18 Ocak 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

18 Ocak 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© da su bulunmadiği için, saatler- « — ceelleri böğürlerinde beklemiştir. —« Buda karşılıklı atıp tutmalar J - silinmiyen birşey varsaoda z şirketlere, © Lâftan ne ahali büyük her yangın ça : Kip aral gere tı birer kerre bağırması âdet , imal Şehrin bir kısmı yanar, © ocaklar söner, ahali açıkta kalır, © camiler, medreseler, betbahtlarla e dolar. Herkesi heyecanlı, kinli © görürsünüz. Herkes zavallı insan- © arın uğradığı felâketten kendi- y Dk bir hisse ayırmıştır. Haki- atin bütün yüreklerde yara izi © irakacak kadar acı olduğuna şöp.3 yok. Mahalle mahalle © yanan talisiz İstanbul, bir taraf- © tan halkı en korkunç sefaletlere atarken, öteyanda bükümetin bütçesinde de derin .boşluklar — açıyor. Hemen her yangından gonra şunlarla karşılaşırız : 1 — Yangın vaktinde haber verilememiştir ; çünkü telefon yoktu, vardı fakat matmazel cevap vermiyordu, yahut hat 2 — Yangın vaktinde haber verilmemişti, ama, galiba itfaiye © geç gelmiş. © 3 — Yangın vaktinde haber erilniş ve itfaiye yıldırım gibi iş lâkin terkos boruların- yeti İlk günlerdeki heyecan, yavaş © yavaş “kabahat acaba hangi — sinde?,, tecessüsüne döner ve arasında söner, gider. Bitmiyen, | zavallı şehrin alnına vurulan “ GÂsli yangın damgasıdır. “Eskiden imtiyaz ismi verilen bir takım sibirli bisarlarla kaplı kumpanyalara söz söylemek en büyük günahlardan sayıldığı için, yangınların bütün | mesuliyeti yanan (mahallelerin biçimsizliğine evlerin tahtadan © yapılmış olmasna yükletilirdi. Zaman içinde yangın yerleri — birer çöl kadar büyüdü, her evin #rasına birer kurşun menzili mesafe girdi fakat yakacak şey kaldıkça yangın bitmedi. Hem biz ateşe, kendimizi kül Tarım ası evvelki ; VAKIT 18 Künunsani 1880 Alınan ahbarı cedtaeye nazarın beri Boluda bir âdem boyu owp ahali haneterinden çıkabiime- mekte olduğu gibi Bolu dağında yirmi iki karış kadar kar düşüp hatfa bazı mahalle inde telgraf çanaklarına beraber idâ- gü ve eiraşla sekiz, on nüfus donmuş bulunduğu tahtik kılınmış ve posta dahi evwveice açılmışolan Mudurnı cadde sinden güç hal ile gelüp gide- bilmiştir. Ve karm sıkletinden Boluda haslıca ebniyeler y kılmış ve Yıkılanlar şimduk on beş kadar #ede elan yağmakia devam eden kardan dahi bir çok hanelerin yıku. ması tehlikesi herkese yılgınlık getirmiş oldu- ğundan ahali yenice ha- nelere barmarak öiribir- İvrine muavenet etmekte bulunmuşlardır. | “Stimson,, ile arasında | müzakeratın iyi neticelere bağ- eden belâlara karşı sade lâfla hücum (ettikçe bitmesine de imkân yoktur. Ortada suları kesen ve Türk malı, Türk canı çayır çayır yanarken süslü şato- sunda buzlu şampanya içen bir terkos müdürü var. Bu kumpanyanın, cürmü, bir, beş, on değil belki elli kerre sabit olmuştur. Her bükümet sorgusu karşısında daima ayni çürük sakızı çiğner: “Biz elli sene evvelki ihtiyaca göre tesi- sat yapmışızdır. Su yoktur, ama eğer mukaveleyi yenilerseniz, |kuvvetlerinin azaltılmasını müda- asri techizat yapanz!,, Rica ederim dünyanın neresinde bir şi ket, kendisine cürmünün bi- sabı sorulurken, böyle abuk sabuk söylenir, ve mazur görü- lür.?.. Bütün mesele burada: muka- veleler canımıza kasteder şeki'- lerde tefsir edilirken biz yalnız lâfla avunuyoruz. Bu şirketi tekmeyle memleketten kovmak zamanı daha benim çocukluğum- da gelmişti. Seyyah Günün siyaseti Londraya doğru... Geçen gün bu satırlarda İngiltereyi bahri tahdidat teklifine sevke- den avamil hakkında birkaç söz söylemiştim. Konferansın inika- dma öç gün kaldığı şu sırada diğer devletler o matbuatından istihraç edilen tahassüsatı hülâ- satan tesbiti faideden hali bul- madım, “Jorj Vaşington,, transatlanti- ki üzerinde son süratle Avrupa- ya gelen Amerika murahhası M. Stimson hemen muhtelif he- yetler baş murahhasları ile te- masa gelerek uzlaşmak ibtima- lâtını tetkik arzusundadır. Fransa ile İtalya arasında te- lifibeyin çarelerinin taharrisile bir akdeniz misakının akti hak- kında ileri sürülen mütalaalara mukabil, “ Vayt Havz,,,konfe- rans programının tevsii hakkın- daki münakaşaların Amerikan heyetinin omüvaseletine kadar tehiri arzusunu izhar etmektedir. Fransa hükümetinin İtalyaya verdiği ikinci cevabi nota Italyan i matbuatı tarafından oldukça şid- detle tenkit edilmektedir. Tribuna bu notanın bahri müsavatı kabul etmemesi dola- yısile itilâf imkânını selbeder mahiyette bulunduğunu, Cornale Ditalya, İtalya ile Fransanm Londraya esas mesail hakkında uzlaşmadan gideceklerini bina- enaleyh, Londra konferansının İ akamete düçar olması muhtemel bulunduğunu yazıyorlar. Fransa ile teadülü esas olarak | kabul etmiş bulunan İtalyan | efkârı umumiyesinin bir Akdeniz Lokarnosu aktı gibi tali teklif- lerle teskin edilemiyeceği şim- diden tahmin olunabilir. Japon hey'eti murahhasasının beyanatına (bakılacak © olursa Japonyanın gerek Amerika gerek İtalya ile ouzlaşmakta müşkülât çekmiyeceği anlaşılır. Japon baş murabhası M. «Vaka- çüki »nin “hüsnü niyetile melüf hükümetlerin müşterek objektifleri tevhit edebilecekleri, hakkındaki kanaati Vaşington ve Londradaki temaslarından baki kalınca, her halde gerek “Hover,, ve gerek geçen landığı kanaati hasıl oluyor. Japon-| ya ile İngiltere arasındaki mü- Zırhlılarımızı azaltalım ! İngiliz Başvekilinin bu teklifi ortalığa hayret saçtı Bugünkü telgraflar, İngiltere hükümetinin — teslibatı (tahdit konferansına, mühim tekliflerle gireceğini göstermektedir. İngil- tere Başvekili Makdonalt kon- feransta deniz, kara ve hava faa edecek, bilhassa büyük zırh- lıların küçültülmesini ve tah- telbahirlerin ilgasını yahut aza- mi hadde indirimesini istiye - cektir, Makdonalt bu beyanatında Akvam Cemiyeti ile Vaşington mukavelesi, Lokarno ve Kellog misaklarına istinat etmektedir. Şimdiye kadar alâkadar dev- letler arasında bu mesele öze rinde bir çok notalar mübadele edilmiş olmakla beraber henüz itilâf edilmiş değildir. Bugünkü telgraflardan bu nokta sarih bir surette anlaşılmaktadır. İngilterenin noktai nazarı kad- ro harici kalacak büyük zırhlılar yerine muvakkat bir zaman için zırhlılar kullanılmasıdır. İngiliz heyeti tarafından vuku. bulacak olan bu teklifler, kon- feransın derin bir merak ile ta- kibini intaçedecektir. Maamafih şimdiden verilen malümata göre gerek Amerikanın, gerek Japon- yanın bu teklifleri tasvip ile karşılaşmıyacakları (© anlaşılıyor. Bilbassae Japonlar, bu tekliflerin m imkânsız görmekte”'r- er, Hastalıktan sonra İngiliz Kralının yapacağı ilk iş Londra, 17 (A.A.) — Kıral Jorj “bahri konferansı açmak sureti'e son hastalığından beri ilk defa olarak umumi bayata girecektir. Konferansın bütün vesaiki ile konferansta irat edilecek bütün nutuklar aynı zamanda hem İngilizce ve hem de Fransızca olarak neşredilecektir. Japonlar ne dıyor? Tokyo, 17 (A.A) — M. Mak- dönaldin son beyanatı münase- betile Tokyo harbiye mahafilinde zırhlıları ortadan Okaldırmıya matuf olan teklifin tahakkuku hususunun imkânsız olduğu mü- taleası serdedilmektedir. Amerkalilir n fikri Vaşington, 17 (A.A) — Gerek siyasi ve gerek bahri mahafilde Mw Makdonaldin büyük zırhlılara müteallik olan beyanatının kolay | Briyan döndü Cenevre, 16 (A.A) —M. Bryan Parise gitmiştir. Bir zehrh gz faciası Sanfransisko, 16 (A.A) — Bir aparlömanda bir gaz soba- sından çıkan zehirli gazlar tesi- rile ikisi çocuk olmak ücre dört kişi boğulmuştur. Diğer iki kişinin sıhhi vaziyeti de va- himdir. Yü.de dört iskonto Amsterdam, 16 (A.A) — Fe- lemenk bankası iskonto fiyatını yüzde 4 de indirmiştir. nasebattan bahseden başmurah- hasın iki memleket arasındaki samimiyet ve meveddet rabitai kadimesini yadetmesi üç büyük deniz hükümetinin anlaş- makta zahmet ogörmiyecekleri fikrini takviye ediyor. M. “Vaka- çüki,, nin beyanatında calibi dikkat bir nokta daha vardır. Komunizmin Japonyaya gire- miyeceğini katiyetle ifade eden siydset recülü ayni zamanda Rusyanm Cem'yeti akvama işti- rak etmemesinden dolayı beyanı teessür ediyor. Velhasıl Londra konferansına uzlaşmak (o arzusile giden beş devletten iki Akdeniz devletinin aralarındaki hallolunmaz ihtilâf olmamış olsaydı, bu konferans- tan sulhü müsalemeti ciban na- | mına bir bayır beklemek imkânı fazlalaşırdı. | M. Gayur kolay tasvip edilemiyeceği söylür nilmektedir. Vaşington, 16 (A.A) — Res mi mahafil M, Makdonaldın zırh” lıların ilgası hakkındaki teklifin- den hayrete düşmüşlerdir. Fa- kat, mumaileyhin her cins harp gemilerinin tenkisi hususundaki arzusunu ve gırhlıların istimali müddetinin yirmi. .seneden yirmi İ beş seneye iblâğı teklifini dos- tane bir surette karşılamakta ve tasvip etmektedir. Amerika heyeti Londra, 17 (A.A) — Beş devlet (arasında (o aktedilecek Londra babri konferansına işti- rak eyliyecek olan Amerika beyetini o hamil OJorj OVaşın- gton vapuru saat6da Plimut limanında demirlemiştir. Berlinde komünistler Berlin, 16 (A.A) — Polis tarafından menedilmiş olmasına rağmen komünistler bir takım nümayişler yapmışlar, polis'erle | nümayişçiler arasında musade- meler olmuş ve ateş teati edil- miştir. Bir çok tevkifat icra edilmiştir. Mevkuflar arasında 5 komünist meb'us na bulunmaktadır. Efganistanda Eski mektepler açıldı Bombay Kronikil gazetesinin verdeği malümata göre Efga- nıstanda Beçei Saki tarafından kapatılan mektepler yeniden a- çılmış ve ecnebi lisanların ted- risine de başlanılmıştır. Hazret Şor Bazar bir nutuk irat ederek ecnebi İisanların dikkatle okunmasını teşvik eden beyanatta bulunmuş, ecnebi li- sanları öğrenmenin zaruri oldu- ğunu söylemiş, Efgan gençliğinin garp harsini temsil etmeleri icap ettiğini ilâve etmiştir. Tuhaftıklar akkı Tarık Beyi *öldür- mek için atılan tabanca, nüktedan muharrirlerden birisine bir bhaylı tuhaflık (mevzuları verdi. . Canbazhanelerde atılan mantar tabancalarile (o musllim Bedi Beyin altı patları arasında fark vardır ayol! —> Kim kimi yiyor? edat Nedimin “Hayvan fikri yedi,, piyesini Selâmi İzzet metetmişti. Geçende imzasız bir makale sahibi hem esere hem de Selâmi İzzete çatar sözler savurmuş, Selâmi, bu imzasız kaya dünkü (Akşam)da ze- hir, zemberek bir cevap veri- yordu. Bu hadiseyi haber alan bir tanıdığım acı acı güldü ve: — Bilmem hayvan fikri yedi mi, yemedi mi, fakat her halde bu senenin kıraliçesine söyleme- dik lâkırdı bırakmamış, Acaba bu iddialara zorla gü- zellik demek mümkün müdür? Bu ileri, geri sözleri -işidince hatırama ( Nabi) nn şu garip beyti geldi: *Düşmez lebi şirinine yarin suhani lelh Helvacı dülânende piyazın yeri yoktur, -> Bir serlâvha Akşam refikimizin birinci sa- yıfasında iri harflerle şu serlâv- hayı gördüm «Gece hısızlıkları pek ziyade azaldı.» Acaba, bu serlâvha müstesna bir hale mi işaret ediyordu. Toplu löne AAA A EŞ Tepebaşı yatrosunda buakşam saat 30 de. ydutlar JEHREMANE 5 Perde j İl 1 Tablo ! Yazan: Şiller l l NN fiatlarda 'ercüme eden: Bu akşam için tenzilât yapılmıştır. Bu geceki ay Cümarlesi Güneşin batışı : 17/07 Ayın doğuşu 3 2039 Ayin dalışı : 10,2 Namaz vakitleri Sabah Öğle İrini Akşam Yata İmes 56 ARM NAS 77 1 68

Bu sayıdan diğer sayfalar: