniz tutmasına yaka, lanmış insanların hali vardı. Nasıl ölüyorlar? İ Üç gün sonra Barselona gittiğim | vakit Paseo de Gracia ismindeki aris- tokrat mahallesine inmiştim. Otelin önündeki geniş kaldırımdan binlerce insan Barselonun çiçeklerle bezen - miş bulvarlarına doğru yavaş yavaş akıyordu. Bu insanların yüzünde, memlekette cereyan eden elemli hâ- diselerin gölgesini aradığım halde her kesi geniş bir tebessümle neşeli görü- yordum. Katalon berelerile örttükle- ri başlarından ayaklarına kadar her şeylerine itina sarfeden yolcular ay- ni tebessüm ve neşe ile selimlaşıyor ve biribirlerine “Amigo Mio — dos- tum,, diye hitap ediyorlar. Kadınları sorarsanız bunların da neşesi erkeklerden aşağı değildir. Çocuklar bu acıklı bombardıman- larda annelerinin etrafında koşuşu- yorlar. Bir İspanyol arkadaşım bom- baların harap ettiği bir mahalledeki vaziyeti anlattı. Burada ölüler tamamen parçalan- mış bir haldedir. Bu parçalar bazan tozdan bir bulut altında kalan enkaz arasından ayıklandığı gibi bazan ağaç toplanır. Daha geçen gün takallüs eden parmakları arasın- da erzak torbasını tutan bir kadın ko unu bulvar kenarındaki ağaçlardan birinin dalından indirdiler, Daha fe- eli var. Ölü bir kadının, henüz yaşı- yan çocuğunu kollarında sımsıkı tut- tuğu da görülmüştür. Yaralananlar pansıman yerlerine kendi kendilerine gitmiye mecbur- durlar. Bunlardan bir çoğu orada is- | lar yollyabilecekler ve kabul edebi- leceklerdir. K 6 — Ekselâns Başkan Metaksas ve Dr. Aras, Türk — Elen Antant kor- dial paktından doğan işbirliğinin, mevcut taahhütler çerçevesi dahilin de, genişletilmesini mutazammın bir jesi tevdi etmişlerdir. im Türk — Elen munzam muahede pro- 7 — Konsey, önümüzdeki iki içti- mamnın, Eylül 1938 de Cenevrede ve bu suretle ekonomik menfaatlerinin | Şubat 1939 da Bükreşte yapılmasına | n temin ajan-! ka tırap içinde ölürken doktorlar hiçbir şey yapamamazlık içinde âciz ve be- ceriksiz bakıyorlar. İnsan âzaları ek- seriyetle infilâkın olduğu yerden üç yüz metre öteye fırlıyor. Hastane ser visleri bunların kime ait oldukların anlamıya lüzum görmeden topluyor- lar ve hiç bir merasime tâbi tutma- dan gömülüyorlar. Çünkü hiç kimse şimdiye kadar bir cenaze alayı görmemiştir. İspanyol dostum ilâve ediyor: “Bir de derler ki bir türlü ölüm vardır. Halbuki borubaların icat ettikleri ö- lüm cinslerini Allah bile yaratama- mıştır... Herkes alışmış! Bombardımanların hiç vakti, saati yoktur. Ekseriyetle insanları evlerin- de kıstırıyor. 3i Kânunusani bombar durmam sabahin dokusunda olmasi. Bütün insanlar sokaklara deli gibi fırlamışlardı. Biraz sonra herşey es- halini aldı. İşte Katalonya meyda- emi ateşiyle altı Üstüne getirilmişti. Taraçalarda güneşlene insan biraz evvel hiçbir şey olmamış gibi sükünet içinde... Sokaklarda a- hş veriş edenler, seyyar satıcıların niyet pakcilerinde talihlerini dene- yenler rahat ve sulh içinde yaşıyan şehirlerde olduğu gibi ortalığı doldu- ruyor. Oteleiye soruyorum — Bundan evvel nerelere düşmüş- tü? Adamcağız omuzlarını mevhum bir işaret yaptı: — Liman taraflarına. Fakat bu- günlerde sıra buraların! Gelecekler ve ölüm saçacaklar.. — Otelde sığınacak yeriniz var m? — Hayır. Fakat bazıları buraya na iniyorlar. Bombalarla kendi aralarına biraz mesafe koymak İçin. Fakat bu tedbirin hiç faydası olma- dığı pek çabuk anlaşılıyor. Ölüm piyangosu: Talihime, pek az hava bombardı- manına tesadüf ettim. Fakat hiçbir dakika bomba korkusunu kafamdan çıkaramadım. Zama, zaman gökle- re bakarak bir şeyler seçmek iste - rim. Bu harbin yegâne teselli mem-| bal, kaza ve kadere inanmaktır. Tıpkı bir piyango meselesi. Fakat aksi bir piyango.. Kazananlar ölümü boylamış olanlardır. Barselonda ve bombardımana uğ- rıyan bütün Akdeniz limanlarında | gördüklerim bana bu hakikati ilham etti: Müdafaa için kâfi derecede ha- zıtlanılmamış, hususi sığınaklar ya- pılmamış ve harbin bütün ihtimalle- rine karşı tedbir alınmamışsa vazi- yet pek fenadır. Barselonda metro- polltenin bazı yerlerinden istifade e- diliyor. Burası herhangi bir infilâk- tan müteessir olmuyor amma şebir u mümiyetle halkın hayatını koruyamı yacak bir vaziyette ve burada haya- tımız tehlikede bulunuyor. İstanhul Belediyesi Şehir Tiyatroları KOMEDİ KISMI Saat 20,30 da Dilerse silkerek ın mitralyöz | > (Başmakaleden Mabaat) Görüş Birl vali ... igi (Başı 1 incide) edbinler tarafından yanlış tef- sirlere uğriyan noktalara ge- linee; Yugoslav Başvekilinin bu $i- rada çok mühim bütçe müzakerele- ni bırakarak bizzat konsey toplantı- tebii alâkasına canlı bir delildir. Konseyin resmi kısmı bittikten son- ra Ankarada bir gün fazla kalama- masını tabil görmek icap eder. Zaten bu nokta iptidadan malümdu. Romanya hakkında tereddüt duy- mak ancak Romanyanın dahili vazi- yetini gözden uzak tutmanın netice- #i olabilir. Romanya bu sırada ana- yasa hakkında milletin umümi reyi- ni toplamıştır. Bunun neticesinde patriğin reisliği altındaki kabinenin vazifesi belki bitmiş sayılacak ve B. Talarescu doğrudan doğruya Başve- kil diye iş başına gelecektir. B. Ta- tarescu bugünlerde bir dakika bile memleketinden ayrılamaz. Balkan konseyinde müttefik Ro- manyayı temsil eden B. Comnene Romanyanın yarınki hariciye nazırı sayılabilir. Realist görüşü, dünya işlerine vukufu, bilgisi ve Balkan ruhuna bağlılığı ile, kendisile temas edenler üzerinde çok takdirli hisler bırakmış, Balkan aile muhitindeki bütün kalpleri zaptetmiştir. D İğer sütunlarımızda okuyaca- ğımız tebliğ, Balkan tesanü- dünün çok kuvvetli ve canlı bir ifa- desidir. Balkan ruhunu tanıyanların hepsi şuna kanidir ki dünya yüzün- deki kararsızlık Balkan ahengini gevşetecek bir âmil değildir. Aksine olarak harici âlemdeki kararsızlık manzaraları Balkan Birliğinin kuru- ef meemnlrk den dalla, sanlı hala soka. cak ve arada yakınlığı küvvetlendi- recek sebeplerdir. Konseyin, dünya MÜŞKİL ALBERT PREJEAN Fransızca sözlü NAPOLEON'un Baş rollerde : SÖZÜN KISASI 4 perde komedi (SON HAFTA) nikki 28-2-930 Bugünkü program: İstanbul radyosu: Öğle neşriyatı: Saat 1230 Plâkla Türk muzlikisi, 12.50 Havadis, 13.05 Plâkla Türk muslikini, 18.30 Muhtelif pldk neşriyat, 14 Son. Akşam neşriyatı: Saat 17 İnkılâp dersi Üniversiteden naklen: Mahmut Esat Boz” kurt tarafından, 18,30 Çocuklara masal: Ba yan Nine, 19 İnci: Şan piyano ve keman retakatile 19,30 Memleket şarkıları: Mast yal Fahri, 1955 Borsa haberleri, 20 fat ve arkadaşları tarafından Türk musiki- «i ve halk şarkıları, 20.30 Haya raporu, 20,33 Ömer Rza tarafından arabça söyler, 20,45 Belma ve arkadaşlı, tarafından Türk musikisi ve balk şarkıları (Suet n- yarı), 2116 Yasl saz heyeti: Okuyanlar İbrahim, -Al, küçük Safiye, kanun Mu #mmer, klârnet Hamdi, ul Cevdet Kozan, tanbur Salâhattin, keman Cevdet, 31.50 Radyo tonik temsli : Stüdyo orkestrası res fakatile (Per Gynt), 2245 Ajans baberle- fi, 23 Plikla sololar, opera ve operet par- çaları, 23.20 Son haberler ve ertesi günün programı, 28.30 Son. Ankara Radyosu: Öğle neşriyatı: 1230-1250 Muhtelif piik neşriyatı, 12.50-13.15 Plâk: Türk müsikisi ve halk şarkıları, 18.16-13.30 Dahili ve ha- rici haberler. Akşam neşriyatı: 1830-1838 PAK meş” riyatı, 18,38 - 19 İngilizce ders : Azime İpek, 19 - 1930 Türk musikisi ve halk şar kıları (Makbule Çükar ve arkadaşları), 1940-1941 Saat ayarı ve arapça neşriyat, 1945-2012 Türk musikisi ve halk şarkıl- ri (Servet Adnan ve arkadaşları) 201$ - 2010 Spor konuşması: Nizamettin Kırşan, 20.30 - 21 Türk musiklal ve halk şarkıları (Salâhaddin ve arkadaşları), 21 - 2148 A- jans haberleri, 21.15-21.55 Stüdyo salon ar- kastram: 1 - Nesvadba: Parapbrsse w la Loreley, 3 - O. Metras; Suveniler de Cho- pin, 3 « Leo Dalibes Tas de Mere, 4 - Le9 fali: Die Rase von Stanbul operette, 21.53 « | 22 Yarınki program ve İstiklâl marşı SENFONİLER 21,10 Peşte: Macar fiharmonisi, 23 Var #ova: Fitelbergin idaresinde senfonik konser (Haendel, Pvtridas, Malovski). — — ——— — ufuklarını hep beraber gözden ge - çirdikten sonra ortaya koyduğu teb- liğ, bu tabif düşünceyi kuvvetli bir surette teyit etmiştir. Tebliğin ve Atatürkün Balkan meslekdaşlarımıza | hitabelerindeki aile Mim aç aim ini yarınki sayıya bırakıyoruz. VE FREDERİC MARCH TALİH GÜNEŞİ Çarşamba akşamı MELEK Sinemasında JENNY JUGO Ahmet Emin YALMAN mİ EM Paris gece barlarınm eşrarıs— 4 NR Zevk ve sefahat kadınları... Bir sefahat gecesinin '&srarı. Na İTİRAF JENNY HOLT tarafından emsalsiz bir tarzda yaratılan bu mükemmel film SÜMER SİNEMASININ MENMMME> Çeykalâde programımı teşkil edecektir. JANET GAYNOR ÇILGINLIKLARI filminde. Pek yakında SARAY Sinemasında Bu akşam SAKARYA Sinemasında Senenin en büyük Fransız eserlerinden biri UYKUSUZ GECELER TOLSTOİ'nin eseri - MÜSTESNA BİR MEVZU GABY PİERRE RENOİR ve Komedi Fransezden YONNEL Hamiş: Bu filmin musiki kısmı, Paris Konservatuvarı kon serler sosyetesi, Colonne, Lamoureux konserleri ve Paris Rus Katedrali taganni heyeti tarafmdan münavebe ile icrayı te- rennüm edilmektedir. Yerlerinizi evvelden aldırınız. MORLAY

Bu sayıdan diğer sayfalar: