26 Temmuz 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

26 Temmuz 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ne” 2 4 9Sun mantığı Yada yer yer Antisemit cere- |, “evleniryor. da Hitlerizm, Romanyada Çlemi ızlar bunun bir misalidir. .d e bir taraftan korkunç bir e dünyanm atelye mmta - 2 milyon işsiz elleri koynun- li w" ,, tezat öâlemidir. Bir Kaos ia N buhranı ilâve etmiyorum. a duğu sanılan bir zamanda AWAİ AD ançı halini alması sebepsiz a, si imi akarışık, içinden çıkılmaz ayl 4 eN manzaranın birbirine hir Atbirini tamamlıyan hareketler İş, Bu Kaosun da bir mantıkı ve " “ur, inci $, “adaki anarşiyi, o dünyadeki a W idare eden iş hacmidir. Sü- ir. ,“ dostça yaşama, mücadelesiz 1 hacminin, insanların yaşama Uyğun gelmesinin ifadesidir. bir taraftan müthiş bir | dar. Bu manzaraya beylik bir | ahin derlendiği, toplandığı ve | | | | insanların iş hacmi ve ka. | i ve hayat hakkındaki telâkki , “Ne denk geliyorsa orada ih- *âherşiden eser yoktur. » » lamalar bugünle aparşi man: ihtilâl hamlelerini tetkik e- Micede bana hak vereceksi 6 nci” ie Sada Yahudi düşmanlığı iş Alman unsurlarının itiyat ha- * hayat reviy arasındaki Heri gelmektedir. e, harpten evvel de Almanya ği i düşmanlığı vardı, Fakat bü- 1g evvel Alman unsurları, .M Dan ve bunların yanında Ya- "ayı öyle rahatça istismar €- daf ha müstemlekelerden ve ci- gl larından gelen yüksek kıy - di taksiminde aralarında büyük e Gİ gdelenin mevzuu olabilecek bir ya") sai ABİ ke. di lekeler. müstemiskelerden I e kıymetler ortadan çeki- İİ |» seviyesi birden bire düş » Semi daraldı. Buhranlar dara- * birnz daha sikıştırdılar, Bi- Ma ere mücadelesi keskin - PM sınıf mücadelesi şeklini Şt amıf kavgasının hedef edin- İh, © kurulamadı, Çünkü hast gif hir ık #imif mücadelecileri istis- Tayamazlardı. Bunun dü kn bir çekilde baş verdi: mantığı... Yani Yahudinin İman hayat seviyesini mu- ek icin ele almak! İba “da ayni şekilde liberal ik- icin Şileri arasmda faydalı neti - ydi Sehri ve mali müesse - | i i i ! | Bozuk i müddet yüksek bir hal | Şit harpten galip çıkan Ro- | , Sndiran istikraztar köylü- | şahinleri arasında bir mü - Tek, sinin kurulmasına sebep b muhafızların mevcudiyet- bundan başka bir şey Ke m ai Ew İşler klâsile bakımdan işin Ayi, az olduğu zamanlarda, aa hamleleri gös » l Niş -? ortaya çıkar, K a ii işsizi çok olan yerler- ei! tesadüf edilmez. Fa - iç, “Vİ (National recovery olsaydım... İ yor. Bu du Kaosun bir başka perdesi- Otobüs ücretlerinin ucuz- Taksim - Yeni mahalle laması suya düştü! Taks'm - Yenimahalle arasın- da işleyen olöbüs ücretlerinden beşer kuruş indirilecekti. Benzi- nin pahalılaşması ve yolların bo- zukluğu, otobüs !âstiklerinin ça- buk eskimesi yüzünden bu in- dirme kararı gelecek yıla bıra- kılmıştır! ğa Seyfi Paşa peki. mize geldi Pu ay başında şehrimizde İ tetkikatta bulunan ve Türk-Yu- nan gümrük muhafaza iş'erile meşgul olan muhafaza kumanda- dı Seyfi Paşa İzmirden şebrimi- ze gelmiştir. Seyfi Paşa gümrük muhafaza müdürlüğünde tetkik- lerine devam etmek üzere bir caklır. Miele Iktısat vekili bugün geliyor latısat Vekil. Celâl Bey isti- rabat etmek Üzere bugün saat onda İstanbula dönecek ve yerli mallar sergisi şerefine verilecek olan ziyafelte bulunacaktır. EE | etler takım ediliyor Mezbahaya bozuk etleri tak- | sim edecek bir makine getiril mişti, Bu makine işlemiye baş- | lamıştır. Günde yüz yirmi kilo et takım edilerek Acezeye ve- rilmektedir. Rauf Hayri Bey ihtisas makkemesine verildi Odesadan Çiçerin vapuriyle Istanbula ğelen ve beraberinde kaçak lüks eşya bulunan Rauf Hayri Bey dün sekizinci ihtisas mahkemes'ne verilmiştir. | | Adıninistration) teşkilâtının ortaya | attığı sendikalar tarafından idare edi- liyor. Başlıca mesele iş saati ve ücret. ler işidir. Bugün kapansa da yarın ye- niden patlak vermesi mümkün olan bir hâdise yani iş hacminin daralması karşısmda bir kütle refahını başka bir kütlenin fedakârlıklarında aramak isti- dir. Dünyanın bu karma karışık man- zarası iş hacimleri bollaşıncaya kadar böyle devam edeceğe benziyor. Kaos- un mantıkı böyle söylüyor. tayyareleri iDün sabah Bükreşe gittiler Kaymakam Temelis'in ku- mandasındaki Yunan tayyare fi- losu dün sabah 8, 50 de yeşil- köy teyyare meydanından Bük- reş'e müleveccihen bareket et- miştir. Yunan teyvarecileri yeşilköy" de tayyare cemiyati ve hava müfrezesi kumandanlığı erkânı tarafından uğurlanmışlar ve bir çok halk kendilerini alkışlamıştır. Yunan hava filosu kumandanı kaymakam Temelis, hareketi es- pasında cemiyeti İstanbul şubesi müdürü Hasan fehmi beyle ve- dalaşirken, Istanbulda gördükleri samimi hüsnü kabulden çok mü- | tehassis olduklarını, şehrimizden İ unutulmaz hatıralarla ayrıldıkla- İ ö i ta; iyl ül i müddet daba şehrimizde kala: | nnı söylemiş ve tayyaresiyle uçu şa başlarken elinde tuttuğu bir Türk bayrağını açarak yüksel- miştir. Yunan tayyareleri, meydan üzerinde bir devir yaparak, teş- yie gelenleri se'âmlamışlardır. Üç tayyareden mürekkep bir hava filomuz da yunan tayyare- lerile birlikte havalanarak Istan- bul ufuklarında onları uğurlamış- fır. Filo kumandanının beyanatı Kaymakam Temelis, bir mu» harririmize şu beyanatta bulun- muştur : — Wtanbul'daki ikametimizin pek kısa olmasından bütün arka- daşlar müteessiriz. Burada gör- düğümüz candan hüsnü kabul, büyük samimiyet, ayrılışımızın te- essürünü kuvvetlerdiriyor. Gerek Türp hava zabiti arkadaşlarım, gerek tayyare cemiyeti erkânı ve matbuat, velhasıl temas ettiği- miz herkes bize yüksek bir alâka ve teveccüh gösterdi. bunu bu- rada şükran ve minnetle kaydet- mek isterim. Suriç yoldaş dün gitti Sovyetlerin berlin büyük el- çiliğine tayin olunan M. Suriç, dün akşam Italyan bandıralı Ves- ta vapuru ile Odesa'ya hareket etmiş ve rıhtımda İstanbul valisi Muhittin beyle sefaret konsolas- hane erkânı tarafından uğurlan- i mıştır Senelerdenberi dört mem- leketi Türkiyede muvaffakıyetle | temsil etmiş ve kendisini burada Sadri Etem DEHRİ çoğaldığı şu sirada... - Tife e. bulaşık Baztakkların herkese (o sevdirmiş olan Surç yoldaşa iyi seyyahatler dileriz. 5. Lüğumların denize döküldüğü yerlerde... çeşme ! Halka ve sakalara ayrı ayrı çeşmeler gösterildi Fındıklıda cami içinde ve Ayaspaşada Hamidiye çeşmesin- de balkın su alması yasak edil- miştir. Bu çeşmelerde yalnız sa- kalar su alacaklardır. Bu kara” rn verilmesine, sakalarla balkın daima kavga etmeleridir. Saka- larda kendi çeşmelerinden başka yerlerden su alamıyacaklardır. iğ ydi Fırka umumi idare heyeti toplandı Cümburiyet Halk Fırkası U- mumi Kâtibi Recep Bey dün Ankaradan gelmiş, umumi idare heyetinin toplanlısına riyaset et- miştir. Bu toplantıda yeni öâza Cevdet Kerim Beyde bulun muştur. ağ Si Yunan gümrükler umum müdürü Bir müddettenberi şehrimiz de bulunan Yunan gümrükler umum müdürü M. Karacidis Eğe vapurile Pireye gitmiştir. M. Ka- racidis Atinada Türk - Ynnan gümrük muhafaza teşkilâtının birlikte çalışması hakkında ma- lümat verecek ve icap ederse tekrar Türkiyeye dönecektir. mem emdi Deri ve ayakkabı rekabeti Deri ve lastik ayakkabılar rekabeti meselesini hal için seçi- len komisyon pazar günü tetki- | katım bitirmişti raporunu hatır- larken bazı noktaları daha tetkik etmek istemiş bu suretle yedi kule deri fabrikalarını gezmek ve ayakkabıcılarla konuşmak z1- rureti basıl olmuştur komisyon | bu işleride yaptıktan sonra rapo- runu oraya verecektir. ai Fedai'nin müdafaası! Köprü üstünde daktilo Süzan | Hanımı öldürmekten suçlu Ali Fedayi Efendinin dün müdafaası yapılacaktı fakat vekili gelmedi- | ğinden mahkeme, müdaafa için başka bir güne bırakıldı. a Ticaret mektebi müdürlüğü Yüksek Ticaret Mektebi Mü- dürlügüne tayin olunan Nihat Bey şehrimize gelmiş ve yeni vazifesine başlamıştır. | dedikleri edebi mektepleri yapmak he- | | 3-— VAKIF 26 TEMMUZ 1934 yarmu SOHBETLER Edebiyat gençliği Edebiyata meraklı gençlerin mek- tebi var mı? Bugünkü edip namzetle- rinde, Fransızların ecoles itterairas vesi görülüyor mu? Fransız gazetelerinden birinde, gö- züme böyle bir süal ilişti de, bunu, kendimize sormak halırıma geldi, Ce- vabını birden bire veremedim. Gene de vermek istemiyorum. Yalnız itiraf edelim ki, bugünkü gençlik çok bası boş çalışıyor. Bugünkü edebiyatın ir nanı yok. Bugün şair ve ediplerin, he- men hemen, cemiyet halinde yaşamı- dıklarını iddia edebiliriz. Edebi mektep, syni ideal peşinde koşan, ayni prensipleri güden, ayri bayrağı taşıyanların ve bir şet tanı - yanlarm bir araya toplanmalarıdır. Bütün noksanlarına rağmen, Şinasi » , | | ! | pin, Muallim Nücinin, Fikretin, mel İ tepleri vardı. Yahya Kömal, bi? mek - tep yaratamamakla beraber, etrafıma münevver bir zümre toplamıştı. Nasıl ki, Fransada da romantiklerin başın - da Hügo; natüral'stlerin başmda Zo- la; sembolistlerin başında Malarnıs vardı, » Halbuki bugünkü gençlerin gözle- ri, kendilerinden başka kimseyi göm- miyor. Hepsi: “Ben benim sen de sen, ne rap, ne ibat!” diyor. Ferdin dinsin, yani kitapsız, inan- sız olması kabildir. Halbuki Ate cemi- yet olamaz, Cemiyetin muhakkak bir ianı vardır, Budaya inanmaz, fakat Kari Marksa inanır. İsayı inkâr ede - bilir, fakat Ogüst Konta tapar. Bugünkü edebiyat gençliği, tama - miyle ate... Bunun için de, cemiyetin dışında kalıyorlar. Bugünkü edip ve şairler arasında, romantizmden renliz- me kadar, edebiyatm her cereyanını hislerinde aksettirenler mevcut. Ne ya- zik ki, zümre haline bile gelemiyor, bir araya toplanamıyorlar ve bir şef intihap edemiyorlar. Köçebelikten kur- tulamıyorlar. Edebiyatta ferdiyöteilik bir mazariyedir. Fakat bu nazeriyede ferden ferda değil, zümre helinde gö- rülebilir, fakat edsbiyatta fert kalmak istiyenler, yalnız bizde görülmüştür. “Beşerin, putunu kendi yapıp ken- di taptığına,, inananlardan değiliz. Beşer, put yaratmak iktidarında de » ğildir. Fakat edebiyat mekteplerine mensup olanlar, kendilerine bir şef ta- yin etmek iktidarındadırlar. Bugünkü edebiyat gençliğinde bu başıboşluk, bu hotbinlik devam eder - İ se, ne kendilerine hayırları dokunur, ne de edebiyatımız onlardan hayır gö- rür, Selâmi ——o. izzet Gardiyanın muhakemesi Bir müddet evvel Sultanab- mette Firuzağa camii avlusanda- ki bir evde karısı Hüsniye Ha nımı tasarlıyarak (o öldümekten suçlu bapisbanenin sabık gar- diyanlarından Hasp Efendinin muhakemesine, İstanbul (OAğır Ceza Mahkemesi dün devam et- ti. Bazı cihetlere ait tetkikatın tamamlanması için, mahkeme kaldı. Görüvor? . « . Halilem denize girmesini yasak ederdim. Dehri Efendi — Bense, evvelâ lâ. ğımların karıştığı suları halkın kullan» , masma mani olurdum!.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: