March 5, 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

March 5, 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 6 — VAKIT 5 MART 1932 Hindistanda kızıl gömlekliler | Neler yapacak? Bu hareketin alemdarı olan Aptül- gaffar Han neler yaptı ? * Hindistanm şimali garbi hudut vilâyetinde İngiltereyle daima dö Züşen ve onun aleyhinde umumi kıyamlar' hazırlamakta olan kızıl gömlekli Patanların son günlerde! büyük bir mağlübiyete uğradık -| larr anlaşılıyor. p Kızıl gömleklilerin başında bu- İunan zevatın ekserisi İngilizler ta! rafından yakalanarak ahpse atıl - amışlardır. Bunların hedeflerinden biri İngiltereye vergi vermemekti. Hareketin son günlerde ağır bir| sademeye uğraması üzerine halk hükümete vergi vermiye mecbur olmuştur. İngilizlerin O kızıl gömleklilere karşı duydukları endişeyle onları| bertaraf etmek icin azami şiddetin »ebebi, bunların Efganistana müca vir sahada bulunmalarıdır. İngilizlerin bu sahadaki kuvvet! leri gevşediği takdirde vazıyetle - ri son derece müşkülleşir. Geçen kânunüsani başında kızıl gömlek- iler, İngilizlere karşı büyük bir hareket hazırlamış, Ve İngiltereyi fena bir vazıyete sokmuşlardı. İngilizler bu vazıvet karşısında! 'lanmıya ve büyük bir taar - ruz yapmıya mecbur olmuşlar, iki taraf arasınad vuku bulan müsa - demeler neticesinde kızıl gömlek - hlerden ((6009) esir alınmıştır. Bu 6000 esirin (4000) i hâlâ mah - pusturlar. Bir aralık bu mahnus - İar, hapishanelerini yıkarak kaç - mıya teşebbüs etmislerse de İnei- İizler hapishaneleri hemen abluka altına almıslar ve mahpusların te- şebbüsleri akamete uğramıstır. İngilizlerin eline esir düşenler arasmda kızıl gömlekliler hareke - tini tertip eden Abdülgaffar han da.bulanuyer. sw Abdülgaffar han 1915 senesin- denberi İngiltere »"--hinde'-i me - saisiyle tanmmıştı. Xendisi İngiliz lerin (Tahrikâtcı) tanıdıkları a -) damlardandır. 1919 senesinde İn - gilizler tarafından yakalanarak hapsedilen oAbdülsaffar bir kaç ay yattıktan sonra hapishaneden çıkmış ve İngiltereyle açıktan açı) ğe hasmane bir surette uğraşmıya! başlamıştı. İ 1920 de Hindistana Rus bom -' balarnın ithalinden tehaddüs e <| den bir davaya Abdülgafar da ka- rıştırılmış, bu yüzden onun İngil- tereye karşı adaveti kat kat art - mıştı, İngiltereye karşı her boykotaj hareketinde mühim roller oynıyan Abdülgaffar 1929 da Efganistan- da isyan vuku bulduğu zaman ga- yet şiddetli nutuklar irat ederek İngiltereyi Amanullah Han hükü metini yıkmak ve Beçe Sakaya yar dım etmekle ittiham etmiş, İngil - terenin bu suretle Efganistanın te-! rakkisine mani olmak © istediğini söylemişti. * Abdülgaffar gene 1929 da İngi- Tizlerin Hindistandan çıkarılıp a - tılmaları fikrini ileri sürerek İngi- İzlere karşı silâh kullananların bi- rer kahraman olduğunu söylemiş ve (Nevcivan Sabiha) yani (Genç ler cemiyeti) ni teşkil etmişti. Onun kırmızı gömleklileri tesis etmesi 1930 senesine tesadüf eder. Abdülgaffar ilk önce otu zkırmızı gömlekliyle Peşaverde görünmüş ve İngilizlerin anlatışına göre, bu | kırmızı gömlekliler üzerinde çekiç ve orak resmi bulunması nazarı dikkati celbetmişti. Bunlar, İngi - Vizlere karsı isyan ve onları Hin - distandan ihraç etmenin remziydi. Bunu müteakip kırmızı göm » lekliler hareketi tevessü ederek İngiltereye karşı büyük bir kuv - vet teminini istihdaf etmiştir. Kızıl gömlekliler İngiliz düş - manı olduklarını gizlemiye lüzum görmeden çalışıyorlardı. Hareketin lideri olan Abdül - gaffar bir aralık tevkif edilmiş fa- kat 1931 de tahliye edildikten son ra kızıl gömleklilerin sayısını art - tırmıya çalısarak kuvvetini büyüt- miye muvaffak olmuş Hindistanın tam istiklâli için çalıştığını ilân ! etmişti. İngilizlerin Abdülgaffar han aleyhinde azami şiddet gösterme -| lerinin sebebi budur. Fakat İngilizlerin de inkâr et! medikleri bir hakikat Abdülgaf - farm büyük bir nüfuz, kudret ve şahsiyet sahibi olduğudur. Hali hazırda bu zat İngilizlerin elinde esirdir. Ve mukadderatı meçhuldür. ÖR. 15000 liaalık bir | tacın akibeti İngilizler bütün altınların sat- maktadırlar. Kuyumcu dükkân- larının önleri, altin avani'erini satmağa gelen halkla doludur. Yapılan bir hesaba göre; altın esası bırakıldıktan sonra İngilte- rede on milyon Ingiliz liralık al- tn öte beri satılmıştır. Altin iza- besiyle olan bir müessese, yev- miye yüz bin İngiliz liralık altın alip eritmektedir. Satılan altın avani okka hesabile satılmakta” dir. Bunların içinde spor müsa- bakalarında kazanılmış vazolar işlenmiş kıymettar şeyler vardir. Fakat rekor kazanmış olan hadise “m Bir Ingiliz dokası, sile zinesinde bu unan bir tacı on beş bin İngiliz lirasina satmıştır. | Bu tacın taribi kıymetinden baş- ka çok büyük birde san'at kıy- meti vardır. Bu taç Amisterdama gönderilmiş, üstündeki taşlar çı- karılmış sonrade ocağa atılarak eritilmiştir. Yunanistanda erme- niler Rusyaya nak- lediliyorlar S5 edirne bulunan e vin Rusyaya nakline başlanmış, larak iz kii ik kafile Hiderus ami Ç ci iddiaları ispat için gösterilecek Cemiyeti akvama müthiş bir silâh Londradan bildirildiğine göre Harbiumumi esnasında Alman tahtelbahirlerini tahrip etmek üzere havai bombalar icat etmiş olan Lester Botlov ismindeki Amerikalı mühendis, © yeniden tahribat kuvveti fevkalâde olan bir makine icat etmiştir. Bu aralık Vaşingtonda bulunan mühendis, yeni keşfini tecrübe etmek üzere Amerika hüküme- time müracaat etmiştir. Mühen- dis Herz mevceleriy e yirmi dört saat içinde, makinesinin bulun- duğu noktanın 1600 kilometre ötesinde bulunacak o'an bir şeh- az tabrip edebilmekte- ir, Mühendis bu keşfini Cemiyeti Akvam emrine vermeyi düşün- mektedir, Bu suretle Cemiyet i Akvamın elinde mühim bir silâh Fr Meb'uslarla gazete- ciler müsavi olmalı? Fransız meb'uslarından Leon Vincent | bir takrir vererek yeni intihanattan evvel muhakkak surette bu takririn mecliste de Müzukeresini istemiştir. Takrir siyasi zem badiselerine aittir. Mösyö Vincent gazetecilerle meb'us- larin siyasf zem hadiselerinde mahkeme huzurunda müsavi olmalarını ve bidayet mabkemelerinde ba gibi meselelerde delillerin | mışlar, Hitler Alman reisi- cümhuru olursa.. “Deyli Ekspres,,in Londra mu- habiri Berlinde Alman milliyet- perveri Hitlerle görüşerek onun | sözlerini dinlemiştir. Hitler, Cümbur re'sliğine gek diği takdırde Almanyanın yaban- cı devletlerle olan münasebetleri bozmayacağını, bilakis bunları ıslah edeceğini söylemiş, ondan sonra beyanatına şu şekilde de- vam etmiştir: Hükümetin en basit sebepler- le gazetelerimizi tatil ve bizi fi- kirlerimizi izah etmekten men- ediyor. Onun için bizde ecnebi gazeleler vasıtasiyle Alman ef- kârı umumiyesine bitap ediyoruz. Hükümet, Cümhur reisliğine gel- | diğim taktirde Avrupayı harbe sürükliyeceğimi iddia etmekte- dir. Siyasi safbalarla mücadele etmek için bu hattı hareketin takip edildiği görülmüş şey de- ğildir. Siyasi bir hasmın intihabatı kazanması bir memleketin har- be sürüklenmesini neden ifade etsin ? Onun için fırsattan isti- fade ederek şunu ilân etmek is- terim ki Cümhur reisliğine inti- habım dünya sulhunu hiç bir veçbile iblâl etmiyecektir. Fakat şayet bir devlet benim intihabımı bir meydan ol.uma ve bir tehike telâkki edersa o za- man iş'değişr. Galatasaray lisesi mezunları cemiyeti Galatasaray lisesi o mezunları dün saat 15 te mektebin konferans! salonunda kongre halinde toplan- kongreye 574 Galatasa - ray lisesi mezunu iştirak etmiştir. Gongrede, evvelce mevcut ol- duğu halde bir kaç sene evvel in - fisih eden Galatasaray mezunları cemiyetinin yeniden teşkiline itti- fakla karar verilmiş, evvelki cel- sede seçilen komisyon tarafmdan hazırlanan nizamname projesi mü zakere edilerek ekseriyetle kabul edilmiştir. Nizamnamenin tadile muhtaç görülen babı maddeleri başka bir topl da müzakere e- dilecektir. Bundan sonra cemiyetin idare heyeti intihabına geçilmiş, mektep müdürü Fethi İsmail, Yusuf Razi, Menemenli Etem, Ekrem Besim,! Afif, Hadi, Selim Ahmet, Kara! Ahmet, Ali Yar beyler seçilmis - lerdir. Bundan sonra Reisicümhur Hz. ile B. M. Meclisi reisi Kâzrm pa - sa, ve Başvekil İsmet paşa haz - retlerine ve eski Galatasaraylılar! dan Dahiliye vekili Şükrü Kaya ve İnhisarlar vekili Ali Rana beylere tazimat telgrafları çekilmesine ka rar verilmiştir. | Memleket babetleri | Giresonda feci bir cinayet Bir kaç gün evvel Gir'onda bir cinayet olmuş, Trebo'ulu Za- im zade mustafa efedinin paşa | diye anılan oğlu feci bir surette bugazından kamayla kesilerek öldürülmüştür. Yirmi dört yaşında bir genç olan paşa yakında evleneceği için hazırlık yapmak üzere Tre- boludan Giresona gelmiş, bir | gece bir arkadaşile rakı içtikten sonra Söken mahallesine doğru gittiği görülmüştür Ertesi sabah Paşanın cesedi kenarında bulunmuştur. | | lette yeniden bir takım karışı İ kazandığı belli olmuştur. İ yet vardır. i dir. Fakat bugüne kadar İrlanda- | rini sayan İrlandalılarınkine ben -| İrküdei helör olacak ? “Kardeşim yiyecek istiyecek olursa onu elinden çeker alırım !,, İrlandanın son intihabatı, cüm-| 1 ilerin galebesiyle netice - Cümhuriyetçilerin galebesi, bu çok derecesine y lar uyandıracağa benziyor. İrlanda ve ihtilâli (o hakkında tam ve kısa bir fikir vermek üze- re, (Matin) gazetesinde (J. Kes- sel) in yazdığı çok güzel bir maka- leyi tercüme ediyoruz: İngilterenin öte tarafında, sisli semalı, yeşil çayırlı, berrak gölle - ri, iman, sefalet, hülya dolu şehir-| leri olan küçük bir adada pek u-| zun bir facianın yeni bir safhası - na şahit oluyoruz. İrlanda intiha -| batı neticesinde cümhuriyetçilerin Cümhuriyetçilerin başında Vas) lera isimli bir reisle imanları irti - caa kadar yükselmiş küçük bir he- Irlandayı hür bir devlet haline getiren ve İngiltereyle yapılan muahede, cümhuriyetçileri tatmin etmemektedir, zira, İrlandalılar! istiklâllerine rağmen, İngiltere kralı namına tahlif edilmektedir - ler. Bu (sembolik) hareketi, cüm- huriyetçiler, tahammül edilmez bir ayıp gibi telâkki ediyorlar ve evvelce aynı safta döğüşerek, şim-| di, itidal tarafını tercih edip buna! razı olan silâh arkadaşlarını birer hain olarak görmektedirler. İ İşte bu anlaşamamazlık yüzün-| den tahaddüs eden dahili mücade-| lelerde, her iki taraftan pek kıy - metli uzuvlar, birbirlerine kurduk- ları tuzaklara düşerek ölmüşler - nın başında olan mutediller bü - tün sui kastlara ve ölümlere rağ- men sebat etmislerdi, Zira, İrlan - danın ekseriyeti kendilerini tasvip ediyordu. Şimdi bu ekseriyet cüm- huriyet taraftarlarını intihap et- miş bulunuyor. ... Cümhuriyet taraftarları iktidar mevkiine gelince ne yapacaklar? Bu suali, İrlandayla alâkadar olan, İrlandalılarım gizli, müthiş, kanlı ve fedakâr mücadelelerine şahit olan herkes büyük bir heye- canla sormaktadır. İrlandalılar ik- tıdar mevkiine âşık ve oraya ge »| çince ihtirasları tatmin edilen kim selerden değillerdir. Bu (mistik) | ruhlu insanlarm milli rüyaları, bir dindir. Ve bizzat papaslar bile, bu iki imanı bir çok kereler bir - birlerine karıştırmışlar ve İngilte- re kralını askerleri aleyhine ya -! pılan hareketlerde ölen mücadele| cileri, din uğruna mı yoksa miliüi iman uğruna mı takdis edecekle | rini düşünürken, ikinci şıkkı tercih etmişlerdir. On beş senedir bu geniş dün - yayı dolaşırım. Bir çek ibtiraslar, bir çok imanlar gördüm. Fakat! siddet ve amansızlık noktai naza- rından, bu tatlı ve meş'um toprak üstünde yaşıyan, birbirlerine kin, ümit ve kanla bağlı, kendi arzu - suyla müthiş bir fecaat içinde ö - len ve açlık grevi yapmış olan (Cork) belediye reisi (Terence! Mac Swiney) in hâleti nezi günle- zerini hiç görmedim. Bu hissi ilk defa olarak daha İrlandaya gitmede nevvel duymuş tum, Londrada, İrlandaya gitmek! üzere İngiliz (viza) sını aldıktan! sonra, (Sinn — feur) denilen ih -| tilâlcilerin de müsaadesini almak lâzımdı. Zira bu, resmi vizadan daha mühimdi. Bu iş için, ihtilâlci lerin Londradaki gizli merkezle - rinde bulunuyordum. İceriye sol - gun benizli, renkleri bile belli ol. mıyan mantolu iki kadın girdi. Bu kadınlardan en genci, Corlr be- lediye reisinin karısı, öteki kız kar deşiydi. i Beni onlara takdim ettiler. Ko-| canm ve kardeşin uzun ölümünde hazır bulunabilmek lâtfunun ken- dilerinden esirkenmediği bu iki mi hayalete, çekingen bir tavurla sor” dum: — Reis bey elân kararında s8 bit mi? Karısı bir nefes halinde cevap verdi: : — Eskisinden daha fazla! Kız kardeşi azimkâr birta “ vurla ilâve etti: j — Son nefesine kadar. İrlanda ihtirasiyle ilk temasın olduğu için sordum: i — Bu fikrinden vazgeçirmeyi düşünmüyor musunuz? Bu sözlerim üzerine, odada, be ni donduran bir süküt oldu. Sonrs, (Mac Swiney) in kızkardeşi ayr! azimkâr ve sakin sesiyle: — Vaz mr geçirmek? dedi, kar“ deşim — Allah göstermesin — e ğer yiyecek istiyecek olursa, zafi * yelten mütevellit bir buhrans mağlüp olmasın diye bizzat elin* den ben çeker, alırım. Fakat Al * || lah bunu göstermiyecektir. Cork belediye reisinin genç ka* rısına baktım. Yüzünden kan çe * kilmişti. Dudaklarını feci bir ce* hitle sıkıyordu. Bununla beraber aralarından su cümle çıktı: — Allah bunu göstermiyecek - tir. iye Fakat gayrı insani ve harikulâ“ de İrlanda ruhuna, asıl Cork şeh * rinde nüfuz edebildim. Bu malihülyalı, imanlı sisli şe * hirde, tevkif edilmiş on bir ihti lâlci genç, belediye reislerinin ha” reketni taklit etmiye ve kendileri" ni açlıktan öldürmiye karar ver * mişlerdi. Bütün şehir halkı, aile * leri de dahil olduğu halde, bu ks” rarı şefkat ve gururla takdis et * misler, ve her aksam, bütün şehir halkı gidip, hapishanenin önünde onlar icin dua ediyorlardı. - Meş'um hanishane, şehirden di. şarda, çimenlik, O ibtiyar ağaçlar ve kar gibi kuğularla dolu bir p kın kenarındaydı. Akşamm alaca karanlığında, gökyüzünde, koyu renkli bulutlar koşusuyordu. En. * dişeli iki nöbetçi, silâhlarmı asa * biyetle ve titrek ellerle halka çe* virivorlardı. Fakat halk yekpnre bir kitle halinde çamura diz çökü” yor, bu müphem cismin üzerinde meş'aleler yanıyor, ve siyah maş” lahlı, kokoleteli papaslar, heykel” ler gibi camit, berrak ve zama” zaman tek heceli bir can sesi gibi çınlıyan seslerle ölüm duaları €* diyorlardı. # J. Kasael Almânların bira şenlikleri Berlin kânunusani ve şubat aylarında yapılan bira * şenlikle” | riyle meşhurdur. Bu şenlikleri merkezi Berlinin Neuköln ma” hallesindeki Neu Velt yeni dün” ya bardır. Bu binanın birçok salonları ve salonların etrafınd8 galeriler vardır. Bu galerilere dolambaçlı merdivenlerle çıkılır. Duvarlarda Bavyera peyzajlar! göl, dağ resimleri mevcuttur. Subran olmasına rağmen baf ber gün bıncahınç doludur, 'Es#* sen salonlarda salıncakları nış89 yerleri ve diğer eğlenceler d€ vardır. Umumi bir surette bası9 manzarası zengin bir panayif yerini andırır. Barıw küçük bir odası şaraP içenlere tahsis edilmiştir. Aynı bir dans salonuda mevcuttUf” Asıl büyük “Hol,, da ise Bavy” ralı köylüler saz çalarlar. “Bavyera bandosu,, ismini bu bandonun sazendeleri ei milliyetperver adamlardır. dünya barının ziyaretçilerinde* | ! çoğu Prusyalı olduğu halde Bat yerahlar Prusya marşım çal lar. Onların şenlik yaptıkları si man aye kak yegâne Bariz

Bu sayıdan diğer sayfalar: