6 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

6 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Beşiktaşla karşılaşacak olan Güneş takımı ovuncuları birarada “Bu Haftaki Karşılaşmalar Güneş- Beşiktaş MaçınıHangi Taraf Kazanacak? 'Bu hafta milli küme maçlarının en | Beşiktaşın normal oyunla her zaman mühimmini Güneş — Beşkitaş ta- ,oynıyacaklar.. Kanaatimizce, u karşılaşmanın ehemmiyeti iki ta- ii kuvvetlerinin müsavi oluşundan © ziyade, iki klübün puvan vaziyetleri- rinden doğuyor. Çünkü tamamiyle hesaplamak şartiyle, Güneşin ıma ihtimalini hayli fazla bul 'duğumuzdandır ki, maçın ehemmiye tini daha çok puvan vaziyetlerinde / görüyoruz. © © Bu maçtan hangi takımın galip çi- N ğına hükmettiğimizi evvelâ ya- ralım. Ondan sonra bu hükmün isti- “nat ettiği noktaları anlatırız. Yani bu tahminimizi peşin, izahını son- caktır. Yalrız bu galibiyeti hak: İyi idaresi şartına bağlamaktaki fik- 4. Timizi de inceliyelim: Bazı maçlarda hakem nizamname- yi tatbik eder gibi görünür. Müte- madi topun mahreki üstündeki oyun culurın harici vaziyetlerini tetkik et- tiğinden rakiplerin dışarı vurulma. ” mış maksatlarını pek farkedemez |© Gizli plân tatbik edildiği vakit hâsıl © olan apaşikâr faulü bekliyen bir ha- iki taraftan birine farkında ol- arak avantaj vermiş olur ki, bu- iyi hakemlik diyemeyiz. Bu fikrimizi de tamamiyle tasav- MW uri bir misalle anlatalım; Mühim bir maça hazırlanan iki ta- “kım farzediniz. Rakip takımlardan “birinin en tehlikeli oyuncuları bü- n hattındadır. Karşı taraf oyuncu- rakibin en müessir elemanlarını liyecek #ekilde pek kırıcı bir o- 'yunu hâkim kılmak istediklerini de hesaba katalım. Oyun başlıyor, ceza çizgisi haricin- yani penaltı verilmesi ihtimalle- rİ uzak iken tehlikeli olan oyuncula- “ra karşı yıldırıcı çıkışlarla mukabele tıyor. Bu şekilde akınlara mâni 0- inamadığı görülünce, penaltıyı da slarak şarjları sıklaştırıyorlar. Yine tasavvur edelim ki, bu nişan- lanmış çıkışlarla rakibin tehlikeli o- yuncusu aksatılıyor. Belki de sakat- lsniyor. O arada tehlikeli oyuncuyu çatlıyan futbalcüyü hakemin çi-| kardığını da kabul edelim. Hâsıl olan ziy sakatlıyan taraftan fazla sa- #lanan tarafta olduğu şüphesizdir. kuvvetli tarafı o- mukabil ra- pten de vasat bir oyuncu feda edil- © Bir takımın en n çıkarılmış, ona iştir. İste iyi bir hakemin nizamnameyi iyle tatbik edebilmesi, bu gibi © gizli maksatları karşı ihtarlar vesa- 'ire ile tatbikinden evvel hakemliğini hi 1! termesidir. “Neden böyle tahmin ediyoruz? Şimdi de Güneşin daha kuvvetli ol duğunu neden çıkardığımızı izah € “Günes hücum hattı muhakkak ki tutamıyacağı kadar seri ve şütçüdür. muhacimlerini durduracak iktidarda ve manevra süratindedir. Beşiktaş hücüm hattının bir soliçi bir de Hakkısı tehlikelidir. Şeref'in tehlikeli mesafesi muavin hattı hiza- larındadır. sirliğini o kadar büyük farzelmiyo- ruz. İlakkı ise şüt mesafelerinde acar fakat onun haricinde gününe göre, bazan iyi bazan vasat derecede kalır. Buna mukabil, Güneşin beş fo tinin beşi de şütçü, müessir ve kıv- raktırlar, Muavin hattı hücumcula- rın kabiliyetlerine göre beslemeyi ekseriya başarırlar. Takımın heyeti umumiyesi Beşik- taştan daha metotlu ve daha şuurlu» dur. Fekat; böyle olmasına rağmen GU neşin hakettiği galibiyeti Beşiktaşa karşı elde edememiş olmasının sebe- bini araştıranlar da bulunabilir. Bunun cevabım da verebiliriz: Güneşin yenildiği veya berabere kaldığı Beşiklaş maçlarında daima hâkim oynamış taraf mağlüplardır. “Topun yuvarlak oluşunu ve taliin ba- zan mühim rol oynayışını hesaba kat mak gerektir. Şanssızlıkta ta bir nis- bet yardır. Güneş takımı bilhassa son seneler Beşiktaştan daha kuvvetli ve teknik olduğu halde kazanamadı. Çok muhtemeldir ki, bugünkü kud reti yüzde on şanssızlığını yenecek kadar artmıştır. galip geleceğini tahmin ediyoruz. | oi Atletizm : Dekatlon Müsabakaları Ağanlığından: saatine kadar açıktır, Program: 110 mania, disk, sırık, cirit, 1500, Güneşin müdafaa hattı da Beşiktaş Kale önlerindeki rhües- Biz bu kanaatte olduğumuz içindir ki Güneşin normal şartlar dahilinde , K. Istanbul Bölgesi Atletizm Yıllık Dekatlon müsabakası 6 ve 7 Nisan 1938 çarşamba ve perşembe günü saat 14.30 da Fenerbahçe sta" dında yapılacaktır. Kayıt müsabaka Çarşamba 100 tek takım. Gülle, yüksek atlama, 400 metre perşembe R GÜREŞ: Tekirdağlının Edirnedeki Çalışmaları Edirne, 5 (TAN) — Edirne Spor klübünün ve Trakyanın yetiştirdiği genç ve güçlü pahlivavnlar, Trakya umumi müfettişi General Kâzım Di- riğin himayesi altında ekzersislerine devam ederek günden güne teki gösteriyorlar. Burada Trakyanın yetiştirdiği ve birçok güreşlerine iştirak etmiş Çöm- lek köylü Emin ve Kuleli köylü Müs- tafa pehlivanlarla Kırklarelinin Us küp köyünden Hüseyin pehlivan ve sayısı sekize varan amatörler var- dır. Usküp köylü Hüseyin pehlivan (19) yaşında, 1,85 boyunda ve doksan beş kilo ağırlığındadır. Yarın için Trakyanın en yüksek bir pehlivanı olacak bir kabiliyettedir. Teknik şartlara göre yetiştiri- len Edirne Spor klübü pehlivanları- nın melekelerini arttıracak maksadi- le umumi müfetliş General Kâzm Dirik tarafından Avrupadan dönen ve Tekirdağında bulunan pehlivan, Edirneye çağırılmıştı. Bu davet üzerine, Hüseyin pehli- van buraya gelerek Halkevinde peh- livanların güreşlerini idare etmiş ve bunlara en son alafranga teknik gü- reş usullerini göstermiştir. | Pek çok alkışlanan Tekirdağlı, Spor klübünden Mustafa ve Usküp köylü Hüseyin pehlivanlarla ayrıca birer ekzersis yapmıştır. | Hüseyin pehlivan şerefine ve| bütün pehlivanlara askeri mahfil ga- Zinosunda kuzu, helva ziyafeti vo- rilmiştir. | Mersinli Ahmet Avrupaya Gidecek Mersinli Ahmedin Estonyada yi pılacak Avrupa güreş birinciliği mü- sabakalarında Türk takımındaki mev | iKiini tekrar alması güreş federasyo- İnu tarafından tensip edilmiş ve An- 4 kara esi İcin Memrin mıntakasına yol parası gö tir. ömül Haber aldığımıza göre, son 7“ manlardaki bazı neşriyat üzerine f6- derâsyon tarafından Mersinli Ahme- dö bazı sualler sorulmuş ve alıran İ cevaplar bu. kıymetli güreşçimizin profesyonel olmadığını meydana çı- karmıştır. Mersinli Ahmet, bugünlerde An-| karaya gelecek ve Federasyon baş- kanile temas ettikten sonra Istanbul hazırlık maçına iştirak edecektir. iğ Bisiklet : © Bursadaki Bisiklet Yarışları Neticeleri Bursa, $ (TAN) — Kırk kilomet- re üzerinde" yapılması lâzmgelen dördüncü bisiklet yarışı, pazar günü Bursa - Bilecik yolu üzerinde ve on kilometrelik bir mesafeyi ilk defa gidip gelmek şertile yapılmıştır. Muhtelif klüplerden iştirak eden ya- rışçılar günden güne artan gayretie- rile iyi neticelerle yarışı bitirmişler- dir. Acar Idman yurdundan Kemal birinci, Hüsamettin ikinci, (Faruk üçüncü geldiler. Geçen yarışlarda daima birinci gelen Bekir bu defa lâstiğinin pat- lamasından yarıştan hariç kalmıştır. EDİRNEDEKİ MÜSABAKALAR: 1 Edirne Halkevindeki müsabakalara iştirak eden güreşçiler ve Hüseyin / Vatandaşla PMU AR Hergünün Küçük Dertleri Her okuyucunun bir derdi, memleket ve gehir meseleleri hakkında bir düşün- cesi vardır. Biz bu vatandaşlara bu dü- güncelerini ifade İmkânı vermiş olmak için bu sütunu açıyoruz. Bu sütun, oku- yucuların mektupla bildirdikleri mesele- Yerden manda, umumi meseleler hakkın- daki düşüncelerini tespite yarıyacaktır. Bu maksatin bir muharririmiz her güp önüne çıksın bir vatandaşle, otu alâka- dar eden meseleler hakkında mülâkatlar yapacaktır, * Türkçe Konuşmak Meselesi Okuyucularımızdan Nevzat Behiç Sınar söylüyeri “Umumi yerlerde, büyük müesse - selerde gayri müslim olan vatandaş- ların türkçe konuşmamaları eskiden- heri şikâyet edilen hakikaten çok acı bir vaziyettir. Birkaç gayrimüslim va tandaş bir araya gelince, derhal ken- i dillerini konuşuyorlar. İnsan bazen le müesseselere giriyor ki, burada- i manzarayı görerek, Türkiye top - rakları olap olmadığını kendi ken - dine soruyor. Bu Valandaşlar artık türkçe konuşmıya alışmalıdırlar. Ma- dem ki, bü memleket toprakları üze: rinde Yaşıyorlar, bu toprağın ekme - ğini yiyorlar, o halde, bizim dilimizle de konuşmak mecburiyetini hisset - melidirler. Ben sahsen, başka diller. le konuşulduğunu duyduğum zaman çok azap çekiyorum. Kulaklarım baş- ka dil duymak istemiyor, Çünkü, bu- rası benim memleketimdir. Kendi memleketimde yalnız kendi / dilimin söylenmesini orum... OKUYUCU Mektupları i Şarkışlanın Tiyatrosu l siz Gültekin im cu mektubuna çeyap ve-. medeni ihti. zılmaktadır, Mek» in faaliyet ve gayretlerinden de bahseditmekte ve bu ça Şarkışla gençlerinin koltuğunu | yertnenik dereceyi bulduğu âve edil - tnektedir, yaçlırdan bulunduğu rtışir balodiy er alar Hariçte: Avusturyalılar Son Maçlarını Yaptılar Büyük bir ulâka ile beklenen A- vusturya mili Oofutbol (takımı ile Almanya milli takımı arasın- daki maç Viyanada 60 bin kişi önün- de yapılmıştır. Son milli maçını * bu karşılaşma ile yapan ve dünyanın en teknik futbolcuları olan Avusturyalılar, ra- | kiplerini hezimete uğrstan yüksek bir oyundan sonra 0 — 2 gâlip gel mişlerdir. Avusturyalıların yüksek tekniğine ilk devre mukavemet eden Alman ikinci devrede meşhur| Sindalar'ın ince idaresi karşısında âdeta paniğe uğramıştır. Devrenin 15 İnci kasında Sindalar birinci golü, 5 dakika sonra da müdafi Sesta bir frikik atışından ikinci golü yap- muşlardır. Avusturya milli takımı yıllardan- beri gösterdiği mükemmel ve ince oyunlarından birini çıkarmıştır. Beynelmilel Kır Koşusu Müsabakası İngiliz atletizm federasyonu te rafından bütün millet atletlerine a- çık olarak tertip edilen beynelmilel | kır koşusu müsabakaları Belfast şeh | rinde gayet bozuk bir havavda yapıl- mış ve 7 senedenberi büyük bir in- tizamla yapılan bu müsabakaları yi- ne İngiliz atletleri kazanmışlardır. Müsabakalara 7 millet iştirak et- miş ve neticede İngiltere 43 puvanla birinci, 86 puvanla Fransa ikinci, 117 puanla Belçika üçüncü olmuş- lardır, Fert itibarile yine Ingiliz E- müdafası Tekirdağlı Hüseyin, ziyafetten sonra birarada meri birinci olmuştur. Pig #Hüviye 6-4 -958 AMA EEAAARARESA KREM FHMIKA YE tini Gizliyen Prensi z "Maurice Dekobra,,dan - Çeviren Faik Beremen İL A 4 G üzel Madam Treevhat, ak - şam yemeğini, tek başına olarak Cannes'te bir gazinoda ye- mekteydi. Usareli ve iştiha açan bir şeftaliyi uzun vepembe parmak- larının veile tuttuğu bir bıçakla bir certah gibi soyuyordu. Yorgun görünüyordu. Göz ka - paklarını melânkolik bir gevşeklik gölgelendirmişti. Saat akşamın onuydü. Dansiğin cazı Rivlera yıldızlarına coşturucu nağmelerini. yolluyordu. Madam Treevhat (o tabayyülâta dalmıştı. Cahnes'te tek başına dolaşan güzel bir Amerikah kadın pe düşünür - dü? Tat ve gizli maceralar. Şim- di sanki yumuşak ve gıcıklayıcı bir ses kulağına eğilip şunları fısıldı - yordu: — Bu lokantadan çık ve yıldızla- rin altında dolaş!, Seni beklenmi- yen bir sürpriz karşılıyacak. Hay- di kalk!. Madam Treevhat borcunu vere- Tek kalktı, Şoföre, arabayı garaja çekmesini söyledikten sonra palmi yelerin altına doğru yollandı. Lokantadan çıkarken onu biri- si görmüş ve takip etmişti. Mira- marın yanına gelince güzel Ame- rikalıyı ciddi ve dürüst bir tavır. la selâmlıyarak: — Beni affediniz Madam! Dedi. Bu tarzda sizi rahatsız ettiğim için beni'mazur görün. Hayatta bazı şartlar vardır ki — Pardon Mösyö, sizi tanımıyo Tum. — Ben Madam mütevazi bir me murum. Emniyeti umumiyenin hu- susi servis komiserlerinden Emile Hurdet'im. adam 'Treevhat endişesini gizliyerek muhatabını gu- rurla süzdükten,sonra: — Fakat, Müsyü, dedi. Zannedi- yorum ki, pasaportum tamamdır. — Oh! Hayır Madam. Bunun için sizi taciz etmiyorum.. Hüviye- tini gizliyen büyük bir şahsiyetin emrindeyim aMdam.. Hükümet gece gündüz kendisinin etrafından ayrıl mamamı emretmiştir. Bu Monteb- Janco tahtının varisi olan Prenstir. Birkaç gündür Cannes'te bulunu - yor. Komiser böyle söyleyince güzel Amerikalı Madamin endişesi zail oldu. Polis hafiyesinin bu sözleri onu dehşetli surette alâkalandır - aştı: — Pekâlâ Müsyü, bundan bana ne? — İşte mesele burada Madam. Prens, genç, yakışıklı ve sempetik bir adamdır; âsaletmaap bana, ma- cerasız bir Rivieranın, kemansız bir çingeneden farksız olduğunu söylemek tenezzülünde bulundu - lar. Anlıyor musunuz, Madam? — Sizin Prensiniz anlaşılan hoş bir adam Mösyö Hurdet! — Bendeniz Madam Prensin arzularını yerine getirmekle mu - vazzafım. — Nasil. — Pek basit, Madam.. Amerika da böyle bir teşkilâtınız olup ol - madığını bilmiyorum.Bizim burada taçlı Prenslere mahsus bir teşkilâ- tımız, vardır. Bu teşkilâta yüksek ve tanınmış artistlerden yirmi dört gönüllü dahildir. Adeta bir harem gibi... Bu gece, erarinde bu- Yunduğum asaletlü için 7 numara yı seçmiştik.. Prens Hazretleri lüt- fen onu kabul ettiler. Her şey ka - rarlaşmıştı. 7 numara bu akşam mutlaka Cannes'e gelecekti. Fakat meşum bir hâdise programımızı al- tüst etti. Üç saat evvel artist apan- disit ameliyatı yaptırmak mecbu- riyetinde kalmış. Bu hususta Paris” ten telefon aldım. — Bu vaziyet Prensiniz için ne büyük bir inkisarı hayal olacak!. — Değil mi Madam? Ona bu vazi yeti anlatmıya cesaretim yok. Kaç saattir Nisle Cannes arasında do“ Jaşıyorum. Ah! Prens şimdi sabır- sızlıkla 7 numarayı bekliyor. — Şu balde ne yapacaksınız? — Demin gazinoda sizi görün- ce içime su serpildi Madem.. Şaya- nı hayret bir derecede 7 numaraya benziyorsunuz. Ayni güzel; sarı - şın tip. Ayni zarafet. Ayni cazi be. mara diye murıldandım. İçimden şöyle düşündüm. “Bu zarif Mada- min canı sıkılıyor; ihtimal ki, bu akşam can sıkıntısını tatlı bir ma» &era ile gidermek ister; belki, öm- Tünün defterine pembe bir yaprak ilâve etmek hoşuna gider.., İşte aziz Madam, karşımızdaki bu fakir memur bunu düşündü | İni Treevhat, hususi ser- vis komiserine dikkatli dik katli baktı. Gözlerini bir ışık bü- rümüştü, Fakat tereddüt ediyordu. Gerdanındaki incilerile oyniyarak düşünceli. düsşünesli duruyordu. O — Bu İşi memleketimize olan sevginiz namına yapın Madam! Güzel Amerikalı kadın gülüm - sedi. Hâlâ kırmızı dudaklarının ara sında beyaz incileri duruyordu; du- daklarının arasından sordu; — Mösyö Hurdet siz asil bir" adama benziyorsunuz, şerefiniz ü- zerine Söyleyin, Prensiniz ihtiyar bir Hintli olmasın? — Temsil ettiğim müdüriyetin, nezaretin ve kabinenin şerefi üze- rine andederim ki, Prens genç ve yakışıklı bir adamdır... — Pekâlâ beni 7 numara ola - rak Prense takdim edin!. Birkaç gün sonra Madam 'Treev- hat biraz dinlenmek üzere Golf - club'a girmişti. Sağ tarafında bir parmaklığın arkasında Monteblan» * co Prensi gözüne ilişince heyecan- © Ja ürperdi. Prensin yanında husü- si servis komiserile beyaz süveter giymiş bir adam duruyordu.. Prens yanındakine bir şeyler sövlüvordu. Madam merakla bu mükâlemey€ kulak kabarttı. Asaletmaap beys# © süveterli arkadaşına şunu anlatı” yordu: — Azizim güzel kadınları eld€ etmek için kullândığım usulü sans” söyliyeyim. Fakat bir şartla bU sırrı sana bir akşam ziyafetine sö tıyorum. Hüviyetini gizliyen bif” Prens sıfatile dolaşacaksın!.. Bir d£ yanında, emniyetin hususi servif komiserliği rolünü yapan bir ark#" daşın bulunacak. Eğer arkadaşi" patıkaperdaz ve kurnaz olursa bil” dırcın rostosu hemen ağzına kadi”? gelir, Meselâ; geçen gün fevkalâd€ güzel, cazibeli bir Amerikalı Kö” din.

Bu sayıdan diğer sayfalar: