26 Ekim 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

26 Ekim 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 8—VAKIT 21 Teşrinevel 1930 | M. Flande n dün gitti . Gazetemize mühim be- yanatta. Ankarada İktısat bulundu vekilimizle görüş- tüğü meseleleri izah ediyor Frana Ticaret ve Sanayi na- zırı Mösyö Flânden dün Istanbul matbuatını kabul etmiş ve ter- cümesini aşağıya nakletmiş ol- duğumuz tahriri beyanatta bu- lunmuştur : —“ Ankaradan, sefirimiz M, 15 Kont dö Şambronle birlikte gel- dim. Avrupa seyahatim müna- sebetile İstanbuldan geçerken, Türkiye Cümhuriyetini gidip se- lâmlamağı bir nezaket vazifesi olarak talâkki ettim. Gösterilen hüsnükabulden pek mütehassisim. | Bu yeni merkezi bükümetin seri tekâmülüne, birçok mektep ve resmi daireleri ihtiva eden geniş ve asri binalara hayran oldum. Başvekil Ismet paşa, Hariciye vekili Tevfik Rüştü, Nafia vekili Zekâi Mustafa Şeref B. ler hazeratile vzün uzun görüştüm. Herkesin, gaye olarak sulh ve sükün içinde Türkiyenin iktı- saden yükselmesine çaliştıklarını görmek benim için çok bahti- yarlık oldu. Ancak alkışlanmaktan başka | çaresi olmıyan böyle bir progra- mın yakın bir zamanda ve tam bir surette, her iki memleketin dostane münasebeti lehine ola- rak, kuvveden file çıkmasın: hararetle temenni ederim,,, Bu beyanatı telâkki ettikten sonra muharririmiz, M, Flânden- den şifahi beyanat rica etmiş ve nazır nezaketle cevap Yver- miştir. — Iktısat vekilimiz Mustafa Şeref beyle hangi meseleler et- rafında temas ettiniz. - Fransız -Türk ticari mese- leleri ve bilhassa Fransız lüks eşya ve mevaddının “appellation d'origine,, leri hakkında görüş- tük. Şarap, likör v. s. mevat için. (VAKIT : “appellation d'origine,, bir eşya müddenin fabrika is mi yani demektir. Bu isim ve markaları, Fransızlar, memleketi- mizde de aynen kabul edilip tahrip « dilmemelerini veya ona benzerlerinin yapılmalarını istiyorlar.) Bundan başka alelümum ticari meseleler üzerinde konuştuk. Yalnız, size şunu söylemeden geçemiyeceğim, Türkiyeyi ziya- retim münasebetile güya Rusya- ya karşı bazı manialar çıkarırsa Tör bükümetine istikraz teklif ve markası &deceğim hakkında bir gazetede | hayretimi mucip olan tesadüf ettim. yazan gazeteci kim ise bir hayli hayal kuvvetine mâliktir, Türkiye ile mali meselelere dair hiç bir şey konuşmadığım gibi seyahatimin Rusya ile de bir alâkası yoktur. — Kupon meselesi içinde hiç bir şey görüşmediniz mi? neşriyata — Hayır. Esasen bu mesele- alâkası olmadığı | bu hususta bir vazife de nin benimle gibi verilmemiştir. — Rusyanın “dumping,, i için ne düşünüyorsunuz. (VAKİT; “dumping,, bir malı, hükü metin Rimayesi altında maliyet fiatın-| dan wewz satmak demektir. Bir nevi “tröst, ün aksi) İ —Bumping fenabir şeydir. Bu, | ve bilhassa Iktısat vekili | Doğrusu bunu | ! diğer normal müstabsiller aley- hine bir darbedir. Bu mesele esasen Cenevredeki Konferans- İta görüşülmüş ve bu hareketekar- şı tedbirler alınmıştı. dan mutazarır olan en ziyade zirai memleketlerdir. Me- selâ geçenlerde Romanyâda bey- nelmilel arpa, buğday satışını | tanzim için bir kongre toplanmış | ve dumping meselesini mevzu bahis etmiştir. Her halde orada da mütekabil tedbirler alınmış olacaktır. gün İstanbulu gezmiştir. Kendisi “Ziyafetleriniz sizin olsun, ben (Istanbulda kebap yemeğe geldim,, | I diye, şehrin eski mali herlangi- ni muhafaza eden yerlerini gez miş ve Beyanıtta maruf bir le- kantada kebap yemiştir. Fransiz nazırı dün zevcesi, ke- | rimesi ve M, Şarmey olduğu hal- | de Sofyaya hareket etmiştir, is tasyonda sefir ve sefaret erkânı tarafından teşyi edilmiştir. Nazır Sofyadan Atinaya gidecek ve o radan da Parise dönecektir. Bir mufalisa Hayat mektepleri Yarın gazetesinin bir kaç gün svvelki bir nüshasında “Yüksek mektep muallimlerinden »#,, im zasile bir makale intişar etmiştir. Makalede Hayat mekteplerinin faidesiz olduğu iddia edilmekte ve bunlardan istifade edilebilmek için programlarının değiştirilmesi ile idarelerinin tevhit edilmesi | içap ettiği söylenilmekte ve hir takım delillerle bu mekteplerdeki | tedrisatın faidesizliği isbat edil: | mek istenilmektedir, Muhakkak İ olan bir cihet varsa oda maka- | le sahibinin pek kıymettar uzuv- lar yetiştirmiş olduğu ve imti- hanlarında bizzat bulunanların kanaat getirdikleri veçbile yük- i sek ticaret mektebi musllimleri İ tarafından gösterilen muhasebe | ve hesapile Galatasaray omual- limleri tarafından gösterilen fran- sızca derslerininin iddia olunduğu gibi pek basit ve kaideşiz de- ğildir. Merkür mekteplerin imtihan- larımda bizzat bulunarak şu söy- diklerine kanaat getirdim, Maari- fimize vurulmak © istenilen bir darbanın önüne geçilmesini te- menni ederim, M, Gayur Memleket haberleri YENİ BELEDİYE RBİSLERİ Kırklareli belediye riyasetinde Din gil oğlu Şevket, Adana belediye riyase tine Turhan Cemal Beyler yeniden in tihap edilmişlerdir.Konya belediye rels liğine de Şevki Bey seçilmiştir. Şevki Beyden inhifâl eden Konya elektrik şirketi müdürlüğüne de sabık Konya belediye reisi Hulüsi Bey tayin edil. mişlerdir. 8. F, âzasınin teşkil ettiği |Samsun belediye reisliğine Boşnak za- İde Ahmet Bey sec''mistir. ——— YENİ SAN/ RYOM YAPILACAK Sıhhiye vekâleti Heybeli adada bir sanatoryom yaptırmağa karar vermiş, proje hazırlanmıştır. Bu ay içinde mü aya konacaktır. İnşaat için büt. ye 50,000 lira konmuştur. Bu para- wm otuz bin lirası bu sene, mütebakisi de 931 senesi bütçesinden verilecektir. Kırk yataklı olacak bu sanatoryomun ( akında inşasına başlanacaktır, » M. Flânden, dün ve evvelki | Darülfünun hocası ve siyaset e Bulmaca o Siyasetin meslek olarak başladığı yerde mürebbilik set bu değildir, meb'usluk veya âyanlık ta bir vazifesi biter diğer bir hayat başlar. Fakat asıl siya- | profesörü olduğundan daha yükseltmemiştir Edvard Güyo diyor ki: Son günlerin meseleleri ara- | sında darülfünun profesörleri si- yasetle uğraşa bilir mi, uğraşa- | maz mı diye ileri şürülen bir münakaşa mevzuu vardı. Bu mevzu çtrafında hükümetin nok- tsi mazarı anlaşıldı, kanunların sarahatine mazaran profesörler fırkaların faal hizmetlerinde ça- lşamazlar. Mevcut kanunlarımz profesörleri. faal siyesi hayattan menediyor. Bu mesele, profesörlerin siya- setle iştiçal edip etmemeleri işi, yalnız Türkiye için değil, bey- nelmilel fikir Aleminin de ehem- miyetle alâkadar olduğu bir mevzudur. Geçen sene "Darülfünun ve Modern devlet,, namile bir eser neşreden Sorbon profesörlerin- ! den Eduard Guyot kitabının da- rülfünun ve siyasst adlı kısmında | müderrislerin hariçte siyaset ile meşgul olup olmayacakları hak- kında diyor ki; Siyaset artık müderrisler üze- rinde çazibeli değildir. Tesiri mehduttur. Eğer halihazır siya- seti ile alâkadar olmak Puvan- | kâra, Tardiyö, Heryâ, Veya Leon Blomun peşine takılarak her ve- sile buldukça bu şahsiyetlerden birinin faziletlerini sayup dök- mek, yahut bu adamların aley> hine «yuha» diye bağırmak ise bundan çıkacak netice şudur: Hocaların ekserisi metinleri tenkide, sakin kafa ile not al- mıya, ve hadiselerin sebep ve neticeleri arasındaki nispetleri araştırmağa alışmış oldukların dan gözleri çok dafa gerilere bakarlar ve daba sağ usullerin tatbiki için muhitler ararlar. Runa cevap olarak diyecekler ki, siyasetle meşgul olan birçok profesörler vardır. İşte ben de bu çokluğa itiraz ediyorum ya! Profesörler meb'usan ve âyan meclisine girerken mensup ol- dukları mürebbilerin sınıfını ter. kediyorlar, yeni bir mesleğe da- hil oluyorlar demektir. Bu yeni mesleğin faideleri, zararları ola- bilir, tehlikeli devreleri buluna- bilir. Bu yeni mesleğe girenler eski seçiyelerile değil yeni mes- lekteki eserlerile mütalea edilir, haklarında buna nazaran hüküm verilir. O büsbütün yeni bir a- damdır. Maksadım bu adımı afarak siyaset yoluna girenleri tenkit ; etmek değildir. Bu hadiseler berkesin başına gelebilir. Siya- setçilerin, avukatlar, doktorlar ve İş adamları arasından alin- masını ne kadar baklı bulüysam bunları o kadar haklı buluyorum. Fakat şuna kaniim ki müder rislerin siyasetle oğraşmaları, si- yaset (âlemindeki (faaliyetleri ilk vazifelerinin devamı ve mü- rebbilik mesleğinin son haddi p- lamaz. Onlar s'yasi bayatta siyasi a damin kıymetini haizdirler. Eğer. örfleri varsa, ralist iseler, inhi- na kabiliyetleri mevcutsa muvaf- fak olurlar. Fakat bu zamanda kendilerile taban tabana zıt dü- şünen mt şahsiyetlerin siyaset açmazlarım kullanmaya mecbur | olurlar, ayni kadrolar içinde ya- şamaya mahküm olurlur. Bence Jures müstesna olmak üzere parlemantodaki hiç bir müderris siyaseti olduğu mevki- den daha yükseltmemiştir. Siya- sete giren hiç bir müderrisin kendi — devrindekilere veçhe gösterdiğini, yaradıcı bir saha açtığını görmedim. Hatta içlerinden darülfünunun | maddi menfaatine hizmet eden- leri bile gördüm. siyaseti, meb'uslak yapmak ma- nasına almak işi küçük tarafın- dan görmektir. Hakiki siyaset, ferdi cemiyete hazırlayan, bu müesseselerin tekâmül veya zafının o sebeplerini izah eden, ve kendisine misal olarak bu i duğunu gösteren siyasettir. İşte bu siyaset (o mürebbinin mesleği ile tevaemdır. Onun meşguliyetlerini inkişaf ettirir. Tetkik sahasını genişletir. O hükümetin Oo hazırdaki şekli aleyhine asla hücum etmez, fa- kat bir oneslin menfaatleri ile meşgul olarak, (onları evvelki veya daha sonraki (o nesillerin menfaatlerinden muhakemesi ile ayırır. Darülfünunun hakem ve mü- beşşir zolü oynayabilmesi taraf- girlik etmeden yapâcağı faaliyet ile mümkündür. İ | Yenitamim me me AR A REEL LÜst tarafı 1 inci sayıfamızdadır) | | Bu karar ile maarif vekâleti, intiha- ba iştirak etmiyen müderris ve muak İlimlerin noktai nazarına iştirak etme İdiğini göstermiş oluyor, O noktai na- zarın vekâlete verdiği hak daha büyük tü: Ekseriyetle beraber akalliyetin de reyinin teveccüh ettiği simayı resmen tanımak ve icabında onu ihtiyar etmek fırsatına nail oluyordu: Akalliyet di- yip geçmemeli ve bugünü misal almş- malıdır: Bazan 49 a karşı 48 de akalli iyet olur. Bazı müderrisler “efendim, 1 rey alanın da mi emin oyaplıracaksı- nız,, diye söylendiler; 90 a karşı 1 rey alanı emin olmak üzere tastik değil, tastike arzedecek bir makam tasavvu- ru Cümhuriyete bühtan olurdu. Mas- rif vekâleti akalliyetin temayülünden rif vekâleti akalliyetin temayülünden haberdar olmak vasıtasını kaybetme- melidi. Bu hak kendisinde bulunmali-| rey alanlardan ikisi, fıkrası, eyvelee de yazdığımız gibi, reylerin dağılması haline matuf ve mahsurdur ve mese lâ sülüsanı ekseriyet hasıl olmazsa en ok rey alan tayin edilir gibi ayni ta- limattaki fırkalar en çok rey tabiri- nin nisbi ekseriyete de şamil olabilece ğini gösteriyordu. bununla beraber ve kâlet bu hakkından vaz geçmiştir. e- minlik intihabında mutlak olarak mü derris ve muallimler oekseriyetinin hâkimiyeti kabul edilmiş, vekâletin in tihap hakkı ekseriyetten gelen iki nam| £etten birini tercih suretine inhisar et miştir ki, bu tarzın faydası fikirler. den ziyade şhassları, meseli Muam- mer Raşit Bey yerine ondan bir iki rey eksik almış olan Yusuf Ziya Beyi ter. cih etmek gibi bir imkân ihzar edebi. lir. V t Darülfünunün ekseriyeti. nin hâ iyetini işte bu kayd ile kabul or, Bu da onun bileceği bir şey diyeme; zira 49 a karşı AR rey arasında ki fark vakıa ekseriyetin iki namzedi arasındaki rey farkının ayni ise de bu fark resmen mütalea edilme mesi caiz olmıyan daha esasi bir etmiş ol Olsa, olsa plâtonik bir merbu-| * tiyet muhafaza ettiler. Bence js 9 1017 EE 445470 Bi - so İZ ağ em gamvepuwup >> mi »>cöpx>»ığ>w> Ke e-e>e>z >3xogagaxmr İF > Cik o gar. İmii>4Z> <> og Mn xe Ze» KC -xgimwer Dünkâ bulmacamızın halledilmiş şekli 1234567891071 LLM ng LA 3 9 müesseselerin nasıl |1( teşekkül ettiğini ona öğreten, (1) | Bugünkü bulmacamız di ve vardı: Talimatnamenin “en çok ff müesseselerin en mütekamil ol- | Soldan sağa ve yukardan aşağı: i 3), salon (3). ), yarım (8 5 — Çabuk (5 6 — Yeni düpya 7— Bir isim (3). 8—E 9 — Fransızca ivi (8), Serbest hırkanm meclisteki vaziyeti (3). 10 — Rusca bureva (8), Ispanyolca ey (8) Nu Bir karikstürcümüz (5), bir karikş” tür mecmuamız (5). ? 4 Teşrinlevel 930 Dorsal « TA. mukabil Dolar a Frank Lee | Belga Drahm Ersak Levi Flora Kuron Şillag Pereta Mark Zoe Pengi #oley o Kum; 1 Türk Miras Dinar Çervoneç o Kuruş 1 İstertin Cingtlia) (Amerika Frank (Framsiz 0 Dürer (İtalya 0 Frank Belçika Yüzan | | l | İ ii İl i i (Felemenk) | İÇekoslovaki Wer Avusturya) | #yşmark | Alm di UZloti 'Lehittan Mecidiye * Bankno r da. Bugün bu lüzum varit görü miştir demek olur. Son dakika: Muammer Raşit Be Emin oldu y Ankara 25 (Telefonla) — Maarif gi kili Esat B. son dakikada bans — İntihap kanuniğir. Eminlik yi iki narzetten Muammer Raşit B'yi cih ettim. Ve iradei milliyesini şam tbellüğ ve tebliğ ettim. M4" Raşit Bi tebrik ile yeni vari fikir ihtilâfına işaret eden fark olur. muvaffakiyetini temenni eyledim

Bu sayıdan diğer sayfalar: