29 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

d y a ç güü ee eee üN MA LA in - Kültür Bakanlığı ile işbirliği yaparak K NOT ULUS 29 -3 - 1938 DÜŞÜN güörr sinin emeğiyle meydana çıkan yeni 4 türk tezgâhlarında iki denizaltı gemimizin inşa halinde olduğu malüm- ş dur. Tersanemizi, küçük çapta harb gemileri inşa edecek bir kabiliye- te yükseltmek, hep biliyoruz ki, hükümetimizin programına girmiştir. Fakat bütün bunlar, nihayet bir başlangıçtan ibarettir. Bu bir diriliş, bir rönesans manzarasıdır. Zira unutamayız ki, Ak- denizi titretmiş ve bir osmanlı iç denizi haline koymuş olan heybetli türk donanmaları vaktiyle, türk sularında türk emeğiyle inşa edilmişti İnebahtı deniz mağlübiyetinde donanmasını kaybettiğine esefle- nen hükümdara Sokollu'nun cevabı meşhurdur: memleket, o donanmayı, direkleri altından ve yelkenleri ipekten ola- rak yapmaya muktedirdir..,, Donanmasının direklerini altından ve yelkenlerini ipekten yapma- ya muktedir muazzam bir imparatorluk kurmuş olan türk milleti, son- ra - acıdır! - biribiri ardısıra başma yolsuz ve gevşek idaresi yüzünden, sandallarını bile ecnebi tezgâhlara ısmarlayacak bir aciz haline düşmekte gecikmemişti. Türkün yalnız bu inhitat ve zaaf devrini hatıra getirenler, onun herhangi bir enerji ve yükselme hamlesine muktedir olmadığını san- makta ne kadar hata ettiklerini, bir zaferler silsilesi teşkil eden cum- huriyet Türkiyesinin başarılarından anlamışlardır. Bir zaman, dünyanın en ileri endüstrisine sahib olmuş olan bu millet, yeniden aynı seviyeye yükselmek azmini ve iymanını ruhun- da tutuşturmuştur. Bu azmin elinde, hiç bir imkânm kurtulmıyacağı- na, on beş senelik cumhuriyet tarihi, en parlak bir KUKKUKURAKERAN UNUK KUK A KA KUK KUK AK AUK ERERURERUNER UKUK RR UNUN URURARER KA KA LER YARAAKAANAN KK KU RAA KUK AKA KKK AA AM A KN ENAA KK A K KA KUK K KAK A KA ENA N ALE KA AF Türk tersanesi Sessiz sadasız çalışan Gölcük tezgâhları, türk mühendis ve türk işçi- DŞ LSER bir gemimizi denize indirdi. Gene edilmişti. “Merak etme, bu geçmiş olan ehliyetsiz. adamların delildir. YAŞAR NABİ Hacıbayramda Ogüst mabedi meydana çıkarıldı Belediye Hacıbayramı mükemmel bir park haline getirecek Ankarayı güzel ve zengin bir tu- ristik şehir haline koymak için birçok r fedakârlıklar yapılmaktadır. Tarihin muhtelif devirlerine aid eserlerin top lu bir halde bulunduğu şehrimizde, bu zenginliklerden istifade edilmeğe çalışılmaktadır. Şehrimizin imar plânında mühim bir yer alan ve yarının güzel bir par- kı olacak olan Hacıbayram meydanın- daki tarih eserleri bu maksadla yeni- den gözden geçirilmiş ve bu eserleri kapatan basık evler istimlâk edilerek bir yandan yıkılmağa başlanmıştır. Plâna göre ogüst'ün vasiyetnamesini we sonradan taşınan pek çok Eti ese- rini ihtiva eden bu açık müze güzel bir park haline getirilecektir, Bu su- retle Ankarada tarihin mühim bir safhasını canlandıran tarihi eserler şehrin hayatına karışmış olmaktadır. Hacıbayram Camisinin çevresini dolduran evler gerek camiyi, gerekse klasik çağların büyük hatırası olan mabedi sarmışlar; zaman geçip kendi- leri birer harabeye döndükçe bu anıt- ları da bir örümcek yuvası ortasında sıkışarak can çekişenlerin haline uğ- ratmışlardı. Ankara Belediye ve vilâyetinin kurtarmağa azmettiği “Hacıbayram'- daki eserler,, işte bunlardır. Vilâyet ve belediye mabedin çevresindeki bü- tün yapıları “istimlâk,, ederek yıktır- mağa başlamıştır. “Ogüst'ün vasiyetnamesi, — diye şöhret alan ve aslr Romada bulunan kitabenin Latince ve yunancasını bir- likte duvarlarında barındırdığı için, #“ortaçağ,, dan sonraki araştırmalarda “Augüusteum,, veya “Ogüst Mabedi,, diye tanınan mimarlık vesikası 1927 den itibaren yapılan hafriyatla asıl benliğini ortaya koymuştu. Arkeoloğ prof. Şede ve mimar Dr. Krenker ta- rafından yapılan bu hafriyat, Hacı - bayramdaki mabedin İsadan önce III cü asra aid bir hatıra olduğunu ispat etmişti. Hellenistik devre aid mimari wesikaların ne kadar seyrek ele geç- tiğini bilenler için bu £ ne İstanbulda 148 çift damgasız çorap bulundu İstanbul, 28 (Telefonla) — Kadın İsta ınbulda Et istihlâki gittikçe artıyor İstanbul, 28 (Telefonla) — Bugün mezbahada kesilen ve kesilmiş olarak şehre getirilen hayvanların mikdarı şöyledir. Karaman 1111, dağlıç 368, kıvırcık 35, kuzu 3121, keçi 16, oğlak 13, sığır 126, dana 30, manda 22, malak 7. Bunların baş itibariyle yekünu 4849 dur. Geçen sene aynı tarihte kesilen ve kesilmiş olarak getirilen hayvan mik- darı ise şudur: Karaman 1092, dağlıç 148, kıvırcık 2, kuzu 1917, sığır 105, dana 3, manda 17, malak 6. Bunların baş itibariyle yekünu 3300 dür. Sıhiye âsteşarı dün geldi Sıhiye Vekâleti müsteşarr Dr. A- sım Arar bir hafta evel göçmen işle- rini tetkik etmek üzere İzmire git- mişti. Orada göçmen işlerini uzun u- zadıya incelemiş ve göçmenlerimizin ihtiyacını tesbit etmiştir. Göçmenlere bine yakın öküz ve yüzden fazla bey- gir alınarak dağıtılması kararlaştırıl- mıştır. Bu zamana kadar alınanlar da göçmenlere tevzi edilmiştir. Doktor Asım Arar İzmirde bulun- duğu müddet zarfında bilhassa bu meselelerle meşgul olmuş ve hallet- miştir. İstanbul borsası tAnkaraya - taşındı " İstanbul, 28 (Telefonla) — İstan- bul borsasının Ankaraya nakli dolayı- sile bugün borsada hiç muamele olma- mıştır. Borsa tamamile Ankaraya nak- ledilmiştir. İstanbulda 31 mart akşa- mına kadar çalışacak yalnız 3 memur kalmıştır. « sst Maslak kazası fahkikatı bitfi İstanbul, 28 (Telefonla) — Mas- lakdaki otomobil kazasına aid tahki - kat müddei ilikçe bitirildi. Şo- çoraplarının damgalı veya damg; olup olmadığını tedkik için kontrol för Kemali tedbirsizlik, dikkatsizlik, nizamlara muhalif hareket ederek ö - bugün başladı. Bir mü dam- galanmamış 148 çift çorap bulundu- ğundan zabıt tutuldu. Kontrollara ta- rama şeklinde devam edilecektir. Sirkeci yolcu salonuna konacak Atatürk büstü İstanbul, 28 (Telefonla) — İnşaatı ilerlemekte olan yeni yolcu salonuna rekzedilecek Atatürk heykeli için projeler hazırlanıyor. Heykelin şekli, mevkii ve büyüklüğü güzel sanatlar akademisind 1 k olan juri heyeti tarafından ayın birinde tedkik edilecektir. Kızılayın yardımları Kızılay genel merkezince, Emet kaza merkezinde evleri yanmak sure- tiyle muavenete muhtaç vatandaşlara telgraf havalesi olarak altı yüz İira yardım yapılmıştır. (A.A.) Kamufay Encümenlerinde Kamutay encümenleri dün aşağıda yazılı mevzuları müzakere etmişler- dir: Adliye encümeninde : Şürayı Devlet kanunu lâyihasının müzakeresine deva medilmiştir. Arzuhal encümeninde : Encümene tevdi edilen arzuhaller- den r ye alınmış olanlar hak- kında vekâletlerden ve encümenlerden gelen cevaplar tetkik edildikten sonra bu arzuhaller karara bağlanmıştır. Dahiliye encümeninde : Köy & ıun bazı inin değiştirilmesine ve mezkür kanuna ye- ni hükümler eklenmesine dair olan ka- nun lâyihasının müzakeresine devam edilmiştir. Maliye encümeninde : ddel İpek böcekçiliği,ipek böceği yetiş- tirilmesi, muayene ve satılması hak- kındaki kanun lâyihası müzakere edil- miştir. Çağrı X Orman Kanunu muvakkat encü- meni bugün parti grup içtimamdan sonra toplanacaktır. X İktısad Encümeni bugün parti grup içtimamdan sonra toplanactktır. X Maarif Encümeni bugün grup içtimamdan sonra toplanacaktır. X Maliye Encümeni bugün parti grupundan sonra toplanacaktır. X Memurlar kanunu muvakkat encümeni bugün parti grupundan son ra toplanacaktır. Hayvan sayımı kayıd ve yoklama : Küi işlerinin tanzimi Finans Bakanlığı hayvan sayımı kayıd ve yoklama işlerinin düzenle başarılmasını temin için yeni karar- lar almıştır. Kayıd ve yoklama işle- ri için seçilen memurlarda bulunma- sı lâzımgelen vasıflara dikkat edil- lüme sebeb olmak suçile hi ye verdi,. 1 " DA 1 Gnla Üniversitede ilmi müsabakalar İstanbul, 28 (Telefonla) — Talebe- yi ilmi araştırmalara teşvik maksadı ile hukuk fakültesinde iki müsabaka açıldı. Müsabakalardan biri âmme, di- ğeri hususi hukuka aiddir. Birinci gelecek talebeye 150, ikinci talebelere 75 er lira verilecektir. Çocuk Esirgeme Kurumunun teşekkürü Çocuk Esirgeme Kur dan : i yüzünden ilerde birçok mu- haberelere yol açılmakta ve bu yüz- den bu memurların ikramiye istihkak- ları da tediye edilmemeletedir. Da- kanlık, bilhassa bu kabil lüzumsuz mu haberelere ve ğgeçilmelere meydan bı- rakmamak kararındadır. Bu kararla- ra göre okur ve yazar olmıyan köy- lere gidecek memur ve müstahdem ol- mıyanlara bu hizmetlerinden dolayı ne harcirah ve ne de ikramiye veril- miyecektir. Âmme hizmeti iyfa etmi- yen odacı, bekçi gibi memur ve müs- tahdemler bu işlere memur edilemi- yeceklerdir. Umumi, mülhak ve hu- susf büdceler dışında kalan muhtelif teşekküllerden ücret alan memur ve üstahdemler de amme hizmeti iyfa Profesör B. İbrahim Ali yemek ver- mekte olduğumuz (603) çocuğun bir günlük yemek parası olarak kurumu- muza 30 lira 15 kuruş teberru buyur- in- etmedikleri için ücretli memur sayı- lamıyacaklardır. İkramiyeler bilfiil yoklama muamelesini yapan ve kaçak yakalayan ve zabıt varakası tutnlara verilecektir. Harcirah yalnız valinin muşlardır. Bu kıymetli yardıml dan dolayı kendilerine açık teşekkür- lerimizi sunarız. yazılı emriyle yoklamaya çıkanlara verilebilecektir. Bir japon müzisiyeni ile konuşma Japonyada ilk opera otuz sene evvel oynandı Milli japon operası 20 seneliktir S.alı gecesi Ankara Palas salonlarında Japon elçiliği tarafından v?nlen suvarede, Ankaralılar, şehrimizin misafiri olan kıymetli bir Japon tenorunu dinlemek zevkini tatmıştılar. Genç ve kuvvetli bir sese sahip olan B. Yosi Fujivara Tokyo mu- zik akademisinden mezun olduktan sonra Muhtelif Avrupa şehir- lerinde konserler vermiş Tokyoda, Milânoda, Pariste opera ve opera komiklerde rol almıştır. Hamburg devlet operasında verilen La Bohem temsilinde rol almak üze- re memleketimizden ayrılacak olan B. Fujivara kendisiyle görüşen bir muüuharririmize Türkiyeye gelmekten çok memnun olduğunu, bilhassa İs- tanbulu çok beğendiğini ve burada daha uzun zaman kalmaya angajman- ları müsaid olmamasına üzüldüğünü söylemiştir. Japonyadaki musiki ha- yatı hakkında kendisinden izahat is- teyen arkadaşımıza kıymetli tenor de- miştir ki: — Japon ve Türk milli musikileri arasmda büyük bir nağme ve uslüp benzerliği olduğunu gördüm. Japon musikisi çok eski bir tarihe maliktir. Bugün elimizde bulunan bazı musiki eserlerinin bize bin seneden daha es- ki bir mazinin mirası olduğu son se- nelerde yaprlan araştırmalarla meyda- na çıkarılmıştır. Fakat bu, yalnız sa- rayda çalman ve hariçte malüm olma- yan bir ananevi musikidir. Nagauta ve Kiyomoto denilen âlet- lerle çalınan Japon musikisinin ken- dine has bir nota yazış usulü vardı. Eskiden bu musiki mekteblerde ted- ris edilmez, evlerde hususi surette öğ- retilirdi. Avrupa musikisinin memle- ketimize nüfuz edişi, Japonyanın ec- nebilere açılmasından sonra başlamış- tır. — İlk opera Japonyada ne zaman oynandı? — Japonyada Avrupa operalarının temsiline otuz sene kadar önce başlan- mıştır. Fakat ilk milli japon operası- nın yazılması yirmi senelik bir tarihe maliktir. Tokyoda bugün resmi bir muzik akademisi vardır. 45 sene evvel kurulmuş olan bu akademiden mada 17 hususi muzik mektebi vardır. — Avrupat musiki yerli musikiyi öldürmüş müdür? — Hayır. Bizde operaları, senfoni- leri, salon tamamiyle eserleriyle Av- rupaf tarzda bir musikinin yanın- da, halk eski iptidaf âletlerini ve ananevi musikisini gene yaşatmakta- dır. Bunlar tamameti ayrı iki musiki balinde yan yana devam etmektedir. — Şimdi Japonyanın en meşhur kompozitörleri kimlerdir? — Başta Yamadanın ismini zikret- mek lâzımdır. Nevyork, Boston, Ber- lin orkestralarını idare etmiş olan Yamada hiç şüphe yok ki bugünkü Japonyanın en büyük kompozitörü- dür. Sonra Haşimoto kıymetli bir bes- tekârdır. Tabi başlıcalarını söylüyo- rum. Size bir sürü isim sayabilirim, — Yeni Japon kompozitörleri ne şe- Dumdum ! Hatay'da bir kan kardeşimizi dum dum kurşunu ile yaralamışlar. Büyük bir davayı kanun, nizam, milletler cemiyeti, barış yolları ile hallediyoruz. Kardeş ve komşu ""t-seçim,_.' ktır; bu seçim, tarafsız bir komisyonun kontroölu altında bulunacak; bu yüzden çıkacak ihtilâflar gene ta- Tafsız bir mahkemeye sunulacak- tır. Dünyanın her tarafında ilk ve son sözü “kuvvet,, söylerken her kadar değerli bir sanat ve ilim vesi- kası olduğunu tasavvur pek kolaydır. Bizanslılar, - başka bütün eski sa- mat eserlerine yaptıkları gibi - bu gü- zel eserin de bünyesinde çok ağır ta- diller yapmışlardı. Mabedin (cella) kısmına aid yan duvarlardaki pence- reler o zamanın işi olduğu gibi “opis- todomos,, duvarının sökülmesi ve mih rab tarafında bir (kript) meydana ge- tirilmesi, hep o devrin mabedi nasıl tahrip ettiğini göstermektedir. Şura- sı dikkate değer ki Hacıbayram gami- si bu muhteşem harabeye sadece isti- nad etmiş ve onu yıkarak genişliye- ceği yerde onu koruyarak ayakta dür- mayı tercih etmiştir. Terfi edecek malmüdürleri Pinans Bakanlığı, her sene olduğu gibi bu sene de vazifelerinde muvaf- fakıyet gösteren ve terfi müddetleri- ni dolduran malmüdürlerini terfi et- kinden daha kuvvetli olan Türkiye bütün dünyaya kanun, ni- zam ve barışa bağlılığın eşsiz bir örneğini vermektedir. Tam bu sırada bir kan kardeşimi- zin kanını dum dum kurşunile dök- meğe kalkışmak, nihayet, yersiz bir şımarıklıktan başka bir şey sa- yılamaz. U ournakan tehassısları sineğin ted- kik ediyor ve yarmın tayyareleri- ni ona benzetmeğe uğraşıyorlar- mış. Tayyare sineğe benzediği defa olarak Bulgaristanda kadın- larla p lüra intihabata şkizali etmek müsaadesi verilmiştir.,, Demek ki şimdiye kadar Bulga- da uzun saç — İsrail şam- mış, Bir başka bakımdan da tayya- re sineğe benzer. Biz, “sinek kü- çük ama mide bulandırır!,, deriz. Geçenlerde Çekoslovakya hudu- du üzerinde uçan alman tayyare- leri de mide bulandırmadı mı idi? Bit ! Gazetelerdeki havadisleri göz- Öğüzenere J istünd Hatay h bulandı ği uğraşan cılız şımarıklara günü geç- miş, köhne şenaat oyunlarını tek- rarlamalarını değil, yanı başlarında- ki kudretli milletten insanlık ve fa- zilet dersi almalarını tavsiye ede- lim. — T. İ. Tayyare - sinek! REN Üa S | el f eai bu_ mez tükenmez havadis, fikra, nük- te ve makale mevzuu veren sinek, şimdi de Avrupada, hem de fenni ve teknil te ve dergilerde tirecektir. Bakanlık, bu h ki ha- zırlıklarına başlamıstır. bahse mvı_u oluyor. Avrupa mü- ve aralarında daima bir “hı_r!ı tehlikesi” nin dişlerini gösterdiği- ni görüyorsunuz ve yüreğiniz : piyonlarından Samson'un tam zıd- dına — bir imtiyazlığa sebeb olu- yordu! Ana fedakârlığı ana d Ana sevgisi, ana şefkati, fedakârlığı... İ larda b dın çorapları damgalandı.,, Bu başlığın bir haberi yanlış anlattığını bir tarafa bırakalım. Çünkü iyi ve fena bütün çorapla- rın damgalanmasına karar veril- miştir. Fakat ifadedeki bozuklu- ğa dikkat ediniz. Buradaki “fe- na,, sıfatı çoraba verilebilecği gi- bi kadma da verilebilir. İşin kö- tüsü bizde “fena kadın,, diye ah- lâksız bir zümreye de derler! Eden'e'dair... Bay Antoni Eden'in annesi Bayan Sibil Eden, bir ingiliz muharririne oğlunun çocukluğundan bahsederken onun resme çok meraklı - olduğunu anlatıyor. Antoni, kendisi de resim yaptığı ve ı'dılolırı bayıldığı halde daha engin, daha asil duygu var- mıdır ? Kimsesiz kalan çocuklarını bü- yütmek, adam etmek için — tabi- rini kullanalım! — “saçını süpür- ge eıden,, ne kadar kadınlar tanı- rız — Hop! ediyor . aŞ Bir amerikan kadınının bu u- | Evelki gün bir gazetede ':;: Hetdü kütlandiği bodellallı f hei ü k kınız : ::"d_ Mü' Gene aynı şekil- Bu kadıncağız, üç çocuğundan MHopT ı:ıi. ayrı düşmemek, onlarla meşgul o- güN ze ğ labilmek için | I: ee boşan- Üseeere ç elAşi bğt" d: y TErd dığı kocasımın evinde kapıcılığı ;lıhılıhn bir mahlüktur! kabul etmiştir, Üzun saç | Fena kadın çorabları! Bir gazetede bir resim gördüm Bir İstanbul gazetesinde irice ve altında şu yazıyı okudum: “İlk tolarla bir başlık; “Fena ka- di ve bazı evde akraba ve dostlar ara- sında duetolar yapıldığı zaman : — Aman anneciğim, bu gürültüye tahammül edemiyorum: Bırakın da tatlı tatlı şu kitabırmı okuyayım! der- miş. Hayatında daima sihatli kalmış o- lan bu çocuk, tuhaf değil mi, açık ha- vadan da hoşl. ş. Oy kl. ra pek rağbet etmediğini, en çok as- kerlik y d hoşlandığını da Japon sanatkârı Yosi Fujivara kilde çalışıyorlar? — Ayrupat metodlarla. Fakat yerli melodilerden ve Japon ruhundan il- ham almayı da ihmal etmiyorlar. Bu suretle karakteri Japon olan milli bir musiki meydana gelmektedir. B. Fujivara, çok hoşuna giden türk şarkılarından bir kaçının notasını İs- tanbul konservatuvarından alacağını ve ileride vereceği konserlerde türk şarklarını da repertuvarına koyacağı- nı ilâve etti. Kamutayın dünkü toplantısı 3 SA AUK B AT veç grupundan almacak paranm 1936 mali yılı Nafra Vekâleti büdcesine tahsisat kayıd ve sarfına dair olan ka- nuna ek lâyihayı kabul etmiştir. Ka- mutay çarşamba günü toplanacaktır. Polis imtihanı Yeni emniyet teşkilâtı kanununa göre polis kadrolarını doldurmak için bütün vilâyetlerde dün polis imtiha- nı yapılmıştır. Şehrimiz emniyet di- rektörlüğünde de dün saat 14 de po- lislik için müracaat eden 35 kişinin tahrirt imtihanları yapılmıştır. Şifa- hi imtihanlara önümüzdeki cuma gü- nü başlanacaktır. İstanbul borsasının Ankaraya nakli İstanbul Borsasının Ankaraya nak- li hazırlıklarma devam olunmaktadır. Borsanın bir kısım memurlariyle eş- yanın bir kısmı gelmiş ve Borsa bi- nası olarak kiralanan memürlar koo- peratif şirketi binası karşısındaki es- ki emlâk ve eytam bankası binasına yerleştirilmeğe başlanmıştır. H A V A w e gtmldrida Tae Hava kapalı ve yağışlı geçti Dün şehrimizde hava umumiyetle kapalı ve aralıklı yağışlı geçmiştir. Rüzgâr cenubu garbiden saniyede 6 metre kadar hızla esmiştir. En düşük ısı 6 en yüksek ısı ise 12 derece ola- rak kaydedilmiştir. Yurdda hava Trakya ve Ege bölge leriyle Karadeniz kıyılarında kapalı ve yağışlı diğer bölgelerde bulutlu ve biraz yağışlı geçmiştir. 24 saat için- deki yağışların karemetreye bıraktık- ları su mikdarları Tekirdağında 17, Kütahyada 18, Yeşilköyde 19, Antal- yada 21, Akhisarda 23, Band da 32, Bigada 34, Çanakkalede 38, Geli- annesi anlatıyor.... Çocukluk temayül ve itiyadlarının büyüdükten sonra da izleri kalıyor demek ki Bay Eden, Avrupadaki as- kerlik oyununu sezmiş ve Avrupa konserinin dueto ve triyolarına ta- hammül edemiyerek iskemlesini bı- rakmıştır ; boluda 40, Muğlada 53, yağış gören diğer yerlerde ise bir ile 16 gram ara- sındadır. & Yurdda en düşük ısılar sıfırım al- tında olmak üzere Vanda 2, Erzurum ve Karsta 6 derecedir. En yüksek ısı- lar da Antalya ve Islahiyede 17, Ada- nada 19 derece olarak kaydedilmiştir, |

Bu sayıdan diğer sayfalar: