7 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

7 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a YY 5 A EDİRNEDE: Bütün Trakyada Mahsul Çok Bereketli Olacak Edirne, (Tan muhabirinden) “Trakyayı doldurmakta olan kol, sa- pan, makine kuvveti polikültürü çok genişletiyor. Yalmz güne bakan tor- Dusal çiçeğinin nebati yağları için 8 küçük fabrika yapılmıştır. Mevsim ve yağmurlar hem ziraate hem de hay- vancılığa çok uygun gitmektedir. General Kâzım Dirik, ikiz doğan iki göçmen kardeşe 50 meyvalı fidan hediye etmiş ve çocuklar için diktir- miştir. Muratlı göçmenleri sıhhat ve kâletinin 10 bin dekar ve Mericin Ka dıdonduran köyü gençlerine 1000 de- Kar katı ve sert araziyi traktör ve Üç çift pullukla açtırmakta olup hep-! si ilkbaharda ekim ve tohumluk için yetiştirilmiş olacaktır. Çayır ve yonca yetiştirmek köylü için çok sevilmiş bir yol ve tutuştur. Fidancılık, ağaçlama, kavak ve çelik almış yürümüştür. Çanakkale yarım milyon, Kırklareli yarım milyon ka yak çeliği hazırlıyor.Edirne ve Tekir dağında da böyledir.Bir çelik beş pa raya hazırlanıyor fidanlıklar 10 bin- den 100 bine kadar yetiştiriliyor. Bu iş ziraat memurları üzerinde ve dik- katli idare âmirlerinin takibi' altın- dadır. Umumi damızlık ve kollektif fidanhıkların bu sene sayısı yüzü bul muştur. Beton - Asfalt yol özerinde yeni - den 20,000 ağaç dikilmiye başlanmış tır. Böylece yol tam Lüleburgaza ka- dar ağaçlanmış olacaktır. — İZMİRDE: İli İnekhane Açılacak İzmir, (TAN) — Iktısat Ve- kili ve Ziraat Vekâleti Ve- kili o Şakir Kesebirin son o Ege tetkikleri semere vermiye başlamış- tır, Beş yıllık ziraat kalkınma prog- I MERZİFONDA : Yeni Su Tesisatı Için 87 Bin Liraya Yakı Para Harcanacak Merzifon, (TAN) — Üzerleri açık olduğu için hastalıklara yol açan ve kullanılmaz hale gelen suyollarının tarihe karışması yaklaşmıştır. Bele- diye, yeni su tesisatı yapmak için büt çesinden 15 bin lira ayırmış, belediye ler bankasından da 70 bin lira istik- raz etmiştir. Su tesisatı, yapılan pro- jeye göre 87 bin liraya mal olacak- tır. İşe başlanılması için, Dahiliye Ve - kâleti imar heyetinin müsaadesi bek- leniyor. Elektrik Çok Pahalı Merzifon, (TAN) Burüda elek- triğin kilovatı 22 kuruştan veriliyor. Ve sboneler daha az kullansalar da üç kilovat parası vermiye mecbur tu tuluyor. Bu hal memnuniyetsizliği mucip olmaktadır. Belediye her mü- him bir varidat elde etmek ve hem de halka daha faydalı olmak için ©- lektrik tesisatını satın almak iste - mektedir. Lâkin mali müsaadesizlik ve şirketle anlaşamaması, bu işi ba - şarmasına mâni oluyor. Halkevinde Yeni Heyet Merzifon, (TAN) — Halkevi baş- kanlığına belediye reisi Hamdi Açar, kâtipliğine muallim Kadri Özyalçın, mubasipliğine muallim Sabri Engin, veznedarlığına muallim Hilmi Onar, âzalığına muallim Ferit Can, idare memurluğuna Hüseyin Saraç seçil- mişlerdir. Birçok âzasınn vazife icabı Nerzi- fondan ayrılışı geçen yıl Halkeyimi. HENDEKTE EĞİTMENLER zi faaliyetten geri bırakmıştı. Yeni &- dare heyetinin semereli çalışmaları). ir yanım alâkadarlar, hükümete bekleniyor. Yakında konferanslara)... 44 ederek, fenni surette zere başlanacaktır. Tik konferansı “Şeyh Abdurrahman Rumi,, hakkında Veh- bi Cem verecektir. Odun, Yine Yükseldi Son günlere kadar güzel giden ha- valar değişmiş, kuru ve şiddetli ayaz- lsr başlamıştır. Bu yüzden çiftçiler, güzlük ekinlerin bozulmasından kork maktadır. Odun fiyatları yükselmiştir. Bir merkep yükü odun 75 kuruşa satılı- yor. Diğer ihtiyaç maddeleri de pa - halıdır. Bir kilo koyun eti “40, kü- ruştur, Çocuklara Yapılan Yardımlar Geçen sene yapıldığı gibi bu yil da, az çok hali vakti yerinde bulunan- lara başvurularak, mekteplerdeki fa- kir çocuklara yemek temin edilmek- tedir. Haftalık listeye göre yemek ve receklere birkaç gün evvel müracaat edilerek hazırlanmalarına zaman bıra kılmaktadır. Samsun mebusu Doktor Asım, bu yıl da Çocuk Esirgeme Kurumuna fa kir yavrular için elbiselik kumaş gön dermiştir. * Merzifon, (TAN) — İlkmektep muallimleri kendi aralarında her hafta bir konferans vermiye başla- mışlardır. Halk dersaneleri faaliyete devam ediyor. Kış sonunda birçok yurttaş daha okuma yazma öğrenmiş olacaktır. , — ramına göre, İzmir ve Manisa vilâyet-| lerinde birer inekhane kurulması ta- karrür etmiştir. Buralarda, civar vi- Hâyetlerin de ihtiyaçlarını karşılıya- cak miktarda peynir, yoğurt, yağ ya- pılacak ve köylümüze sütçülük sana- yilinin A tarafları öğretilecektir. Izmirde “Burgurca, Manisada Ge-| ri çiftliklerinin bu işe müsait olup ol- madıkları tetkik ediliyor, Müthiş Bir Cinayet | Ödemiş, (TAN) — Bebekler köyün- de, evinin taraçasında asılı bulunan | Mustafa oğlu 23 yaşında Mehmedin müthiş bir cinayete kurban gittiği an laşılmıştır. Mehmedi evvelâ boğduk- Yarı, sonra astıkları anlaşılan karısı 22 yaşında Firdevs, karısının kardeşi Yaşar Yılmaz ve arkadaşı Ahmet oğ- Yu Mustafa Sarı tevkif edilmişlerdir. | Hendeğin Şeyhk; © Dayanamadım, hemen bir pencere açtım; çocuğı ağzından muşambayı çektim. Dadıya söyliyeceğimi söyledim; yalvararak beni biraz oturttu; kadın dert dökmek istiyordu: — Beyefendi kaç gecedir hep sabaha karşı geli- yor; hanımefendi de bey nerede Kalıyor diye her ak- sam onun peşinde... Bu akşam da yine aramıya gitti... Kapıdan çıkarken dönüp bir defadaha zavallı yavruya baktım; o, yine kirli, ıslak muşambayı ağ- ana götürmüş, şapırdatmıya başlamıştı... Yine Fikreti hatırladım: “Avare çocuklar; hele sizler!.. Hele sizler!..., Hasan geceli gündüzlü içiyor, içtikten sonra son derece çirkin bir sarhoş oluyordu.. Onu bu iptilâdan kurtarmak için de bütün kuvvetimle çalıştım; lâkin, dışardaki muhit benden daha kuvvetliydi; Hasanın bütün vislere düşkün ruhuna en iyi bir inkişaf ve, silesi oldu... Bir akşam, Nükhetle fki arkadaşi gelmisti; onları da ülarak Boğaz tepelerinde bir bahçeye gittik; ye- nildi, içildi; Hasan, Avrupada, monden hayatta böy- ledir, diye kadınlara lüzumundan fazla kompliman- lsr yapıyor; hepsiyle mahrem birşey görüşüyormuş gibi kulaklarına eğilerek fısıldaşıyordu. Bahçede gayet kötü bir cazbunt vardı; Hasan dan- setmek için deli oluyordu; lâkin dansetmeyi bir tür- lü öğrenemediği için başkalarile oynamıya cesaret edemiyordu; nihayet, benimle oynamaktan başka ça- re yoktu; Ben Hasanın teklifini kabul etmedim; bu- rası şöyle böyle bir bahçeydi ve karşımızda oldukça bayağı tabakadan bir yığın sarhoş dansediyordu; on- ların arasına karışıp oynıyamazdım; Hasan buna kızdı. Hanımlarla daha teklifsizce görüşmeye; bir sile arasında olduğunu unutarak bütün meclisi ra- hatsız edecek kadar meşgul olmıya başladı.. Onun bu &ıvıklığından sıkılan Nükhetin ve arkadaşlarmın-ar- zusiyle biraz sonra bahçeden kalktık; yokusu iner. y eğitmeni, talebesile beraber okul fidanlığında çalışıyor YAL, n Verilecek mi Pirinç Ekimine Tekrar Izin İzmit, (TAN) — Sıtmayı kökünden yok etmek için, İzmit mıntakasında pirinç ziraati menedilmişti. Bu saye- de ve bataklıkların kurutulmasile bu gün sıtma 2 altı derecesine dü - dildiği taktirde pirinç yetiştirilmesi. ! nin sıtmaya sebep olmıyacağını iddin etmişler ve buna müsaade istemisler- dir. Dolaşan Şayialar İzmit, (TAN) — Vilâyetimizin Liğ- vedilerek İstanbulun bir kazası hali- ne getirileceği, bir kısrnının da Bolu| ve Bilecik vilâyetlerinin katılmasile bağlanacağı ve bu yeni vilâyetin mer | kezi Adapazarı olacağı hakkındaki şayialara burada İnanılmamaktadır. Devlet Matbaası Taşmacak İzmit, (TAN) — Devlet matbaası- nın 939 senesi içinde İstanbuldan bu- raya nakledileceği hakkındaki haber- ler teeyyüt ediyor. Matbaa için bü- yük bir bina yapılması düşünülmek- tedir 73-930 En Korkunç Düşman ve En Mükemmel Silâh ZAM g 2, AND >> 0 Tm Soğuk algınlığı tehlikesine karşı kendinizi GRİPİN kâşelerile koruyunuz. SOGUK ALGINLIĞI: Baş, diş, bel, kuluk ağrılarına sebep olur. GRIPIN bütün ağrıları dindirir. SOGUK ALGINLIĞI; o Nezle Grip ve birçok tehlikeli basta Uklar doğurur GRIPIN üşütmeden mütevellit hastalıklara mâni olur. SOGUK ALGINLIĞI: neş'esizlik tevlit eder, GRIPIN : Kırıklığı geçirir neş'enizi iade eder. Kırıklık, EVROZI İcabında günde İsim ve markaya dikkat ve her yerde ısrarla GRİPİN isteyiniz. * YENİ Mösssesemiz tarafından neş- redilen Yeni Çocuk Ansik- lopedisi her çocuğun mutlaka sâ- hip olması lâzım gelen bir eserdir. Çünkü çocuk bu eserde ders esna- sında ve ders dışımda aradığı bü- tün malâmatı bulabilir. ÇOCUK ANSİKLOPEDİSİ bü- tün dünya lisanlarına tercüme e- dilmiştir. Bu beynelmilel eseri, Türk çocuklarının ihityaçlarinı ve * mektep programların gözönünde bulundurarak lisanımıza çeviren- ler, Profesör Salih Murat, Faik Sabri ve M. Zekeriyadır. Eser 1500 sayfalık iki büyük ciltten mürekkeptir. Tum eserin fiyatı 7 liradır. Muailimlere ve 3 kaşe alınabilir. k Çocuk Ansiklopedisi mektep talebesine ayrıca tenzilât yapılır. Bu eser yalnız çocuklar için de- gil, bütün ilkmektep öğretmenleri için en kuvvetli yardımcıdır. Çün- kü bütün dersler'bu eserde re simlerle ve genis malümat ile ze5- ginleştirilmiştir. Eser hakkında bir fikir edinmek istiyorsanız aşağıdaki kuponu dol- durup bize gönderiniz. Size be- dava bir broüşr göndeririz. Bu bro şür size Ansiklopedinin kiymetin anlatacaktır. İSTANBULDA TAN MATBAASINA Yeni Çocuk Ansiklopedisi broşürün- den bir tane göndermenizi ve mü- alimlere ait son fiyatınızı bildirme- nizi rica ederim. ———— DONUYORUM YAZAN” ŞÜKUFE NIHAL ken, kuytu, karanlık ağaçların arasından geçerken Hasan birden bire Nükhetin üzerine atıldı; Nükhet şaşkın bir halde koşarak bir ağacın arkasına saklan- dı; Nükhetin, daha o akşam bana tanıştırdığı kadın- lar ürkerek hızla yokuşu iniyorlardı. Bana git olan, adım taşıdığım bir adamın arkadaşlarıma karşı yap- mıya başladığı terbiyesizlikleri en iptidaf bir mede- niyet terbiyesi olan insan bile yapmazdı. Ne yapa- cağımı, ne vaziyet alacağımı şaşırdım; kolunu tuta- Tak yalvardım; — Hasan, kendine gel, ne yapıyorsun, çok içtin galiba... O hazla ellerimden kurtuldu; ağaçların ardına sak- lanan Nükhete bir saldırış daha yaptı; Nükhet te ö- bür arkadaşları gibi bir koşu kopardı; yokuşu indi; üçü birden kapı önünde duran otomobillerden birine atladılar. Bize veda bile etmediler. Duvara dayanarak yokuştan ağır ağır inmiye çalı- şan Hasanı bekledim. Ne olduğumu, ne düşündüğü- mü, ne yapacağımı bilmiyordum. Kapıda bekliyen otomobillerden birine de biz at- ladık. Eve girer girmez, Hasanın yüzüne iki tokat attım; o, İki yana sallandı; yediği tokatlardan afalladı. Ben kütüphaneye girdim; kapıyı kilitledim, meşin kana- napenin üstüne uzanarak yattım. Sabahleyin Ayşe kadınla &rkendap Hasâna bir kâğit gönderdim; — Bundan sonra karşı karşıya gelmemize imkân yok; ben evinizden gidinciye kudar siz, başka bir yerde kalınız. Aramızda her şey bitmiştir. Hasan, öğleye kadar uyuduktan sonra beni gör- meden çıktı, gitti. Hasta idim; ruhen hasta idim, İ- rademi, yaşamak kudretimi kaybetmemek için çalı- şıyordum. O gün, evde yalnız kalınca, Hasanın ev- lenmeden evvel bana yazdığı mektupları çıkardırı; hayretle okudum; bunları, temiz bir insan kalbin- den kopun bu samimi sözleri Hasan mı söylemiş, yazmıştı! Hasan beni temiz, faziletli buluyor; çir- kinliklerden kaçarak bana sığınmak istiyordu. Ba- na «sir olduğunu, lâkin benim onu bir gün kendi fazilet dünyamdan fırlatarak kirli insanların arası- na atabileceğimi yazıyordu. Haşanı, kirli uçurumlardan kurtarmak için ne- kadar çalıştım, ne kadar yoruldum; ne kadar bit- tim... Onu birdenbire hayatımdan fırlatıp atmamak için ne kadar düşünüp taşındım; amma, bunların hiçbiri onu yola getiremedi; ben artık âcizdim; onu kurtaracak kuvvetim yoktu; ruhumdaki kuvvet gün den güne tükeniyordu. O gece Hasan gelmedi; zaten, beklemiyordum; te- miz bir yalnızlığa, sessizliğe ihtiyacım vardı. Kendi kendimi itham ediyordum: Hayat bana tecrübesiz- İiğim; insanları fazla kontrol etmeden büyüklükle- rine, iyiliklerine inanacak kadar saflığım pahasına çok acı bir ders vermişti, İstanbuldan kaçmak; yur- dun başka, uzak bir köşesinde bozulmamış, çürüme- miş insanlar arasında başımı dinlemek istiyordum. Ertesi günü akşama doğru yazıhanenin hizmetçisi Hasandan bir mektup getirdi; Hasan şöyle yazıyor du: “Yıldızcığım, “Çok müteessirim, dün sabahtanberi ne yaptığımı bilmiyorum; doktora gittim, beni fena halde hasta buldu; ve kati bir sükün ve istirahate ihtiyacım varmış; dimağımın birdenbire muhtel olması bile kabilmiş! Hastayım, Yıldız; beni tedavi edecek kuv- vet ancak sensin! Dün akşam seni kırdım, bunu W- nutur musun? Bütün kabahatlerimi, şuursuzlukla- rımı hastalığıma bağışla... Senin de sükünete, istira- hate ihtiyacın vardır; seni İstediğin kadar yalnız bi- rakayım, ancak, her Şeyden evvel beni affedip et- miyeceğini öğrenmek İstiyorum. Yaptığım münase- betsizlikleri tamamile hastalığıma vererek beni af- fetmeni ve cevabını bekliyorum, ağlıyarak gözlerin- den öperim.,, Hâsana cevap Yazmadım, kafam karmakarıştıktı, ben ondan ziyade hasta idim, benim bütün sinirleri- mi bozan bu (hasta adami benden şifa bekliyordu. Doğru, Hasan hasta idi; bir öemiyet hastası! Nasıl ki, etrafımda bir değişiklik sarsıntısından kendileri- ni koruyamıyacak Kadar dayanıksız. sıhhatsiz olan birçok kadın ve erkek te onun gibi böyle hasta idi. İki gün sonra Hasandan bir tezkere daha aldım “Yıldız, cici kızım, senin yüksek, temiz ruhunu tur çınlıklarımla, münasebetsizliklerimle ineittim, beni affet... Zayıf, hasta arkadaşına şefkat göster, beni kurtar, Yıldız.,, (Devamı var) d

Bu sayıdan diğer sayfalar: