24 Temmuz 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

24 Temmuz 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ukadu ? ıs mişti n çi ahislerie meşgul olmak is- Gn “âsen din bahsi açmak igin) İMA erete mugayirdir. Her; yeğ Man” Ve itikadins © hürmet sömÜğ Mani bir vazifedir. Fa - vüklefitneş bahsi dini olmakla be-| sturY?) der RP | nA Altız bir K a an stinin ve her fırsatta! 1 için bugünkü dedi| RY2, Wuunu cennetten almak-| k iğim cennetle! nm İk ablarda ismi geçen cennet külçe ) hiç bir mümaseket yok- ettiği lerin iyi ak üğiü “larak vad .nede n 2.2 misli Al zde >la insanlar için dettiği cenre kadınlar, kem de. erkek- iy, inler. Halbuki benim İs cennet yalnız kadın - Alsas olan bir cennettir.) ig çernetin nerede oldu -| “ğildir. Helbuki keşfet- “nlar cenneti arz üzerin- A, “tur. Yeri haritada da Şi miştir, alani uğu in İmlar cenneti, garbi Af- inde Portekizlilere ait : ül adalarından birisi- bil mi Orango Grande dir. X adanın kadınlar cenne-| * orada yaşıyan kadınla- Mlayin simdiye kadar hiç| - işitilmemiş ve görülme- , aklara malik olmaların- geliyor. Bir kerre orada kı hakimdir. Dünya -| Baf e tarafında olduğu gibi | Leşh N eamerlalarmnda da er -| yiğ endilerine kız seçmele - pla evlenmeleri âdet ol- pdr lde Orango Grande ada - ibidifğti | lar nın de etmi ui lar, Oradaki erkekler, kız-! , birigi tarafımdan beğeni -| adar sabredip bekleme -| urdurlar, Fakat beğenil | »ra dahi talip olan kı- ir, ekle evlenmesi pek kati | ak m dn, kocasmı kovacak o -| u, DUN sebebini anlatmağa değildir. “Hiç bir kimse ğ lim bu hareketinden mi lâzım gel -| NN i erkek böyle değil- hi, , sından ne kadar mem- » ne kadar betbahtlık| * açamaz. Karısı ken- ka ş <rmezse ölünceye ka- etin çe kmeğe mahkümdur. ali, azanmak için erke - day duğu vasıta karısına Yen ve nihayet o- | Mek, td bu vasıta kuvvetli da hi Yorum da hakikatte o- i, ir kiymeti yokti ir, yoktur. İk, e Grande kadınları, İN a ihmal edilme. 'mmiyet vörmi - ihmalin ağ kovulmasını te- “ Ve intikamını erkeklerle müna - h ek suretiyle alı - ld galebe gene ka-! kalıyor, Esasen ö dım, kocasını azat andan itibaren böyle | ri ölünciye kadar | mağa mahküm na - yamak lâzımdır. Çünkü “ erk i , Mam eğe hiç bir kadın | A dır. ndan kocalığa se -| Arbi Afrikada bir “ka- nlar cenneti,,vardır! *kekler bu haktan mah- Zamana kadar çalışacak? çildiği halde o kıza kocalık etmek istemiyen bir erkek te ayni akibe- te maruzdur. Şayet o erkek kı - zın teklifini bir defa reddederse bazan o kız erkeğin bu hareketini affediyor. Fakat ikinci bir kız ta- rafından seçildikten sonra onu da reddedecek olursa (oo zaman| hiç bir kadın o erkeğin yanma | yaklaşmıyor. Böyle bir erkek bir kadın bulmak için ekseriya Oran- go Grande yi terketmeğe mecbur oluyor. Kadınların bu kadar haklara malik oldukları bir memleketin sulh ve asayiş içinde yâşaması lâ- zım gelir, değil mi?. Halbuki iş büsbütün aksinedir. Çünkü O - tango Grande kadınları çok harp- Fakat kendileri harbe ! gitmezler, işlerine gelmiyen bu vazifeyi erkeklere bırakırlar, on - ları harbe teşvik ederler, memle- ketin düşmanlarıyla onları çarpış-| tırırlar. Kendileri evlerinde otu- rarak sair hususatta erkeklere ha- kim olmakla kanaat ederler, harp- ten sağ ve salim geri dönen er- çidirler. kekleri; kahramanlıklarının mü - kâfatı olarak iltifatlarına gark ederler. Kadınların bu fevkalâde ahval ve şerait içinde yaşadıkları Oran- go Grande adası, kadınlar cenneti leğil de nedir?. Dedikoducu Izmirde memurlar ne İzmirde devam etmekte olan şiddetli sıcaklardan dolayı me - murların vazifeleri başında lâyiki veçhile çalışamadıklarını nazarı dikate alan vilâyet makamı, de - vam saatlerinin tebdili için teşeb- büsatta bulunmuştur. — Dahiliye! Vekâletinden gelen cevapta bu hususun tanzimi salâhiyeti vilâye- te bırakılmıştır. Vilâyet, yaz sıcaklarının deva- mı müddetince memurların mesai saatlerini şöyle tanzim eylemiş - tir: Sabah saat sekizde işe başlana- cak ve fasılasız saat on dörde ka| dar devam edilecektir. Memur - lar, sicaklarda yalnız altı saat va- zife görecekler, öğleden sonra ça- lışmıyacaklardır. inişi Safrarboluda iki yangın Safranbolu mıntakasında, Kum- luca mevkiinde kereste tüccarla - rımızdan Antep zadeler damadı Reis zade Hilmi Beye ait kereste! fabrikasında, gece yarısma doğ -! ru yangın çıkmış ve fabrikanm makineler dairesi tamamen yan- mıştır, Yangının kaza ve yahut kasıt! &seri olup olmadığı ancak tahki - kattan sonra anlaşılacaktır. Bu fabrikanın yanmasından bir hafta evvel de, on beş dakika me-| safedeki ahşap bir han tamamiyle! Yanmış, hiç bir şey kurtarılama - mıştır. Bu han, Bartınlı Kâruşa-| dan tutu mnkta İle ğı zade Mustafa Beye ait olup Safranbolulu Kör Osman tarafın- Hem Türkçe konuşmamış, | kibe Hanım da müdahale etmek İ kata başlamıştır. | Silivrideki i geldikleri yazılmış MEZML EK EZT, y# si Kİ a Define a rayıcılar Hükümeti aldatmak istemişler ama.. | Vangel Perdola ve Dimistokli| Perdola isminde iki adam, Urlada mübadil Rumlar tarafından gö - | mülü olarak bırakılmış para bu - lunduğunu iddia etmiş ve bu pa -| raları çıkarmak maksadiyle Urla-| ve arama müsaadesini| Bu iki açık göz, ya gelmiş de almışlardır. hafriyatta hükümet memurlarını şaşırtmak istemişler, muvaffak ©-| lamamışlardır. | Vangel Perdola, hükümet me-| murlariyle başka bir mahalde haf riyat yaparlarken Dimistokli Per-! dola ve arkadaşları, zamanı müsa- it bularak Altıntaş mahallesinde asıl paranın bulunduğu Giritli İsmail Ağa veresesine ait eve gi- derek evde oturan Giritli Hüseyin! Ağa ile müştereken ve hükümete| haber vermeden hafriyata başla - mışlardır. Bunlar, gizlice bir tarafla, di - ğer Rum da memurlarla birlikte diğer tarafta define aramakta ol- sunlar; (Jandarma kumandanı yüzbaşı İsa Bey, bu işte ön ayak olan ve her taharriyatta güya mu- talâasından istifadeedilen bir za- tin meydanda olmadığını görmüş, zihninde şüpheler uyanmıştır. Isa Bey, maiyetine aldığı jan- darmalarla, bir kaç sokak geride Hüseyin Ağanın evine bir baskın yapmış, elinde kazma kürek oldu- ğu halde hafriyatta bulunan bu zevatı-cürmü-meşhut halinde ya- kalamıştır. hem de ... İzmirde Asansör mahallesinde oturan Halil İbrahim Efendi, ge - ce evinin önünde oturduğu bir $i- rada komşusu Yako oğlu Danyel bağıra bağıra Yahudice konuşma- ğa başlamış, bu hareketi kasta makrun gören Halil İbrahim Efen di, Danyel Efendiye Türkçe ko - nusmaşını teklif etmiş ise de Dan- yel: — Konuşmıyacağım benden ne istiyorsun?, Diyerek ve bağırarak Halil ib- rahim Efendiye sopa ile hücum etmiş, basından ağır surette ya - ralamıştır. Kocasmir bu halini gören Şe - istemişse de o da hücuma maruz kalmış, yüzünün bir kaç yeri be- relenmiştir. Kavgayı haber alan Halil İbra- him Efendinin akrabasından Yu - nus ve Nihat Efendiler koşmuşlar Halil İbrahim Efendiyi hastaha : neye götürmüşlerdir. Zabıta, hadiseye vaz'iyet etmiş | ve müsebbipler hakkında tahki - muhacirlerin | İ istekleri Silivri, (Hususi) — Vali ve be-| lediye reisi Muhittin Bey'e © vali! muavini Ali Rıza Beyin kazamıza| , Veli ile mus) avini burada, kazanıza Bulgaris- tan ve Romanyadan gelen muha- cirlerin iskân hususundaki istek - lerini dinlemişlerdir. Bu handa, gece arka tarafından tutuşarak yanmışlır. —VAKIT 24 TEMMUZ 1934 mmm Çanakkalede yen yaptırmadan. halletmek de Bugünkü mühim iskele derdini hemen mümkündür! Çanakkale Sahil Sıhhiye ve Belediye Binaları ve Önlerindeki Beton İskele. Çanakkale, (Hususi) — Çanak- kalenin mühim dertlerinden biri olan tahmil ve tahliye meselesinin halledilmek üzere olduğunu ge -| çen sefer yazmıştım. Buranın ti- caret âleminde ve halkın çoluk! çocuğu ile sert havalarda vapur - lara gidip gelme yüzünden çek- tikleri güçlüklere artık bir niha - yet vermek lâzımdır. Çanakkale- nin mevcut iskelesinin denize doğru 1Z metre daha uzatılması düşünülüyor. Halbuki yanı ba - şmda sahil sıhhiyeye ait mükem - mel bir beton iskele vardır ki bu-| raya 15 bin tonluk büyük gemiler| kolaylıkla yanaşabilirler. Her ne kadar belediye tarafından mev - cut iskelenin uzatılması mukarrer ise de buraya Ayvalik ve İmroz hattına işliyen küçük egmiler ya-| naşabilirler. Çanakkale pek ma- lüm olan ehemmiyetine ve bügün- lerde bir transit merkezi halini! almasına binaen vapurların sıh - hiye iskelesine yanaştırılmaları maksat ve maslahata daha ziyade muvafık olur. Devlet Denizyollarının bura a - centası Mehmet Ali Beyle görüş - tüm. Müumaileyh te ayni fikirde- dir ve hatta geçenlerde bir müna- sebetle buraya gelmiş olan müs - teşar Sadullah ve umum müdür Sadettin Beylere keyfiyeti bildir- diğini ve onlardan bu hususta kati söz aldığımı söyledi. Müste- şar Sadullah Beyin şu meseleyi de haliedeceğine burada kanaat var- dır. Acenta Mehmet Ali Bey ay- rıca Çanakkale vilâyeti makanir» na da resmen bir rapor vermiştir. F” »apor, vilâyetce ehemmiyetle nazarı dikkate alınarak İktisat ve Sıhhiye Vekâletlerine arzedil- miştir. Ragıp Kemal Bir deli anasını dövdü, babasını öldürdü! —a—— Sivas, (Hususi) — Hafile tabi Göydun köyünden buraya çok acı bir haber geldi: | “Bir oğul, babasını biçakla öl“ dürdü.,, Meseleden haberdar edilen ka- za müddeiumumi vekili Ali Bey Göydune giderek tahkikatla meş- gul olmağa başlamıştır. , Cinayet hakkında aldığım ma - lumatı VAKIT e veriyorum: Göydunde Çavuş oğlu İbrahim Ağa diye tanınan 75 yaşlarında bir adam vardır. Bunun ayni isimle anılan oğlu İbrahimin şu -| uru bozuktur. Delikanlı anası ile geçinemiyor, evde her gün kavga gürültü patırtı eksik değil... Ci- nayetin vuku bulduğu gün de ge ne tarladan dönen İbrahim ana - smâ ağzına gelen fena lâfları söy- lemiş ve kadınıdöğmeğe başla - mıştır. Bu esnada odaya giren ibrahim Ağa, oğluna: — Ne yapıyorsun, İbrahim, bu senin anan değil mi?. | Diye çıkışmağa başlamış. Ibra- him, babasına da kızmış, biçağımı! çekerek ihtiyar babanın - karnına bir kaç defa saplamıştır. Zavallı 75 lik baba, oğlunun biçağı altm- di İbrahim, jandarma ile birlikte buraya getirildi. Şuuruna sahip görünmüyor. Tahkikat devam et - mektedir, N.N. İzmirde inkılâp dersleri İzmir Halkevi, İzmir mebusu sabık Adliye Vekili Mahmut Esat Beyin İstanbul Üniversitesinde ve Ankara hukuk fakültesindeki In- kılâp kürsüsünda verdiği dersleri Izmirde de vermesi muvafık ola- cağını kararlaştırmış, bunun için Mahmut Esat Beye bir telgraf çe- ! kerek ricada bulunmuştur. Mahmut Esat Bey, İzmir Halk. evinin bu ricasını kabul etmiştir. Mahmut Esat Bey Halkevine gön- derdiği bir telgrafta, inkılâp kür- sülerinde verdiği derslerin hulâ - sasını İS ağustostan itibaren İz » mir Halkevi salonlarında verece- ğini bildirmiştir. Menemende bir cinayet Menemenin “Ulucak köyünden Emin oğlu Mahmut, Günenli kö - yü civarında Çerkes Mahmut oğ- lu Şakir tarafından başından ya - ralanmıştır. Mahmut aldığı ağır yaranm . tesiriyle vefat etmiştir. Katil yakalanarak adliyeye veril- e | lg : zl 0»

Bu sayıdan diğer sayfalar: